Allah’ın adıyla!
Bize hidayet yollarını gösterip İslam ile şereflendiren alemlerin Rabbine sonsuz hamd ü senalar olsun. Alemlere rahmet olarak gönderilen, hayatımız için en güzel örnek ve önder olan Muhammed Mustafa’ya, pak ehl-i beytine, ashabına, etbaına, İslam için kanını feda eden aziz şehidlere ve kıyamete kadar izi sıra yürüyenlere salat ve selam olsun.
Rahmet ve bereket ayı olan mübarek Ramazan ayına Allah’ın (cc) izni ile girmiş bulunmaktayız. Bu mübarek ayın bütün Müslümanlara hayır ve kurtuluşa vesile olmasını ve azami derecede istifade edilmesini alemlerin Rabbi olan Allah’tan temenni ediyoruz.
İmtihan diyarı olan şu dünyada bir hayat sınavından geçtiğinin bilincinde olan Mü’min; bu bilinç doğrultusunda Rabbine karşı olan kulluk vazifelerini hakkıyla yerine getirmeye, O’nun rızasına uygun davranmaya özen gösterir ve O’na yaklaşmaya vesileler arar. Ancak buna rağmen, insan olması hasebiyle, istemeden de olsa günahlara dalabilir, hatalar yapabilir, amellerinde eksiklik, gevşeklik ve kusurlar olabilir.
Rahmet, bereket ve hayır ayı olan Ramazan, bu açıdan büyük bir fırsattır. Tevbelerin kabul edildiği, Şeytanların bağlandığı, Rahmet kapılarının ardına kadar açıldığı bu mübarek ay, ayrıca içinde bin aydan hayırlı olan Kadir gecesi barındırır ki, hakkıyla ifa edildiğinde ibadetle geçirilen ortalama 83 yılın hayrından daha fazla hayrın elde edildiği istisna bir aydır. Bir hadiste şöyle buyrulmuştur : “Ey insanlar! Büyük ve bereketli bir ay sizi gölgelendirdi. O öyle bir aydır ki; içinde bin aydan daha hayırlı bir gece vardır. Allah onun orucunu farz, gecesini kıyam etmeyi nafile kıldı” (Kütüb-i Sitte)
Başka bir hadiste ise şöyle buyrulmuştur : “Ramazan ayı geldiğinde cennetin kapıları açılır, cehennemin kapıları kapanır ve şeytanlar da zincire vurulur” (Buhari, Müslim, Nesai)
Oruç; sadece yemek, içmek ve şehvetten uzak durmak değildir. Yemekten, içmekten ve şehvetten uzak durmak orucun farzlarından olduğu gibi, gözü haramdan, dili yalan ve gıybetten, eli haram kazançtan, ayakları kötü yerlerden, zihni ve kalbi gayri İslami düşünce ve meşguliyetten uzak tutmak da orucun gereklerindendir. Bu bakımdan oruç; aynı zamanda iradeye sahip olabilmenin, nefsi dizginlemenin, düşünce, söz ve davranışları kontrol altında tutabilmenin ameliyesidir. Bir hadiste şöyle buyrulmuştur : “Ademoğlunun her ameli katlanır. Hayır ameller en az on misliyle yazılır, bu yediyüz misline kadar çıkar. Allah Teala Hazretleri şöyle buyurmuştur: "Oruç bu kaideden hariçtir. Çünkü o sırf benim içindir, ben de onu (dilediğim gibi) mükafatlandıracağım. Kulum benim için şehvetini, yiyeceğini terk etti…." (Kütüb-i Sitte) Gereği hakkıyla yerine getirilmeyen orucun ise perhizden öteye bir faydası yoktur. Bu konuyla ilgili bir hadiste ise şöyle buyrulmuştur : “Nice oruçlular vardır ki, tuttuğu oruçtan yanına sadece çektiği açlık kâr kalır. Nice gece namazı kılanlar vardır ki, onların da kârı gece uykusuz kalmaktan ibarettir.” (Kütüb-i Sitte)
