Bir Ayet:
Allah yolunda hicret edip sonra öldürülen veya ölenlere gelince; Allah onları muhakkak güzel bir rızıkla rızıklandıracaktır. Şüphesiz Allah rızık verenlerin en hayırlısıdır. (Hacc, 22/58)
Bir Hadis: Resulullah (sav) buyurdular ki: ''Ademoğlunun şu üç şey dışında (temel) hakkı yoktur, ikamet edeceği bir ev, avretini örteceği bir elbise, katıksız bir ekmek ve su.'' (Tirmizi, Zühd 30, (2342)
3 YILLIK PLANLARI ZİR-U ZEBER OLDU / H. AHMET ÇELİK
Lübnan’da son haftalarda gelişen olaylar, Lübnan’ın bölgedeki önemini ortaya koymaktadır. Çünkü önemli bir güce sahip olan her ülke burada kartlarını masaya atmaktadır. Burada oyun oynayıp etkili olabilecek iki ülke vardır, onlar da ABD ve İran’dan başkası değildir. Gerçi son bir iki senedir Amerika, yandaşları olan Batılı ve Arap ülkelerinin de bölgede İran’ın aleyhinde ve kendisinin de lehinde etkin olmaları için çaba sarf etmektedir. Ama şimdiye kadar bunda pek başarılı olduğu söylenemez. Bu nedenle oluşan tüm olaylarda Amerika ve İran sürekli karşı karşıya gelmektedirler.
Amerika, İran’ın son bir senede bölgedeki gücünün had safhaya ulaştığını ve bunu geriye döndürmenin imkansız olduğu kanısına varmıştır. Bu tezimizi ABD Dış İşleri Bakanı Rice’ın son zamanlarda yapmış olduğu şu açıklaması desteklemektedir; “İran Ortadoğu bölgesinde kalabilir ve Amerika’dan da yardım isteyebilir” demişti. Robert Gate de “İran şu anda Ortadoğuda çok etkin bir ülke olmasına rağmen bizden hiçbir şey istememektedir. Bizden bir şey istenmeyince biz nasıl verebiliriz ki?” diye bir açıklama yaptı. ABD ve İsrail, bölgedeki yandaşlarına ve kuklalarına, Bush’un görev süresi bitmeden, yada bölgeden tamamen çekilmeden önce İran’ın bölgedeki etkinliğini zayıflatma sözü vermişti. Bu nedenle ABD’deki mevcut iktidar, Bush hükümetinin ömrünün az kalması nedeniyle İran’ın bölgedeki etkinliğini zayıflatmak için büyük bir gayret içerisine girdi.
Amerika ve İsrail, kendilerini İran’a yakın hisseden tüm grup ve ülkeleri bölgedeki çıkarları için tehlikeli olarak gördüklerinden, onları ortadan kaldırmak için gayret içerisindedirler. ABD ve İsrail, Lübnan’daki Hizbullahi Müslümanların İran ile olan ilişkilerinin stratejik ortaklık ve siyasi birliktelikten öteye gitmediğini ve ayrıca Lübnan halkından oluşmuş ve Lübnan’ın içerisinde faaliyetlerini sürdüren siyasi ve yasal bir gurup olduğunu herkesten daha iyi bilmesine rağmen, Hizbullah’ı hedef tahtasına oturtarak imha etme planlarını yapmaktadırlar. (Onların planları varsa, elbette Allah’ın da planı vardır.)
