Ana Menü
   ANA SAYFA

   İLETİŞİM

   SİTEDE ARA

   SİTEYİ ÖNER

   BASIN BÜROSU

   ŞEHİTLER ALBUMÜ
Bir Ayet - Bir Hadis
Bir Ayet:
Allah ve Resûlü bir ise hüküm verdigi zaman, inanmis bir erkek ve kadina o isi kendi isteklerine göre seçme hakki yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karsi gelirse, apaçik bir sapikliga düsmüs olur. Ahzap/36

Bir Hadis:
Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyiliklerdir.
En Son Eklenenler
Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Cemaati Rehberi M...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

HİZBULLAH REHBERİ...

Hizbullah Rehberi...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

ŞEHADETİNİN 23. Y...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 22. Y...

Hizbullah Cemaati...

MUHTEREM EDİP GÜM...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 21. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

YENİ ZELANDA’DAKİ...

ŞEHADETİNİN 19. Y...

ERGENEKON TİPİ YAPILANMALARIN HİZBULLAHA KARŞI FAALİYETLERİ (XIV)

Yahya Demir Çetesi vasıtasıyla; Cemaat Adı Kullanılarak Tehdit, Şantaj, Çek-Senet Tahsilatı Gibi Mafya Usulü Yollarla Halktan Zorla Para Toplandı, Gayri İslami Ve Gayri Ahlaki Davranışlarla Hizbullah Cemaati Halk Nazarında Karalanmaya Çalışıldı.

Evet, Yahya Demir çetesi bütün bu kirli ve çirkin işlere bulaştı. Bu çete elemanlarının yapılan sorgularında, bulaştıkları bütün bu kirli ve çirkin işler ortaya çıkarıldı. Bu elemanlar, Hizbullah cemaatine verdikleri bilgilerle (ki bu bilgiler araştırılıp teyit ettirilmiştir); Polisin, MİT’in veya Jitem’in, ister muhbir ister işbirlikçi isterse başka adlar altında çalıştırdıkları kişi veya çeteleri nasıl insanlıktan çıkardıklarını ve toplumda bir tümör haline getirdiklerini ortaya koymaktadır. Hizbullah cemaati bu tür yapılarla ciddi bir şekilde mücadele etmiş ve çoğunu dağıtmıştır. Burada önemli olan, halkımızın bunlardan haberdar olması ve bunlara karşı duyarlı hale gelmesi. Çünkü bu şer odaklarının, bu dizi boyunca anlatılagelen kirli ve çirkin faaliyetleri son bulmamış, laik Kemalist rejim sahip olduğu zihniyet ve uygulamalarından vazgeçmedikçe de devam edecektir.

Şimdi biz tekrar Yahya Demir çetesine dönelim.

Bu çete bünyesinde faaliyet yürüten A.Ş., yapılan sorgusunda şöyle söylüyor : “……Polis’in bu yönteme başvurmamız ile ilgili talimatından sonra cemaatin adını kullanarak ve polisten de korkma gibi bir sorunumuz olmadığı için çete olarak coşmaya başladık. Özellikle çete başı Yahya Demir, uluorta gözüne kestirdiği kişilere açıktan ve zorbaca, şu kadar para vereceksin, burayı terk edeceksin, kendini affettirmezsen sonun yakındır… gibi tehditlerle para istiyordu. Aldığımız parayı aramızda bölüştürüyorduk. Bu şekilde çok kişiden para topladık…….”.

Yahya Demir çetesine talimat veriliyor. Yapacakları işlerin yöntemleri gösteriliyor. Bölgede etkin güç haline gelen Hizbullah cemaatinin etkinliğinin kırılması gerekiyordu. Hizbullah cemaatine karşı polis ve asker, gizli olarak da jitem zaten mücadele veriyordu. Ancak halk arasındaki etkinliğinin kırılmasına yetmiyordu. Hizbullah cemaatinin karalanması, adına leke sürülmesi ve halkın güvenini yitirmesi gerekiyordu. Bu nedenle Hizbullah cemaati adına bir takım kirli işlerin icra edilmesi ihtiyacı duyuluyordu. İşte bu kirli işler ve nasıl icra edileceğiyle ilgili olarak Yahya Demir çetesine talimat veriliyordu.

