Ana Menü
   ANA SAYFA

   İLETİŞİM

   SİTEDE ARA

   SİTEYİ ÖNER

   BASIN BÜROSU

   ŞEHİTLER ALBUMÜ
Bir Ayet - Bir Hadis
Bir Ayet:
Allah ve Resûlü bir ise hüküm verdigi zaman, inanmis bir erkek ve kadina o isi kendi isteklerine göre seçme hakki yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karsi gelirse, apaçik bir sapikliga düsmüs olur. Ahzap/36

Bir Hadis:
Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyiliklerdir.
En Son Eklenenler
Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Cemaati Rehberi M...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

HİZBULLAH REHBERİ...

Hizbullah Rehberi...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

ŞEHADETİNİN 23. Y...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 22. Y...

Hizbullah Cemaati...

MUHTEREM EDİP GÜM...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 21. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

YENİ ZELANDA’DAKİ...

ŞEHADETİNİN 19. Y...

İSLAMİ EĞİTİMİN TEMELİNİ KUR'AN OLUŞTURUR / HACI İNAN

“Kasem olsun ki, zikir için (okunsun, hıfz edilsin, anlaşılsın diye) Kur’an’ı kolaylaştırdık, öğüt alan (üzerinde düşünen) yok mudur?” (Kamer Sûresi: 54/17)

İlk indiği günden beri, İslami eğitimle İlgili müfredatın omurgasını ve ana mihverini hep Kur’an’ı Kerim oluşturmuştur. Müslümanlar eğitime ilk adımı hep Kur’an’la atmışlardır. Kur’an’la eğitimlerinin temelini sağlamlaştırdıktan sonra, diğer İslami ilimleri onun üzerinde inşa etmişlerdir. Bu doğru ve sahih olan gelenek, içinde yaşamış olduğumuz toplumun kara bahtı olan mevcut sistemin kuruluşuyla beraber, eğitim sisteminden kaldırılmıştır. Bir daha yaşanılmaması ve asla gün yüzüne çıkmaması için de, tam bir asırdır İslam’la ve onun bütün değerleriyle savaşılmaktadır. Bir Müslüman araştırmacının tabiriyle, “Bu toplumda İslami eğitim felç edilmiş ve bütün hayat damarları koparılmıştır. “

Asırlarca İslam ümmetinin öncülüğünü yapmış ve idarelerinin merkezini oluşturmuş olan bu diyar, ne yazıktır ki bu bir asırlık süre içerisinde, Müslüman halkın, eğitimlerini Kur’an temeli üzerinde yürütmelerine müsaade edilmemiştir. Müslüman yavruların, İslam dininden koparılması ve dinlerinden nefret etmeleri için her türlü gayri insani ve şeytani eğitim programları uygulanmıştır. Ve bu eğitim programları neticesinde nice nesiller dinlerinden uzaklaştırılmış ve kendi öz değerlerine yabancılaştırılmıştır. Bu sistemin ilk kurulduğu dönemde Müslümanlar, kendi İslami eğitim programlarını sürdürmek için küçük çapta da olsa mukavemet gösterip medrese geleneklerini sürdürmeye çalışmışlarsa da, zaman içerisinde bu mukavemet gücü de zayıflamış ve yok denecek seviyeye düşmüştür.

Heyhat ki bu durum halen devam etmektedir. Şu an İslam’la barışık gibi görünen mevcut hükümet, bu yönde birtakım küçük adımlar atıyor görünse de, bu adımlar, Müslümanların gözlerini boyamaktan başka hiçbir kıymet ifade etmemektedir. Yapılan birtakım çalıştaylardan ortaya çıkan raporlardan da açıkça anlaşılmaktadır ki, bu atılan adımlar da, Kur’an ve Sünnet menşeli İslami camiaların sahih ve müstakim olan eğitim süreçlerini sabote etmek ve önlerini kesmek içinmiş. Yani daha öz bir ifadeyle bunların maksatları, artık tarihin çöplüğüne atılmaya yüz tutmuş olan mevcut dinsiz sistemin ömrünün daha bir uzatılmasıdır. Yoksa bunların amaçları, Müslüman yavruların Kur’an ve Sünnet bilinciyle yetiştirilip İslami bir hayata kavuşturulmaları asla değildir. Bunun artık Müslümanlar tarafından iyi bilinmesi gerekir.

