H…..nin ailesi onun anlattıklarına kani olup duruma vakıf olduktan sonra savcılığa haber verir. Bir gün öncesinde yine savcılığa müracaat etmiş ve H…..nin kaybolduğunu söylemişlerdi. Bu kez, H…..nin başından geçenleri anlatacaklardı. O gözü dönmüşleri deşifre edip durduracaklardı. Savcılığa gidecekleri gün, daha önce H…..yi sürekli takip edenler arabalarla H…..ve ağabeylerinin bulunduğu işyerinin yakınına gelirler, aleni bir şekilde H…..ye el-kol, kaş-göz hareketleriyle bir şeyler işaret edip gözdağı vermeye çalışırlar. H….nin ağabeyleri bütün bunları görür ve fark ederler, ancak ne pahasına olursa olsun savcılığa gidip durumu anlatmaktan geri durmazlar. Ağabeyleri, H……yi alıp arabayla savcılığın yolunu tutarlar. Ancak takip edenler bunların peşlerini bırakmazlar, birkaç araba ile birlikte ve açık bir şekilde onları takip ederler. Bir siyah HYUNDAİ starex, bir TRANSPORTIR, bir beyaz KORNET, bir gri KORNET, eski model kırmızı renkli bir MAZDA, bir KOMBO ve ayrıca bir de bir RENAULT taksi ile onları takip ederler. Yakından takip ettikleri için birbirlerini de yakından görürler ve bu arada yine el-kol hareketleriyle tehditler savurup gözdağı vermeye çalışırlar. Kısa bir kovalamacadan sonra H…..nin ağabeyleri onu Bakırköy adliyesine götürürler. Ancak onları takip edenler, onlardan önce adliyeye varmıştır bile. H…. ve ağabeyleri adliyeye girdiklerinde, takip edenler de içeri girerler ve işaretlerle tehditlerine daha yoğun bir şekilde devam ederler. Bundan sonrasını, mağdur edilenlerin ağzından dinleyelim. “Adliyeye girdikten sonra hemen savcının yanına çıktık. Savcıya dedik kayıp çocuk budur. Savcı da “ee ne güzel, bulmuşsunuz, gözünüz aydın” dedi. Biz de: “gözümüz aydın da kaçıranlar hala peşimizde” dedik. Savcı, karakola haber verdiniz mi dedi. Vermedik dedik. Neden diye sordu. Biz de ailemizin bütün fertlerinin hayatı tehlikededir dedik. Bizi takip edenler kendilerinden o kadar emin ki senin kameralarına aldırış etmeden senin makamına kadar gelebiliyor. Bundan dolayı can güvenliğimiz yoktur dedik. Savcı bize olmaz böyle şey, kimdir bunlar dedi. Biz de polis olduklarını tahmin ediyoruz, hatta istihbarattır dedik. Peki, sizin her hangi bir şeyle alakanız var mıydı dedi. Evet, geçmişte Hizbullah davasından soruşturma geçirdik, babamız halen cezaevinde dedik. Olayın ciddiyetini sanki o zaman yeni anladı. İşin içinden çıkamayınca ikinci bir savcı çağırdı. Savcılar olayın nasıl olduğunu sordular, biz de kaba hatlarıyla anlattık. Bizi dışarı çıkardı, çocuk benimle kalsın dedi….” Ardından bir polis ekibi çağrılır ve ağabeyleriyle birlikte H…… de emniyete götürülürler. H…..yi önce çocuk bürosuna almak ve olayı cinsel istismar olarak adli bir vak’a şeklinde kayda geçirmek isterler. Ancak H……nin ağabeyleri bunu kabul etmezler. Olayın öyle basit bir cinsel istismar olmadığını söylerler ve gereği gibi üzerinde durulması gerektiğini isterler. Çocuk bürosundaki amir, olup bitenleri biraz dinledikten sonra asayiş şubesine haber verir. Asayişten 4-5 kişi gelir ve H…..yi bir odaya götürerek ifadesini alırlar. H……, bu kısmı şu şekilde anlatıyor : “Beni içeri aldılar. Anlatmamı söylediler. Ben de anlatmaya başladım. Konuşurken doğru olan yerleri ve bilgi içerikli yerleri anlattığım zaman kızıyor, sözümü kesiyor ve sen yalan söylüyorsun diyordu. (omzunda tek yıldız vardı.) bana sen psikopatsın, yalan söylüyorsun diyordu. Sonra kızıp ve dışarı çıktı. O dışarı çıkınca diğerleri de dışarı çıktı.” Şube amiri odadan çıkınca H……nin ağabeylerine dönerek : “Bu çocuk bütün bunları uyduruyor, çok kurtlar vadisi izlemiş” diyerek olayı kapatmak ister, ancak H…..nin ağabeyleri işin peşini bırakmazlar ve üzerinde durulmasını isterler. Bunun üzerine şube amiri oradaki polislere dönerek, gerekenleri yapmalarını söyler. Mağdurları bir müddet emniyette tutarlar ama oyalamaktan başka da bir şey yapmazlar. H……nin ağabeyleri, bu arada avukat isterler. Avukat gelir, H…..nin ifadesini alır. H…..ve ağabeyleri bir müddet emniyette bekletildikten sonra gidebilirsiniz, yarın sizi tekrar çağıracağız denerek eve yollanırlar. Bunlar eve geldikten sonra, telefonla evlerine haber verilip tekrar gelmeleri söylenince, geri emniyete giderler. Ancak