Bir Ayet:
Allah ve Resûlü bir ise hüküm verdigi zaman, inanmis bir erkek ve kadina o isi kendi isteklerine göre seçme hakki yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karsi gelirse, apaçik bir sapikliga düsmüs olur. Ahzap/36
Bir Hadis: Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyiliklerdir.
“O, sınırları ve kuralları hakim rejim güçlerince belirlenmeyen, ucu hiçbir tarafa da-yanmayan, bağımsız, nebevi hareketi model edinen, mezhepler üstü, ifrat ve tefritten uzak, mutedil bir temel üzerinde, müstakim bir akide anlayışına sahip, taassuptan arı, modern, çağdaş, yeniliklere açık ve Kürdistan’ın bağrından çıkan Hizbullahi bir cemaat kurdu.”
“…ucu hiçbir tarafa dayanmayan, bağımsız,…”Dünyadaki egemen güçler, ideolojik, siyasi, kültürel, ekonomik ve askeri güçlerini sağlamlaş-tırmak, çıkarlarını güvence altına almak ve hareket alanlarını genişletmek için hem ülkeler hem de var olan hareketler üzerinde etkin olmaya gayret ederler. Egemen güçler, mevcut dengelerin aleyhlerine bozulmaması için her türlü yolu ve aracı kendileri için meşru sayarlar. Onlar için tek önemli olan şey; çıkarlarıdır.
“…nebevi hareketi model edinen,…” Rasulullah (sav)' in İslam’ın hakim olmasıyla sonuçlanan süreçte takip ettiği metodu, ondan sonra onun halifeleri olan Raşid Halifeler döneminde de devam ettirildi. Hz. Hasan (ra)’ın Hilafeti Muaviye’ye bırakmasıyla Hilafet Saltanata dönüştü. Ondan sonra İslam ümmetinin başına muhtelif isimlerle hükmedenler, kimi zaman İslam’a büyük hizmetler yapmakla beraber iktidar ve yönetimlerini Rasulullah (sav)...
“…mezhepler üstü, ifrat ve tefritten uzak, mutedil bir temel üzerinde, müstakim bir akide anlayışına sahip, taassuptan arı,…” Hz. Muhammed (sav), Hatemul Enbiya unvanıyla en son peygamberdir. Ondan sonra peygamberler gelmeyecektir. Aynı zamanda o bütün alemlere gönderilmiştir. Hiçbir sınıf, ırk ve milliyet arasında fark gözetilmeden bütün insanlık için gönderilmiştir.
“…modern, çağdaş, yeniliklere açık,…” Hizbullahi hareketin kurulduğu dönemde özellikle bölgemiz, modern teknoloji ve çağdaş yenilikler açısından çok geri bırakılmış ve sosyolojik olarak da bunlara kapalı bir durumda idi. Rejimin, İslam ve Müslümanlar üzerindeki baskıcı ve yasakçı tutumu, İslami kesimin düşünsel ve pratik alanda çağın beraberinde getirdiği modern teknoloji ve çağdaş yeniliklere karşı kendini yenilemesine fırsat vermiyordu.
“…ve Kürdistan’ın bağrından çıkan Hizbullahi bir cemaat kurdu.” Bu cemaat Kürdistan’da kuruldu. Ancak bu cemaat ırkçı ve milliyetçi tavırları benimsemediği gibi böyle bir söylemi de kullanmamıştır. Bu cemaatin ırkçılığa ve kavmiyetçiliğe bakışı tamamen Kur’an ve Sünnetin ölçüleri çerçevesindedir. İnsanlara bakışı; ırk ve milliyet cihetiyle değil; takva ilkesine göredir.