İsrail, 33 günlük savaşta yenilerek, Hizbullah’ın kendisine karşı galip gelmesi ve Hizbullah’ın bu galibiyetinin de siyaseten Lübnan’ın içerisine sirayet etmemesi için büyük bir gayret içerisine girdi. Bu bağlamda işbirlikçi Sinyora yönetimindeki Lübnan hükümetini Hizbullah’a karşı kışkırtarak devreye soktu…
Hizbullah şimdiye kadar silahlarını ve var olan tüm gücünü işgalci Siyonistlere karşı kullandı. ABD, İsrail ve Batı’ya uşaklık yapan mevcut Sinyora hükümetinin tüm kışkırtmalarına rağmen, Hizbullah sessiz kaldı veyahut sınırlı bir takım tepkiler göstermekle yetindi. Hacı Muğniye’nin şahadetinden sonra İsrail, işbirlikçisi olan Fuat Sinyora hükümetinin elleriyle içeriden Hizbullah’a darbe vurarak sıcak bir yaz yaşatma niyetinde idi. Bu bağlamda (Nasrallah’ın deyimi ile) hiçbir grup ve mezhebe bağlı olmayıp kanunları uygulayan, Havaalanının CIA ve MOSSAD’ın üssü haline gelmesine müsaade etmeyen, izzetli ve şerefli Lübnan Havalimanı şefi olan İmad Vefik Şukayr’ı görevden aldırdı. Ayrıca Hizbullah’ın en büyük silahı, hiç kimse tarafından dinlenilemeyen ve İsrail ile yapılan 33 günlük savaşta Hizbullah’ın galip gelmesinde etkili olan telekomünikasyon ağını gayri kanuni ilan ederek Hizbullah’ın hayat damarını kesmeye çalıştı. Tabii Hizbullah’ın buna karşı tavrı çok sert oldu. Bu nedenle işbirlikçi Sinyora hükümeti geri adım atmak zorunda kaldı. Arap ülkelerinin özellikle de Katar’ın girişimleri sonucu, karşılıklı yapılan görüşmeler sonucunda Hizbullah’tan 11, cumhurbaşkanın atayacağı 3 ve iktidardaki Hariri partisinden de 16 bakanlıktan oluşacak yeni hükümeti kurma kararına vardılar. Gerçi ABD ve İsrail, yapılan bu anlaşmaya asla razı olmayacak, saygı göstermeyecek ve uygulanmaması için de ellerinden gelen her şeyi yapacaklardır. Fakat gelinen bu noktadan sonra mevcut hükümetin alınan bu kararları uygulamaması Lübnan’ı tekrardan karıştıracağından ve çıkacak olan yeni bir karışıklıktan da Hizbullah’ın Allah’ın izni ile yine karlı çıkacağını iyi bildiklerinden kararları uygulamaktan başka çareleri yoktur.
Bir çok analiste göre; Lübnan’ı bu şekilde karıştıran, Lübnan’da Hizbullah’a karşı olan malum grupların bazı liderlerinin gizli bir şekilde İsrail ile görüşerek Hizbullah’ın içerideki etkinliğini kırıp, gücünü dağıtıp zayıflatmak için içeride kendisine karşı bir cephe açıp dışardan da İsrail ve ABD’nin yaz aylarında saldırmasıyla iki cepheden rahat bir şekilde Hizbullah’a altın vuruşunu yapabileceklerini düşündüler. Fakat bu planlarında basit bir hata yaptılar, oda; Lübnan’ın içerisinde Hizbullah’a karşı savaşabilecek hiçbir gücün olmadığını ve var olan güçlerin de lokal bir zarar vermekten başka bir şey yapamayacaklarını unutmalarıdır. Hizbullah, Allah’ın yardımı ile onların bu oyunlarını erken fark ederek kendisine sıcak bir yaz yaşatmak isteyen ABD-İsrail ve işbirlikçi muhaliflerden oluşacak iki cepheyi tek cepheye indirerek var olan planlarını zir-u zeber etti. İsrail askeri istihbarat eski daire başkanının deyimi ile “İsrail ve ABD’nin üç yıl boyunca yapmış oldukları planı Hizbullah bir gecede yok etti.”
Sonuç olarak; ABD ve İsrail ellerindeki sopalarını taşa vurdular. Hizbullah’ı zayıflatıp İran’ın bölgedeki kollarını keseceklerine Hizbullah’ın bu son iç siyasi mücadeledeki kazanımları ile İran’ın bölgedeki kollarını daha da kuvvetlendirdiler. Bundan sonra ABD ve İsrail’in bölgede atacakları her adımın amacı Allah’ın izni ile daha çabuk anlaşılacak ve planları daha kağıt üzerinde iken yırtılacaktır.
