Ana Menü
   ANA SAYFA

   İLETİŞİM

   SİTEDE ARA

   SİTEYİ ÖNER

   BASIN BÜROSU

   ŞEHİTLER ALBUMÜ
Bir Ayet - Bir Hadis
Bir Ayet:
Allah ve Resûlü bir ise hüküm verdigi zaman, inanmis bir erkek ve kadina o isi kendi isteklerine göre seçme hakki yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karsi gelirse, apaçik bir sapikliga düsmüs olur. Ahzap/36

Bir Hadis:
Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyiliklerdir.
En Son Eklenenler
Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Cemaati Rehberi M...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

HİZBULLAH REHBERİ...

Hizbullah Rehberi...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

ŞEHADETİNİN 23. Y...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 22. Y...

Hizbullah Cemaati...

MUHTEREM EDİP GÜM...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 21. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

YENİ ZELANDA’DAKİ...

ŞEHADETİNİN 19. Y...

Makale Hiyerarşisi
Makaleler ana sayfası » 07- REJİM'İN KARANLIK VE KİRLİ PERDELERİ » REJİM’İN HİZBULLAHİ HAREKETE KARŞI DERİNDEN MÜCADELESİNİN KARANLIK VE KİRLİ PERDELERİ -4 / SAİD GABARİ
REJİM’İN HİZBULLAHİ HAREKETE KARŞI DERİNDEN MÜCADELESİNİN KARANLIK VE KİRLİ PERDELERİ -4 / SAİD GABARİ
Bınavê Xuda

Vereceğimiz bu bilgileri, o dönemde bizatihi Jitem’in içinde yer alan bir kişinin cemaat tarafından yapılan sorgusunda gönüllü olarak verdiği bilgilerden derledik. 86-87 yılları olacak, bölgede Jitem faaliyetleri yoğunlaşıyor. Celil Yüzbaşı ve Ahmet Cem Ersever güneydoğuya gelip faaliyetlere başlar.

Cumhuriyetin kuruluşundan beri bölgede rejime destek veren belli başlı aileler vardır. Bu aileler her zaman devlet ile beraber olup devlet tarafından bölgede uygulanacak politikalara hizmet ederler. Devlet nezdinde imtiyaz sahibi ve sicillidirler. Tanınan tanınmayan bu tip aile ve kişiler bölgenin her tarafında mevcuttur. Celil yüzbaşı ve Cem Ersever, bölgeyi harmanlayıp ellerinde bulunan listede yer alan bu devlet yanlısı aile ve kişileri ziyaret edip tanışırlar. Sosyal araştırma maksatlı yaptıkları çalışmalarını tamamladıktan sonra tespit ettikleri kişileri organize ederek çalışmalarına başlarlar. Hedef, amaç ve araçlarını şu şekilde ortaya koydular: “ortaya çıkan teröre ve terör örgütüne karşı yasal ve hukuki yollarla mücadele vermek mümkün değildir. Onlara ancak anlayacakları dilden karşılık vermek lazım. Teröre karşı terör; örgüte karşı örgütle mücadele etmek gerekir.”

PKK’nın bölgede uyguladığı taktiklerden biri; davalı olan aile, kabile, aşiret ve köyler arasında birini diğerine karşı kollayıp destekleyerek kendi tarafına çekmekti. Eğer karşı taraflar teslim olmazsa çoğunlukla düşman konumuna düşer, kendilerini korumak için genellikle devletin kucağına atılıyorlardı. Koruculuk sistemi de bu sayede hayli yaygınlaştı. Jitem, bölge genelinde rahatlıkla faaliyet gösterebilecek yeterli derecede, zemin ve desteğe sahipti. PKK itirafçılarından, koruculardan ve işbirlikçilerden oluşturdukları özel birimler ve timler vasıtasıyla PKK terörüne karşı devlet terörünü estirdiler. Yargısız infazlar, kaçırıp kaybettirmeler, sabotaj ve terör eylemleri, köy yakmalar, haraç toplama ve keyfi cezalandırmalar, tehdit, şantaj ve baskı yoluyla ajanlaştırma gayretleri… ve daha nice karanlık ve kirli faaliyetleri icra ettiler. Jitem’in bu tür faaliyetleri hakkında yeri geldikçe daha detaylı açıklamalar yapacağım.

Jitem, Saddam zulmünden kaçarak Türkiye’ye sığınan Güneyli Kürtlerden de istifade etme yoluna gitti. Sağlık taraması adı altında gelen Kürtlerin tümü mülakat taramasından geçirilerek kendi işlerine yarayabileceklerini tespit ettiler. Sonra bu kişilerin mağduriyetinden istifade edilerek bol vaadlerle işbirliğine razı ettiler. Bir kısmını Kürtler arasında, bir kısmını PKK’ya karşı eğiterek, bir kısmını da jitem’in Güney kürdistan’da rahatlıkla faaliyet gösterebilmesi için zemin hazırlama ve lojistik destek sağlamak maksadıyla Güney Kürdistan’a gönderdiler.

