Allah’ın adıyla! Türkiye’de insan hakları, özgürlükler, açılımlar ve bu yönde yasa değişikliklerinden bahsedildiği bir süreçte, hukuk dışı uygulamaların olmayacağını, yasaların herkese eşit olarak tatbik edilip herkesin hukuk karşısında eşit tutulacağını söyleyen ve bu yönde bazı adımlar atarak toplumda ümit oluşturan bir hükümet döneminde, Hizbullah sanıklarının da herkes gibi yasadan istifade ederek tahliye olmalarına karşı ortaya konan tavır, İslam ve Müslümanlar söz konusu olduğunda hukukun görmezden gelindiğini, haksızlık ve baskının her çeşidinin meşru görüldüğünü, Ocak ayı başından bu yana geçen süreç içinde bir kez daha çok açık ve somut bir şekilde ortaya koymuş oldu. Laik medya, yargı organları, Kemalist unsurlar, mülhit örgüt ve silahlı birimler aynı cephede yer alarak ortak düşman gördükleri Müslümanlara karşı yoğun ve kesintisiz bir saldırıya geçtiler. Önce Kemalist unsurlar ve Laik medya yoğun bir şekilde konunun üzerine giderek kamuoyunda aleyhte bir atmosfer meydana getirmeye çalıştılar, bir baskı oluşturdular ve yargı organlarıyla silahlı birimlerin harekete geçmesine zemin hazırladılar. Neticesinde ise; yargı, istiklal mahkemelerini aratmayacak şekilde kararlar çıkardı ve İsrail’in Filistin halkına yaptıklarını aratmayacak şekilde hareket eden silahlı güçler, baskın ve operasyonlara başladı ve halen de buna devam etmektedir. Baskın yapılan yerler ise; legal alanda yasal faaliyet yürütmelerine rağmen STK’lar ve çalışanlarının evleridir. Her zamankinden daha fazla toplumsal huzur ve sosyal barışa ihtiyaç duyulduğu bu dönemde, başta hükümet olmak üzere, hukuksuz karar veren yargı organları, baskın ve operasyonları yapan silahlı birimler, medya organları ile yazılı, sözlü veya fiili bir şekilde bu yapılanlara destek olanlar, toplumu germek ve sosyal çatışmaya zemin hazırlamakla suç işlemektedirler. Müslümanlar son derece uyanık ve dikkatli olmalıdırlar. Şu ana kadarki süreç bütün yönleriyle gösterdi ki; ne yaparlarsa yapsınlar, nasıl hareket ederlerse etsinler, inanç ve fikirlerinden, özellikle de İslami faaliyetlerinden vazgeçmedikleri müddetçe laik Kemalist rejim unsurlarının baskı ve operasyonlarından kurtulamayacaklardır. Bunun için bahane üretmek onlar için zahmetli bir iş değildir. Nitekim bu gün ileri sürülen bahaneler gibi böyle pek çok bahane üretirler. Onların derdi ve çabası, Müslümanları inanç ve düşüncelerinden vazgeçirmek, sindirip pasifize ederek kontrol edilebilir bir hale koymaktır. Onun için karalamaya, suçlu göstermeye ve halkın gözünden düşürüp soyutlamaya çalışıyorlar. Bir yandan da bu dediklerine haklılık gerekçesi oluşturup üzerlerine gitmek için onları provoke ederek istenmeyen sahalara, olaylara ve eylemlere itiyorlar. Bu şekilde halkımızı da Müslümanlar konusunda kandırmaya ve aralarına mesafe koymaya çalışıyorlar. Müslümanlar onların oyunlarına kesinlikle gelmemelidirler. Direnmeli ve çalışmalarının sabote edilmesine müsaade etmemelidirler. Cesur ve kararlı bir şekilde faaliyetlerine devam etmelidirler. Geri adım atarak bir suçluluk psikolojisinin oluşmasına fırsat vermemelidirler. Ancak bununla birlikte, legal zeminde yasal olarak yürüttükleri faaliyetlere rağmen kendilerine yapılan baskı, baskın ve operasyonları halk kitlelerine mutlaka anlatmalı, onlarla paylaşmalı ve yapılan haksızlık ve hukuksuzlukları deşifre etmelidirler. Yapılanlara karşı sessiz kalmamalıdırlar. Gerek yazılı, gerek sözlü ve gerekse fiili olarak yasal olan tüm haklarını ve ellerinde bulunan imkanları kullanarak mukabelede bulunmalı, aynı yoğunluk ve şiddette tepkilerini ortaya koymalıdırlar. Halkımız bunları bütün çıplaklığı ile görmeli ve bilmelidir. Halkı kandırmalarına ve halk ile aralarına mesafe koymalarına fırsat vermemelidirler. Netice itibariyle Müslümanlar, haktan yana ve haklı olduklarını, kendilerine karşı yapılanların haksızlık ve bunları yapanların haksız olduğunu ortaya koyabilmelidirler. “Allah'a davet eden, salih amel işleyen ve ben Müslümanlardanım diyen kimseden daha güzel sözlü kim olabilir?” (Fussilet 33) Haksız ve hukuksuzca alınan kararlar ve yapılan operasyonları şiddetle kınıyorum. Bu yanlıştan bir an evvel dönülmeli ve operasyonlara son verilmedir. HÜSEYNİ SEVDA EDİTÖRÜ |