Bir Ayet:
Allah yolunda hicret edip sonra öldürülen veya ölenlere gelince; Allah onları muhakkak güzel bir rızıkla rızıklandıracaktır. Şüphesiz Allah rızık verenlerin en hayırlısıdır. (Hacc, 22/58)
Bir Hadis: Resulullah (sav) buyurdular ki: ''Ademoğlunun şu üç şey dışında (temel) hakkı yoktur, ikamet edeceği bir ev, avretini örteceği bir elbise, katıksız bir ekmek ve su.'' (Tirmizi, Zühd 30, (2342)
BİR MİLYON DUL: BEŞ MİLYON YETİM ÇOCUK / H. AHMET ÇELİK
Bugünlerde Irak ile ilgili olarak haber ajanslarından; insani duygu ve düşüncelerini kaybetmeyen her insanın yüreğinde derin yaralar açan ve bu insanlık dramının yaşanmasına sebep olan kan emici işgalcilere gece gündüz lanet okutacak haber geçmektedir. Oda şudur: 5 yıldır Irak’ı demokrasi, insan hakları ve özgürlükler adına işgal eden Amerika ve İngiltere; bir milyon kadının dul ve beş milyon çocuğun da yetim kalmasına vesile olup asrımızın en büyük insanlık faciasını işlemişlerdir. (Bu rakamlar resmi rakamlardır, gayri resmi rakamları ise Allah bilir.) Yani 30 milyonluk Irak nüfusunun 5 milyonu yetim çocuk ve 1 milyonunu da dul kadınlar teşkil etmektedir!... bu rakam da Irak nüfusunun altıda birine tekabül etmektedir. Maalesef bu 5 milyonluk yetim çocuktan devletin bakabildiklerinin sayısı ise sadece 450 bindir!
Bu işlenen vahşetin vebali; zalim ve kan emicilerle birlikte, bir İslam toprağı olan Irak’ın, Amerika ve İngiltere tarafından vahşice saldırılıp işgal edilmesine, İslam toprakları üzerinde her gün onlarca Müslümanın katledilmesine, evlerinin harabeye çevrilmesine, çocukların yetim ve kadınların da dul ve kimsesiz kalmasına ve bu Müslüman milletin malları yabancı işgalciler tarafından yağmalanıp talan edilmesine, işgalcilerin o topraklar üzerinde istedikleri gibi gezmelerine, dolanmalarına ve at koşturmalarına izin verip seyirci kalan, Afrika ve Asya kıtasının büyük bir bölümü ve Avrupa’nın da bir kısmını teşkil eden 1,5 milyar Müslümanın da boynundadır.
Bu katliamlara, çocukların yetim ve kadınların dul ve kimsesiz kalmasına ek olarak da bu geçen 5 yıl içinde çok sayıda insan da yaralanıp iş göremez duruma gelmiş ve gün geçtikçe de bu insanların sayısına yenileri eklenmektedir. Bunlarla birlikte fakirlik ve işsizlik had safhadadır. Ve bütün bunların tek sebebi ABD ve İngiltere’dir. Bu katliamlar, yetim kalmalar, dul ve kimsesiz kalmalar, evlerin harabeye çevrilmesi ve mallarının talanı yetmiyormuş gibi her gün uçak, helikopter ve tanklarla Irak’ın bazı bölümlerini özellikle de işgalcilere karşı direnen mahalleleri bombalayıp gece-gündüz de insanların evlerine baskın yapıp erkekleri tutuklayıp korkudan faltaşı gibi gözleri açılan masum ve mazlum çocuklarının gözleri önünde kafalarına çuval geçirip bilinmeyen yerlere götürüp işkence ederek maddi ve manevi baskı ve zulüm altında tutmaktadırlar.
Ne kadar üzücüdür ki bir devlet bu kadar petrole, su kaynaklarına ve tarıma elverişli topraklara sahip olmasına rağmen; 5 milyon yetim çocuktan sadece ve sadece 450 binine bakıp imkan sağlayabiliyor! Bunlardan daha iç yakıcı olanı ise bu kadar dul ve kimsesiz kadının kendilerinin yanı sıra yetim çocuklarının gıda, elbise, eğitim ve sağlık gibi ihtiyaçlarını karşılamak zorunda kalmaları bir tarafa, işgalcilerin aracılığı ve elleriyle yaygınlaşan ahlaksızlardan kendilerini ve çocuklarını kimsenin yardımı olmadan muhafaza etmek zorunda kalmaları…
İşgal edilmiş bu topraklarda ABD, İngiltere ve İsrail tarafından kurulup kullanılan çocuk ve kadın kaçakçılarının, fuhuş şebekelerinin ve organ tüccarlarının; fakirlik, yoksulluk, perişanlık ile mücadele etmek zorunda kalan kimsesiz dul kadınların ve yetim çocukların yollarına kurmuş oldukları tuzaklara daha fazla dikkat edip çare aramak gerekir. Maalesef bugün Maliki yönetimindeki Irak hükümeti bunlara çare arayacağına, kendi topraklarında emperyalist işgalcilerin varlıklarına tahammül etmeyip onları kovmak için mücadele eden ve direnen Mehdi ordusu gibi grupları, kafir işgalciler karşısında zaaf gösterip onların iştahını daha da kabartıp direktifleri doğrultusunda sindirme yoluna gidip bu kimsesiz ve dul kadın ve yetim çocukların sayısının artmasına vesile olmaktadırlar..
Acaba bu büyük faciaya karşı biz Müslümanlar her hangi bir mesuliyet his ediyor muyuz? Acaba Irak’lı Müslüman kadınların feryatlarını işitiyor muyuz? Adları İslam olan ülkelerin liderleri, özelliklede BUSH’un veda etmek için çok kısa olan ziyaretinde kendisinin rahat etmesi için bütün imkanlarını seferber edip ona bir milyon dolar değerinde hediyeler veren liderler; acaba kemikleri param parça olup inim inim inleyen Iraklı, Afganlı ve Filistinli çocukların iniltilerini duymuyorlar mı?
Eğer Müslüman isek ve Peygambere inanıyor isek; “Ya lel müslimin” diyen, kimsesiz dul kadınların ve yetim çocukların feryadına koşmuyor ve bir şeyler yapmaya çalışmıyorsak…kendimizi bu ümmetten nasıl sayabiliriz ki? Ama şuna da inanıyoruz ki; eğer biz dünya Müslümanları asr-ı saadetteki Müslümanların ruhunu tekrar canlandırıp bütün imkanlarımızı seferber eder, işgalciler ile olan ilişkilerimizi keser ve İslam birliğini sağlar isek Irak, Afganistan ve Filistin halkını ve topraklarını yabancı işgalcilerin postalları altından kurtarıp bu ülkelerin yetim çocukları ve kimsesiz kadınların var olan tüm sorunlarını hal edebiliriz. Yeter ki, isteyelim… Unutmayalım ki; “Allah’u Teala, zalimi bir kılıç gibi kullanarak onunla intikam alır. Sonra ondan da intikam alır.”