ALİ HAYDAR KAYA : Ergenekon tipi yapıların ifsat hareketleri için kullandığı tiplerden diğer bir tanesi de Ali Haydar Kaya’dır. Yazı dizimizin bundan sonraki bölümlerinde, polis istihbaratına muhbirlik yapmış ve JİTEM içinde yer almış, onlarla birlikte birçok kirli işe bulaşmış Ali Haydar Kaya’nın anlatım ve faaliyetlerine yer vereceğiz. Ali Haydar Kaya; derin devletin Ergenekon tipi yapılanmalarla genelde İslami kesime, özelde Hizbullah cemaatine karşı yürüttüğü kirli faaliyetlerin deşifre edilmesinde, Hizbullah cemaati için önemli bir basamak olmuştur. Çünkü Hizbullah; Ali Haydar Kaya’nın, sözlü-görüntülü ifadelerinin yanı sıra 950 sayfalık yazılı olarak verdiği ifadelerle son derece önemli bilgilere ulaşmış, bunları araştırıp teyit ettirmiş, buradan yola çıkarak önemli izler sürmüş, pek çok oyunu bozmuş, çok sayıda tahribatın da önüne geçmiştir. Ali Haydar Kaya’nın verdiği bilgilerde; laik Kemalist rejimin bölgedeki birçok gayri insani ve gayri ahlaki faaliyetleri, İslam’a ve Müslümanlara olan kini, halkı İslam’dan ve İslami hareketlerden soğutmak için yaptığı çirkeflikleri görülecek ve Ergenekon tipi yapılanmaların ne amaçla kurulduğu daha iyi anlaşılmış olacaktır herhalde. TC. Bütün çabalarına rağmen özellikle Müslüman halka kendisini bir türlü kabul ettiremediği ve İslami yaşantıyı izole edemediği için, kendi karanlık işlerinin büyük bölümünü, yine kendisinin kurduğu istihbarat ve terör çeteleri vasıtasıyla yürütmekte ve Müslüman halka yönelik yasa dışı faaliyetler gerçekleştirmektedir. Kemalist rejimin bu karanlık örgütlerinden sadece biri olan ve belki de bugüne kadar Ergenekon’un en büyük hamisi olan JİTEM, bu bölgelerde yaşayan Müslüman halka yönelik birçok karanlık eylem yapmış, adeta buradaki insanlara hayatı zehir etmiştir. Hizbullahi hareket mücadele sahasında yer aldıktan sonra bu çetelere karşı sürekli teyakkuzda olmuş ve onlara karşı savaş yürütmüştür. Bu kadar mücadele veren bir yapıyı bugün Ergenekon ile iç içe göstermek derin devletin oyunundan başka bir şey değildir. Deşifre olan Ergenekon yapılanmasını sözde tasfiye ederken, halka mal olmuş bir yapıyı da töhmet altında bırakarak yıpratma hesabındadır. Onlar da biliyor ki yıllarca bölgede her türlü mel’aneti işleyip Hizbullahi hareketi yok etmek için uğraştılar. Bu başarılamayınca, bugün yeni taktiklerle kafalarda soru işaretleri oluşturma ve insanları Hizbullah’tan soğutma planları yapılmaktadır. Bugün ülke gündemini meşgul eden Ergenekon terör örgütü, yasadışı faaliyet yürüten derin devletin bir uzantısıdır. Ergenekon operasyonlarının başarıya ulaşabilmesi için şu an bu ve benzeri yapılara hamilik yapan JİTEM’in kirli faaliyetlerinin ortaya çıkarılması gerekir. Ama işin vahim tarafı, bu ülkede halen JİTEM’in varlığı resmen kabul edilmiş bile değil. Şimdi biz Ali Haydar Kaya’nın şahsına dönelim. Ali Haydar Kaya; 1967 yılı D.Bakır Silvan ilçesi doğumludur. Liseye kadar Silvan’da okuyor, liseden sonra babasının bakkal dükkanında çalışıyor. Ali Haydar Kaya, okul yıllarında herhangi bir siyasi düşünce taşımıyor. Ancak ailesinin geleneksel olarak dine bağlı olmasından dolayı, o dönemde okullarda faaliyet yürüten PKK’li gençlerden uzak durmaya çalışıyor, Hizbullahi gençlere ise sempati duyuyor ve onlara daha ılımlı yaklaşıyor. Bu ilgi beraberinde yakınlık getiriyor ve bazı Hizbullahi gençlerin kendisiyle ilgilenmesi sonucu camilerdeki