Hem PKK, hem de devlet destekli Jitem terörü bölgeyi kasıp kavururken Hizbullahi hareket davet ve tebliğ faaliyetlerini ara vermeden yürütüyor ve bölgenin genelinde yapılanmasını sürdürüyordu. Kendisi dışında ve kendisine rağmen hiçbir örgütlü güce tahammül göstermeyen PKK, hızla yayılmakta olan Hizbullahi harekete karşı karalama maksatlı propaganda ve psikolojik savaşı hızlandırmış ve bölge genelinde kavgalara varan sürtüşmeler yaşanıyordu. Nihayet PKK siyasi feraset ve basiretten yoksun olarak bu çatışmanın nelere mal olacağını ve sonucunun ne olacağını hiç düşünmeden Müslümanları katletmeye başladı. Hizbullahi hareket, yaşanan bu olaylara karşılık vermedi ve beklemeye başladı. Çünkü böyle bir çatışmanın kendisi ve bölge halkı için zararlı; kârlı çıkanın rejim olacağını kesinlikle biliyordu. Bu çatışmaların önünü almak için içeride ve dışarıda yakinen tanıdığı PKK yetkililerine elçiler ve mesajlar gönderdi. Gerisini “Kendi Dilinden Hizbullah” kitabından alalım: “ Cemaat, bir elçisi vasıtasıyla PKK’nin bölgedeki sorumlularına gönderdiği mesajda; “Bağımsız İslami bir hareket olarak bölgede sürdürdüğümüz İslami mücadelemizin esas hedefinin zulüm rejimi olduğunu, PKK’ye yönelik özel bir düşmanlık ve faaliyetimizin olmadığını, bölge genelinde varolan sürtüşme ve gerginliklerin PKK’nin baskı ve saldırılarından kaynaklandığını, Cemaatın PKK ile çatışmak istemediğini, patlak verecek bir çatışmanın lokal olmaktan çıkıp bütün bölgeyi kapsayan bir savaşa dönüşeceğini, böyle bir çatışmanın uzun süre devam edeceğini ve maliyetinin ağır olacağını, bunun her iki tarafın da zararına olacağını, özellikle şu anda fiili bir çatışma ortamı içinde olan PKK’nin kendisine yeni bir cephe açmakla daha fazla zarar eden taraf olacağını, iki taraftan ziyade bu savaştan TC’nin kazançlı çıkacağını, Cemaate yönelik saldırılarını durdurmalarını, aksi takdirde bizim de kendimizi savunmak zorunda kalacağımızı, bu mesajımızı iyi değerlendirmelerini, böyle bir çatışma başlarsa bunun sorumlusunun kendileri olacağını’’ açık bir şekilde PKK tarafına iletti.

PKK, o dönemin zafer sarhoşluğu içinde mesajımıza kulak asmadı ve bu fırsatı iyi değerlendirmedi. Cemaatın mesajına müspet cevap vermeyen PKK, hiç bir insani ve ahlaki kurala riayet etmeden ve hiç bir parti veya teşkilatta örneği görülmeyecek bir kabalık ve terbiyesizlik örneği sergiledi. Mesajı alan PKK sorumluları, weké hové seré çiya bu mesajı götüren Cemaat mensubuna keleş dipçiğiyle vurup, başından yaralayarak kanlar içinde bıraktılar. Cemaatin mesajına da şu cevabı verdiler; “Biz, neyin çıkarımıza ve neyin zararımıza olduğunu sizden daha iyi biliyoruz. Bunları siz bize öğretemezsiniz. Sizin nasihatlarınıza ihtiyacımız yoktur. Eğer gerçekten devlete muhalifseniz gelin PKK’ye katılın ve PKK’nin önderliğinde bu mücadeleyi sürdürün. Eğer bunu yapmıyorsanız bu işi bırakın ve bölgeyi terk edin. Eğer bunu da yapmıyorsanız, size yönelir ve sizi imha ederiz. Buna göre hangisini istiyorsanız kendinize tercih edin” diyerek, bizi üç seçenekten birini tercihle başbaşa bıraktılar.”

Hizbullahi hareket, kendisine sunulan her üç seçeneğin de netice itibariyle aynı kapıya çıktığını yani, yok olmaya mahkum edildiğini bildiğinden direnmekten başka yol kalmadığından savunmaya geçti ve çatışmalar bölgenin geneline yayıldı.

