Ana Menü
   ANA SAYFA

   İLETİŞİM

   SİTEDE ARA

   SİTEYİ ÖNER

   BASIN BÜROSU

   ŞEHİTLER ALBUMÜ
Bir Ayet - Bir Hadis
Bir Ayet:
Allah ve Resûlü bir ise hüküm verdigi zaman, inanmis bir erkek ve kadina o isi kendi isteklerine göre seçme hakki yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karsi gelirse, apaçik bir sapikliga düsmüs olur. Ahzap/36

Bir Hadis:
Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyiliklerdir.
En Son Eklenenler
Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Cemaati Rehberi M...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

HİZBULLAH REHBERİ...

Hizbullah Rehberi...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

ŞEHADETİNİN 23. Y...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 22. Y...

Hizbullah Cemaati...

MUHTEREM EDİP GÜM...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 21. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

YENİ ZELANDA’DAKİ...

ŞEHADETİNİN 19. Y...

Makale Hiyerarşisi
Makaleler ana sayfası » 05- ERGENEKON TİPİ YAPILANMALAR VE HİZBULLAH » ERGENEKON TİPİ YAPILANMALARIN HİZBULLAHA KARŞI FAALİYETLERİ ( III )
ERGENEKON TİPİ YAPILANMALARIN HİZBULLAHA KARŞI FAALİYETLERİ ( III )

“..Batman'dan cemaat mensubu arkadaşlarım ve aile fertlerim ziyaretime geldi. Bitlis'te cemaat mensubu olanlar da ziyaretime geliyordu. Ziyaretime gelen kişilerden öğrendiğim bilgileri rapor haline getirip, polis Hakan'a iletiyordum. Cezaevinde yanıma gelen Hakan ve diğer polisler, Menzilciler ile Hizbullah cemaatinin ilimcileri arasındaki durumunu, çatışmasının nedenini sordular. Menzilcilerin Müslümanları tahrik ettiklerini söyledim…”

“..İlim grubunun Menzilcilere neden şiddetli tepki göstermediklerini ve cemaatin nasıl zarar görebileceği konusunda fikirlerimi sordular. Ben de PKK'nın halkın din unsurunu gözardı ederek Hizbullah'a karşı da ikinci bir cephe açtığını, bu şekilde hataya düştüğünü, Hizbullah'a karşı da yeni cepheler açılması durumunda zayıflayacağını anlattım. Polis Hakan bu konuda yazılı rapor hazırlamamı istedi...”

Murat Kurtboğan; yakalandığı suçtan dolayı mahkemeden ceza aldıktan sonra (Polisle işbirliği yaptığından dolayı, eylemi adli bir vakıa olarak ele alınmış ve asgari düzeyde ceza verilmişti) ifsat örgütünün içinde daha rahat hareket etmek ve fiili eylemlerde bulunabilmek için Bitlis cezaevine sevk edilir. Burada da Hizbullah’a karşı ifsadi eylem planları yapılır. Bir kere bu şahsın zaafları tespit edilmiştir. Ağzına çalınan bir parmak bal ile ona yaptırılamayan hiçbir şey yoktur. Kısa bir süre Hizbullah içinde yer alan şahsın tüm bilgi ve düşünceleri kullanılarak Hizbullah hakkında bilgi edinilmeye çalışılıyor ve bu bilgiler ışığında Hizbullah’a nasıl darbe vurulacağının hesabı yapılıyor. Gerek Hizbullah içerisinde ifsat hareketlerini gerekse Hizbullah- PKK ve Hizbullah- Menzil arasındaki çatışma ortamını alevlendirmek için planlar yapılıp düşünceleri alınıyor. Yapılan değerlendirmelerde bir konu öne çıkıyor. Bitlis Tatvan Bölgesinde Hizbullah ile Menzil gurubunu karşı karşıya getirmek ve olayları bu bölgeye de taşımak. Olaylar bu bölgeye de sıçrarsa ifsat şebekesi için bulunmaz bir fırsat olacaktır.

