Hizbullahi Hareketi, İslami Söylem Ve Oluşumlarla Vurma Stratejisi:

Bınavê Xuda

Önceki bölümlerde cemaate alternatif olabilecek ve bunlar vasıtasıyla cemaatin gücünün kırılması amaçlanan yapı ve oluşumlardan bahsetmiştim. Bunların yanında rejim güçleri, Hizbullahi hareketin etkinliğini kırmak için buna benzer başka yöntemlere de başvuruyordu. Bunları birkaç başlık altında ele almaya çalışacağım.

Ajan ve Muhbirleri Kullanarak:

Bunların başında cemaat tabanı içerisine sızdırdıkları ajanları ve yine cemaat tabanı içerisinde her hangi bir yolla (bu yol ve yöntemleri daha önceki bölümlerde ele almıştım) muhbirleştirdikleri işbirlikçileri gelir. Bunlar vasıtasıyla alttan alta “cemaatin ileri gittiğini, haksız suçlama ve ithamlarla özellikle kendi mensuplarını öldürdüğünü, cemaat sorumlularının kendi başlarına buyruk hareket ettiklerini, bunların yeteri ilim ve yeteneğe sahip olmadığını…” ve buna benzer ithamlarla propaganda yapıyorlardı. Sonra yapılan ajan ve muhbir sorgularından anlaşıldı ki bunlara bu görev verilmiş; bu yöntemle hem cemaat tabanı içerisinde bir gündem oluşturarak ajan ve muhbirlerin güvenliği sağlamaya, hem de cemaat tabanı içerisinde fitne çıkararak özellikle sorunlu olan insanları cemaatten uzaklaştırmaya çalışıyorlardı. Özellikle sorunlu olan, sempatizan düzeyinde olan ve zayıf gördükleri kişilere bu propaganda çokça yapılmıştır. Ajan ve muhbirlere, sürekli sorumluları hem cemaate yazılı olarak şikayet etmelerini hem de cemaat tabanı içerisinde sürekli aleyhlerinde dedikodu yapmalarını, kendilerine niye böyle yapıyorsunuz? Denildiğinde de “bizim şikayetimiz sorumlulardandır, bizim cemaatle hiçbir sorunumuz yoktur, cemaatin emrine hazırız, bu sorumlulardan olan şikayetlerimiz de cemaatin selameti içindir, bunlar sorumluluğa layık değiller, sorumluluklarını yerine getirmiyorlar…” gibi cevaplar vererek sürekli cemaati meşgul etmelerini ve karışıklık çıkarmalarını talimat olarak vermişler.

Yine bu ajan ve muhbirlerin sorgularından anlaşılan bir başka yöntem de şudur. İslamcı ve cemaat mensubu olarak tanınan ve kendilerini böyle gösteren ajan ve muhbirler, halkın arasında “cemaatin İslami olmadığını, İslami emir ve nehiylere riayet etmediğini, kendileri işin içinde oldukları için bunları müşahade ettiklerini ve bu nedenle uzaklaştıklarını” yayıyorlar. Ayrıca yine bunlar, cemaatin devlet tarafından kurulduğunu ve PKK’ya karşı kullanıldığını, hem PKK’nın hem de Hizbullah’ın devlet tarafından idare edildiğini ve bunlar vasıtasıyla Kürd halkının sömürüldüğünü” propaganda ediyorlardı.

Tarikatları Yaygınlaştırarak:

Bölgede özellikle Adıyaman’daki Menzil tarikatı yaygınlaştırılmaya çalışıldı. Bizatihi başta polisler olmak üzere onlara bağlı kişiler bu işe öncülük ettiler. Polisler tarafından tutulan evler, bu evlerde zikir törenleri düzenleme, halkı bu tür evlere davet ederek sohbetler düzenleme, otobüs ve dolmuşlarla insanları Adıyaman’daki Menzil Şeyhinin ziyaretine götürüp müritleştirme faaliyetleri icra edilerek desteklendi. Özellikle 94-96 yılları arası bu işe hız verildi ancak tutturulamadı.

