Ana Menü
   ANA SAYFA

   İLETİŞİM

   SİTEDE ARA

   SİTEYİ ÖNER

   BASIN BÜROSU

   ŞEHİTLER ALBUMÜ
Bir Ayet - Bir Hadis
Bir Ayet:
Allah ve Resûlü bir ise hüküm verdigi zaman, inanmis bir erkek ve kadina o isi kendi isteklerine göre seçme hakki yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karsi gelirse, apaçik bir sapikliga düsmüs olur. Ahzap/36

Bir Hadis:
Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyiliklerdir.
En Son Eklenenler
Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Cemaati Rehberi M...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

HİZBULLAH REHBERİ...

Hizbullah Rehberi...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

ŞEHADETİNİN 23. Y...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 22. Y...

Hizbullah Cemaati...

MUHTEREM EDİP GÜM...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 21. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

YENİ ZELANDA’DAKİ...

ŞEHADETİNİN 19. Y...

ERGENEKON TİPİ YAPILANMALARIN HİZBULLAHA KARŞI FAALİYETLERİ ( II )

MURAT KURTBOĞAN : Ergenekon tipi yapıların ifsat hareketleri için kullandığı tiplerden biri Murat Kurtboğan’dır. “..Ekim 1992 ve 1998 yılları arasında Batman polisi ile çalıştım. Bu çalışma sırasında Muhammed Musa ve Halit Kahraman adlarına düzenlenmiş sahte kimlikleri kullanıyordum. 1987 yılında askere gittim, 1990 yılında Batman'a döndüm. 1991 yılında Elmas Sokağı karşısında kuruyemişçilik yapan bir cemaat mensubu aracılığı ile cemaatle tanıştım. 1992 Eylül ayında askeri kanaatten cemaat mensupları ile çalıştım ve takibat-eylem hazırlıkları gibi faaliyetlerde bulundum…” diyen Kurtboğan, aslen D.Bakırlı olup sonradan ailece Batman’a yerleşmiştir. Polis tarafından yakalanmadan önce cemaatle birlikte olmuş, ancak polisin yakalamasından sonra bildik çirkin taktiklerle ajanlaştırılmış ve Hizbullah’a karşı kullanılmıştır. Hizbullaha yönelik pek çok kirli işlere bulaştırıldıktan sonra deşifre olmuş ve yakayı ele vererek yaptıklarını bir bir anlatmıştır. 17 Ocak 2000 yılında Hizbullah arşivinde ele geçirilen sorgu kasetlerinin çözümü için Diyarbakır 3 nolu Devlet Güvenlik Mahkemesinin (şimdiki 6. Ağır ceza mahkemesi) kaset izleme tutanağına da geçmiş olan bu itiraflarından pasajlar aktararak yapılanları sizlerle paylaşmaya çalışacağız.

“Önceden evi ve eylem yerini izledik. Cemaat mensubu diğer iki kişi yakın ve uzak korumalık yaptı. Ben bu eylemde tetikçilik yaptım. Bu şahsa 3 el ateş ederek öldürdüm. Bu sırada polis araçları etrafımızı sardı. Silahımı polislere bir süre yöneltmeme rağmen cemaatteki arkadaşlardan bana yardım eden olmadı. Bunun üzerine teslim oldum. Batman Terörle Mücadele Müdürlüğü'ne götürüldüm. Öncelikle olaya adli vaka süsü vermeye çalıştım. Bir süre sonra amcamın oğlu Burhan Kurtboğan polis merkezine geldi. Amcam oğlu burada polislere 'bir yıldır şeriatçılarla birlikte geziyor' şeklinde ifade verdi. Polisler cemaat ve cemaat mensupları hakkında bilgi vermem için beni ikna etmeye çalıştılar…

Maddi ve manevi teminat vaat ettiler. Bana işkence sesleri dinlettiler. Onlarla çalışmam halinde bana yardımcı olacaklarını ve bu cinayetten dolayı az ceza alacağımı söylediler. Bu baskılardan etkilenerek ben de bir iki cemaat mensubu ismini verdim. Daha sonra emniyette istihbaratçı olduğunu söyleyen bir şahıs geldi. Polislere bağlı olmadıklarını ve onlarla çalışmam halinde teşkilatın bana yardımcı olacaklarını söyledi…”