“..Pilot bölge Tatvan Hizbullah'ın kendi içinde yeni cepheler açmasını fırsat bilen PKK'nın da saldırıya geçeceğini, devletin de baskıları artınca yenilebileceğini, büyük ölçüde zarar göreceğini söyledim. Polis Hakan, olayların nereye sıçramasının uygun olacağını sorduğunda, ben de Bitlis ve Tatvan'ın uygun bulunduğunu söyledim. Burada tanıdıklarım cemaat mensubu olup olmadığını sorduğunda, Tatvan Ulucami de bulunan Molla Gıyasettin Barlak'ı ve bir cemaat mensubunu daha tanıdığımı söyledim. Molla Gıyasettin'in Tatvan'da cemaat sorumlusu olabileceğini düşündüğümü de söylemiştim. Molla Gıyasettin ziyaretime geliyor, sorunlarımı ona iletiyordum. Polis memuru Hakan, Molla Gıyasettin'e eylem yapılması durumunda benim açıkladığım gelişmenin olup olmayacağını sormuştu…”

Görüldüğü gibi plan mükemmeldir. Hizbullah’a bu bölgede de ikinci bir cephe açıldığını gören PKK de bunu fırsat bilecek ve Hizbullah’a saldırılarda bulunacak. İcraata konulup plan işletilmeye başlatıldıktan sonra huzurlarını masum insanların kan ve terleri üzerinde arayanlar bayram edeceklerdi. Önerilen plan uygulama izni almıştır. Plana göre Hizbullah üyesi olarak tanınan biri vurulacaktır. Olayların bu bölgeye de sıçraması sağlanacaktır. Burada da kişiliksizleştirilmiş, ajanlaştırılmış bir şahsın nasıl adileştiği ve insani değerlerden uzaklaştığı görülmektedir.

Molla Giyasettin Barlak; Aslan Batman Gercüşlü olup Medrese eğitimi aldıktan sonra kadrolu imam olarak Tatvan’da çalışan Hizbullahi düşünceye sahip biriydi. Görev yaptığı çevrede sadece camide namaz kıldırmakla yetinmez camide onlarca çocuğa Kur’an-ı Kerim dersi vermekte bu çocukların İslam ahlakı ile yetişebilmesi için gece gündüz çalışmaktaydı. Aynı zaman da İslam’ın gerektirdiği yardımlaşma ve dayanışma hizmetlerinde çevresine öncülük etmekteydi. Bu arada, Hizbullah mensubu olarak bildiği Murat Kurtboğan’ın Bitlis cezaevine getirildiğini öğrenmiş ve İslami duyarlılığından dolayı onunla görüşmek ve onu ziyaret etmek için Bitlis’e gitmişti. Düzenli olarak cezaevine ziyarete giderek Kurtboğan’ın ihtiyaçlarını gidermeye çalışmış, burada tanıdığı duyarlı Müslümanlara giderek İslam için cezaevine girmiş bu Müslüman’ın (!) yalnız bırakılmamasını, sahip çıkılmasını telkin ve tavsiye de etmişti. Sempatik kişiliği, ihlâs ve samimiyeti nedeniyle tanıdığı herkesi etkilerdi. Molla Giyasettin Barlak’ın hedef seçilme nedeni işte bunlar olmuştur.

Tatvan’da herkes tarafından tanınan ve sevilen, İslam’a bağlılığı ve hizmeti nedeniyle her kesimden takdir alan bu kişinin vurulması ardında, beklenen o ki Hizbullah da buna karşılık verecekti. Bu şekilde çatışmalar Tatvan ve Bitlis’e sıçrayacak Devletlülerde bunu zevkle izleyerek kan üzerine kurdukları saltanatlarını devam ettireceklerdi. Hesap buydu.

Murat Kurtboğanın cezaevindeki ilişkileri onun belirgin iki zaafını da ortaya çıkarmış ve bu zaaflar çok iyi değerlendirilerek kullanılmıştır. Bunlar; kadın ve Silaha düşkünlük. Tüm insani duyguların silinmesi için kadın faktörü kullanılarak geri dönüşü olmayan bir ihanet çemberine dâhil edilmişti.

