Ana Menü
   ANA SAYFA

   İLETİŞİM

   SİTEDE ARA

   SİTEYİ ÖNER

   BASIN BÜROSU

   ŞEHİTLER ALBUMÜ
Bir Ayet - Bir Hadis
Bir Ayet:
Allah ve Resûlü bir ise hüküm verdigi zaman, inanmis bir erkek ve kadina o isi kendi isteklerine göre seçme hakki yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karsi gelirse, apaçik bir sapikliga düsmüs olur. Ahzap/36

Bir Hadis:
Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyiliklerdir.
En Son Eklenenler
Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Cemaati Rehberi M...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

HİZBULLAH REHBERİ...

Hizbullah Rehberi...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

ŞEHADETİNİN 23. Y...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 22. Y...

Hizbullah Cemaati...

MUHTEREM EDİP GÜM...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 21. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

YENİ ZELANDA’DAKİ...

ŞEHADETİNİN 19. Y...

Makale Hiyerarşisi
Makaleler ana sayfası » 07- REJİM'İN KARANLIK VE KİRLİ PERDELERİ » REJİM’İN HİZBULLAHİ HAREKETE KARŞI DERİNDEN MÜCADELESİNİN KARANLIK VE KİRLİ PERDELERİ - 18 / SAİD GABARİ
REJİM’İN HİZBULLAHİ HAREKETE KARŞI DERİNDEN MÜCADELESİNİN KARANLIK VE KİRLİ PERDELERİ - 18 / SAİD GABARİ

Hizbullah Cemaatini Terörist Örgüt Olarak Tescil Ettirme Gayretleri:

    Bınavê Xuda

    Hizbullahi Cemaat, bu güne kadar kendi meşru müdafaası dışında silahlı mücadeleye başvurmamıştır. PKK’ya karşı varlığını muhafaza etmek için kendisine dayatılarak tahmil edilen silahlı çatışmaya karşı, mecburi bir müdafaanın içerisine girmiştir. Bu da yüce Allah'ın tanıdığı meşru müdafaa hakkıdır. Aynı şekilde rejimin derin devletine bağlı ajan ve çetelerin derinden verdikleri ve imha maksatlı faaliyetlerini durdurmak için kendilerine karşılık vermiştir. Rejimin bu güçleri derinden verdikleri bu mücadelede başarılı olamayınca saldırılarını aşikare ve pervasızca yapmaya başladı. Vahşice, ölçüsüz ve hukuka aykırı olarak yaptıkları saldırılarda hiçbir hukuki kural tanımadıkları için Hizbullah cemaati mensupları kendilerini savunmaktan başka bir seçenekleri kalmayınca yine meşru müdafaa hakkını kullanarak savunmaya geçmişlerdir.

    Hizbullahi Hareket, mücadelesini davet ve tebliğ ekseni üzerinde, yüce Allah'ın emirleri doğrultusunda, Rasulullah (sav)' in metodunu esas alarak vermek gayretindedir. Davasını zor kullanarak cebren hiç kimseye dayatmadığı ve kabule zorlamadığı gibi önü kapatılmadığı müddetçe de şiddete başvurmayı uygun görmemektedir. Aslında onun daveti rahmet ve şefkat tabanlı bir davettir. Şiddeti asla tasvip etmez. Kendisine mani olunmadıkça, önü tıkanmadıkça ve varlığı topyekün imha ile karşı karşıya bırakılmadıkça şiddet yöntemlerine ve araçlarına başvurmaz. Bu, aynı zamanda İslam'ın bir ilkesidir.

    Rejim güçleri ise; sürekli Hizbullahi Hareketi şiddete yönlendirmek, şiddet ortamına çekmek ve şiddeti benimseyen bir örgüt olduğunu göstermek ve bu şekilde lanse etmek için türlü türlü komplo ve provokasyona başvurmuş, özel bir gayretin içerisine girmiştir. Ez cümle; kendi adamları vasıtasıyla cemaate silah temin etme teklif ve girişimleri, belli başlı bazı kişileri ajan ve muhbirleri vasıtasıyla hedef göstererek vurulması için teşvik etmek, PKK veya Menzil grubu ile çatışmayı devam ettirmek için provokatif eylemler gerçekleştirmek, cemaat mensuplarının ev ve köylerine askeri ve polisiye operasyonlar düzenleyerek çatışma çıkarmak hep bu maksada yönelik girişimlerdir.