Verilen talimatlar doğrultusunda işe koyulan Yahya Demir çetesinin üyeleri; çok sayıda kişiden zorla para aldılar. PKK ile herhangi bir şekilde yakınlık içerisine girenlere gidip; “siz bizi öldüren PKK’ya yardım yapmışsınız ve destek vermişsiniz, dolayısıyla PKK’nın verdiği zarara sizler de ortaksınız. Ya onlara yaptığınız yardımlar kadar bize de yardım edeceksiniz ya da sizleri yaşatmayız” şeklinde tehdit ederek birçoğundan para aldılar. Bazı insanları, kurdukları tuzaklara düşürüp kanunen suçlu bir pozisyona koyduktan sonra şantaj yaparak onlardan zorla para aldılar. Kimi zaman da, hedef seçtikleri insanları tenha bir yerde kıstırıp kafalarına silah dayayarak “falan vakte kadar şu meblağda para getirmezsen kendini ölü bil” şeklinde tehdit ederek zorbalıkla onlardan para aldılar.

Bu yöntemleri kullanarak zorla para aldıkları kişilere, bu sefer çetenin diğer üyelerini göndererek “sizler falan tarihlerde, falan yerlerde Hizbullah’a bu kadar yardım yapmışsınız, bunların belgeleri ve ifadeleri elimizdedir” diyerek ikinci kez şantaj yoluyla bu kişilerden para alma yoluna gittiler. Bu şekilde hem maddi çıkar sağladılar ve hem de Hizbullah cemaatine karşı insanların kafalarını bulandırmaya, güvensizlik ortamını oluşturmaya ve Hizbullah cemaatini zan altında bırakmaya çalıştılar. Çünkü bir taraftan da, bu hadiseleri el altından halka fısıldayarak Hizbullah aleyhinde antipropaganda yapıyorlardı ve yapılanları Hizbullah cemaatine mal etmeye çalışıyorlardı.

Bu çetenin üyelerinin bu konularda verdikleri bilgilerde, olaylar ile birlikte gittikleri şahıslar ve yer isimleri teferruatlı geçmektedir. Ancak bu isimleri vermeyeceğiz. Kimsenin rencide olmasını ve kimseye zarar gelmesini istemiyoruz. Ancak kendileri çıkar da, Yahya Demir veya çetesinin elemanları tarafından maruz kaldıkları hususları anlatırsa ve bunda bir problem görmezse o başka.

Bu çetenin faaliyetlerine iştirak edenlerden A. H. A. de yapılan sorgusunda şu bilgilere yer veriyor: “…..polisin yol göstermesiyle ve teşvikiyle gasp, soygun ve hırsızlık yapma konusunda korkulacak bir merci kalmayınca rahat bir şekilde hareket ediliyordu. Durumuna göre bu yollara başvuruluyordu. Bu faaliyetlerde zaman zaman polis ve yerine göre de başka çetelerle işbirliği yapılıyordu. Mesela; Nusaybin şehir merkezindeki mütedeyyin bir ailenin kuyumcu dükkanı, polisin yardımı ve JİTEM’e bağlı başka bir çete ile ortaklaşa soyuldu…. Bir keresinde çete başı Yahya ve polisler, bir Müslüman’a ait bir aracı gasp edip sattılar…. Cemaat mensubu sıfatıyla sempatizan durumunda bulunan insanların arabaları satın alma adı altında gasp edilerek satılıyor ve paraları verilmiyordu, bunların işyerlerine girilip hırsızlık yapılıyordu…… işte bu gibi davranışlar sergilenerek halkın cemaate karşı nefret duyguları içine girmesine sebep olunuyordu…….bu çete üyeleri olarak bunları yapıyorduk……..”