“...15 Şubat 1994 (Tarihe dikkat! Hizbullah’ın Korunup kollandığı en fazla gündeme getirilen bir dönem... Bir taraftan Hizbullah devlet desteklidir yalanı ile halk nezdindeki güven sarsılmaya çalışılıyor öte yandan cemaat fertlerine suikast düzenlenerek Hizbullah’ın intikam saiki ile hareket edip yanlış yapmasına ve cephenin genişletilmesi ile güç kaybetmesine sebebiyet verilmeye çalışılıyor. Bir taş ile kuş katliamı) tarihinde polis memuru yanında PKK itirafçısı Nurettin isimli bir şahısla beraber geldi. 23 Şubat 1994'te yine polis memuru geldi, yanında Bitlis'li bir bayan vardı. Onunla beraber olabileceğimi söyledi. Cezaevinde kadınlar koğuşunda bu bayanla beraber oldum. Bu kadının cazibesinden etkilenmiştim. Polis Hakan, 'seni eğlenceye götüreceğiz' diyordu. Saat 16:30 civarıydı. Yanında Nurettin ve Ahmet de vardı. Cezaevinden ayrıldık. Nasıl bir eğlence olacak bu diye sordum. Daha sonra Molla Gıyasettin'e yönelik olarak benim konuşmalarım çerçevesinde eylem düşünüldüğünü tahmin ettim. Bana ve Nurettin'e bu polis memuru birer tane 9 mm Astra tabanca verdi. Eylemin nasıl yapılacağı konusunda ayrıntılı bilgi verildi. Nurettin ile eylem konusunda konuştuk. Molla Gıyasettin'in bulunduğu sokağa gittik. Molla Gıyasettin'in karşıdan geldiğini gördüm. 5–6 metre arkasında Nurettin vardı. Silahını çıkartmıştı, ben de bu sırada silahımı çıkardım. İki kez Molla Gıyasettin'e ateş ettim, sendeledi. Bu sırada Nurettin de en az üç dört kez ateş etti. Sokakta bazı kapılar açıldı. Sesler geldi. Ancak bizi kimse fark etmedi…”

Eylem timinde eski bir PKK itirafçısı, gözlemci olarak görev alacak olan polis ve Murat Kurtboğan vardır. Kişiliksizleştirilip ajanlaştırılan bir şahsın insanlıktan ne kadar uzaklaşacağının en güzel örneği. Kendi babasının bile yapamayacağı fedakârlıkları ve yardımları yapan kişiye karşı vefa borcu, kirli emeller ve toplumu ifsat etmek için onu öldürmek olacaktır. Zaten Ergenekon tipi yapıların en tipik örneği bu değil midir? En yakın arkadaşlarını ve dostunu bile kirli emelleri için harcama, küçük bir menfaat için tüm kutsallarını ayaklar altına alma en tipik özellikleridir. Zira en büyük kutsalları, küçük bir elit gurubun rahat yaşamasına ayarlanmış düzenleridir. Yeter ki bu düzen ayakta dursun, yeter ki bu düzendeki ayrıcalıklı konumlarını muhafaza etsinler, bu uğurda bütün bir ülkenin yanması bile umurlarında olmayacaktır. (bu zihniyetin ağababası İttihat ve Terakki, aynı düşünce ile Osmanlıyı birinci dünya savaşına sokarak yıkılmasına neden olmuştu) bu arada sarf edilen vatan ve millet kavramları sadece saf dimağları yanlarına çekme ve sözde bir iyi niyet gösterisi içindir. 

