YAPILAN İFSAT FAALİYETLERİ
Jitemin talimatıyla pek çok cinayetlere, kirli ve çirkin işlere bulaşan Ali Haydar Kaya, Hizbullah cemaatini töhmet altında bırakacak, Müslüman halkın gözünde kuşkulu hale getirip güvenini zedeleyecek ifsadi faaliyetlerde de bulunmuştur. Hizbullah cemaatine yaptığı itiraflarda, jitem talimatıyla yapılan bu çirkinliklerin ne boyutta olduğunu açığa çıkarmaktadır.
Ali Haydar Kaya, verdiği ifadeye göre bir ara D.Bakır merkezinde kendisi gibi Jitem elemanı olan biriyle çalışıyor. Bu şahıs, kendisini Hizbullah mensubu olarak lanse eden, Diyarbakır’da bir caminin dernek başkanlığını yapan ve JİTEM adına Hizbullah’a yönelik faaliyetlerde bulunan biridir. Ali Haydar Kaya ve bu JİTEM elemanı birlikte, Diyarbakırlı birçok dindar aileyi Hizbullah adına tehdit ederek para istiyorlar. Bu yolla bol miktarda para topluyorlar ve bu paraları diğer JİTEM elemanları ile paylaşıyorlar. Ali Haydar Kaya’nın ifadelerine göre bu faaliyetleriyle; Müslüman halkın Hizbullah’a olan güvenini zedelemek, Hizbullah’ın da PKK gibi haraç aldığını ve PKK’den farklı olmadığını zihinlere yerleştirmeye çalışıyorlar. Ayrıca jitem, Ali Haydar Kaya ve Diyarbakır’da cami dernek başkanı olan şahıstan, Hizbullah’a sempatileri olan Diyarbakır’ın bazı köklü ve dindar aileleri tespit etmelerini istiyor. Toplanan istihbarat neticesinde tespit edilen aileler, Hizbullah adına tehdit ediliyor ve 15 gün içinde şehri terk etmemeleri halinde bütün aile fertlerinin öldürüleceği söyleniyor. Nitekim tehdit edilenlerden bazıları malvarlıklarını çok ucuz fiyata ellerinden çıkarıp şehri terk ediyorlar. Aynı yolla PKK ismini kullanarak da tehditlerde bulunuyorlar.
Bu şekilde yerine göre Hizbullah, yerine göre PKK ismi kullanılarak tehdit ve zor yoluyla birçok kişiden haraç alınmış, vermeyenler bölgeyi terk etmeye zorlanmış, verenler de sonradan yasa dışı örgütlere yardım ediyor diye gözaltına alınmıştır.
Bir yerde İslami faaliyet olduğu zaman JİTEM’e göre yapılması gerekenlerden biri de ahlaki bozukluk oluşturmak, fuhşu yaygınlaştırmak ve gayri İslami işleri özendirip bunu yapacak zemini sağlamaktır. Bölgede İslami faaliyetlerin hız kazandığını ve gençlerin Hizbullaha yöneldiğini gören JİTEM, Ali Haydar Kaya ve arkadaşlarından, Silvan’da bulunan Hizbullah mensubu ve sempatizanları arasında zaafları olanları tespit etmek için araştırma yapmalarını istiyor. Ali Haydar Kaya ekibi ile birlikte araştırma yapıp, bazılarının zaaflarını tespit ediyor. JİTEM; bu şahıslara yönelik, zaaflarının özelliğine göre program yapıp peşlerine düşüyor ve zaaflarını kullanarak onları bozmaya çalışıyor. Bir kısmını fuhşa bulaştırmak için onlara kendi kontrollerinde olan bazı fahişeleri musallat ediyor. Oyuna getirdikleri ve fuhşa bulaştırdıklarını gizli kameralarla filme alıp şantaj olarak aleyhlerinde kullanıyor ve bu yolla gençleri zorla ajanlaştırmaya ve kullanmaya çalışıyor. Ne yazıktır ki, bu yolla bazı gençleri tuzaklarına düşürmeyi başarıyorlar.
Ali Haydar Kaya’nın beyanlarına göre; Jitem ayrıca kendilerinden, Silvan’da ahlaki olarak iğfale müsait olan kadınları ve özellikle de dul kadınları tespit edip haklarında bilgi getirmelerini istiyor. Jitem elemanları, tespit edilen kadınlardan kötü yola düşürülmeye müsait olanlarla çeşitli bahanelerle irtibat kurmaya çalışıyor ve tuzaklarla, şantajlarla ağına düşürüp bunlarla fuhuş yapıyor. Nihayetinde şantaj ve tuzaklarla bazılarını fuhşa sürüklemekte başarılı oluyorlar. Kötü yola düşürdükleri kadınları kullanarak toplumun ahlaki yapısını bozmaya çalışıyor, aynı zamanda bunları birer muhbir olarak kullanıyorlar. Ayrıca bu kadınları, tuzaklarına düşürüp elde etmeye çalıştıkları gençleri bozmak için de kullanıyorlar.