Kur’an derslerine katılıyor. Ali Haydar Kaya, liseyi bitirip babasının bakkal dükkanında çalıştığı dönemde babasının evinde kiracı olarak ikamet eden bir polis, kendisi ile ilgilenmeye başlıyor. Kısa süre içinde onu etkiliyor ve muhbirlik teklif ediyor. Polisin kendisine yaptığı bir takım ekonomik yardımlar ve vaatler, Ali Haydar Kaya’ya cazip geliyor ve o da muhbirliği kabul ediyor. Böylelikle Ali Haydar Kaya, polisin yönlendirmesiyle gittiği camilerde tanıdığı, bildiği ve gördüğü Müslüman gençleri, yaptıkları faaliyetleri, onlara destek verenleri, kısacası camilerdeki bütün olup bitenleri polise bildirmeye başlıyor. Tamamıyla polisin kontrolüne giren Ali Haydar, artık gönüllü bir muhbirdir. Önce polis istihbaratı, ardından JİTEM elemanı olarak yoğun faaliyet yürütmüş olan Ali Haydar Kaya, bu şekilde muhbirliğe başlıyor. Hizbullah’a sempatizan konumunda olan ve Hizbullahi gençlerin ilgilenmesi sonucu camilerdeki Kur’an derslerine iştirak eden Ali Haydar Kaya’yı kontrolüne alan polis, kendisini sıkıştırıp Hizbullah içine daha iyi sızmasını, Hizbullah hakkında daha kapsamlı bilgiler getirmesini istiyor. Bunun için Hizbullah’ın güvenini kazanmasını istiyor. O dönemde Hizbullah’ın bölgede silahlı herhangi bir eylemi henüz başlamamıştı. Ancak camilerdeki Kuran derslerine dahi tahammül edemeyecek kadar İslam’a düşman ve kindar olan derin ve kirli eller, camiye derse giden Ali Haydar Kaya’yı vaat ve menfaatle ajanlaştırıp kullanmaktan çekinmemiştir. Muhbirliğinin ilk döneminde camilerdeki Kur’an dersleriyle ilgili faaliyetler hakkında polise bilgi veren Ali Haydar, Silvan’da PKK-Hizbullah silahlı çatışması başlayınca polisin istek ve yönlendirmesiyle daha yoğun faaliyetlerde bulunuyor. Hizbullah’ın güvenini kazanmak ve yapı içersine tam olarak sızabilmek için kendisini yönlendiren elemanların da taktikleriyle bu doğrultuda oldukça çaba sarf ediyor. Örneğin düzenli olarak cami çalışmalarına katılıyor, infak veriyor ve ailesinin zekâtını da cemaate veriyor. Cemaatin görevlendireceği yerlerde gönüllü olarak nöbet tutmak için taleplerde bulunuyor. İhtiyaç duyulan alanlarda faaliyetlere iştirak etmek için isteklerde bulunuyor ve bu doğrultuda gayret gösteriyor. Hatta askeri alandaki çalışmalara sızma düşüncesiyle Cemaatin askeri kanadında çalışmak, PKK’ ye yönelik eylemlerde bulunmak için Cemaate başvuruyor. Ama bu talebi Cemaat tarafından kabul edilmiyor. Ali Haydar Kaya’nın babasına ait olan bakkal dükkanı, hem şehir içindekiler ve hem de şehir dışından gelenler açısından şehrin uğrak bir yerinde bulunduğundan, çevrede gelişen olaylar buradaki esnaf arasında gündem oluyordu. Bundan faydalanan Ali Haydar Kaya, aldığı duyumları ve Hizbullah’a yönelik çalışmalarda elde ettiği bilgileri düzenli olarak kendisini muhbirleştiren polise iletiyordu. Öyle ki çevreden duyduğu mahalli dedikoduları dahi iletmekten geri kalmıyordu. Ali Haydar Kaya’nın samimi bir şekilde çalışması ve öğrendiği her bilgiyi aktarması polisin kendisine daha fazla güvenmesine neden olmuştu. Nitekim irtibatlı olduğu polis, onu amirleriyle tanıştırmış, Polis amirleri de kendisine iltifat edip yeni vaatlerde bulunmuş ve başka ilave çalışmalar yürütmesi için teşvik etmişlerdi. Ali Haydar Kaya da, onlarla bir müddet daha çalışmış ve onları memnun edecek bilgileri hizmetlerine sunmuştu. Bu süre zarfında Ali Haydar Kaya’ya, istihbarat elemanları tarafından eğitim verilmiş ve yetiştirilmişti. Bu eğitimlerin bir devresini kendi ifadeleriyle şöyle anlatıyor : “2 şubat 1993 tarihinde Diyarbakır Çevik Kuvvet'te eğitim aldım. Okulun zemin katında bir sınıfı andıran bir salonda 30 kişi olarak eğitim alıyorduk. Oradaki şahıslar ile sadece kod isimleriyle tanışıyorduk. 