Başka bir seferinde İdil şehir merkezindeki bir kuyumcu dükkanı soyulmuş, kasası ise, sakinlerinin cemaate yakınlıklarıyla bilindiği bir köyün yakınına bırakılarak soygunun bu köylüler tarafından yapıldığı şüphesi oluşturulmaya çalışılmıştı.

Bundan başka, bölgenin bazı yerlerinde JİTEM ‘e bağlı çeteler tarafından, PKK’ya taraftar veya sempatisi olanların hayvanları sürüler halinde çalınıyor (bazen de gasp ediliyordu) ve Hizbullah cemaatini zan altında bırakacak şekilde hareket edilip izler bırakılıyordu.

Bu yöntemle hem çete üyelerinin maddi ödenekleri karşılanıyor, hem de cemaat şüphe ve zan altına sokularak etkinliği kırılmaya çalışılıyordu. Bölgenin birçok yerinde buna benzer olaylar tespit edilmiştir.

Hizbullah cemaati bölgede etkin bir güç olarak yerini aldıktan sonra, toplumda gerek aileler ve gerekse kabileler arasında kemikleşmiş sorun ve anlaşmazlıkların çözümü için cemaate başvurular başladı. Hizbullah cemaati de halkın bu sorunlarına eğildi ve çözmeye çalıştı. Cemaatin bu gayret ve çabası görüldükçe ve sorunlar çözüldükçe halkın teveccühü giderek arttı, daha çok başvurular yapıldı. Özellikle 94 yılından sonra bu yönde ciddi bir yoğunluk oluştu. Öyle ki; yarım asırlık sorun ve anlaşmazlıklar dahi getirildi. Arazi anlaşmazlıkları, kabileler arasında süregelen kan davaları, ticari anlaşmazlıklar, miras meseleleri, ailevi sorunlar vs gibi her türden sorunlar yoğun bir şekilde geldi.

Bu sorunların Hizbullah cemaati tarafından çözüme kavuşturulması, toplum içinde ciddi bir güven duygusu oluşturmuştu. Çünkü “sorun ve anlaşmazlık çıkarsa bir şekilde cemaate bildirilecek, cemaat olaya el atacak ve neticede halledecek” düşüncesi yer etmeye başlamış ve neticesinde böylesi sorun ve anlaşmazlıklar gözle görülür bir azalmaya yüz tutmuştu.

Rejim güçleri, bu durumu hazmetmiyorlardı. Hizbullah cemaatinin bu yöndeki faaliyetlerini baltalamak için birçok yola başvurulmakla birlikte, bu çeteleri de devreye sokmuşlardı. Yahya Demir çetesi, bu amaçla pek çok işe bulaştırıldı.

A. Ş. bu konuda da şunları söylüyor: “….özellikle maddi sorun ve anlaşmazlıkları olanlardan çete elemanlarına başvuruda bulunanlar ile anlaşıp karşı tarafı sıkıştırıyorduk. Cemaat gücünden istifade ederek karşı tarafı verdiğimiz çözümü kabule zorluyorduk. Başka çareleri yoktu zaten. Bu şekilde haklıyı haksız, haksızı haklı yaparak hem cemaatin imajını zedeliyorduk hem de anlaştığımız taraftan da payımıza düşeni alıyorduk……Bölgede sorunlu olan arazilere yönelik elimizdeki bilgilerden de istifade ederek birileri ile anlaşıp ya bu arazilere el koyup satıyorduk ya da işletenlerden haraç alıyorduk…….Alacaklarını tahsil etmede zorlananlardan bize başvuranlarla anlaşma yoluna giderek alacaklarını aldığımız takdirde bize ne kadarını vereceği hususunda pazarlık yapıyorduk. Yavaş yavaş çemberi genişleterek çek senet tahsiline de başladık. Adeta bir mafya çetesine dönüşmüştük. Artık sadece bölgede değil, ta Mersin ve Antalya’ya kadar hüküm sürmeye çalışıyorduk. Özellikle Akdeniz bölgesinde çek-senet tahsili işine girmiştik. Hızlı girmiş olacağız ki, Mersin ve Silifke’de bu işlerden dolayı karakolluk olduk. Oradaki polislerin bizden haberleri olmadığı için yaptıklarımızdan dolayı şikâyetçi olanların şikâyetleri üzerine gözaltına alındık. Sonra Mardin’den polis devreye girince bizi serbest bıraktılar…..”

