Günümüz insanının sıkıntı ve musibetlerinin kaynağı Kur’an-ı Kerim ile arasındaki derin ayrılıklar ve paramparça olmuş bağlardır. Müslümanların izzetli günlerine dönmeleri ve yaşadıkları bunalımlardan kurtulmalarının tek reçetesi Kur’an-ı Kerim’e yeniden dönmeleridir...
Kur’an toplumunun inanç ilkelerinin çerçevesi Kur’an-ı Kerim tarafından çizilmiştir. Yol çizilmiş, yöntem belirlenmiştir. Kur’an-ı Kerim’in parıldayan nurları hayat çerçevesinin çehresini ve rengini belirleyip en son noktayı koymaktadır;...
Allah Teala, inanan, salih ameller işleyen ve bu doğrultuda Kur'an’ın hükümlerini hayatının bağlayıcı desturları kabul edip bunlara uyulmasını, Allah Teala’dan hakkıyla korkulmasını böylece Allah Teala’nın merhamet edeceğini buyurmaktadır. Çünkü Kur’an’ın hükümlerine bağlılık...
İnsan akidede yenik düşmemişse, direnci kırılmamışsa ve sabrında çözülmeler olmamışsa, bedenen esaret altında olsa bile teslim olmamış, esarete boyun eğmemiş ve özgürleşme yolunda azimli adımlarla yürüyüşünü sürdürmektedir. Ancak, bedeniyle birlikte ruhu da teslim olmuşsa işte bu ölüm, aşağılanma ve onursuzluğa boyun eğmektir ki...
Efendimiz Hz. Peygamber(sav) mücadelesinde hiç kimseye düşünce ve inanç konusunda herhangi bir dayatmada bulunduğuna rastlanmamış. Mekke’de tebliğin başladığı günlerde inanç bakımından insanlar özgür bırakıldığı gibi Medine’de İslami devletin kurulduğu günlerde de aynı anlayış değişmedi...
İnsanlar bozulmamış fıtratı fikirleri tahlil etme ve değişik inançları inceleyip içlerinden en iyisini seçme kabiliyetini barındırır. Ancak, değişik düşünce ve fikirlerden etkilenen ve gaflet fırtınalarına yakalanan insanlardan bu tercihte bulunmalarını beklemek güçtür. Kur’an toplumu, özünü yitirmeyen ve fıtratını koruyan özelikleriyle...
İstişare, Allah Teala’nın Mü’min kullarına bahşettiği büyük hazinelerdendir. İnsanların işlerinde başarılı olmaları için bu güzel yöntemden yararlanmaları tavsiye edilir. Allah Teala, Kur’an toplumunun özelliklerini sıralarken “Onların işleri, aralarında meşveret iledir” (Şura Suresi 38) ifadesiyle arınmışların bu güzel haslete sahip olduklarını bildirir...
Kur’an pınarından beslenen ve hayatını bu doğrultuda sürdüren Kur’an toplumunun düşünce ve eylemleri “ifrat ve tefrite” kaymadan orta çizgiyi esas alır. Zira Allah Teala, onlardan her türlü aşırılıklardan uzak durmalarını ve mutedil olmalarını istemektedir. Mü’minlerin güzergâhını tayin eden birçok ayeti kerime “itidal” çizgisinde yürümelerinin gerekliliğini ileri sürer...
Ayeti Kerime Müminlerden teşkilati bir olgunluk içerisinde hareket etmelerini isterken apayrı bir manzara sergiler. Allah Teala “Ey Mü’minler” ifadesiyle bir topluluk haline gelmiş, örgütlenmiş ve Allah Resulü (sav)’in rehberliğinde cemaat temelleri üzerine yükselmiş bir topluluğa hitap etmektedir. Ferdi olarak İslami kişiliğe sahip olmalarının istenmesiyle birlikte din ve...
Kullarına verdiği rızkın dilediğini helal kılan ve dilediğini haram kılan Allah Teala, bütün bu helal ve haramları insanın fıtrat özelliklerine göre ayırmıştır. Kulların, fıtratlarına uygun olarak tayin edilen haram ve helallere riayet etmeleri, Allah’ın koyduğu sınırı çiğneyerek haddi aşmamaları istemektedir. Allah’a inanmayla, Allah’ın koyduğu sınırları aşma kesinlikle...
Kur’an toplumunu çözülmeyen, çelikten duvar gibi muhkem olan vahdete davet eden Kur’an-ı Kerim, yüreklerin Allah’a iman gölgesinde kaynaşarak sarsılmaz kalelere dönüştürülmesini, Mü’minlerin Allah Teala’nın bu büyük nimetine sıkıca sarılmasını istemektedir. Ayrıca birbirlerinin canına giren düşmanlar iken Allah Teala’nın gönüllerini birbirlerine bağladığı ve onları...
Müslümanlar kardeştirler. Mü’minler kardeşler olarak evrensel ailenin bireyleridir. Tasada, sevinçte, varlıkta, yoklukta, her zaman ve her ortamda bir Müslüman diğer Müslüman kardeşleriyle birlikte olacak. Onlara asla zulmetmeyecek, düşmanlık beslemeyecek. Müslüman kardeşlerinin malını, canını, ırzını, namusunu kendi malı, canı, kendi namusu bilecek. Müslüman kardeşlerine fedâkar davranacak...
Eşitlik beşeriyetin yüksek arzuları ve istekleri arasında yer edinen en önemli özelliklerden birisidir. Felsefi açıdan eşitlik ve eşitsizlik adalet ve zulüm, iyilik ve kötülüğe karşı gelmektedir. İnsanoğlu basit bir yaklaşımla iyilik, adalet ve eşitliğin aynı şekilde kötülük, zulüm ve eşitsizliğe karşılık geldiğini bilir. Özü itibariyle insanoğlunun fıtratı adalet ve eşitliği kabul ederken,...
Kur’an toplumunun en belirgin özelliklerinden ve en üstün vasıflarındandır. Allah Teala’nın Kur’an toplumunu vasıflandırdığı en seçkin ve yüksek makamdır. Peygamberler tevhid mücadelelerinin nihai hedefine takvayı yerleştirdiler. Hidayete çağırdıkları insanları takvaya yönlendirdiler. Kısaca takva, bütün ilahi dinlerde ve kitaplarda en yüksek ve en ideal ahlak ve insani davranış...
Kur’an toplumunun dayandığı ahlak, arınmaya, temizliğe, güvenliliğe, doğruluğa, adalete, merhamete, verilen sözü tutmaya, söz ile davranışın birbiriyle uyuşmasına, zorbalığın, zulmün, hile ve aldatmanın, insanların mallarını haksız yere yemenin, başkalarının ırz ve namusuna tecavüz etmenin, her türlü kötülüğün, fesadın, bozulmanın ve fuhşun önlenmesi gibi davranışları içerir...