    Cemaati silahlı bir örgüt olarak lanse etmek ve mahkemeler yoluyla bunu tescil ettirmek için cemaate yakınlıkları ile bilinen insanların evlerine operasyonlar düzenleyip bu operasyonlar esnasında bastıkları evlere bol miktarda silah ve mühimmat yerleştirip, bu silah ve mühimmatları bastıkları kişilerin evlerinde yakaladıklarına dair tutanak hazırlayarak bu insanlarla birlikte mahkemelere sevkedip cezaevlerine gönderiyorlardı. Bilahare bu silahların cemaatle ilgisi bulunmayan başka şekillerde yakalanıp mahkeme tutanakları ve arşivlerinde bulunduklarından sözkonusu kişiler serbest bırakılmak zorunda kalınmıştır. Halbuki, bu operasyonlar televizyonlara veriliyor; 50-60 kişilik mütedeyyin insan, masaların arkasına sıralanmış, önlerine yüzlerce silah ve bunlara ait mühimmatlar dizilmiş, hem ülke gündemine hem de uluslar arası kamuoyuna terör örgütü mensupları olarak lanse edilmeye çalışılıyordu.

    Şehir merkezlerinde silahlı timler, çelik robokoklar, panzerler ve zırhlı onlarca araç eşliğinde ve yüzlerce polisin katılımıyla gerçekleştirilen gece yarısı operasyonlarla evler ve apartmanlar ablukaya alınıyor, kapılar kırılıyor, dehşetengiz hamlelerle uykuda olan kadın, çocuk, genç ve ihtiyarların üzerine hamle yapılıyor ve insanları şoke eden davranışlar sergileniyordu. Adeta İsrail işgali altında bulunan herhangi bir yerleşim merkezine, İsrail güvenlik güçlerinin Filistinlilere yönelik yaptıkları operasyonları andırıyorlardı. Halbuki operasyonlara hedef kişilerin çoğu; ya camiye gidip kuran dersi veriyor ya da herhangi İslami bir hizmet yapan kimselerdi. Özellikle Gaffar Okan’ın Diyarbakır’da estirdiği terör, televizyonlara kahramanlık manzaraları ve başarı kareleri olarak yansıtılıyordu.

    Aynı şekilde 2000 yılı Beykoz operasyonundan sonra cemaat mensuplarının tespit edildiği evlere ağır silahlarla saldırılıyor, ölçüsüz güç kullanılarak hiçbir hukuki kurala riayet edilmeden Müslümanlar infaz ediliyordu. Yapılan saldırılar sanki normal evlere değil de askeri kamp veya karargahlara yapılıyordu. Oysa çoğu zaman bir apartman dairesi veya sade bir ev’di operasyona maruz kalan. Ve elde edilen bilgiler çok daha vahim planları deşifre ediyordu. Bunlardan sadece bir örnek vermekle yetinelim: 5 Eylül 2001’de Adana’nın Tekir ile Niğde’ye bağlı Çiftehan beldesindeki iki eve yapılan operasyon öncesi daha önce herhangi bir şekilde parmak izleri kayıtlara geçen kişilerin parmak izleri kayıtlardan alınmış, boş kovanlar hazırlanmış ve bu boş kovanların üzerinde bu parmak izlerinin tespit edildiği tutanağa konulmuş ve daha sonra operasyon yapılmıştır. Tutanak daha önceden hazırlandığı için operasyona maruz kalan evlerde bulunmayanlar dahi olayda silah kullanmış, silahlarda ve boş kovanlarda parmak izleri tespit edilmiş olarak gösteriliyor. Aynı şekilde olayda bir tek silah bulunmasına rağmen evde olanların bir çok silahı kullandıkları daha önceden hazırlanan tutanakta yer alıyor.

    Yapılan operasyonların hemen hepsinde hiçbir hukuki prosedür uygulanmadan direk saldırı yapılıyordu. Hatta bazı operasyonlarda mukavemet olmadığı halde yine güvenlik güçleri silah kullanıyor ve önlerine çıkan her kim ise sorgusuz sualsiz vuruluyordu. Ceylanpınar ilçesinde oğlunu aradıkları bir müslümanı kapıyı açar açmaz silahla tarayıp şehid ettiler.