PKK’nın böyle bir çatışmayı dayatmasını iki şekilde izah etmek mümkündür. Birincisi yukarıdan da anlaşılabileceği gibi zafer sarhoşluğuna kapıldığı ahmakça tavrıdır. İkincisi ise; o dönemde bölgede terör estiren Jitem’in PKK içerisine sızarak tahrik edip saldırtmasıdır. Bunu neye dayanarak söylüyoruz? Jitem’in hedefleri belli, pratiği de ortadadır. PKK, sorumluluk yapan kadrolar dahil bir çok elemanın Jitemle ilişkili olmasında bir sakınca görmüyordu. Bölge genelinde bir çok yerde yakinen tanıdığımız PKK elemanlarından ve sorumlularından hem polis, hem de Jitem ile irtibatlı olanlarını biliyoruz. Daha sonra cemaatin sorgulama faaliyetleriyle ortaya çıkardıkları ise tam bir vehamettir. Jitem ile PKK o kadar birbiriyle iç içe geçmiş ki bu ilişkinin kullanma ve istihbarat toplamak maksadıyla olduğu, yoksa bir ortaklık mı? Belli değil. Eylem ve operasyon anlarında PKK militan ve sorumlularının jitem ile ilişkili kişilerin evlerinde barınmaları, ağır sayılabilecek PKK silahlarının nakli hususunda jitem tetikçilerinin görev almaları ve buna benzer ilişkilerini pekiştirecek bir sürü örneği rahatlıkla verebilirim. Bunların hepsi kişi, yer, zaman ve şahitlerle somut ve müşahhastır.

Dönemin önemli PKK sorumlularından olup sonra ayrılan bir kişinin yazdığı bir makalede PKK-Hizbullah çatışmasının başında Hizbullah tarafından PKK’ye yazılı bir mesaj gönderildiğini, bu mesajda; Ya PKK Hizbullaha katılır, ya bölgeyi terk eder ya da tamamen imha edilir” gibi seçeneklerin olduğunu belirtir. Halbuki Hizbullah tarafından asla böyle yazılı bir mesaj gönderilmediği gibi, mesajın içeriğine bakıldığında da Hizbullah tarafından böyle dayatmaların yapılması ne akla ne de Teşkilati hiçbir mantıkla bağdaşmamaktadır. Eğer şayet bunlar doğru ise ve yukarıda da izah ettiğimiz PKK ile Jitem’in ortaklık gibi görünen muhabbetini göz önüne aldığımızda diyebiliriz ki Jitem, PKK’yı Hizbullahi Müslümanların üzerine saldırttı, PKK da onun oyununa gelerek yoğun faaliyetlerinden ve teslim olmayışından çılgına döndüğü Hizbullahi Müslümanların üzerine giderek katletmeye başladı.

PKK’nın bölgedeki sorumluları, Hizbullahi Müslümanlar hakkında merkezlerine geçtikleri sözlü ve yazılı raporlarda “bunlar sofiloktur, var oldukları yerlerde sayıları 5-10 kişiyi geçmez, onları 3 günde temizleriz…” gibi ifadeler kullanmış ve Apo’yu bu şekilde bilgilendirmişler. Daha sonra Hizbullah’ın ele geçirdiği PKK arşivleri arasında çatışmaların uzaması üzerine “hani 3-5 günde bitirecektiniz” diye Apo’nun sorumlulara attığı fırçalar ve yaptığı eleştirilerin kayıtları bulunacaktı.

Zaman zaman medyada ve kamuoyu önünde Hizbullah üzerine yapılan bazı değerlendirmelerde PKK-Hizbullah çatışması kasti ve maksatlı bir şekilde çarpıtılmaktadır. Halbuki Hizbullah, böyle bir çatışmayı ısrarla istemediği gibi önlenmesi için yurt içinde ve yurt dışında girişimlerde bulunmuş, elinden gelen gayreti göstermiş ve bu çatışmadan her ne kadar galip gelmişse de kan döküldüğü, Kürt milleti zarar gördüğü ve Kemalist rejim kazançlı çıktığı için sevinmemiştir. Bu gerçeği herkesin bilmesi gerekir; PKK yukarıda izah ettiğimiz şekilde tavır koyup karanlık güçlerin oyununa gelerek Müslümanlara saldırıp katletmiştir. Bütün girişimlere rağmen bu tutumunu değiştirmeyerek hunharca saldırılarına devam ederek yüzlerce Müslüman’ın kanını akıtmış, binlerce insanı mağdur etmiş, Kürt halkı içerisinde derin siyasi ve sosyal yaralar açmıştır. Onun bu tutumunun sebep olduğu tahribatlar sayılamayacak kadar büyüktür. Bundan sonraki bölümlerde zaman zaman bu tahribatları ve devletin eline verdiği kozları yeri geldikçe değineceğiz.

