Ana Menü
   ANA SAYFA

   İLETİŞİM

   SİTEDE ARA

   SİTEYİ ÖNER

   BASIN BÜROSU

   ŞEHİTLER ALBUMÜ
Bir Ayet - Bir Hadis
Bir Ayet:
Allah ve Resûlü bir ise hüküm verdigi zaman, inanmis bir erkek ve kadina o isi kendi isteklerine göre seçme hakki yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karsi gelirse, apaçik bir sapikliga düsmüs olur. Ahzap/36

Bir Hadis:
Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyiliklerdir.
En Son Eklenenler
Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Cemaati Rehberi M...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

HİZBULLAH REHBERİ...

Hizbullah Rehberi...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

ŞEHADETİNİN 23. Y...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 22. Y...

Hizbullah Cemaati...

MUHTEREM EDİP GÜM...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 21. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

YENİ ZELANDA’DAKİ...

ŞEHADETİNİN 19. Y...

BAYRAM VE SONRASINDA YAPACAKLARIMIZ

“Bir de Allah, böylece iman edenleri günahlardan arıtmak, inkârcıları ise yok etmek ister. “ (Al–i imran suresi: 3/141)

Ramazan ayının bütün gün ve gecelerini bizlere yaşatan Allah (c. c)’a hamd ediyoruz. Kusur ve eksiklerimizin olduğu muhakkaktır. Eksiklerimizle beraber ibadet ve taatlerimizi nezdi ilahisinde tam olarak kabul etmesini diliyor ve niyaz ediyoruz. Müslümanların yaşamış olduğu birçok bölgede, Müslüman kanı zalimler tarafından oluk oluk akıtılmakta ve Müslümanlar zor bir süreci yaşamaktadırlar. Arakan Müslümanlarının: “Dünyada bizden başka yaşayan Müslüman yok mudur?” feryatları, arşa yükseldiği bir zamanda, Ramazan bayramını idrak etmiş olacağız. Müslümanların çekmiş olduğu acılar büyük de olsa, inanıyoruz ki bütün bu yaşananlar, Müslümanları daha bir zafere yaklaştıracak ve kurtuluş kapısını daha bir aralayacaktır. Ramazan ayı, Kadir gecesi ve peşi sıra gelen bayram, kuşkusuz Rabbimizin biz Müslümanlara, kadri yüce olan ikramlarındandır. O yüce Mevla’ya şükrediyoruz. Lütfunun üzerimizde daim olmasını diliyoruz.

Resulullah (s. a. v): “Amellerin en hayırlısı daimi olanıdır!” buyurmuştur. Ramazan ayının, Allah (c. c) katında mümtaz bir yere sahip olduğu muhakkaktır: “Oruç benim içindir ve onun mükâfatını da ancak ben veririm” buyruğu, Ramazan orucuna vermiş olduğu kıymetin bir ifadesidir. Her hassasiyet sahibi Müslüman, bu ayda mutlaka ibadet ve taatini daha bir artırmış, hayır yollarına dahi bir yönelmiş ve inşallah daha çok sevap kazanmıştır. Rabbim, Müslümanların salih amellerini, büyük sevaplarla mükâfatlandırsın. Aziz İslam davasının daha bir güçlenmesine ve zaferler elde etmesine vesile kılsın!

Yaşamış olduğumuz zor süreci de göz önünde tutarak, Müslümanlar olarak her gecemizi kadir gecesi ve her günümüzü de “yevmelfürkan” gibi değerlendirme gayreti içinde olmamız gerekir. Bu ayda hayırlı işlere yönelik yakalamış olduğumuz hız limitini bir milim olsun düşürmeden, istikrarlı bir şekilde sürdürme gayreti içinde olmalıyız. İbadet ve taatlerimizi daha bir artırmalı ve devamlılık kazandırmak için ciddi bir program disiplini içinde olmamız gerekir.

Bayramın kendisine has özelliklerinin olduğu muhakkaktır. Ramazan ayının bitimiyle beraber ilk yapacağımız iş, fitrelerimizi müstahak olanlara vermemizdir. Fitrelerin limitiyle ilgili her sene gerekli açıklamalar yapılmaktadır. Özellikle durumu iyi olanların, en üst limitten vermeleri kendi faydalarına olacaktır. İmkân sahibi Müslümanların, daha çok fakir ve muhtacı sevindirmeye çalışmaları gerekir. Kuşkusuz fakir ve muhtaçları sevindirenler, Rablerini de sevindirmiş olurlar.