    Bu tür uygulamalardan dolayı operasyona maruz kalan cemaat mensuplarının kendilerini savunmaktan başka çareleri yoktu. Zaten yapılan operasyonlar, cemaat mensuplarını yakalamaktan çok silahlı çatışma çıkarmak ve infaz etmeye yönelikti. Savaş sahnelerini andıran operasyonlar da bunu açıkça ispat ediyordu. Bütün bu operasyonlarda rejim güçlerinin maksat ve hedefleri; cemaati silahlı, şiddet yanlısı terörist bir örgüt olarak lanse etmeye yönelikti. Bu, Hizbullahi cemaat ile yapılan mücadelenin çok daha önceden planlanmış bir projenin idamesiydi. Bütün bunlar bilinçli ve uzun vadeli hesaplar yapılarak icra ediliyordu. Oysa Hizbullah Cemaatinin hiçbir terörist faaliyeti olmadığı gibi terörizm kapsamına giren bütün suçlar, Hizbullahi cemaatin mücadele alanlarını teşkil ediyordu. Rejimin bu gayretleri, global küfür güçlerinin İslami hareketleri terörist örgütler olarak lanse etme projesinin Türkiye’deki uygulamasıydı. “Eğer İslami hareketler, terörizmden uzak duruyor ve terör faaliyetlerine bulaşmıyorlarsa o zaman bu hareketleri bu alanlara çekmek gerekir” projesi bu güçlerin stratejilerinden biridir.

    Hizbullah Cemaatini El Kaide ile ilişkilendirme Gayretleri:

    Rejimin istihbarat ve güvenlik güçleri bütün gayretlerine rağmen cemaati ne terörize edebildiler ne de terör faaliyetlerine bulaştırabildiler. Gösterdikleri bütün gayretlere rağmen bunu başaramadılar. Cemaat Allah'ın yardımıyla bütün bu tuzakları boşa çıkardı. Bu sefer aynı güçler 11 Eylül 2001 ikiz kule saldırılarıyla en büyük ve en tehlikeli terörist örgüt olarak lanse edilerek ilan edilen El Kaide ile cemaati ilişkilendirme gayretlerine girişti. Bu güçler, İstanbul’da daha önce cemaate yakın olarak bildikleri iki kişi ile İslami hassasiyetlere sahip kişiler olarak yakınlaşmaya çalışırlar. Cemaate yakınlıkları ile bildikleri bu iki kişi ise, cemaatle resmi bir bağları olmayıp sadece cemaate sempati duyan insanlardı. Cemaatsel ve teşkilatsal bir tecrübe ve hassasiyetleri olmadıkları için kendilerine yaklaşan kişilerin art niyetlerini fark edememiş ve onlara İslami hassasiyetlerinden dolayı sevgi beslemişler ve bir Müslüman olarak yardımcı da olmak istemişler. Bu arada bunlar vasıtasıyla Azerbaycan’a bazı adreslere 3-5 bin dolar havale edilmiştir. Tamamen iyi niyetle yapılan bu yardımcı olma durumu üzerine bu iki kişi takip edildiklerini fark ediyorlar. Cemaat durumdan haberdar olunca, resmi hiçbir ilişkileri bulunmayan bu iki kişiyi sert bir şekilde ikaz etmiştir. Bu durumlar tamamen cemaat dışında cereyan ettiği gibi hiçbir alakası olmamasına rağmen kısa bir süre sonra gazetelere “ El Kaide’nin para transferinin ve lojistik desteğinin Hizbullah tarafından yapıldığı” şeklinde yansıdı. Buna benzer iki üç girişim daha yapıldı ancak hepsi de boşa çıkarıldı.

    Cemaat İçerisinden Bazı Önde Gelen Kişilerle Anlaşıp Hareketin Başına Getirme Gayretleri:

    Hizbullahi Cemaatin ortaya çıkardığı rejimin derin devletine bağlı güçlerin ilginç projelerinden bir tanesi de; Cemaat içerisinden önde gelen birileri ile anlaşıp onları hareketin başına getirme projesidir. 2000 öncesi süreçte bu yönde gösterilen bütün gayretler en alt kademelerin bir üstüne çıkamıyordu. En alt kademede yapılan bu faaliyetler de tespit edilmiş ve akim bırakılıyordu. Ancak Beykoz operasyonu sonrası süreçte kendilerince yakaladıkları önemli kişilere bu tekliflerini yapıyorlardı. Kendilerine; eğer bizimle anlaşırsanız sizin hareketin başına gelmenize yardımcı olacağız. Nitekim kaçırarak günlerce her türlü işkenceye maruz bıraktıktan sonra yine de teslim alamadıkları cemaat mensuplarına bütün bunlardan sonra yine de bu teklifi yapıyorlardı. Bu alanda da şimdiye kadar gösterdikleri bütün gayretlere rağmen hiçbir başarı elde edememişlerdir. Allah’ın izniyle hiçbir zaman da başarılı olmayacaklardır. Cemaat, Kemalist rejimin derin devletini ve ona bağlı bütün güçlerinin plan, proje, hedef, maksat, mantık ve taktiklerini çok iyi anlamıştır.