O halde bu hayır ve bereket ayında ibadeti ve duayı çoğaltmak gerekir. Namazları cemaatle kılmak, bu aya has olan teravih namazını düzenli kılmak, nafile namazlara ağırlık vermek, özellikle gece namazına özen göstermek gerekmektedir. Namazların ardında ve özellikle de gece namazlarının ardında duaya ehemmiyet göstermek gerekir. Duada; kişisel isteklerin yanında, Müslümanların vahdeti, uyanıp İslami bilinç ve şuur kazanmaları, güç ve imkan sahibi olup küfre ve zulme karşı direnç gösterebilmeleri, hak ve adaletin tesisi için verilen mücadelelerin başarıya ulaşması konularına da mutlaka yer verilmeli, dininden ve İslam davasından dolayı mağdur olan, sıkıntı ve işkencelere maruz kalan, hapsedilen ve zulme uğrayan Müslümanlar için Allah’tan yardım dilenmelidir. Oruçlunun duası konusunda bir hadis şöyledir : “Şurası muhakkak ki, oruçlunun iftarını açtığı zaman reddedilmeyen makbul bir duası vardır.” (Kütüb-i Sitte)
Yine bu mübarek ayda, günde en az bir cüz olmak üzere Kur’an tilavetinde bulunmak önem arz eder. Ramazan aylarında Cebrail’in (as) gelip Rasulullah (sav) ile birlikte Kur’an tilavet ettikleri bilinmektedir. Dolayısıyla Ramazan ayındaki Kur’an tilaveti, aynı zamanda bir sünnettir. İmkanı olanlar, itikaf sünnetini yerine getirmelidirler.
Namazların cemaatle kılınması, teravih namazı ve Kur’an tilavetinin camide ve toplu halde ifa edilmesine çalışılmalıdır. Aile bireylerinin de buna iştiraki sağlanmalı ve alıştırılmalıdırlar. İmkanı olmayanların da evlerinde aileleriyle birlikte bunları yerine getirmeye çalışmaları gerekir.
Bu mübarek ayda, Ramazanın güzel ve hayırlı adeti olan iftar yemeği verilmeli ve bu güzel adetin yaygınlaşması için de ayrıca çaba gösterilmelidir. Bir hadiste şöyle buyrulmuştur: “Kim bir oruçluya iftar ettirirse, kendisine onun sevabı kadar sevap yazılır. Üstelik bu sebeple oruçlunun sevabından hiçbir eksilme olmaz.” (Tirmizi, İbnu Mace)
Ramazan ayında gizlenmiş ve günü net olarak bildirilmemiş olan Kadir gecesi, hadislerde ifade edildiği şekliyle aranmalı, bu geceler ihya edilmeye çalışılmalıdır. Bin aydan daha hayırlı olan bu mübarek geceyi tevbe ve istiğfarla, ibadet ve duayla, okuma ve nasihatla geçirmeye özen gösterilmelidir. Nitekim bir hadiste geçtiğine göre Rasulullah (sav) Hz. Aişe validemize, Kadir gecesine ulaştığında tevbe edip bağışlanma dilemesini istemiştir.
Bu hayır ve bereket ayında; ilgiye muhtaç, ihtiyaç sahibi, mağdur, hasta, komşular, akrabalar ve özellikle şehit ve tutuklu aileleri ziyaret edilmeye çalışılmalı, sıkıntılarına ortak olunmalı, ihtiyaçları giderilmeye çalışılmalıdır. Nihayet Mü’min bir kulun yaptığı amellerin bir kısmı kendine, diğer bir kısmı ise dışındakilere dönüktür ki, bu kısma, Allah için yapılan amel denmektedir ve bu amellerin hayrı çok büyüktür. Bir hadiste şöyle buyrulmuştur : “Kim bir hastaya veya bir din kardeşine Allah rızası için ziyarette bulunursa, bir münâdi ona nida eder: "(Dünyada da ahirette de) iyi olasın (ahiret yolculuğun da) iyi olsun. (Bu davranışınla) cennette bir ev hazırladın!" der." (Tirmizi, İbn-i Mace)
Bütün bunlardan maksat, Ramazan ayından azami derecede istifade etmek, bu mübarek ayın hayır ve bereketine nail olmaktır. Alemlerin Rabbi olan Allah’ın (cc) rızasını kazanacak amelleri yaparak imtihanımızı başarıyla verip ak yüzle O’nun huzuruna çıkmayı hepimize nasip etmesi dileğiyle….. Allah’a emanet olun.
HÜSEYNİ SEVDA EDİTÖRÜ |