“Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanmayın, bilakis onlar diridirler, Rableri katında rızıklandırılırlar.” (Al–i İmran: 169)
Cemaatimizin kurucu Rehberi Hüseyin Velioğlu’nu, şehadetinin 15. yıldönümü münasebetiyle hayırla ve rahmetle yâd ediyoruz. Bize bırakmış olduğu İslami Cemaat mirasını şerefle devralmış, bu emaneti en iyi şekilde muhafaza etme, geliştirme ve gelecek nesillere devretme azim ve kararlılığı içindeyiz.
Ayrıca Allah Teâlâ’ya verdikleri sözü yerine getirerek O’nun davası uğruna canlarını feda edip şehidler kervanına katılan yeni şehidlerimizi de rahmetle yâd ediyor, şehadetlerini tebrik ediyoruz.
Ömrünü İslami hizmete adayan Şehid Rehber, çok zor ve sıkıntılı şartlarda çalışıp çabalayarak İslami cemaatin temellerini atmış ve Cemaat binasını oluşturmak için çaba sarf etmiştir. Bütün sermayesi İslam olan Rehberimizin bazı özelliklerini aktararak, onun mücadelesini sürdürme kararlılığında olduğumuzu belirtmek istiyoruz.
– Şehid Rehber, Müslümanların güçlü bir cemaate ihtiyaç duyduğu, bu cemaatin teşkili için ömrünün sonuna kadar yoğun çaba sarf etmiştir. Ona göre Müslümanlar, cemaat olmadan ve örgütlü bir güç olarak mücadele etmeden, hedefleri olan İslami bir yönetim şekline ulaşamazlar. Bu olmayınca sorumluluklarını, izzetlerini ve ağırlıklarını koruyamayacakları gibi, dünya güçleri arasında olmaları gereken konumda bulunmaları da mümkün olmayacaktır.
Cemaatimizi güçlü, kuvvetli, organizeli hale getirdiğimizde ve cemaatin kaide ve kurullarına riayet ettiğimizde ancak hedeflerimize ulaşma yolunda mesafe kat edebiliriz.
– Şehid Rehber, Müslümanların izzet ve onurunun muhafazası için bütün Müslümanların vahdet içerisinde olmaları gerektiğini sık sık beyan ederdi. Müslümanların her zaman birbirlerine destek vermeleri, yardımcı olmaları, imkân ve kuvvetlerini birleştirmeleri gerektiğini ifade eder, Müslümanlara en büyük zararın aralarındaki ihtilaflardan ve çekişmelerden geldiğini söyler, bunlardan kaçınmaları gerektiğini her fırsatta dile getirirdi.
Müslümanların izzet ve onurlarını korumaları; öncelikle aynı yapı içerisinde bulunan kardeşlerin, ardından aynı şehirde, aynı bölgede, aynı ülkede yaşayan, nihayetinde tüm dünya Müslümanlarının vahdet içerisinde olmaları, birbirlerine destek olmaları, ihtilaf ve çekişmelerden uzak durmaları ile mümkündür.
– Müslümanların, İslam’ı ferdi ve aile hayatlarında yaşamaları, toplumsal hayata hakim kılmak için çalışmaları, bu yolda karşılaşılan sıkıntı ve zorluklara karşı sabır ve tahammül göstermeleri gerektiğini söyler, Allah Teala’nın takdir ettiğinden başka bir şeyin başa gelmeyeceğini ısrarla vurgulardı.
Allah’ın dinini yaşama, insanlara anlatma konusunda kararlı olmalı, bu uğurda başa gelecek bela ve musibetlere sabretmeli, İslam düşmanlarının töhmet ve saldırılarına karşı sarsılmadan yolumuza devam etmeliyiz.
– Şehid Rehber, çağın ve dönemin şartlarına göre hareket edilmesi gerektiğini söylerdi. “İnsan, ibn–i zamandır” tabirini sık sık kullanır, İslami hareketin, dönemin ortam ve şartlarına göre ihtiyaç duyduğu her türlü meşru vasıtayı kullanabileceğini savunurdu.
Gerek Cemaatimizin gerekse Müslüman halkımızın maslahatı için imkânlarımız ölçüsünde meşru tüm vasıtaları kullanmaya devam edeceğiz inşaallah.
– Cemaat fertlerini sever, sorunlarıyla ilgilenirdi. Özellikle muhacirlere, tutuklulara, şehid ve tutuklu ailelerine özel bir muhabbeti vardı. Ancak hiçbir şekilde Cemaat mensupları arasında ayrım yapmazdı.
Birbirimizi sevdiğimiz, saydığımız, eksiklik ve kusurlarımızı, şefkatle yanaşıp izale etmeye çalıştığımız zaman birbirimize karşı sorumluluklarımızı yerine getirmiş oluruz.
– Bütün işlerinde Allah Teâlâ’nın rızasını gözetir, başarı söz konusu olduğunda kendisine bir pay çıkarmaz, bunun Allah Teâlâ’nın lütfu olduğunu dile getirirdi.
Bütün başarılarda küçük büyük, kadın erkek her bir kardeşin payı vardır. Başarı ve galibiyetler sadece idarecilere ait değildir.
– Şehit Rehber, çok iyi bir analizciydi. Sosyal meseleleri, sebep–sonuç ilişkilerini ve birbirleriyle bağlantılarını çok iyi tahlil ederdi.
Karşılaştığımız ve dışımızda gelişen olayları çok iyi analiz ederek İslam ve Müslümanlara taalluk eden yönünü görmemiz gerekir.
– Bir işe karar vermeden, meseleyi enine boyuna inceler, ayrıntılarına kadar hesabını yapardı. Sonunu getiremeyeceği işe girişmezdi. Kararını verdikten sonra bunun uygulanmasını ister ve söz konusu işin takipçisi olurdu.
Yapacağımız işleri istişare ile yapmanın yanında, kararı verilen işlerin, sonuçlanıncaya kadar takibini yapmak büyük önem arz etmektedir. Takip edilmeyen işlerin başarıyla sonuçlanması, imkânsız denecek kadar zordur.
– Cemaat mensuplarına özellikle de genç arkadaşlara karşı çok şefkatliydi. Yaptıkları hatalara kızmaz ve onları rencide etmezdi. Durumuna göre ya onlarla sohbet eder, işin ehemmiyetini kavratmaya çalışır ya da üzülmesinler diye esprilerle geçiştirirdi. Ancak espriyle bile olsa ders verici bir üslup kullanırdı.
Genç kardeşlerden büyük beklentilerimiz vardır. Gençlerimiz, gelecekte davanın yükünü yüklenmeyi kendilerine hedef edinmelidirler.
– Şehid Rehber, cesur bir yapıya sahipti. Ancak işlerinde tedbire başvurur, Allah Teala’ya tevekkül ederek sonucuna katlanırdı. Bir tehlike anında herkesten önce öne atılırdı.
Cemaat fertlerimizin ve Müslüman halkımızın savunması için bizler de Rehberimiz gibi cesur olacağız, her tür tehlikeye göğüs germeye devam edeceğiz inşaallah.
Bu vesileyle Şehid Rehberi ve şehitlerimizi bir kere daha hayırla yâd ediyoruz. Allah yolunda akıttıkları kanlarının bereketiyle davamızı daha da ilerilere götüreceğiz inşaallah.
Allah’a emanet olun.
Kardeşiniz Edip GÜMÜŞ
|