Selam ve dua ile ….

Said GABARİ





Diger Basliklar
   REJİM’İN HİZBULLAHİ HAREKETE KARŞI DERİNDEN MÜCADELESİNİN KARANLIK VE KİRLİ PERDELERİ -20 / SAİD GABARİ
   REJİM’İN HİZBULLAHİ HAREKETE KARŞI DERİNDEN MÜCADELESİNİN KARANLIK VE KİRLİ PERDELERİ - 19 / SAİD GABARİ
   REJİM’İN HİZBULLAHİ HAREKETE KARŞI DERİNDEN MÜCADELESİNİN KARANLIK VE KİRLİ PERDELERİ - 18 / SAİD GABARİ
   REJİM’İN HİZBULLAHİ HAREKETE KARŞI DERİNDEN MÜCADELESİNİN KARANLIK VE KİRLİ PERDELERİ - 17 / SAİD GABARİ
   REJİM’İN HİZBULLAHİ HAREKETE KARŞI DERİNDEN MÜCADELESİNİN KARANLIK VE KİRLİ PERDELERİ - 16 / SAİD GABARİ
   REJİM’İN HİZBULLAHİ HAREKETE KARŞI DERİNDEN MÜCADELESİNİN KA-RANLIK VE KİRLİ PERDELERİ - 15 / SAİD GABARİ
   REJİM’İN HİZBULLAHİ HAREKETE KARŞI DERİNDEN MÜCADELESİNİN KA-RANLIK VE KİRLİ PERDELERİ - 14 / SAİD GABARİ
   REJİM’İN HİZBULLAHİ HAREKETE KARŞI DERİNDEN MÜCADELESİNİN KARANLIK VE KİRLİ PERDELERİ - 13 / SAİD GABARİ
   REJİM’İN HİZBULLAHİ HAREKETE KARŞI DERİNDEN MÜCADELESİNİN KA-RANLIK VE KİRLİ PERDELERİ - 12 / SAİD GABARİ
   REJİM’İN HİZBULLAHİ HAREKETE KARŞI DERİNDEN MÜCADELESİNİN KARANLIK VE KİRLİ PERDELERİ -11 / SAİD GABARİ
   REJİM’İN HİZBULLAHİ HAREKETE KARŞI DERİNDEN MÜCADELESİNİN KARANLIK VE KİRLİ PERDELERİ -10 / SAİD GABARİ
   REJİM’İN HİZBULLAHİ HAREKETE KARŞI DERİNDEN MÜCADELESİNİN KARANLIK VE KİRLİ PERDELERİ -9 / SAİD GABARİ
   REJİM’İN HİZBULLAHİ HAREKETE KARŞI DERİNDEN MÜCADELESİNİN KARANLIK VE KİRLİ PERDELERİ -8 / SAİD GABARİ
   REJİM’İN HİZBULLAHİ HAREKETE KARŞI DERİNDEN MÜCADELESİNİN KARANLIK VE KİRLİ PERDELERİ – 7 / SAİD GABARİ
   REJİM’İN HİZBULLAHİ HAREKETE KARŞI DERİNDEN MÜCADELESİNİN KARANLIK VE KİRLİ PERDELERİ -6 / SAİD GABARİ
   REJİM’İN HİZBULLAHİ HAREKETE KARŞI DERİNDEN MÜCADELESİNİN KARANLIK VE KİRLİ PERDELERİ -5 / SAİD GABARİ
   REJİM’İN HİZBULLAHİ HAREKETE KARŞI DERİNDEN MÜCADELESİNİN KARANLIK VE KİRLİ PERDELERİ -4 / SAİD GABARİ
   REJİM’İN HİZBULLAHİ HAREKETE KARŞI DERİNDEN MÜCADELESİNİN KARANLIK VE KİRLİ PERDELERİ -3 / SAİD GABARİ
   REJİM’İN HİZBULLAHİ HAREKETE KARŞI DERİNDEN MÜCADELESİNİN KARANLIK VE KİRLİ PERDELERİ -2 / SAİD GABARİ
   REJİM'İN HİZBULLAHİ HAREKETE KARŞI DERİNDEN MÜCADELESİNİN KARANLIK VE KİRLİ PERDELERİ -1 / SAİD GABARİ
İlan ve Mesajlar
 
 
 
Şehid Rehber
Şehidlerin Hayatı
Savunmalar
Manifesto


K. Dilinden Hizbullah


Anasayfa | Videolar | Arama | Siteyi Öner | Mobil | İletişim | Yukarı Git