26 tane erkek, 4 tane kız vardı. Kızlardan bir tanesi Mediha A… idi. Daha sonra onu Toprakbank'ta çalışırken görmüştüm. (1995 yıllarında orada gördüm) Nuretttin Ş… adlı şahısla da Namık kod adıyla tanışmıştım. Daha sonra Dağkapı’daki Japon Pasajı’nda görmüştüm. Özcan Y… da eğitimde idi. Kod adı Emre Can idi. Kurs 20 gün sürdü. Ben her zaman polis Erdal'ın şahin marka arabasıyla gidip geliyordum. Eğitim boyunca yemeklerimiz ve masraflarımızı onlar karşılıyordu. Eğitim bir seminer şeklinde idi ve videolu veriliyordu. Temel istihbaratçılık üzerine dersler veriliyordu” JİTEM İLE YOLA DEVAM Silvan ilçe merkezi ve çevresinde Hizbullah cemaatinin faaliyetlerinin çoğalıp yayılması, özellikle de kırsal alandaki faaliyetlerinin yoğunlaşması ve bu alanların da Jitemin faaliyet alanlarına girmesi nedeniyle Ali Haydar Kaya jiteme kaydırılıyor. Kendisinin verdiği ifadeye göre bu olay şöyle gerçekleşiyor. Bir gün Ali Haydar Kaya alınıp Silvan İlçe Jandarma Komutanlığına götürülüyor ve oranın komutanı olan bir yüzbaşı ile tanıştırılıyor. Yüzbaşı Ali Haydar Kaya’ya oldukça ilgi gösteriyor. Artık beraber çalışacaklarını, kendisini bazı eğitimlerden geçireceklerini, Hizbullah ve PKK’ye karşı daha büyük eylemler yapacaklarını, kendilerinin devlet olduğunu, kendilerini hiçbir kanunun bağlamadığını, istedikleri her işi yapabilecekleri güç ve imkana sahip olduklarını, hiçbir kurumun kendilerinden hesap soramayacağını, kendilerinin bütün kurumların üstü olduklarını, devletin bütün kaynaklarının kendi tasarrufları altında olduğunu ve isimlerinin JİTEM olduğunu söylüyor. Ali Haydar Kaya’ya, görevlerini hakkıyla ve samimi olarak yaptığı takdirde devletin bütün imkanlarının kendileri için seferber edileceğini söylüyor. Günümüzde kendisini devletin sahibi gören Ergenekon terör örgütüyle JİTEMCİ yüzbaşının kafa yapıları ve yaklaşımları aynı, belli ki kaynak da aynıdır. Çünkü onlar kanun tanımaz, onlar güçlü ve onlar devlettirler. Onlardan hesap sorulması söz konusu değildir. Eğer hesap soruluyorsa deşifre bazı unsurları tasfiye edip asıl çeteleri korumak için bu yapılmaktadır. Ciddiyetle bu çetelerin üzerine gidilmiş olsa, öncelikle Jitem’in üzerine gidilir, kirli ve karanlık faaliyetleri ortaya çıkartılırdı. Yine derin devlet çetelerinin tasfiyesi gerçekten isteniyorsa, Beykoz’da ele geçirildiği söylenen Hizbullah arşivinde, Hizbullah’ın devlet çetelerine karşı verdiği mücadelede elde edilen bilgiler ihbar kabul edilirdi. Bu çetelere karşı gerekli soruşturma ve tahkikatlar yapılır ve Karanlık faaliyetlere bulaşan çetelerden hesap sorulurdu. Ama devlet bunu yapacağına, Hizbullah arşivinden çıktığı söylenen derin devlet çeteleri ve sorgulanan muhbirleriyle ilgili bilgileri gizleme yoluna gitti. Çünkü çok iyi biliyorlardı ki Hizbullah arşivi ifşa edilse devletin karanlık faaliyetleri ortaya çıkacak ve Hizbullah’ın buna karşı verdiği erdemli mücadele anlaşılacaktı. Ali Haydar Kaya, Hizbullah cemaatine verdiği ifadede yüzbaşının telkin ve söylemlerinden çok etkilendiğini söylüyor. Bu etkilenme sonucu JİTEM ile çalışmaktan