    Selam ve dua ile….               Said GABARİ

Diger Basliklar
   REJİM’İN HİZBULLAHİ HAREKETE KARŞI DERİNDEN MÜCADELESİNİN KARANLIK VE KİRLİ PERDELERİ -20 / SAİD GABARİ
   REJİM’İN HİZBULLAHİ HAREKETE KARŞI DERİNDEN MÜCADELESİNİN KARANLIK VE KİRLİ PERDELERİ - 19 / SAİD GABARİ
   REJİM’İN HİZBULLAHİ HAREKETE KARŞI DERİNDEN MÜCADELESİNİN KARANLIK VE KİRLİ PERDELERİ - 18 / SAİD GABARİ
   REJİM’İN HİZBULLAHİ HAREKETE KARŞI DERİNDEN MÜCADELESİNİN KARANLIK VE KİRLİ PERDELERİ - 17 / SAİD GABARİ
   REJİM’İN HİZBULLAHİ HAREKETE KARŞI DERİNDEN MÜCADELESİNİN KARANLIK VE KİRLİ PERDELERİ - 16 / SAİD GABARİ
   REJİM’İN HİZBULLAHİ HAREKETE KARŞI DERİNDEN MÜCADELESİNİN KA-RANLIK VE KİRLİ PERDELERİ - 15 / SAİD GABARİ
   REJİM’İN HİZBULLAHİ HAREKETE KARŞI DERİNDEN MÜCADELESİNİN KA-RANLIK VE KİRLİ PERDELERİ - 14 / SAİD GABARİ
   REJİM’İN HİZBULLAHİ HAREKETE KARŞI DERİNDEN MÜCADELESİNİN KARANLIK VE KİRLİ PERDELERİ - 13 / SAİD GABARİ
   REJİM’İN HİZBULLAHİ HAREKETE KARŞI DERİNDEN MÜCADELESİNİN KA-RANLIK VE KİRLİ PERDELERİ - 12 / SAİD GABARİ
   REJİM’İN HİZBULLAHİ HAREKETE KARŞI DERİNDEN MÜCADELESİNİN KARANLIK VE KİRLİ PERDELERİ -11 / SAİD GABARİ
   REJİM’İN HİZBULLAHİ HAREKETE KARŞI DERİNDEN MÜCADELESİNİN KARANLIK VE KİRLİ PERDELERİ -10 / SAİD GABARİ
   REJİM’İN HİZBULLAHİ HAREKETE KARŞI DERİNDEN MÜCADELESİNİN KARANLIK VE KİRLİ PERDELERİ -9 / SAİD GABARİ
   REJİM’İN HİZBULLAHİ HAREKETE KARŞI DERİNDEN MÜCADELESİNİN KARANLIK VE KİRLİ PERDELERİ -8 / SAİD GABARİ
   REJİM’İN HİZBULLAHİ HAREKETE KARŞI DERİNDEN MÜCADELESİNİN KARANLIK VE KİRLİ PERDELERİ – 7 / SAİD GABARİ
   REJİM’İN HİZBULLAHİ HAREKETE KARŞI DERİNDEN MÜCADELESİNİN KARANLIK VE KİRLİ PERDELERİ -6 / SAİD GABARİ
   REJİM’İN HİZBULLAHİ HAREKETE KARŞI DERİNDEN MÜCADELESİNİN KARANLIK VE KİRLİ PERDELERİ -5 / SAİD GABARİ
   REJİM’İN HİZBULLAHİ HAREKETE KARŞI DERİNDEN MÜCADELESİNİN KARANLIK VE KİRLİ PERDELERİ -4 / SAİD GABARİ
   REJİM’İN HİZBULLAHİ HAREKETE KARŞI DERİNDEN MÜCADELESİNİN KARANLIK VE KİRLİ PERDELERİ -3 / SAİD GABARİ
   REJİM’İN HİZBULLAHİ HAREKETE KARŞI DERİNDEN MÜCADELESİNİN KARANLIK VE KİRLİ PERDELERİ -2 / SAİD GABARİ
   REJİM'İN HİZBULLAHİ HAREKETE KARŞI DERİNDEN MÜCADELESİNİN KARANLIK VE KİRLİ PERDELERİ -1 / SAİD GABARİ
İlan ve Mesajlar
 
 
 
Şehid Rehber
Şehidlerin Hayatı
Savunmalar
Manifesto


K. Dilinden Hizbullah


Anasayfa | Videolar | Arama | Siteyi Öner | Mobil | İletişim | Yukarı Git