Halk arasındaki sorun ve anlaşmazlıkların Hizbullah cemaatine getirilip çözülmesini fırsat bilen şer odakları, bu çeteyi işte böyle işlere yönlendirdiler. Hizbullah’ın illegal bir yapıda bulunmasını bir avantaj olarak kullandılar. Çünkü yoğun bir şekilde cemaate başvurular yapılmaktaydı ve maalesef bu başvuruların bir kısmı, bu çetenin kancasına takıldı. Böylece bu çete, haklıyı haksız, haksızı haklı göstererek ve tarafları cemaat adına zorlayarak cemaati halk arasında töhmet altına sokmaya çalıştı.

Oysa cemaat bu tür anlaşmazlıklarda taraf tutmaz, arabuluculuk yaparak tarafları uzlaştırma yoluna giderdi. Hakkı ortaya koyarak tarafları ikna ve razı etmeye çalışırdı. Bu tür durumlarda özellikle taraf tutmamaya özen gösterirdi. Hatta kendi mensupları ile halk arasındaki bu tür anlaşmazlıklarda tarafsız davranır, hak kimde ise hakkı sahibine teslim ederdi. Bu tür sorunları olanlardan, durumu kendi lehlerine çevirmek ya da bu sorunlarını halletmek için cemaate yanaşıp kullanmak isteyenler, sonuç lehlerine dönüştürülmeyince bu sefer cemaate düşmanlık yapanlar ve cemaat mensubu olduğu halde bu tür anlaşmazlık meselelerinde tarafı tutulmadığı için cemaatten uzaklaşanlar olurdu.

Diger Basliklar
   SAYIN BAGASİ'YE SEÇİMİ VE KÜRDİSTAN'DAKİ SON GELİŞMELERİ SORDUK
   SAYIN BAGASİ, SON GELİŞMELERİ DEĞERLENDİRDİ
   HİZBULLAH CEMAATİ YÖNETİCİLERİNDEN SAYIN İSA BAGASİ İLE RÖPORTAJ
   CEMAAT REHBER'İ MUHTEREM EDİP GÜMÜŞ İLE RÖPORTAJ
   KUTLU DOĞUM VE SEÇİM SÜRECİ
   BASINA VE KAMUOYUNA [YAPILAN PROVOKASYONLARA DİKKAT]
   HİZBULLAH VE CAMİLER
   BU HUKUKSUZLUK KABUL EDİLEMEZ
   ŞEHİT REHBERİ ŞEHADETİNİN 11. YILINDA HAYIRLA YÂD EDİYORUZ.
   KURBAN BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN
   HİZBULLAH İFTİRALARDAN BERİDİR
   İNNA LİLLAH WE İNNA İLEYHİ RACİUN
   MUSTAZAF-DER'İN KAPATILMASI REJİMİN TAHAMMÜLSÜZLÜK ÖRNEĞİDİR
   KAMUOYU DİKKATİNE!
   Ş. REHBERİ ŞEHADETİNİN 10. YILINDA RAHMETLE ANIYORUZ
   KURBAN VEREREK HEM İBADETİNİZİ YERİNE GETİRİN HEM DE FAKİRLERİ SEVİNDİRİN
   BU VAHDETE VURULAN BİR DARBEDİR
   RAMAZAN-I ŞERİFİNİZİ TEBRİK EDERİZ
   EDİTÖRDEN
   İSLAM DAVASI DİK DURMAYI GEREKTİRİR
İlan ve Mesajlar
 
 
 
Şehid Rehber
Şehidlerin Hayatı
Savunmalar
Manifesto


K. Dilinden Hizbullah


Anasayfa | Videolar | Arama | Siteyi Öner | Mobil | İletişim | Yukarı Git