Hizbullah Cemaati Rehberi Muhterem Edip GÜMÜŞ, halkımıza ve Dünya Müslümanlarına hitaben
“Kurban bayramı Mesajı” yayınladı.
Bismillahirrahmanirrahim
Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam Hz. Muhammed
Mustafa’ya, âline, ashabına ve kıyamete kadar O’nun sünnetine tabi olanların
üzerine olsun.
Bizi başka bir Kurban Bayramı’na daha kavuşturan Rabbimize sonsuz hamd ve
senalar olsun.
Müslümanların
kanlarının akıtıldığı, aralarına düşmanlık fitnesinin ekildiği ve Hz. Peygamber
başta olmak üzere İslami mukaddesatlara saldırılan bir ortamın burukluğu
içerisinde bayrama girmiş bulunmaktayız. Müslümanların içinde bulundukları
acizlik, karşılaştıkları sıkıntılar ve başlarına gelenlerin temel sebepleri,
Peygamber Efendimiz’in (sav) emir ve tavsiyelerine riayet edilmemesi ve
meselelere O’nun baktığı gibi bakılmadığındandır. O’nun yaptıklarına ve
söylediklerine uymadığımızdandır.
Günümüzde Müslümanların giriftar olduğu birçok sorun ve problem bulunmaktadır.
Kâfirler, Allah (cc)’ın kitabına ve Resulullah’a (sav) hakaret cüretini
kendilerinde bulmakta, İslam coğrafyasını işgal ederek tarumar etmekte,
Müslümanların namuslarını kirletmekte, başta Suriye olmak üzere Afganistan,
Irak, Somali, işgal altındaki Filistin topraklarında ve dünyanın bir çok yerinde
her gün yüzlerce insan öldürtmekte, şehirler harap edilmekte, insanlar yerlerini
yurtlarını terk etmek zorunda bırakılmakta…
Türkiye’de bir zamanlar referansının İslam olduğunu söyleyen bazı Müslümanlar,
şimdilerde muhafazakâr demokrat geçinerek Ümmete laikliği model olarak sunmakta,
İslam’la müşerref olduktan sonra İslam’a teslim olmuş ve tüm benlikleri ile
İslam sancağının yükselmesi için gayret sarf etmiş Müslüman Kürtler İslami ve
insani haklarından mahrum bırakılmakta, günde binlerce hatta milyonlarca
Müslüman haram içinde olup bunu adeta kanıksamış hale sokulmuş bulunmakta,
tesettürü ile okuluna gitmek isteyen kız çocuklarımız halen ayrımcı ve düşmanca
muamelelerle tahkir edilmekte ve dışlanmakta…
Müslümanlar bütün bunları görmeyip, bir takım teferruatlarla aralarına nifak
sokuluyorsa bu, “Ama ben geçmiş ve geleceğin en üstünüyüm” diyen Peygamber
Efendimiz’in (sav) istediği şekilde hareket etmediğimizdendir. O’nun meselelere
baktığı gibi bakmadığımızdandır. O’nun yaptıklarını ve söylediklerini yapmaya
çalışmadığımızdandır. O’nu hakkıyla tanımadığımızdan, O’nu unuttuğumuzdan, O’nun
sünnetini yaşamadığımızdandır.
Kendimize gelmek ve Rasulullah’a (sav) dönmek zorundayız. Kıyamete kadar O’na
uymak ve itaat etmekle emrolunmuşuz. Emrettiklerini yerine getirmek ve
yasakladıklarından kaçınmak üzere ona itaat etmekle mükellefiz. O’na itaat
etmek; söz ve amellerimizde O’nun şeriatına, sünnetine uymaktır. O’nun söz ve
amellerine uygun olmayan söz ve ameller, kimden gelirse gelsin reddedilmelidir.
Ancak Peygamber Efendimiz’e (sav) uymakla hidayet ve rahmete erişilmesi
mümkündür. O’na uyarsak özgür oluruz. O’na uyarsak İslami ve insani tüm
haklarımıza kavuşuruz. O’na uyarsak fitnenin önüne geçmiş oluruz. İhtilaflardan
kurtulur ve birbirimizin kanını dökmenin önüne geçebiliriz. Zilletten, fesattan,
içinde boğulduğumuz haram ve günahlardan ancak O’na uymakla kurtulabiliriz.
Müslümanların İslami yaşamlarının önündeki engelleri kaldırmak ve Kürt sorununu
çözmek ciddi bir kararlılık ve çalışmayı gerektirir. Bir gün nala bir gün mıha
vurarak bu işi çözemezseniz ve ilahi sorumluluktan kurtulamazsınız.
Müslümanlar arasında fitnenin yaygınlaştığı ve büyüdüğü bir gerçektir. Bu
anlamda, hiçbir beşeri sistemi kabul etmediğimizi ve hiçbir zaman, hiçbir yerde
Müslümanların kanlarının dökülmesini normal karşılamadığımızı belirtmek isteriz.
Dünyanın neresinde olursa olsun, akan Müslüman kanının durdurulması için bir
katkımız olacaksa, İslami ve doğru olanı söyler ve yaparız. Şayet bir yerde bizi
aşan bir durum varsa, imkânlarımız müdahaleye el vermiyorsa en azından
Müslümanların, söz ve davranışlarımızdan zarar görmemeleri için itinalı
davranırız. Müslümanların aleyhine olacak hiç bir malzemeyi kâfir ve zalimlerin
eline vermemeye çalışırız. Müslümanların kendi aralarında oluşan fitneye dahil
olmayız. Polemiklere girmeyiz. Zalimin zulmünün kesilmesi, helak olması ve
fitnenin kalkması için kunut duası okur, birbirlerinin kanını döken
Müslümanların barış ve saadeti için dua ederiz.
Müslümanlar olarak tüm kardeşlerimizle beraber Peygamber Efendimiz’in (sav)
sünnetini öğrenmeye, yaşamaya, yaşatmaya ve O’nun gösterdiği yoldan yürümeye
çalışmalıyız. Cemaat olarak O’nun mirasını yani davasını korumak için her
şeyimizi feda etmeye hazır olduğumuzu belirtmek isteriz. Rabbimizi razı etmek
için, insanlarımıza, mustazaf halkımıza karşı olan sorumluluklarımızı yerine
getirmek için bunu yapacağız. İnsanlarımızın İslami ve insani haklarını elde
etmek için, insanlarımızı selamete çıkarmak için bunu yapacağız inşaallah.
Bu vesileyle başta şehid aileleri, tutuklu ve tutuklu aileleri, muhacir ve
muhacir aileleri olmak üzere tüm Müslüman halkımızın ve İslam ümmetinin Kurban
Bayramı’nı tebrik ediyor, bu mübarek günün tüm İslam âleminin selamet ve huzura
kavuşmasına vesile olmasını Cenabı Allah (cc)’tan niyaz ediyorum. Rabbim Hac’a
giden tüm Müslümanların ziyaretlerini, ibadetleri, dualarının ve tövbelerini
kabul etsin.
Hakeza kurban kesenlerinde kurbanlarının Allah katında kabul edilmesini dilerim.
Allah’a emanet olun, Allah yar ve yardımcınız olsun. Bizleri dualarınızdan eksik
etmeyin.
Kardeşiniz Edip GÜMÜŞ
|