Jitem, kendi ağına düşürdüğü kadınları bu kirli işlerinde çalıştırdığı gibi, jitem elemanı veya istihbarat elemanı olan kadrolu bayanları da ifsadi faaliyetlerde yoğun olarak kullanmaktadır. Jitemin talimatıyla bu kadınlar, İslami tesettüre bürünüp bir yandan istihbarat topluyorlar, bir yandan üzerlerindeki tesettürle ahlak dışı uygunsuz hareketlerde bulunup toplumda tesettürlü kadın imajına ve dolayısıyla İslam’a leke sürüyorlar, diğer yandan da daha önceden belirlenmiş ve ağlarına düşürmek istedikleri gençlerin peşine düşüp cinsel yolla tuzağa düşürmeye çalışıyorlar.
Ali Haydar Kaya, bu amaçla D.Bakır’da çok iş yapmıştır. Şehir merkezinde bazı Müslümanları ve evlerini tanıyordu, bu Müslümanlar da onu şahsen tanıyorlar ancak hanımı veya bacısını tanımıyorlardı. Çünkü Ali Haydar Kaya ailece Silvan’da ikamet etmekteydi. Bundan yararlanan Ali Haydar Kaya, jitemin talimatıyla D.Bakır’da pek çok ifsadi faaliyetlerin içinde bulunuyor. Hizbullah’a verdiği ifadede bu ifsadi faaliyetleri itiraf ederken bir bölümünde şunları söylüyor: “ Naşide ve Zuhal: bu iki kadın polisi Diyarbakır'da tanıdığım Müslümanların aileleri ile tanıştırmam istendi. Bu kadın polislerden birinin adı Naşide, diğerinin adı Zuhal idi. Naşide'yi H.M adlı Müslümanın evine ''kız kardeşimdir'' diye götürdüm. Bu polisi çarşaflı olarak götürdüm. Bu polisler özellikle bekâr ve genç Müslüman kızlarla tanışmak istiyor ve çalışmalarına katılmayı amaçlıyorlar. Ayrıca yine 5 Nisan Mahallesi'nde M. Y. vasıtasıyla tanıştığım toptancı olan … isimli Müslümanın evini satın almak bahanesiyle görüp, yerini tanıdım. Daha sonra yine Naşide adlı polisi kendi başıma çarşaflı bir halde satın alacağım evi görmek isteyen eşim olarak aynı şahsın evine götürdüm. Fakat o gün evde kimse yoktu. Bu kadın polisler, hem Müslüman kadınlar üzerinde çalışma yapıyor hem de Müslüman erkekleri cinsel yollardan elde etmeye çalışıyorlar. Çarşaf ve pardösü gibi tesettür kıyafeti giyiyorlar. Bana cinsel yollardan elde edebilecekleri erkek Müslüman tespit etmemi istediler Ben 5 Nisan mahallesinde K. adlı Müslümanı bu cinsel zaafiyete uygun birisi olarak tespit ettim. Çünkü piskopat bir geçmişi vardı. Onu bu kadınlarla tanıştırdım. Bu polisler onu ve ortağı R. adlı Müslümanı bir daireye boyama için çağırdılar, ilişki kurmayı planladılar. Ben yakalandıktan sonraki gelişmeleri bilmiyorum..
Derin devletin çeteleri; Müslüman halkı İslam’dan ve Hizbullahi hareketten uzaklaştırmak için her yolu mübah görmüş, ifsat ve bozgunculuk için her yola başvurmuştur. Fuhşu yaygınlaştırmakla gençleri bozmaya çalışan bu ifsat çeteleri bunlarla yetinmemiş, camilere gidip Kuran dersi alan genç kız ve erkek çocuklarına göz dikmişlerdir. Ali Haydar’ın beyanlarına göre; camilere devam edip Kuran dersi alan kızlara, Jitemin ve diğer istihbarat örgütlerinin kontrolündeki genç erkek elamanlar musallat edilmekte, bunlar genç kızları İslami yaşantılarından dolayı beğendiklerini ve niyetlerinin ciddi olduğunu söyleyip kandırmaya, tuzağa düşürmeye çalışmaktadırlar. Aynı şekilde Camiye devam eden genç erkeklere de, yine kontrollerindeki fahişeleri musallat ederek onları bozmaya, camiden uzaklaştırmaya ve kandırabilirlerse kullanmaya çalışmaktadırlar. Bu şeytani şebekeler bir taraftan bu gençleri bozmaya çalışırken diğer taraftan halk arasında muhbirleri vasıtasıyla bu konuda anti propaganda yapmakta ve “bunlar camilere Kuran dersi amacıyla gitmiyorlar, ahlaki bozukluklara bulaşıyorlar, gençleri yoldan çıkarıyorlar” diyerek halkı soğutmaya ve Müslüman halkın çocuklarını Camiye göndermemesini sağlamaya çalışmaktadırlar. Nitekim bölgede bütün bunlara şahit olunmuştur.