Eğer bunların Müslümanların iyiliğine dönük bir amaçları olsaydı, yıllar yılı tağuti sistemlere karşı mücadele vermiş ve kıyımlardan geçirilmiş olan Müslümanlara, tıpkı komünizm gibi miladını doldurmuş olan dinsiz laiklik sistemini benimsemelerini telkin etmezlerdi. Birazcık İslam’dan haberdar olan herkes bilir ki, Allah ve Resulünden başka hiç kimse, hüküm koyma, helal ve haram sınırlarını belirleme ve hayat sistemi oluşturma yetkisine sahip değildir. “Allah ve Resulü bir konuda hüküm verdiği zaman, mümin erkek ve kadınlara -işleriyle ilgili- tercih etme hakları yoktur. Kim Allah ve Resulüne isyan ederse, muhakkak açık bir sapıklıkla sapıtmış olur. “ (Ahzab Sûresi: 33/36)

Konumuzun başında zikrettiğimiz ayette de açıkça anlaşıldığı gibi Rabbimiz, okumamız, anlamamız, üzerinde düşünüp ders ve ibret almamız ve özellikle de yaşamamız için Kur’an’ı kolaylaştırmıştır. Eğer O’nun kolaylaştırması olmasaydı, yeryüzünde bulunan bütün insanlar bir araya gelip ondan bir tek kelime okumaya kalkışsalardı, buna asla güç yetiremeyeceklerdi. Rabbimizin kolaylaştırması sayesinde, yedi yaşında bir Müslüman yavru bile, rahatlıkla Kur’an’ın bütününü ezberleyebilmektedir. Kur’an eğitiminin yapıldığı ortamlarda okuyan Müslüman gençler, rahatlıkla Kur’anlarını anlayabilmekte ve mucibince yaşayabilmektedirler. Bugüne kadar Kur’an üzerinde yazılmış sayısızca tefsir ve ciddi ilmi çalışmalar mevcut bulunmaktadır.

İşin vahametinin iyi anlaşılması ve bu konuda gafil olunmaması için, sıklıkla dile getirilmektedir ki, “içinde yaşamış bulunduğumuz toplumda İslami eğitim yok edilmiştir. Bunun doğal neticesi olarak da artık Müslüman âlimler yetiştirilememektedir. Mevcut olan Kur’an kursları da bomboş kalmaktadır. Bugün Kur’an kurslarına olan talep yok denecek hale gelmiştir. Hafızlık kursları ise çok daha vahim bir duruma gelmiştir. Müslümanlar olarak bütün bu olumsuzlukları görmek ve hal çareleri aramak durumundayız. Neslimizin eğitimini Kur’an temeli üzerinde yeniden inşa etmek için ortamlar, şartlar ve imkânlar oluşturmak durumundayız.

Elbette neslimizi fenni ilimlerle donatmak durumundayız. Ancak neslimizi öncelikle Kur’an ve onun açıklayıcısı olan Sünnetle tanıştırmaz ve hayat temellerini onun üzerinde oluşturmazsak, İslami şahsiyete sahip ve onun değerleriyle barışık bir nesli beklememiz hayal olur. Önce evlatlarımıza Kur’an dersi vermeli; mahrecini, tecvidini, kıraatını …… iyi belletmeli ve kusursuz bir şekilde tilavet etmelerini sağlamalıyız. Ondan sonra da Kur’an’ın dili olan Arapçayı öğretmeliyiz. Arapça sanıldığı gibi zor bir dil değildir. Rabbimiz, Kur’an’ı kolaylaştırdığını haber vermektedir. Kur’an’ın dili olan Arapçanın zor olması hiç doğru olabilir mi? Ama bu demek değildir ki Kur’an ve Arapça kendiliğinden öğrenilir! Biraz ciddi çaba sarf edilmesi durumunda, Allah (c. c)’ın inayetiyle çok rahat ve kısa bir süre içerisinde öğrenilebilir. Arapçanın ana temel kuralları öğretilmesi durumunda, İslam’ın ana kaynaklarıyla bağlantı kurmak ve o temel kaynaklardan dinimizi öğrenmek pekâlâ mümkün olur. İşi daha derinlemesine öğrenmek isteyenler ise, bu konuyla ilgili ileri düzeydeki kitapları devam ettirebilirler.