memnun olacağını, kendisine verilen görevleri samimiyetle yerine getireceğini, bu hususta kendilerini mahcup etmeyeceğini söylüyor. Ali Haydar Kaya, artık JİTEM’in bir elemanı olarak kendisine verilen görevleri yerine getiriyor ve faaliyetlerde bulunuyor. Bir taraftan Hizbullah içersine tam sızmaya çalışırken diğer taraftan aldığı bilgileri ve izlenimlerini irtibatlı olduğu yüzbaşıya aktarıyor. Öte yandan ise, Ali Haydar Kaya eliyle Hizbullah’a karşı yürütülecek kirli faaliyetlerin plan ve programları yapılıyor, bunun için zemin hazırlanıyor. Artık düzenli eleman olan Ali Haydar Kaya’ya bir kılıf bulunması gerekmektedir. Çünkü artık yoğun gidiş gelişleri olacak, bir çok yere girip çıkması gerekecektir. Bunun için en uygun işin Kargo işi olduğuna karar veriliyor ve Jitemin girişimi ile Aras Kargonun Silvan temsilciği ona veriliyor. Silvan’da Hizbullah’ın faaliyetlerini sekteye uğratmak için bununla yetinmeyen ve bunu yetersiz gören Jitem, Batmanlı bir elemanını Silvan’a yerleştiriyor. Bu şahsın yapacağı faaliyetlere kılıf olması için, İstanbul’da bulunan bazı ilaç firmalarını dolandırarak getirdikleri ilaçlarla bir eczane açıyorlar. Ali Haydar Kaya bu Batmanlıyı da çevresine Hizbullah elemanı olarak tanıtıyor. JİTEM, ALİ HAYDAR’A EĞİTİM VERİYOR Artık Jitem elemanı olarak faaliyet yürüten Ali Haydar Kaya, Jitem tarafından değişik zamanlarda çeşitli eğitimlere tabi tutuluyor. Diyarbakır, Silvan, Kozluk, Beşiri ve Hasankeyf’te jandarmaya ait birlik ve karakollarda, istihbarat toplama teknikleri, silah çeşitlerini tanıma ve kullanma, eylem türleri ve eylem gerçekleştirme şekilleri gibi konularda geniş bir eğitime tabi tutuluyor. Bir yandan Hizbullah içine iyice sızıp yerleşmek için her türlü yolu deneyip gayret sarf eden Ali Haydar, diğer yandan Hizbullah’a karşı başarılı bir mücadele vermek için eğitiliyor ve Hizbullah’a karşı kullanılıyor. Öte yandan “Hizbullah mensupları asker tarafından eğitiliyor” deniyor. Ali Haydar Kaya, ayrıca askerlik adı altında da eğitim görmüştür. Askere gidiyorum bahanesiyle Silvan’dan ayrılan Ali Haydar Kaya, İskenderun askeri komutanlığında birkaç ay eğitime tabi tutuluyor. Burada eğitimini tamamlayınca, JİTEM ve devlet özel kuvvetlerinin özel eğitimlerden geçtiği Bolu’daki eğitim kampına gönderiliyor. Bu kampta 45 günlük özel eğitimden geçiriliyor. Ali Haydar Kaya’nın eğitimi tamamlanınca JİTEM yetkilileri kendisine; “Geri kalan askerlik süresini burada tamamlamana gerek yoktur. Esas savaş Güneydoğuda yaşanmaktadır. Size en çok orada ihtiyaç vardır” deyip memleketine gönderiliyor. Bu amaçla memleketine gönderilen Ali Haydar Kaya, Silvan’a döndüğünde askerde ağır hastalıklar geçirdiğini, bunun neticesinde çürük raporu alıp askerlikten kurtulduğunu söylüyor. Ali Haydar Kaya, bu kadar eğitimi basit bir muhbir olsun diye almıyor elbette. Jitem’in kadrolu bir elemanı olarak göreve alınıyor. Artık maaşlı ve kendi ifadesiyle üzerine kayıtlı beylik tabancası dahi olan bir memurdur. Bu konudaki teferruatı bir kenara bırakalım, Ali Haydar Kaya artık jitemin kadrolu, kimlikli, beylik tabancalı ve maaşlı bir memurudur. Yine kendi ifadesine göre, gördüğü eğitimler sayesinde artık uzman kabul edilmektedir ve artık Jitem subaylarıyla birlikte Hizbullah’a karşı yürütülecek mücadele konusunda değerlendirmeler yapmaktadırlar, yeni taktikler ve stratejiler geliştirmeye çalışmaktadırlar. |