Murat Kurtboğan, Hizbullah cemaati ile ilişkiye geçtikten sonra gerçekleştirdiği bu öldürme olayından dolayı yakalanıp gözaltına alınıyor. (bu şahsın nasıl cemaate katıldığı, nasıl eyleme gittiği ve kişiliği konumuz dışı olduğu için ayrıntılarına girmiyoruz. Önemli olan Hizbullah cemaatine yakalanmasına kadar Ergenekon tipi yapı için yaptığı ifsat hareketleridir) Gözaltında bazı zaafiyetleri tespit edilip tuzağa düşürülerek ajanlaştırılıyor. Gözaltında muhbirliği kabul ettiği için suçu adli bir olaya dönüştürülerek cezaevine Hizbullahi Müslümanların bulunduğu koğuşa alınıyor. Burada değişik vesilelerle cezaevi idaresince koğuştan alınarak cezaevi dışına çıkartılıp tanıdığı Hizbullah’a yakın şahısları ihbar etme, gözaltına alınmış Hizbullah şüphelilerini teşhis etme, sorgularına katılıp suçlarını itiraf ettirme ve polislerle beraber işkence yapma faaliyetlerine katılıyor. Tabi bunları yaparken karşıdakinin gözleri bağlıdır ve kendisini tanımamaktadır. Kendisi de deşifre olacak şekilde sesini bunlara işittirmiyor. Burada hukuksuzluk ve ölçüsüzlüğün ne boyuta vardığını göstermek için bazı hususlara değinmek gerekir.

Öncelikle cezaevinden dışarı çıkmanın belli bir prosedürü vardır. Bunların hepsi zapt-u rapt altına alınmaktadır. Yapılan her işlemde en az üç şahıs ve üç imza gerekiyor. Bir şahıs cezaevi dışına çıkıyorsa bölüm nöbetçi memuru ve baş memur, nöbetçi müdür ve birinci müdür bilgisi dâhilindedir. Burada dikkati çekmek istediğimiz husus, bu tür illegal yapıların cezaevi içinde dahi ne kadar etkili oldukları ve neler yapabileceklerini göstermektedir. (Bu olaydan yıllar sonra Kasım 1999’da, 40 gün kaçırılıp işkence edildikten sonra, yakalanması resmiyete çevrilen Cemal Uçar Adlı Cemaat Mensubunun Cezaevinde kemeriyle kendini asarak intihar ettiğinin (!) açıklandığını hatırlatmakta fayda vardır.)

“..Bir süre sonra polisler cezaevi idaresi aracılığıyla benimle yeniden irtibat kurdular. Cezaevine gelen polisler cezaevindeki tüm gelişmeler hakkında kendilerine istihbari bilgi vermemi istiyorlardı. Bilgi verecek pek bir şey yok dememe rağmen, ellerinde önceden alınmış yazılı ifade olduğunu, yardım etmediğim takdirde idamla yargılanacağımı söylediler. Yardım vaat ettiler. Polislerin isteği üzerine Batman Devlet Hastanesi'ne belimdeki rahatsızlık bahanesiyle sevk edildim. Hastanede bir odada zincirle bağlandım. Daha sonra askerler gittiler ve gelen polisler zincirleri sökerek beni Batman Emniyet Müdürlüğü'ne götürdüler.

Burada polislere 35 cemaat sorumlusunun ismini verdim. İpragaz Mahallesi'nde meydana gelen bir öldürme eyleminin o tarihte Malatya Cezaevi'nde bulunan S… ve M… isimli şahıslarla başka bir kişiyle birlikte gerçekleştirdiklerini söyledim. Saat 16.00’a gelince polisler acele etmem gerektiğini söylediler. Tekrar aynı yolla cezaevine götürüldüm. Polisler, Ş...nın da benim gibi itirafçı olduğunu ve birbirimize koğuşta yardımcı olmamızı söylediler...”

Hasta olduğu gerekçesiyle cezaevinden çıkarıldığı için direk hastaneye götürülmektedir. Tüm karanlık ilişkiler ve fiiller burada planlanmakta ve icraata buradan başlanmaktadır. Burada dikkat etmemiz gereken husus, bu yolculuğun jandarma boyutudur. Hasta olduğu gerekçesiyle sevk alan tutuklu veya hükümlü ile, birkaç er, bir astsubay ve karakol komutanının bilgisi dışında hastane içerisinde veya dışarısında irtibata geçmek mümkün değildir. Bu nedenle bu illegal ifsat hareketinin asker ayağı da cezaevi karakolundan yürütülmüştür.