Toplumumuzun kahır ekserisi, ne yazık ki Kur’an ve Sünnetle direk iletişim kuramamaktadır. İslami sorumluluğu yüklenenlerin, direk Kur’an ve Sünnete müracaat edememelerinin hiçbir haklı mazeretleri olamaz. Biraz fedakârlık yapılması durumunda, çok uygun bir zaman içinde bu müşkülat gibi görünen sorun halledilebilir. Müslümanlar ve dava adamları olarak Kur’an’ımızı, Sünnetimizi, Fıkhımızı, Siyerimizi ve diğer İslami ilimlerimizi öğrenmek ve direk temasta bulunmak için ciddi çaba göstermek zorundayız. Bu ilimlerin taliminin yapıldığı kurumları oluşturmak ve yaygın hale getirmek için büyük fedakârlıklar yapmak durumundayız.

Diğer İslam beldelerinde hafızlık kurumları, canlılığını korumakta, yüzbinler ve belki de milyonlar Kur’an hafızı yetiştirilmektedir. Özellikle bu son dönemlerde memleketimizde hafız yetiştiren kurumların kapılarına kilit vurulmuş ve bu kurumlara olan talep de yok denecek seviyeye düşmüştür. Müslümanlar olarak zeka seviyesi yüksek olan yavrularımızı hafız yetiştirmek için imkan ve şartlar oluşturmak durumundayız. Yeniden bu kurumu canlandırmak ve Allah’ın lütfuyla binler ve hatta on binler hafız yetiştirmek için ciddi bir uğraşı içinde olmalıyız. Rabbimiz, Kur’an’ı hıfz etmek isteyenlere kolaylık sağlayacağını vadetmektedir. Özellikle hafızlığa, küçük yaştan başlanılmasının verim açısından çok önemli olduğu muhakkaktır. Yaş ilerledikçe verimin de düşeceği bir gerçektir.

Mürtetler ve zalimler istemese ve engellemeye çalışsalar da, Kur’an’ımıza bütün varlığımızla sarılıp, yeniden eğitimimizin temelini oluşturması için, fedakârlığın en büyüğünü yapmak ve bu yolda başa gelecek sıkıntıları göğüslemek, İmani ve İslami bir vecibedir. Bu vecibeyi yerine getirmememiz durumunda, Kur’an’ın bizden davacı olacağı kesindir. Kur’an’ın şikâyetçi olduğu bir kimsenin kurtuluşunun kolay olmayacağı da yine inkâr edilmez bir hakikattir.

Yalnız Kur’an hafızı da değil, mesela Sahihi Buhari’yi veya Sahihi Müslüm’ü ezberleyecek kardeşlerimiz için imkânlar ve ortamlar dahi oluşturmalıyız. Bu bir yarıştır! Bu yarışa katılıp ciddi katkı sağlayanların, Firdevs cennetlerine doğru ilerledikleri -Allah’ın lütfuyla- muhakkaktır. Unutmamamız gerekir ki artık bu çağ Kur’an çağıdır! Zalimler istemese ve ifsatçılar fesat çıkarsalar bile Rabbimiz, vadini muhakkak gerçekleştirecektir. Müslümanlar bununla sevinmeli ve daha ciddi harekete geçmeli, şeytan ve taifesi de daha bir kahrolmalıdır.

Hacı İNAN
 

Diger Basliklar
   BAYRAM VE SONRASINDA YAPACAKLARIMIZ
   ÂLİMLER, ALLAH'IN KİTABI İÇİN VARİS SEÇTİĞİ KULLARIDIR
   RAMAZAN AYI VE RAMAZAN AYINDA UYGULAYACAĞIMIZ
   KUR'AN EN BÜYÜK MUCİZE / HACI İNAN
   İSLAM'I BİLİNÇLİ OLARAK TERCİH ETMEK
   İSLAMİ EĞİTİM MÜMİN OLMANIN GEREĞİDİR / HACI İNAN
   RESULULLAH(S.A.V)İN EŞLERİNİN ŞAHSINDAN MÜMİNE KADINLARA EĞİTİM DERSLERİ
   MUSA VE HARUN (A.S)'DAN İSLAMİ EĞİTİM KONUSUNDA ALINACAK DERSLER
   İSLAMİ EĞİTİMİN TEMELİNİ KUR'AN OLUŞTURUR / HACI İNAN
   İLİM VE AMEL EKSENİNDE İSLAMİ EĞİTİM / HACI İNAN
   İSLAM'DA EĞİTİMİN ÖNEMİ VE KISA TARİHÇESİ / HACI İNAN
İlan ve Mesajlar
 
 
 
Şehid Rehber
Şehidlerin Hayatı
Savunmalar
Manifesto


K. Dilinden Hizbullah


Anasayfa | Videolar | Arama | Siteyi Öner | Mobil | İletişim | Yukarı Git