Bismillahirrahmanirrahim
“Mü’minlerden Allah’a verdikleri söze sadakat gösteren nice erler vardır ki;
onlardan kimi adağını yerine getirdi (şehid oldu), kimi de beklemektedir. Onlar
kesinlikle (sözlerini) değiştirmemişlerdir.” (Ahzab suresi: 23)
Rehberimizin şehadetinin sene–i devriyesinde onu rahmetle ve minnetle yâd
ediyoruz. Biz; şehitlerimizi, tutuklularımızı ve muhacirlerimizi yılda bir
sefere mahsus olmak üzere hatırlamıyoruz. Onları her duamızda anıyor,
azizlerimiz olarak görüyor ve her çalışma alanımızda yolumuzu aydınlatan
kandiller olduklarına inanıyoruz. Rabbim, onların bereketini bizler için daim
kılsın ve Firdevs cennetlerinde bizleri buluştursun.
İşlerimizi ve sorumluluklarımızı ihmal edip gaflete düştüğümüz an Şehit Rehber’i
ve şehitlerimizi unutmuş oluruz. Böyle bir duruma düşmemek için de tüm kardeşler
olarak; Şehit Rehber ve şehitlerimizin bize mirası olan Hizbullah Cemaatine
sahip çıkmalı, yollarını kararlılıkla sürdürmeli, açmış oldukları hayırlı çığırı
hep açık tutmalı ve vesile oldukları hayırlara daha büyük hayırlar katarak daim
kılmalıyız. Ancak bu şekilde amel defterlerine sevapların kesintisiz akmasını
sağlar, onları mesrur kılar ve ruhlarını şâd ederiz.
İçinde yaşadığımız ve buhranların eksik olmadığı coğrafyamızın, hatta tüm
dünyanın, Hizbullahi anlayışa sahip önderlere, gençlere, bacılara ve
şahsiyetlere ihtiyacı vardır. Üzerimize düşen sorumluluklarımızı yerine
getirmezsek, ezilmiş ve İslami değerlerden mahrum bırakılmış mustazaf halkımızla
beraber daha uzun süre zorluk ve sıkıntılardan kurtulamayız.
Halkımızın, Hizbullah’a umut bağladığı ve kendisinden beklentilerinin çok fazla
olduğu bilinmelidir. Hizbullahi gençlere güveniyor, yüzlerimizi ağartıp
gözlerimizi aydınlatacaklarına ve mücadele sancağını doruğa çıkaracaklarına
inanıyorum. Kardeşler olarak kaynaşıp kenetlenmeli, itaat, disiplin, ihlas ve
fedakârlığı hayatımızın temeli haline getirmeliyiz ki bu sayede güç ve kuvvet
elde etmiş olalım.
Şehid Rehbere olan sadakatimiz; miras olarak bırakmış olduğu Hizbullahi Cemaat’e
bütün varlığımızla sarılmayı gerektirir. Aziz dava erlerinin Kur’an ve Sünnete
olan vukufiyyetleri tam olmalıdır ki, ilahi emanete bağlılıkları da tam olsun.
Aynı zamanda ahlaklarını güzelleştirip sünnet–i seniyyeyi hayatlarının her
safhasında en güzel şekilde ihya etmeli, helal ve haram sınırlarını büyük bir
hassasiyetle muhafaza etmeye çalışmalıdırlar.
Şehid Rehberin kendi yaşamında mücadele hedeflerinden biri olan; davayı her
beldeye ve her eve götürmeyi gerçekleştirdiğimiz zaman, onun takipçileri olarak
ona ve şehitlerimize karşı sorumluluğumuzu yerine getirmiş sayılırız.
Rabbimiz, başta şehit Rehberimiz olmak üzere tüm şehitlerimizle beraber bizleri
şu ayeti kerimede müjdelenenlerden kılsın: “Kim Allah’a ve Resul’e itaat
ederse, işte onlar, Allah’ın, kendilerine nimet verdiği peygamberler, Sıddıklar,
şehitler ve salih kimselerle beraberdirler. İşte onlar, ne güzel arkadaştırlar!”
(Nisa suresi: 69)
Bu vesileyle Şehid Rehber ve Aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet ve mağfiret
dilerim. Allah kabirlerini cennet köşklerinden birer köşk kılsın. Rabbim bizleri
şehitlerin şefaatinden mahrum etmesin.
Kardeşiniz Edip GÜMÜŞ
|