“..Ziyaretime gelen polislerin isteği üzerine yeniden Devlet Hastanesi'ne sevk edildim. Burada tekrar Batman Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldüm. Burada Kasım Özen adlı kişiye işkence yapıldı. Ben de işkence yaptım, yerde yatarken yaralı eline bastım ve dikişleri patladı. Bunun üzerine polisler onu hastaneye götürdüler. Polislere Kasım Özen'i tanıdığımı ve adına kayıtlı karate okuluna cemaat mensuplarının gittiğini söyledim.”

Verilen bilgilerin harfi harfine doğru olduğu ve en ince ayrıntısına kadar teferruatlı anlatıldığının bir delili de “Kasım” adındaki bu şahsın yakalanması sonrasında yaşananlar ve mahkeme aşamasıdır. O tarihte son değişiklikleri yeni yürürlüğe giren CMUK’un 135/a maddesine göre sonradan inkâr edilen kolluk beyanları delil olamazdı. Kasımın yazılı hiçbir ifadesinde herhangi bir suçlamayı kabul etmediği halde Polisin “hastanede bize suçunu itiraf etti” şeklindeki tutanağı nedeniyle cezalandırıldı. Verilen ceza Yargıtay onayından geçti. Bu olayın birçok tanığı halen hayattadır. Batman Adliyesi ve barosundan birçok şahıs olaydaki ilginçlik nedeniyle halen bu yargılama şeklini hatırladığından da eminiz. Cemaatle hiçbir ilgileri olmayan bu şahıslardan bu olayın ayrıntıları teyit ettirilebilir. Bu arada Murat Kurtboğana verilebilecek en hafif cezayı vererek Cezalandıran Batman Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti ile Kasıma hiçbir delil olmadan -Murat’ın perde gerisindeki şahadeti ile -en ağır cezayı veren mahkeme heyetinin aynı heyet olduğunu hatırlatmakta yarar vardır. Devletin kirli işleri için insanlıktan çıkartılmış sanığa ödül verip, ajanlaşmayı kabul etmediği için beraat etmesi gerekirken en ağır cezayı veren bir heyet. Hizbullah kayrılıyordu diyenlere güzel bir örnek.

“..Daha önce yanıma gelen komiser Ali Doğan (bu komiser yukarıda hikayesi anlatılan “Kasım” hadisesinde tutanak tutup mahkemede yalancı şahitlik yapan komiser ile aynı şahıstır) bu kez yanıma geldiğinde eli yaralıydı. Bana 'Sizinkiler beni öldürmek istedi' dedi ve tekrar hastaneye sevk almamı istedi. Şüphelerin artacağını söyleyerek karşı çıktım. Ancak komiser Ali Doğan tehdit edince sevk aldım tekrar. Daha önce izlenen yöntemle tekrar Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldüm. Burada cemaat üyesi Şerif sorgulanıyordu. Ona işkence yaptılar. Falakaya yatırdılar. Komiser Ali Doğan'a yapılan saldırıyı kimlerin yaptığını ondan öğrenmek istiyorlardı. Polislerin istemesi üzerine ben de Şerif'e işkence yaptım. Copla vurdum ona. Oradaki havaya kapılarak yumurtalıklarını sıkma şekliyle ona işkence yaptım. Tekrar hastaneye, adliyeye ve cezaevine götürüldüm.

Hasta olup tedavi olması için hastaneye götürülen Tutuklu! (Murat Kurtboğan) Korunması, kaçmasının engellenmesi ve dış dünya ile irtibatın engellenmesi ile görevli jandarma tarafından TEM’de görevli polislere teslim edilip, tamamen teslim olması için tüm duygularıyla, tüm hücreleriyle günaha ve ihanete sokmak amacıyla fuhşa bulaştırılmakta ve eski arkadaşlarına işkence ettirilmektedir. Burada da ifsat şebekesinin polis ayağı devreye girmektedir. Gözaltına alınan Hizbullah şüphelileri, Murat Kurtboğan’a gösterilerek teşhis ettirilmekte, o tarihte pek bilgi sahibi olmadıkları Hizbullah hakkında ele geçirdikleri bu fırsatla bilgi edinmektedirler. Ancak yukarıda da değindiğimiz gibi bu bilgileri her devlete doğal olarak tanınan bilgi edinme yöntemleri ile değil, hiçbir aklıselimin kabul edemeyeceği, insanları ifsat ederek, suça, fuhşiyata ve ihanete sevk ederek, işkence ederek elde etmeye çalışmıştır.