tüm bu gidiş gelişlerde yüzü lekeli olan şahıs ve ekibi tarafından da adım adım takip edilirler. Emniyete geri gittikten sonra, kendilerine; “söylediğiniz adreslere operasyon yapacağız” derler ve yanlarına iki polis verip göndermeye çalışırlar. Bunlar önce şaşırırlar, sonra da iki kişilik polisle operasyon mu olurmuş diye itiraz ederler. Ama kendilerini oyaladıklarını da artık net olarak anlarlar. Yanlarına iki polisi daha ekleyerek dört kişilik polislerle, daha önce H……nin götürüldüğü yerlere giderler ve oralara bakıp ellerindeki kağıtlara bir şeyler not ederler. Bu arada onları takip edenler halen peşlerinde ve takip etmeye devam etmektedirler. H…..nin daha önce götürülüp çıplak vaziyette kameraya alındığı eve giderlerken, yüzü lekeli şahıs H…..ye yaklaşarak “Bildiklerinin yüzde ellisini anlattın, daha fazlasını anlatırsan seni öldürürüz” şeklinde tehdit eder. Bunlar gece saat 01 civarında emniyete dönerler ve H……ile ağabeylerine eve gidebilirsiniz derler. H….nin ağabeyleri, tutulan tutanakların birer fotokopisini isterler, ancak sözde tutanakları onlara imzalatmadıkları gibi vermezler de ve yarın sizi tekrar çağıracağız derler. Ve netice….. koskoca bir hiç. Savcılık ve emniyet tarafından bir netice alınmıyor. Bundan sonra ne olacağı da malum değil. Ancak her şeye rağmen H……nin ailesi doğru olanı yapmış. Eğer H…..nin üzerinde durmaz, gerçekleri ondan öğrenmez ve olayın üstüne gitmemiş olsaydı, belki H….şu anda çok daha kötü hallere düşürülmüş olabilirdi. Bundan sonra da umarız H……nin peşine kimse düşmez ve ondan tamamen uzak dururlar. Fakat ne yazık ki bu gözü dönmüşlerin kirli faaliyetleri sadece bu olayla sınırlı değil ve ağlarına düşürdükleri zavallılar da sadece H…… ile sınırlı değil. Şu anda kontrollerine alıp kirli işlerde kullandıkları daha kaç tane H….. olduğunu ancak Allah bilir. H….., yaşanan gerçeklerden sadece bir tanesidir. Aynı durumda, hatta belki çok daha kötü durumda olan acaba kaç genç/çocuk vardır. Bunlar mutlaka durumlarını ailelerine, büyüklerine veya güvendikleri yakınlarına bildirmelidirler. Takip mi ediliyorlar, taciz mi ediliyorlar, tehdit mi ediliyorlar, oyuna getirilip tuzağa mı düşürülmüşlerdir, şu anda geri dönüşü olmadığını düşündükleri bir noktaya mı gelmişler…….vs bütün bunları vakit geçirmeden mutlaka haber vermelidirler. Bundan kurtulmak için bunu yapmalıdırlar. Gizlemek hiçbir surette çare olmadığı gibi, giderek daha fazla batacaklarını bilmelidirler. Bu gözü dönmüşlerden kurtulmanın en kolay yolu, onları deşifre etmektir. Acaba içine düştüğüm durum bilinir ve öğrenilirse ne olur, nasıl karşılanırım diye sustukları zaman, durumlarını iyileştirmedikleri gibi gittikçe daha da kötüleştireceklerini ve günahlarına her gün yeni günahlar ekleyeceklerini hesap etmelidirler. Ayrıca durumlarının öğrenilmesine karşın içine düştükleri halden kurtulmaları, durumlarının gizli kalıp içinde bocaladıkları kötü halde kalmalarından çok çok daha iyi ve hayırlıdır. Müslüman aileler de; boşluk bırakmayacak şekilde çocuklarının günlük yaşamlarını takip edip haberdar olmalıdırlar. Nerelere gittiklerini, kimlerle arkadaşlık ettiklerini, okul ve iş çevrelerini bilmelidirler. Normal olmayan veya tabii görülmeyen bir durumu ciddiye almalı, üzerinde durup açıklığa kavuşturmalıdırlar. Bu gözü dönmüşlerin böyle kirli işlerini kim ne kadar biliyor ve şahit olmuşsa, kim içinde ise ve sıkıntılarını çekiyorsa, bütün bu hususları düşünerek onları deşifre etmeli, kötülüğe karşı doğruluğa ve iyiliğe bir hizmette bulunmalıdır. Korkmayın, deşifre edin bu pis ve kirli işleri, indirin bu vahşilerin çirkin maskelerini. Hakikatleri açıkladığınız zaman siz değil, onlar suçlanacak, çünkü onlar suçludurlar. Siz değil, onlar kötülenecek, çünkü onlar kötüdürler, kötü işlerle uğraşıyorlar. Sizin değil, onların başı eğik olacak, çünkü siz hakikati ikrar edip kirli işlere alet olmak istemediğiniz için onurlu bir tavır sergilemiş, onların ise kirli işleri deşifre olmuş olacaktır. Unutulmamalıdır ki; bu kirli işler ve bu kirli işleri tertipleyip icra edenler deşifre edildikçe ve ortaya serilip kamuoyuna sunuldukça azalacak, üzeri örtüldükçe, gizli-saklı kaldıkça ve bunlara karşı sessiz kalındıkça çoğalacaktır. |