Bir Ayet:
Allah yolunda hicret edip sonra öldürülen veya ölenlere gelince; Allah onları muhakkak güzel bir rızıkla rızıklandıracaktır. Şüphesiz Allah rızık verenlerin en hayırlısıdır. (Hacc, 22/58)
Bir Hadis: Resulullah (sav) buyurdular ki: ''Ademoğlunun şu üç şey dışında (temel) hakkı yoktur, ikamet edeceği bir ev, avretini örteceği bir elbise, katıksız bir ekmek ve su.'' (Tirmizi, Zühd 30, (2342)
SURYE’NİN TERCİHİ HİZBULLAH MI İSRAİL Mİ? / H. AHMET ÇELİK
SURYE’NİN TERCİHİ HİZBULLAH MI İSRAİL Mİ?
Suriye ve İsrail arasında yapılan sözde barış görüşmeleri anlaşılan gelecek aylarda bir takım önemli olaylara gebedir. Yapılan bu görüşmeler karşısında her halde en dikkatli olması gereken ülke İran’dır.
ABD tarafından Suriye’ye yapılan ‘kimyasal silah üretme tesisleri’ baskısı emperyalist emelleri için ortaya atıkları kirli bir oyunun başlangıcıdır. Bu baskı, planın birinci bölümü, ikinci bölümünü ise İsrail’in eline verdiği bir zeytin dalı ile ortaya koydu.
Geçenlerde CIA Başkanı ve Bush’un Milli güvenlik danışmanı ABD Kongresinin üyelerine, Suriye’nin kimyasal silah ürettiği iddia ettikleri tesisler hakkında videolu bir brifing verdiler. (Kimyasal silah ürettiği iddia edilen Suriye’nin Türkiye sınırına yakın olan bu tesis, geçen sene yaz aylarında İsrail savaş uçakları tarafından bombalanarak imha edilmişti.) Kongreye brifing veren yetkililer, İsrail tarafından imha edilen bu tesislerin K.Kore’nin Platoryumu zenginleştirmek için kullandığı tesislere çok benzediğini, ayrıca K.Koreli bir uzmanı da çalıştırdıklarını iddia etmişlerdi. Gerçi Suriye onların bu iddialarını anında ret ederek 2003’te ABD’nin Irak’ı işgal etmek için ortaya attığı yalan iddiaların aynısı olduğunu açıkladı.
Beşar Esat geçen Perşembe günü, Siyonist liderlerin barış karşılığında “Golan tepeleri”nden çekilebilecekleri mesajının Recep Tayip Erdoğan tarafından kendisine iletildiğini açıkladı. Bu açıklamadan sonra gazetecilerin ısrarlı sorularına karşı Siyonist devletin sözcüleri bu açıklamayı yalanlamayıp; “her hangi bir açıklama yapma durumunda olmadıklarını” söylemekle yetindiler. Bunun üzerine gazeteciler İsrail Başbakanı Olmert’in, Esat hakkında daha önce yaptığı bir açıklamaya dayandırarak olayın doğruluğunu ortaya çıkarmışlardı. Olmert, Esad hakkında şu sözleri sarf etmişti: “Beşar Esat şahsiyetli ve onurlu bir şahıstır, ona saygı duyarım, bu nedenle kendisiyle barış görüşmeleri yapmaya hazırım” demişti.
Hatta İsrail’de yayınlanan ‘Yedi’ut Ahernut’ adlı gazete şöyle bir makale yayınladı: “İsrail ve Suriye 1,5 senedir bu konuda gizli olarak görüşüyorlar. Suriye bu görüşmeleri aleni yapmak istiyor fakat İsrail ise gizli yürütmek istiyor.” Makalenin devamında “İsrail ve Suriye arasındaki görüşmeler 1,5 yıl önce yaz aylarında İsrail Savunma Bakanı Ehut Barak tarafından başlatıldı. Bu görüşmelerin ana başlıkları ise; acaba Suriye Hizbullah ve Hamas’ı desteklemekten vazgeçip onlara giden silahların önünü alabilecek mi? Acaba İsrail Golan Tepelerinden tamamen çekilene kadar Suriye, Hizbullah ile ilişkilerini soğutup silah akışına engel olabilecek mi? Özellikle de bu barıştan sonra da İran ile ilişkilerinde nasıl bir tavır takınacağı? Hali hazır da Suriye’nin bu soru ve isteklere verdiği tek cevap var, oda: “Tam barışın olması için İsrail’in Golan Tepelerinden çekilmesi ve bu konuda yazılı bir taahhüdün verilmesi gerekir” cevabıdır.