Birileri gece daha rahat uyuyabilsin, kaos ortamında dönen kirli paralardan daha çok nemalanabilsinler diye insanlıktan çıkartılmış bu şahsa, ona en çok faydası dokunan ve Allah rızası için ona hamilik yapan Mola Gıyasettin Barlak’ın öldürülmesi görevi veriliyor. Bu eylem ile rüştünü ispat edecek, en yakın dostunu öldürerek bu kirli düzene sadık olduğunu ispatlayacaktı. Bu arada cezaevinde yatan bir hükümlü olması hiç önemli değildir. Çünkü kurulan bu çark, devletin tüm kurumlarında çöreklenmiş, her istenen işlemi kılıfına uydurarak yapabilmektedir.

“…Koğuştakilere iki üç saat mutfakta çalıştığımı söyledim. Sebahattin ve Servet Bey de beni çağırdılar. Kader'den bahsettiler. Daha sonra beni ziyarete gelen Molla Gıyasettin'in PKK'lılar tarafından öldürüldüğünü söyleyerek başsağlığı dilediler. Üzüntülü bir tavır takındım. Herkes Molla Gıyasettin'in amcam olduğunu düşünüyordu. Bu nedenle firar edebilirim diye, yirmi yirmibeş gün süreyle beni koğuştan çıkarmadılar. Daha sonra mutfakta çalışmaya başladım. İlim-Menzil çatışmasını bölgeye yaymaya girişimi başarısız olmuştu. Cemaat bu eylemin PKK'lılar ya da devletle işbirliği yapan itirafçılar tarafından gerçekleştirilmiş olabileceğini düşünüyordu…”

Polis, Hizbullah muhbiri ve PKK itirafçısından oluşan cinayet şebekesi, kurdukları pusu ve emellerini gerçekleştirerek üslerine geri dönüyorlar. Kurdukları kirli tuzağı gerçekleştirip bundan böyle ne olacağını beklemeye başlıyorlar. Ancak tasarladıkları planlar tutmuyor. Hizbullah daha önce kendisine yapılan saldırılara verdiği karşılık gibi buna karşılık vermemiştir. Çünkü cemaat, hiçbir karşılığı öyle rasgele yapmadığı gibi, yapılan bu saldırının yeri, zamanı ve hedefini göz önüne alarak işin içyüzünü araştırmaya başlamış ve bu eylemin ilk bakışta gösterilmeye çalışıldığı gibi yapılmama ihtimalini hep masada tutmuştu.

Hizbullah’ın bu tutumu ve misillemesinin gelmediğini gören caniler, ikinci hamlesini yaparak Hizbullah cemaatini bu eylemin PKK tarafından yapıldığına ikna etmeye çalışıyorlar. Tatvan bölgesinde faaliyet gösterirken yakaladığı iki PKK militanına bu eylemi kabul ettirerek bu eylemin sanıkları konumuna getiriyor. Bu şekilde eylemin PKK tarafından yapıldığını belgeleriyle ile ortaya koymaya çalışıyor. Hizbullah cemaati ise bu eylemin gerçekten PKK militanlarca yapılsa bile arkasındaki irade konusunda tereddütleri olduğu için misillemede bulunmayarak araştırmaya devam etti. Ta ki Kurtboğan yakayı ele verip her şey ortaya çıkana kadar.

Cemaatin bu eylem konusundaki düşünceleri doğrulanmış, aradan yılar geçse bile olayın gerçek yüzü ortaya çıkartılmıştır. Kurtboğan, Mersin’de Uprak kardeşler ile kurduğu fuhuş şebekesi ve porno kaset ticareti nedeniyle sorgulanırken, yıllar önce işlenen bu cinayet hakkında bilgiye ulaşılıp tahkikat başlatılıyor. Söylenenler tek tek doğrulanıyor. Bu sorgu kasetleri 17 Ocak 2000 operasyonunda TC’nin eline geçiyor. Yine başka bir Ergenekon yapılanması elemanı iken Hizbullah’a yakalanan İbrahim Sarıaltun’un vekilinin “ Hizbullah Vahşetini Deşifre etmek gayesi ve ” talebi üzerine bu kasetler Mahkeme kararı ile incelenip içeriği tutanakla tespit edildikten sonra bu tutanaklar basına yansıyor. Basına yansıyan bu bilgiler delil olarak gösterilerek Giyasettin Barlak’ın failleri olarak hükümlü bulunan ve PKK’li diye yakalanan iki şahsın dosyaları yeniden ele alınıyor ve sonuçta bu şahıslar salıveriliyor.