Hizbullah’a özellikle 1992 yılından itibaren mülhid örgütün öncülük ettiği karalama kampanyasının en önemli unsuru, Hizbullah’ın devlet tarafından kurulduğu, kullanıldığı ve resmi makamlarca kayrıldığı iddialarıdır. Bir an bu söylentilerin tamamen iftira ve karalama amaçlı olmadığı ve gözlemlere dayalı olduğu için dillendirildiği ve basına yansıtıldığı düşünülse bile bu kayırılanlar ve yönlendirenler Murat Kurtboğan gibileridir. Hizbullahı karalamak için bu argümanlar aslında Hizbullah’a yönlendirilen silahlardır. Evet, birileri kayrılmıştır ve kullanılmıştır ama bu şahıslar Hizbullah’ı içerden ve dışardan yıkmaya çalışan işbirlikçi ve müfsit hainlerdir. Örneğin; bu gibi şahısların bazı ifsat faaliyetlerine, polisle veya askerle olan irtibatlarına veya birlikte düzenledikleri herhangi bir eyleme şahit olan biri, bunu nasıl yorumlayacaktı? Ancak Hizbullah’ın bu konudaki titizliği ve yapısının sağlamlığı nedeniyle bu hainler uzun süre dayanamamış, tek tek deşifre edilmişlerdir. Bu konuda Hizbullah’a düşmanlık yapanların bile kullandığı somut tek delil Hizbullah’ın tespit edip sorguladığı ve kayıt altına aldığı sorgu kasetleridir. Bu da Hizbullah’ın sızmalara karşı ne kadar hassas olduğunu göstermektedir. Hizbullah cemaati, kendisine karşı olmasa bile Müslüman halkı ifsat eden şahıs ve hareketleri deşifre edip etkisiz hale getirmeyi kendine görev addetmiş, enerji ve imkânlarının önemli bir kısmını bu ifsadi hareketlerin bertaraf edilmesi için sarf etmiştir.

Diger Basliklar
   SAYIN BAGASİ'YE SEÇİMİ VE KÜRDİSTAN'DAKİ SON GELİŞMELERİ SORDUK
   SAYIN BAGASİ, SON GELİŞMELERİ DEĞERLENDİRDİ
   HİZBULLAH CEMAATİ YÖNETİCİLERİNDEN SAYIN İSA BAGASİ İLE RÖPORTAJ
   CEMAAT REHBER'İ MUHTEREM EDİP GÜMÜŞ İLE RÖPORTAJ
   KUTLU DOĞUM VE SEÇİM SÜRECİ
   BASINA VE KAMUOYUNA [YAPILAN PROVOKASYONLARA DİKKAT]
   HİZBULLAH VE CAMİLER
   BU HUKUKSUZLUK KABUL EDİLEMEZ
   ŞEHİT REHBERİ ŞEHADETİNİN 11. YILINDA HAYIRLA YÂD EDİYORUZ.
   KURBAN BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN
   HİZBULLAH İFTİRALARDAN BERİDİR
   İNNA LİLLAH WE İNNA İLEYHİ RACİUN
   MUSTAZAF-DER'İN KAPATILMASI REJİMİN TAHAMMÜLSÜZLÜK ÖRNEĞİDİR
   KAMUOYU DİKKATİNE!
   Ş. REHBERİ ŞEHADETİNİN 10. YILINDA RAHMETLE ANIYORUZ
   KURBAN VEREREK HEM İBADETİNİZİ YERİNE GETİRİN HEM DE FAKİRLERİ SEVİNDİRİN
   BU VAHDETE VURULAN BİR DARBEDİR
   RAMAZAN-I ŞERİFİNİZİ TEBRİK EDERİZ
   EDİTÖRDEN
   İSLAM DAVASI DİK DURMAYI GEREKTİRİR
İlan ve Mesajlar
 
 
 
Şehid Rehber
Şehidlerin Hayatı
Savunmalar
Manifesto


K. Dilinden Hizbullah


Anasayfa | Videolar | Arama | Siteyi Öner | Mobil | İletişim | Yukarı Git