Suriye ile ilgili olarak hazırlanan planın bir tarafında İsrail’in sözde barış için Golan Tepelerinden çekilme karşılığında uzatmış olduğu zeytin dalı, diğer taraftan da ABD’nin Suriye’yi kimyasal silah elde etme bahanesi ile hakkında dosya hazırlamaya çalışıp ayrıca da geçen yaz ayında İsrail’in yaptığı saldırının benzeri ile tehdit ederek aba altında sopa göstermesidir.
Peki bunların aba altında sopa göstermeleri ve sözde barış için zeytin dalını uzatmaları ile ilgili olarak planlarını nasıl anlayacağız? Ve acaba bir sonuç verecek mi?
İsrail’in oynanan bu oyundaki amacını anlamak kolaydır. 2006 savaşından sonra siyasetlerini rahatça ortaya koymak için İran ve Suriye’nin elini tamamen Lübnan’dan çekme, ikinci ise Hizbullah ve Hamas’ın, İsrail’in kulakları dibinde gün geçtikçe güçlenmeleri ve İslam dünyasında destek bulmalarının önüne geçmek. Bu nedenle Amerika ve İsrailliler; her ne şekilde olursa olsun, İran, Suriye, Hizbullah ve Hamas’ı ortadan kaldırmak için ellerinden gelen her şeyi yapacaklar. Hali hazırda Amerika ve İsrail kendilerini İran’a karşı aciz durumunda görmekteler. Ayrıca da Hizbullah’a karşı da 33 günlük savaşta almış olduğu darbelerin korkusu, girmek istediği tüm maceraların önüne geçmektedir. İsrail’in önünde planını gerçekleştirmek için tek yol kalıyor, oda; Suriye’yi hedef alıp onu kandırmak için çaba sarf etmek. İsrailliler zan ediyorlar ki, Suriye’yi kandırıp yanlarına çekmekle; İran’ın, İsrail’in işgal ettiği topraklardaki sınırlarla irtibat köprüsünü yıkıp Hizbullah ve Hamas ile rahat bir şekilde hesaplaşarak tasfiye edip böylece de İran’ın bölgedeki elini keserek hedef ve isteklerine rahatça ulaşabilme hesabını yapmaktadır. Görünüşte İsrail’in bu planı kusursuz görünmektedir. Fakat İsrail burada çok basit bir hata yapmaktadır. Oda; Suriye’yi diğer ülkeler gibi zan edip iyi tanımamasıdır. Suriye’nin; İran, Hizbullah ve Hamas ile ilgili duruşu bu konuyu tamamen ortaya çıkarmaktadır. Bir konuda hiç tereddüt etmemek gerekir ki, oda; Suriyeliler stratejik menfaatleri hakkında hassastırlar. Biliyorlar ki, onlar için İran ve Hizbullah ile olan ilişkileri Golan Tepelerinden daha önemlidir. Şüphesiz ki, Suriyeliler en önemli stratejik ortakları olan İran, Hizbullah ve Hamas’ı birkaç tepeye satacak kadar acemi değildirler. Nitekim bu görüşmelerde bulunan Suriyeli bir yetkili, El-Menar televizyonuna yaptığı açıklamada; ‘Suriye’nin İran ve Hizbullah ile ilişkilerini kesmesi söz konusu değildir’ şeklinde açıklamalarda bulunmuştu. Şimdiye kadar İsrail, Golan Tepeleri ile ilgili olarak tek bir müzakereye bile oturmamış iken şimdi ne oluyor da birden bire onları Suriye’ye verebileceğini söylüyor. Siyonistler karşılıksız olarak bir çöplerini bile kimseye vermezler!
Bu nedenle söyleyebiliriz ki, ABD ve İsrail şimdilik ortaya koydukları planlarının son perdesini oynamaktadırlar. Ama İran’ın gücü ve imkanları Allah’ın izni ile onların plan ve oyunlarını daima alt üst edecektir. Ve yine Allah’ın izni ile Onlar bu planlarıyla pembe hayaller kurmaktan başka bir şey yapamayacaklardır.