Hizbullah'ın sitesi susaningulleri.net'te İstanbul Beykoz'daki villada öldürülen
Hüseyin Velioğlu başta olmak üzere Gaffar Okkan'ı şehit eden şahıs için 'Kutsal
şehit' olarak söz ediliyor.
YENİDEN toparlanmaya çalıştığı öne sürülen Hizbullah elemanlarının,
oluşturdukları çok sayıda internet sitesinden propaganda yaptıkları belirlendi.
Bu sitelerde öldürülen örgüt elemanlarının şehit olarak tanımlanması dikkat
çekerken, son zamanlarda aldığı istihbaratı değerlendiren polis birimlerinin 6
ilde gerçekleştirdiği eş zamanlı operasyonlarda 50'in üzerinde örgüt üyesi
yakalanmıştı. Bir süre önce Emniyet Genel Müdürlüğü'nce hazırlanıp MGK'ya sunulan Hizbullah'ın
yeniden toparlandığına ilişkin rapordan sonra eş zamanlı olarak Van, Bingöl,
Diyarbakır, Konya, Adana ve Mersin'de başlatılan operasyonlar kapsamında
gözaltına alınan 50'nin üzerinde Hizbullahçı'nın sorgulanmak üzere Konya'ya
götürüldü. Örgütün Türkiye genelindeki yeni yapılanmasına ilişkin Konya'da
götürülen Hizbullahçılara ilişkin Adana Ağır Ceza Mahkemesi'nde ikinci bir ana
dava açılacağı bildirildi.
Hizbullah adına yeni yapılanmayla birlikte çok sayıda internet sitesi kurulduğu
da polis tarafından tespit edildi. Bunlardan 1992 yılında Susa Köyü'nde PKK'lı
teröristler tarafından cami içinde öldürülen 12 Hizbullahçı, `Susa'nın gülleri'
olarak gösteriliyor. Site aynı adla da yayın yapıyor. Sitedeki örgüt
tetikçilerinin fotoğrafları ile "Biz Susa'nın gülleri, Kuranın bülbülleri,
başkoymuşuz hak yola, dönmeyiz asla geri' sözleri dikkat çekiyor.
`OKKAN
SUİKASTİ ZANLILARI KUTSAL SEHİT GÖSTERİLMİŞ'
Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan'ın başına yakın mesafeden tabancayla ateş
ettiği balistik raporlarla kesinlik kazanan ardından Diyarbakır'da güvenlik
güçleriyle girdiği çatışmada ölü olarak ele geçirilen Hasan Sarıağaç'tan `kutsal
şehidimiz' diye söz ediliyor. Elazığ'da barındığı hücre evine düzenlenen
baskında 3 özel harekat polisini şehit ettikten sonra, Gaffar Okkan suikasti
sonrası koruma polislerinden gasp ettiği MP- 5 silahla ölü ele eçirilen Hüseyin
Sarıağaç'ın da fotoğrafları aynı sitede yer alıyor. Yine Elazığ'da polisle
girdiği çatışmada ölü ele geçirilen Gaffar Okkan suikasti zanlısı Bedri
Esmer'den de aynı şekilde söz ediliyor.
Fotoğraflar arasında PKK'nın Şırnak'ta öldürdüğü imam Mehmet Zeki Atak,
Diyarbakır'da korucularla girdiği çatışmada öldürülen Selahattin Aktaş,
gözaltında öldürüldüğü iddia edilen Abdulselam İrdem, Ahmet Arık, Şırnak'ın İdil
İlçesi'nde PKK'ya yardım ettiği gerekçesiyle Süryani Mikail Bayro'yu öldürdükten
sonra polisle girdiği çatışmada ölü ele geçen Mehmet Ata Zengin, Batman'da PKK
tarafından öldürülen Ata Ketme, Adana'da polisle girdiği çatışmada ölü ele
geçirilen örgütün Süryani asıllı kasası ve Şura üyesi Sülhaddin Ürük ile Hatip
Dağ, Çınar İlçesi'nin Pembeviran Mezrası'ndaki evinin altındaki sığınakta 9
ceset bulunan ve güvenlik güçleriyle girdiği çatışmada öldürülen örgütün
sorgucusu Davut Kınay ve daha çok sayıda tetikçi `şehit' olarak gösterilenler
arasında yer alıyor.
`VELİOĞLU
`ŞEHİT REHBER'
Hizbullah mensuplarının ayrıca öldürülen Hizbullah'ın lideri Hüseyin Velioğlu
adına `Hüseynisevda' adıyla ayrı bir internet sitesi daha oluşturdukları ve bu
sitenin açılış sayfasında ise `Hüseyni Sevda adlı site ile hizmet vermeyi
bizlere nasip ettiği için Allah'a ne kadar şükretsek azdır' ibaresi yer alıyor.