PKK’nın bölgede etkin olduğu 90’lı yılların başında PKK tarafından faaliyetlerine izin verilmeyen Fethullahçı ve Nurcu kesimler tamamıyla faaliyetlerini askıya alıp kimi PKK’ya haracını vermeye, kimi hiçbir yapı ile alakalarının olmadığını dile getirerek PKK nezdinde kendini temize çıkarmaya, şirin görünerek yağ çekmeye, kimi de suya sabuna dokunmayan bir pozisyona girdiler. Bölgede var olan diğer irili ufaklı gruplar ise kimi PKK ile anlaştı, mensuplarının listesini verdi, kimi de faaliyetlerini askıya alıp sahneden çekildi. Bölgede şeyhlerin ve seyitlerin tekke ve divanları PKK’nın denetimine geçti. Buralarda PKK propagandası yapılır ve faaliyet mekanları olarak kullanılırdı. Fethullahçılar da sadece polis ve memurlar arasında varlık gösterebiliyorlardı. Bölge halkı, Fethullahçıları polisler ve başta öğretmenler olmak üzere memurlardan tanır. Bölgede sevabına çocuklara Kur’an dersi veren yaşlı hanımlar ve cami sofileri dahi ikaz ve tehdit edilerek Kur’an dersi vermeleri engellendi.

Ne zaman ki Hizbullahi cemaat bölgede etkinliğini artırıp korku duvarlarını yıktı, o zaman başta fethullahçılar olmak üzere diğer gruplar da faaliyetlerine hız verdiler. Bu dönemde özellikle cemaatin etkinliğini kırmak için bazı gruplar devlet tarafından desteklenerek aktif hale getirildiler. Bunlar arasında yukarıda bahsettiğim Menzil Tarikatı ve Fethullahçılar en çok desteklenen gruplardır.

Fethullahçıları Kullanarak:

Fethullahçılar, halktan çok, polis ve memurlar arasında ve bölgenin aristokrat kesimi içerisinde varlık gösteriyorlar. Bu grup, anlayışları gereği hiçbir İslami grup ve yapı ile kaynaşmadıkları gibi kendileri dışında başka hiç kimseyi kabul etmez ve kale almazlar. Bu dönemde Hizbullahi cemaate karşı açıkça düşmanlık yapmaya cesaret edemedikleri halde zımnen sürekli olarak karşısında olduklarını göstermiştir. Bu tavırları 2000 yılına kadar böyle devam etti. Cemaatin, 17 Ocak Beykoz operasyonu ile yediği darbeden sonra tavır ve düşmanlıklarını açıktan açığa yapmaya başladılar. Bölgede Risale-i Nur geleneğinden gelen hiçbir kesim düşmanca tavırlar içerisine girmezken, bunlar özellikle basın ve medya yoluyla Hizbullahi cemaate saldırdılar. Malum laik medya’dan da ileri giderek, onların dahi yapmadıkları iftira ve karalamaları yapmaya başladılar. Hizbullah hakkında  “Hizbulvahşet” ismini bunlar kullandı. Bu kesimin önemli kademelerinde bulunanlar devlete bağlı sadık fertler olduklarından dolayı, yapı içerisinde özellikle Risale-i Nur geleneğinden gelenler varlık gösteremiyorlar ve etkin olamıyorlar. Yavaş yavaş Risale geleneği terk edilmeye çalışıldığı gibi yerine Fethullah Hoca ekolü yerleştirilmeye çalışılıyor.

Bir zamanlar PKK, bütün imkanları ile Hizbullah cemaatine karşı mücadele etti. Basın ve medyası başta olmak üzere halk arasında yaptığı canlı propaganda ile atmadığı çamur ve etmediği iftira kalmadı. Bunun yanında silahlı mücadeleye başvurarak yüzlerce Müslümanın kanını akıttı. Buna rağmen başarılı olamadı. Rejimin derin güçlerinin bu çatışmayı körüklemek ve uzatmak için yaptığı komplo ve provokasyonları yazmıştım. Bunlar tutmadı. Cemaate alternatif olsun diye tasarladıkları projeleri de akamete uğratılınca galiba sıra Fethullahçıları devreye sokmaya gelmiş. Şimdilerde bu grup elindeki bütün imkanlarla Hizbullah cemaatine karşı alenen düşmanlık yapmaktadır.

Bu dizide rejimin, derin güçleri vasıtasıyla Hizbullahi cemaate karşı başvurduğu taktik ve yöntemleri ele alarak icra ettikleri kirli faaliyetleri ve derinden derine verilen bir mücadeleyi ele almaya çalıştım. Elbette bu mücadelede çok daha detaylı bilgileri de vermek mümkündür. Hatta denilebilir ki, bu dizide ele aldıklarım bu mücadelenin belki bir özeti mesabesindedir. Ele alınan bütün konular detaylandırılabilir ve örneklendirilebilir.

Bu diziye burada son veriyorum. Ancak başka çalışmalarla yine benzer konuları işlemeye devam edeceğim inşallah. Bütün tepkilere açık olduğumu belirterek, bu dizide ele aldığım bütün konuları detaylandırmaya ve müşahhaslaştırmaya da hazırım.

Selam ve dua ile…

Said Gabari

Bitti.