Mahkemenin bu kararı:

1.      Hizbullah’ın sızmalara karşı çok hassas olduğunu,

2.      Tespit edilen şahısların affedilmediğini,

3.      Hiçbir devlet ve kuruluşla irtibatının olmadığını,

4.      Kendi kararlarını tavizsiz olarak uyguladığını,

5.      Kendi içyapısının söylemleri ile bire bir örtüştüğünü,

6.      Kaset içeriklerinin gerçek olduğu, uydurma ve mizansen olmadığını….da göstermiştir. 

Gerçekler bu kadar açık ve ortada iken kaset çözümlerinin basına yansıtılma biçimi, Hizbullah düşmanlarının eliyle Hizbullah’a bir Silah olarak yönetildi. Hizbullah’ın tespit edip cezalandırdığı hainler Hizbullah elemanı alarak tanıtıldı. Halen Hizbullah’ın arşivinde buna benzer örnekler bulunmaktadır. Hizbullah arşivinden ele geçip deşifre olmuş onlarca ajan muhbirin toplumu ifsat etmek için kullandıkları yolların, yaptıkları çalışmaların anlatıldığı itirafları içren kasetler mevcuttur. Bu belgelere yasal yolla ulaşma imkânı olmasına rağmen TC Güvenlik Güçleri, C.Savcılıkları, İçişleri Bakanlığı ve Mahkemelerin sekiz yıldır kurdukları kumpas nedeniyle bu belgeler saklanmakta, Ergenekon tipi yapıların halkın içinde ve Hizbullah çevresinde çevirdikleri kirli oyunlar ve ifsadi faaliyetlerin gün yüzüne çıkması engellenmektedir.

Tarih Güneşin balçıkla sıvanmadığını gösterecek, Hizbullah çevresinde örülmeye çalışılan kirli oyunlar Allah’ın izni ile tek tek bozularak halkın önünde sergilenecektir.

Diger Basliklar
   ERGENEKON TİPİ YAPILANMALARIN HİZBULLAHA KARŞI FAALİYETLERİ (XII)
   ERGENEKON TİPİ YAPILANMALARIN HİZBULLAHA KARŞI FAALİYETLERİ (XI)
   ERGENEKON TİPİ YAPILANMALARIN HİZBULLAHA KARŞI FAALİYETLERİ (X)
   ERGENEKON TİPİ YAPILANMALARIN HİZBULLAHA KARŞI FAALİYETLERİ (IX)
   ERGENEKON TİPİ YAPILANMALARIN HİZBULLAHA KARŞI FAALİYETLERİ (VIII)
   ERGENEKON TİPİ YAPILANMALARIN HİZBULLAHA KARŞI FAALİYETLERİ (VII)
   ERGENEKON TİPİ YAPILANMALARIN HİZBULLAHA KARŞI FAALİYETLERİ (VI)
   ERGENEKON TİPİ YAPILANMALARIN HİZBULLAHA KARŞI FAALİYETLERİ (V)
   ERGENEKON TİPİ YAPILANMALARIN HİZBULLAHA KARŞI FAALİYETLERİ-4 (YAZI DİZİ)
   ERGENEKON TİPİ YAPILANMALARIN HİZBULLAHA KARŞI FAALİYETLERİ ( III )
   ERGENEKON TİPİ YAPILANMALARIN HİZBULLAHA KARŞI FAALİYETLERİ ( II )
   ERGENEKON TİPİ YAPILANMALARIN HİZBULLAHA KARŞI FAALİYETLERİ ( I )
İlan ve Mesajlar
 
 
 
Şehid Rehber
Şehidlerin Hayatı
Savunmalar
Manifesto


K. Dilinden Hizbullah


Anasayfa | Videolar | Arama | Siteyi Öner | Mobil | İletişim | Yukarı Git