Fakir ve ihtiyaç sahibi insanların ihtiyaçlarını gidermek ve onları fakirliğin pençesinden kurtarmak için organize olmuş hayır kurumları mevcut bulunmaktadır. Şuana kadar İslam’dan başka hiçbir hedef gütmeyen, toplumun kendi öz değerlerine dönmesi için gayret sarf eden, bu değerlere olan saldırıları etkisiz kılmaya çalışan ve bu yönde büyük fedakârlıklar gösteren cemiyetler mevcuttur. Zekât, sadaka, fitre ve diğer infaklarımızı, bu kuruluşların öncülüğünde gerçekleştirme gayreti içinde olmamız durumunda, çok daha büyük sevaplar kazanacağımızı Rabbimizden umuyoruz. Zira bu kuruluşlar, fakirlerin ihtiyaçlarını gidermekle beraber, toplumun İslami değerleriyle tanışması için de bu tür vesileleri aracı kılarak, menfezler açtıkları bir hakikattir. Yapılan bu infakların, insanlarımızın yeniden İslami değerlerine kavuşmalarına vesile olması bakımından, elde edilecek kazancın büyüklüğü aşikârdır.

Mevcut mürtet sistemin, tufan gibi milletin İman ve İslam’ına musallat olduğu ve bütün değerlerini tarumar ettiği, tarihi bir gerçektir. Ve bu saldırılar, hız kesmeden de devam etmektedir. Bu şer tufanına karşı, bu İslami kuruluşların set olmaya çalışması, insanlarımızın iman ve İslamlarını kurtarma gayreti içinde olmaları, her Müslüman tarafından takdir edilmesi gereken bir fedakârlık olarak görülmelidir. Bu tür kuruluşları daha bir büyütmek ve yaygınlaşması için imkânlar oluşturmak, her Müslüman üzerinde bir sorumluluktur.

Bayram namazı, Müslümanların, cemaat ruhu içinde, gönüllerinin coştuğu, kardeşlik duygularının daha bir pekiştiği ve toplu olarak ifa edildiği bir ibadettir. Her Müslüman, çocuklarını da yanına alarak, bayram namazına iştirak etmesi ve o manevi hazzı yaşaması gerekir. Bayram namazının, yeni tanışmalara ve alakalar kurmaya vesile kılınması çok önemlidir. Bu tür toplantıları, dava sahipleri olarak iyi değerlendirmemiz gerekir.

Namazdan sonra gözümüze kestirdiklerimizin koluna girip beraber kahvaltı yapmak üzere evimize götürmemiz önemlidir. Misafir ağırlama konusunda toplum olarak kadim bir İslami geleneğe sahibiz. Ancak kötülükler yayıldıkça bu tür güzel adet ve geleneklerin de unutulmaya terkedildiği görülmektedir. Bu tür geleneklerimizi yeniden canlandırmaya çalışmamız gerekir. Misafirliğe, tanıdıklarımızla beraber yeni tanıdıklarımızı ve tanımaya çalıştıklarımızı da götürmeye çalışmamız, şüphesiz çok daha faydalıdır. Bütün hayırlı davranışlarımızı, insanlarımızın dünya ve ahiretlerinin kurtuluşuna vesile kılmaya çalışmamız, kuşkusuz sevaplarımızın daha bir artmasına sebep olacaktır.

Akrabalarla sıla–ı rahim, komşu ve dost ziyaretleri, fakir ve muhtaç insanların kapılarını çalıp sıkıntılarına ortak olmaya çalışma, hasta ziyaretleri, taziyeler ve kabir ziyaretleri, bayram günlerimizde daha çok yapmamız gereken işlerimizden olmalıdır.

