Allah’ın adıyla!

Allah’a (cc) hamd, Rasulüne, aline, ashabına ve kıyamete kadar yolunu sürdürenlere selam olsun.

Allah (cc) tarafından İslam ümmetine hediye edilen iki bayramdan ikincisi olan ‘Kurban Bayramı’na ulaşmış bulunmaktayız.

“Rasulullah (sav) Medine’ye hicret ettikten sonra, Medinelilerin iki bayram yaptıklarını öğrendi. Medineliler bu bayramlarda oyun oynar ve eğlenirlerdi. Bu durum üzerine Rasulullah (sav); ‘Allah Teala size kutladığınız bu iki bayrama bedel olarak daha hayırlısını, Ramazan Bayramı ile Kurban Bayramını lütuf olarak verdi’ diye buyurdu.” (Ebu Davut, Nesai, Ahmet b. Hanbel)

Böylelikle İslam ümmetine ikram olarak iki bayram verildi. Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı. Ogün bu gündür Müslümanlar arasında bu iki bayram kutlanmaktadır.

Bu günler, dargınlıkların bir tarafa bırakıldığı, küskünlerin barıştığı/barıştırıldığı, birbirlerine uzak olanların buluştuğu, akrabaların, komşuların, dostların, muhtaçların sorulduğu, ziyaretleşmelerin, kaynaşma ve dayanışmanın yaşandığı/yaşatıldığı ve bütün bunların sevinç ve neşeye dönüştüğü günlerdir/öyle olmalıdır, Müslümanlar bu günlerde sevinçli ve neşeli olmalıdır.

Ama gelin görün ki; dünyanın pek çok yerinde Müslümanlar bu güne acı ve gözyaşı ile giriyorlar. Irak’ta, Afganistan’da, Filistin’de, Çeçenistan’da ve daha pek çok yerde her gün Müslümanların kanına giriliyor, evleri başlarına yıkılıyor, çocuklar öldürülüyor, aileler dağılıyor. Yine buralarda, Keşmir’de, Çin (Sincan)’da, Pakistan’da, Mısır’da, Tunus’ta, Cezayir’de……ve Türkiye’de Müslümanlara yönelik baskı ve zulümler yaşanıyor, İslami yaşantılarına engel ve yasaklar konuyor, operasyonlar yapılarak cezaevlerine atılıyor, işkencelerden geçiriliyorlar.

İnsan haklarının Müslümanlara karşı rafa kaldırıldığı Türkiye’de, devlet eliyle yürütülen fiili baskı ve zulümler kesintisiz devam ettiği gibi, son zamanlarda harekete geçirilen bir takım odaklar vasıtasıyla da Müslümanlara karşı ek cepheler açılmıştır. Müslüman kesime karşı yapılan bunca zulüm, baskı, yasak ve operasyonlar yeterli gelmemiş olacak ki, yakın aralıklarla operasyonlar tekrarlanmakta ve Müslümanlar aleyhine oluşturulan hava sıcak tutulmaya çalışılmaktadır. Gerekçe bulunmadığı için de söz konusu odaklar kanalıyla kamuoyuna yalan ve iftiraya dayalı haber ve hayali olaylar sunulmaktadır. Bir yandan yapılanlara meşruiyet kazandırılmakta, öte yandan başka başka gerekçeler oluşması için tahrik ve provoke edilmeye çalışılmakta, diğer bir yandan da yıpratmaya ve Müslüman halk nezdinde karalamaya çalışılmaktadır.

Zaman olarak önemli bir süreçten geçiyoruz. Keskin virajlarla dolu dar yollardan geçiyoruz. Garip, düşündürücü ve bir o kadar da endişe verici tablolarla karşılaşıyoruz.

Ve işte böyle bir iklimde, bir Kurban bayramına daha kalbi buruk giriyoruz.

Ama biz Müslümanız. Alemlerin Rabbi olan Allah’a (cc) inanıyoruz. Biliyoruz ki Allah (cc), bütün olup bitenleri ve yapılanları hakkıyla görüyor, biliyor ve haberdardır. İsterse Müslümanları bu sıkıntılı halden bir an evvel kurtarır, düşmanlarını zelil ve rezil eder. Ancak şunu da biliyoruz ki, ölümlü olan şu dünya hayatı, insanların tercihlerini yapıp saflarını belirleyecekleri ve kullukla ilgili kimliklerini ortaya koyacakları bir hayat sınavıdır. Her kes, ortaya koyduğu fiilleriyle ne olduğunu ve hangi safta yer aldığını izhar edecektir. Mü’minler de, başlarına gelen ve gelecek her türlü sıkıntılara, bela ve musibetlere rağmen Allah’ın dinine bağlı kalmakla, İslam davasına sahip çıkmakla ve bu yolda gereken mücadeleyi vermekle imanlarını ispat edeceklerdir. Dolayısıyla Müslümanlarda ümitsizliğe ve yılgınlığa asla yer yoktur. Bulunulan her ortam ve şartlarda, İslami mükellefiyetin gereklerini yerine getirme gayreti vardır. Bu, Kurban bayramında da böyledir.

O halde, Ramazan bayramında olduğu gibi Kurban bayramında da; küskünleri barıştırmak, dargın ve kırgınları buluşturmak, komşuları, akrabaları, dostları, ihtiyaç sahibi fakir ve muhtaçları, özellikle de şehit ve tutuklu aileleri ziyaret edip hallerini sorup dertlerine ortak olmak ve bu vesileyle İslam’ın sosyal dayanışma, yardımlaşma ve kaynaşma ruhunu ihya etmek, yapılacak işler arasındadır. Ayrıca Kurban bayramına has olan ‘Kurban’ konusunda yapılabilecek çok şey vardır. Kesilecek kurbanların fakir ve muhtaçlara ulaştırılmasına dönük organizasyonlar gibi. Yine, fakir ve muhtaçların bayramlık temel ihtiyaçlarını gidermeye dönük yapılacak faaliyetler gibi.

Bu vesileyle; Müslümanların vahdet ve kurtuluşa bir an evvel ulaşması temennisiyle, Mübarek Kurban bayramınızı tebrik eder, kestiğiniz kurbanların, yaptığınız ziyaret ve yardımların kabul olmasını dilerim.

HÜSEYNİ SEVDA EDİTÖRÜ