Bu sitede ayrıca Hüseyin Velioğlu'nun, `Bu dava çok büyüktür, en iyilerimizi
feda etmek gerek, Şehitlerimiz bereketli bir hayatın tohumları, goncaları ve
kabiliyetleriydiler' sözüne yer verilirken, yazının altında Velioğlu
kastedilerek `Şehid Rehber' cümlesi yer alıyor. Sitede ayrıca `Şehit rehber
Hüseyin Velioğlu'nun mücadelesi üzerine, T.C. devletinin İslama ve Müslümanlara
karşı olmasının nedeni nedir, 17 Ocak anısına aziz Şehid rehberim Hüseyin'
başlıklı yazı, namaz vakitleri, kendi dilinden Hizbullah, Şehitler albümü,
Mustazaf- Der faaliyetleri, Hizbullahi marşlar, Kuran'dan ayetler ile
Velioğlu'na atfen bestelenen `Yine bir kerbela, yine bir Hüseyin' adlı şarkı yer
alıyor. Bu şarkının klibinde ise Hüseyin Velioğlu'nun Batman'daki cenaze
törenine ait görüntüler ile fotoğraflarına yer veriliyor.
`17 OCAK'I
UNUTMAYACAĞIZ'
Sitede Hizbullah'ın çöküşünü sağlayan örgüt lideri Hüseyin Velioğlu'nun
öldürüldüğü 17 Ocak 2000 tarihinde İstanbul Beykoz'da gerçekleşen operasyonla
ilgili de şu görüşlere yer veriliyor.
"17 Ocak 2000'de, merkez üssü İstanbul Beykoz olan ve tüm Türkiye'yi sarsan
şiddetli bir deprem oldu. Gerçi bunun hemen öncesinde yine Marmara bölgesinde 17
Ağustos 1999 ve 12 Kasım 1999 tarihlerinde, 17 Ocak'ı haber verircesine iki
deprem daha olmuştu. 17 Ocak depremi, diğerlerinden farklıydı. Çünkü diğer
depremler doğaldı. Ancak bu tamamen suni ve bir o kadar da acımasız, zalim ve
vahşiceydi. Doğal depremlerin ardından genellikle şu husus dikkat çeker.
Depremin hemen ardından, yetişebilen ve gücü yetebilen herkes yardım ve desteğe
girişir. Ancak 17 Ocak depreminde bu tabii süreç, bu doğal tepki ve bu sünnet
bozuldu. Depremin bütün şiddeti, tahribatı ve acılarına rağmen yetişebilen ve
gücü yetebilen kimseler yardım ve destek vermeye koşmadılar. 17 Ocak depremi
suni olduğu için onlar da suni hareket ettiler ve 17 Ocak depremzedelerini
görmezden, duymazdan geldiler. Sunilik o kadar etkili oldu ki iki yüzlüler,
korkaklar, benciller ve gayretsizler korku sendromuna girdiler. Ancak Allah
adildir. Mümin kullarını zulüm altında ve adaletsizlik içinde yalnız ve
yardımsız bırakmaz. Bizi yalnız ve yardımsız bırakmayan Allah'a sonsuz hamdü
senalar olsun. 17 Ocak depremzedeleri Allah'ın izniyle, hayal dahi edilemeyecek
kısa bir zamanda deprem yıkıntılarını temizlediler, hasarlı yapıları onardılar
ve kaldıkları yerden, aynı şekilde hayatlarına devam etmektedirler. Bu sefer
depreme karşı daha hassas ve duyarlı olarak. İnşa ettikleri yapıları, depremi
dikkate alarak ve depreme dayanıklı nitelikte yaparak. 17 Ocak sadece bir deprem
değil, aynı zamanda bir milattır, Hayata açılan yeni bir penceredir. 17 Ocak
ders, ibret ve hikmeti anlatan bir kitaptır, mesajdır. Evet kitlelere sunalacak
2 mesajdır. Birincisi; Şehit Rehber Hüseyin Velioğlu'nun şahsında Hizbullah
cemaatinin İslam davasına karşı ciddiyeti, samimiyeti, fedakarlığı ve özellikle
İslam düşmanlarıyla uzlaşmacı olmayan net tavrıdır. Gerektiğinde işini, malını
ve en son canını verir, ancak davasından taviz vermez ve düşmana karşı
teslimiyetçi bir tutum takınmaz. İkincisi; Atatürk'ten bu yana onun yolunu
sürdürenlerin ve bu zihniyete sahip çıkan güçlerin İslam ve Müslümanlara karşı
ne kadar düşmanlık besledikleri, ne kadar kindar oldukları, ne kadar tahammülsüz
oldukları ve ne kadar vahşi davrandıklarıdır. Bu yüzden 17 Ocak, Müslümanlar
açısından onurlu bir direnişin, T.C. rejimi açısından İslam düşmanlığının ve
vahşetin günüdür. Bu, nesilden nesile böyle aktarılacak, anlatılacak ve yad
edilecektir. 17 Ocak gününü unutmayacak ve unutturmayacağız.
Özgür
CEBE/DİYARBAKIR, (DHA)
Vatan! Gazetesi 14.01.2008
|