Ali Haydar Kaya’nın cemaati karalamak için yaptığı başka bir iş de; kamufleli bir şekilde Anadolu’dan Görünüm programına konuşmasıdır. Bilindiği gibi bu program TRT’de yayınlanmaktadır ve Genelkurmayın girişimi ile kurulmuştur. Programın temel özelliği laik ve ırkçı bir çizgi izlemesi, devletin karanlık güçlerinin propaganda amaçlı oluşturdukları bazı programları TRT ekranlarına taşımasıdır. İşte bu “Anadolu’dan Görünüm” isimli TV program ekibi, JİTEM tarafından Silvan’a davet ediliyor. Programın konusu Hizbullah’tır. Çekimlerde Ali Haydar Kaya ve arkadaşları, yüzlerini maskeleyip kendilerini Hizbullah mensupları olarak tanıtıyorlar ve jitemin kendilerinden istediği doğrultuda Hizbullah hakkında çok çirkin iftiralarda bulunuyorlar. TV ekibi, JİTEM elemanlarının yardımıyla, Hizbullah aleyhindeki propagandalara malzeme olması için bazı çekimler yapıyor ve ihtiyaç duyulduğunda kullanacaklarını söylüyor. Çekim elemanları bölgede JİTEM tarafından ağırlanıyor, işleri bitince Ankara’ya dönüyorlar.
Ali Haydar Kaya, Jitemin resmi bir elemanı olduğu ve çeşitli dönemlerde bir çok alanda eğitim aldığı için, uzman sıfatıyla bazı toplantılara da katılıyor. Bu toplantılardan birinde Silvan’ın Susa (Türkçe ismiyle Yolaç) köyündeki şehitlik ziyaretlerinin nasıl engellenebileceği tartışılıyor. Her yıl Haziran ayında ve bayramlarda bu şehitliği onbinlerce Müslüman ziyaret etmekteydi ve bu da bu şer odaklarını son derece rahatsız ediyordu. Ali Haydar Kaya, katıldığı bu toplantıda bir Hizbullah uzmanı olarak söz alıyor ve ; “Hizbullah’ın her bayramda Susa köyünde 40–50 bin insanla toplandığını, bunlara karşı yapılacak kapsamlı bir eylemle bu kitleden yüzlerce insanın öleceğini, dolayısıyla Hizbullah’ın büyük darbe yiyeceğini, ayrıca oluşacak korkunun da buraya gelmeyi engelleyeceğini” söylüyor. Bu düşünce, o oturumda bulunanlar tarafından beğeniliyor ve bu işin nasıl yapılabileceğini Ali Haydar Kaya’ya soruyorlar. Ali Haydar Kaya; “görevin kendisine verilmesi halinde bunu rahatlıkla yapabileceğini, ziyaret alanında seyyar tuvaletlerin kurulduğunu, bu tuvaletlerden birinin altına kuvvetli patlayıcılar yerleştirebileceğini, ayrıca halkın yemek ihtiyaçları için kebapçı tezgâhları kurulduğunu, bunlardan da birinin altına aynı şekilde kuvvetli patlayıcılar yerleştirebileceğini, bunların patlamaları durumunda eylemin istenen amaca ulaşabileceğini” söylüyor. Bu toplantıdan bir süre sonra 1996 Kurban bayramında eylemi gerçekleştirmesi için Ali Haydar Kaya’ya görev veriliyor. Ancak o bayram daha gelmeden Ali Haydar Kaya Hizbullah cemaati tarafından yakalanıyor. Böylelikle bu hain plan deşifre ediliyor ve olası durumlar için gerekli tedbirler alınıyor. Allah’ın yardımıyla olması muhtemel böylesi bir katliamın önüne geçilmiş oluyor.
Hizbullah cemaati, Kemalist rejimi ve bu rejimin İslam’a ve Müslümanlara yapageldiği zulümleri varlığının sebebi olarak görmüştür. Bu nedenle bu rejimin birer uzantısı olan bu çetelerle, özellikle de Jitem, Mit ve Polis istihbaratıyla çok çetin bir mücadele yürütmüş, onların İslam’a ve Müslüman halka yönelik çirkin eylem ve planlarını bozmaya çalışmıştır. Bu mücadele sürecinde ağır bedeller ödenmiştir ancak, bur ifsadi şer odaklarının pek çok kirli oyun, tuzak ve planları da deşifre edilmiş ve önüne geçilmiştir. Böylelikle bu coğrafyada mücadele yürütecek Müslümanların önünü açmak ve onları bu tuzaklardan korumak için büyük bir işler başarılmıştır.
Bu kadar bedel ödemiş bir hareketi Ergenekon içinde göstermek derin devletin bir taktiğidir. Müslüman halkın buna prim vermeyeceği aşikârdır. Yapılması gereken, derin çetelerin karanlık ve zulüm dolu icraatlarından ders ve ibret almak, onlara karşı uyanık olmaktır. Çünkü bu yazı dizimizde söz konusu ettiğimiz gayri ahlaki ve gayri insanı eylem ve faaliyetler, son bulmamış ve aynı şer odaklarının değişik elleriyle icra edilmeye devam edilmektedir.