Aynı dava uğrunda omuz omuza verip bu mücadele sürecinde şehit olan, zindanlara düşen veya hicret etmeye mecbur kalan kardeşlerimizin ailelerini ziyaret etmemiz, öncelikli görevlerimizden olmalıdır. Babalarının o sımsıcak kucaklarına hasret kalan cennet çiçeği yavrularına bizim kucak açmamız ve o sıcaklığı hissettirmeye çalışmamız, emanetlerine göstereceğimiz vefa bakımından çok önemlidir. Ailelerine ve çocuklarına göstereceğimiz ilgi, şüphesiz şehitlerimizi ve Zindandaki kardeşlerimizi daha bir rahatlatacak, hicrette olanların da, davalarıyla ilgili işlere daha bir yoğunlaşmalarına katkı sağlayacaktır. Kardeşlerimizin çocuklarına daha bir ihtimam göstermemiz, ruhumuza sarmamız gerekir. Onların çocuklarını, şeytan ve yandaşlarının kucaklarına terk etmemiz durumunda, şehitlerimizin bizden davacı olmalarına, zindan ehli kardeşlerimizin gönüllerinin daha bir kırılmasına, hicrettekilerin de daha bir derinden yaralanmalarına sebep olacağı muhakkaktır. Bu dönemde özellikle gençleri muhafaza etmenin çok zor olduğu kesindir. Ancak hiçbir zorluk, ciğerparelerimizi şeytana teslim etmemize mazeret olmamalıdır. Ruhumun kurban olduğu çocuklarımız ve gençlerimizin, İslami davadan uzak bir hayat içinde olmaları, acizliğimiz ve duyarsızlığımızın bir neticesi olarak görülmelidir. Bunun başka türlü izahı, fazla gerçekçi olmasa gerek.

İslami mücadele, Rabbe şükür, ümmet genelinde büyük bir ivme kazanarak yoğun bir şekilde devam etmektedir. Allah Azze ve Celle, biz mustazaf Müslümanları, iktidar sahibi kılmak istiyor. Bunun yalnız işaretlerini görüyor değil, Zorluklar olsa bile, Rabbe şükür ilahi vadin peyderpey gerçekleştiğine dahi şahit olmaktayız. Bütün bu olup bitenler, bizleri aziz olan davamıza daha bir yöneltmelidir. Daha büyük fedakârlıklar göstermeye, çok daha yoğun çalışmalar ortaya koymaya bizleri itmeli ve bu yönde harekete geçirmelidir. Bir asırdan fazla zamandır umut beslediğimiz ve gelmesini beklediğimiz an, Rabbe şükür geliyor ve ümmeti bir baştan bir başa da kuşatmıştır.

Bu ilahi vadin gecikmesinin temel taşlarını döşeyenler bizler olmamalıyız. “Muhlisine lehüddin” düsturunu mihver edinip ilahi vadin biran önce tahakkuku için gayret sarf etmeliyiz. İzzet sahibi Müslümanlara yaraşır mücadele şekliyle sahaya inip, bütün imkânlarımızla çalışma gayreti içinde olmalıyız. Basit fedakârlıklar ve küçük çalışmalarla yetinmemeliyiz. Büyük işleri hedefe koyup ilerlemeliyiz. Toplumumuzun idaresine talip olduğumuzu coğrafyamız üzerinde yaşayan bütün insanlarımıza söylemeli ve onları saflarımıza davet etmeliyiz. Bu mücadele sürecinde, Allah (c. c)’ın yardımını hep yanı başımızda görmüş olacağız. Zalimlerin saltanatlarının nasıl ilahi bir inkılapla devrildiğini Rabbim bizlere gösterecektir. İslami sorumluluklarımızı yerine getirmemiz durumunda, büyük felaketlere maruz kalmadan, Rabbimizin lütfuyla bu süreci selametle tamamlayacağız. Ancak İslami sorumluluklarımızı kulak ardı eder ve dünyanın basitlikleriyle oyalanmaya devam edersek, büyük felaketlerin bizleri beklediğini de bilmemiz gerekir.

Konumuzun başına aldığımız ayeti kerimeden de anlaşılıyor ki Allah (c. c), müminleri günah kirinden temizlemek istemektedir. Bir önceki ayette ise Rabbimiz, Müslümanlar için ŞEHADET istediğini bildirmektedir. Eğer kendimize gelmez, İslam’ımıza bütün varlığımızla sarılmaz ve aziz İslam davası uğrunda büyük fedakârlıklar göstermezsek Rabbimiz, günahla kirlenmiş olan hayatımızı şehadet kanıyla temizleyecektir. Evet, Al–i imran suresi 140 ve 141. Ayetlerinde bu hakikat, açık bir şekilde bizlere bildirilmektedir. Yanı başımızdaki Müslümanların yaşamış oldukları kıyımların, fazla uzağımızda cereyan etmediği bir gerçektir. Aynı felaketleri yaşamamak için sorumluluk sahibi Müslümanlar olarak bütün insanlarımızı saflarımıza davet ediyor, İslam’ın izzeti yolunda omuz omuza mücadele vermeye çağırıyoruz. Artık zaman, mazeretlerin arkasına sığınacak ve seraplarla oyalanacak zaman değildir. Oyalanma dönemleri artık geride kalmıştır. İslam nurunun, bütün görkemiyle ufukta belirdiği bir dönemi yaşıyoruz. Güneş doğunca yalancı parıltılar âdeme mahkûm olur. Bugün, artık İslami yüzler ve imanla nurlanmış simalar insanlarımızın karşısına çıkmaktadırlar. Sahte yüzlerin maskesi düşmüş ve o simsiyah çehreleri ortaya çıkmıştır. Rabbimiz ise: “Ve yemhakel kâfirin/ inkârcıları yok etmek” istiyor. Bu, ilahi bir vaattir ve muhakkak da gerçekleşecektir.

Toplumumuzun idaresine talip olduğumuzu yüksek sesle ifade ediyoruz. Onun için bütün evlerin kapılarını tek tek çalmak, insanlarımızla birebir görüşmek ve onlara, ne istediğimizi çok açık bir şekilde söylemek durumundayız. Ramazan ayında almış olduğumuz feyiz ve berekete, bayramla elde edeceğimiz coşkuyu da katarak çalışmamız için manevi bir enerji oluşturmalı, bütün bir mesaimizi harcayarak, hedefe doğru ilerlemeliyiz. Allah’a kasem ederim ki Rabbimiz, bizlere zafer lütfetmek istiyor. Basitliklerimize takılmadan bu büyük hedefe yönelmemiz gerekiyor. Allah (c. c), biz Müslümanları aziz, düşmanlarımızı ise zelil edip defterlerini dürmek istiyor. Ey hassasiyet sahibi Müslümanlar? Aziz İslam davası uğruna seferber olma zamanı daha gelmedi mi?

Bu vesileyle bütün kardeşlerimizin Ramazan bayramlarını tebrik etmek istiyoruz. Rabbimizin, bizlere yardım kapılarını açmasını ve işlerimizde muvaffakiyetler lütfetmesini niyaz ediyoruz.

Hacı İNAN
 

Diger Basliklar
   BAYRAM VE SONRASINDA YAPACAKLARIMIZ
   ÂLİMLER, ALLAH'IN KİTABI İÇİN VARİS SEÇTİĞİ KULLARIDIR
   RAMAZAN AYI VE RAMAZAN AYINDA UYGULAYACAĞIMIZ
   KUR'AN EN BÜYÜK MUCİZE / HACI İNAN
   İSLAM'I BİLİNÇLİ OLARAK TERCİH ETMEK
   İSLAMİ EĞİTİM MÜMİN OLMANIN GEREĞİDİR / HACI İNAN
   RESULULLAH(S.A.V)İN EŞLERİNİN ŞAHSINDAN MÜMİNE KADINLARA EĞİTİM DERSLERİ
   MUSA VE HARUN (A.S)'DAN İSLAMİ EĞİTİM KONUSUNDA ALINACAK DERSLER
   İSLAMİ EĞİTİMİN TEMELİNİ KUR'AN OLUŞTURUR / HACI İNAN
   İLİM VE AMEL EKSENİNDE İSLAMİ EĞİTİM / HACI İNAN
   İSLAM'DA EĞİTİMİN ÖNEMİ VE KISA TARİHÇESİ / HACI İNAN
İlan ve Mesajlar
 
 
 
Şehid Rehber
Şehidlerin Hayatı
Savunmalar
Manifesto


K. Dilinden Hizbullah


Anasayfa | Videolar | Arama | Siteyi Öner | Mobil | İletişim | Yukarı Git