Ana Menü
   ANA SAYFA

   İLETİŞİM

   SİTEDE ARA

   SİTEYİ ÖNER

   BASIN BÜROSU

   ŞEHİTLER ALBUMÜ
Bir Ayet - Bir Hadis
Bir Ayet:
Allah ve Resûlü bir ise hüküm verdigi zaman, inanmis bir erkek ve kadina o isi kendi isteklerine göre seçme hakki yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karsi gelirse, apaçik bir sapikliga düsmüs olur. Ahzap/36

Bir Hadis:
Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyiliklerdir.
En Son Eklenenler
Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Cemaati Rehberi M...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

HİZBULLAH REHBERİ...

Hizbullah Rehberi...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

ŞEHADETİNİN 23. Y...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 22. Y...

Hizbullah Cemaati...

MUHTEREM EDİP GÜM...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 21. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

YENİ ZELANDA’DAKİ...

ŞEHADETİNİN 19. Y...

Makale Hiyerarşisi
Makaleler ana sayfası » 09- HİZBULLAH'i HAREKETİN VASIFLARI » HİZBULLAHİ HAREKETİN VASIFLARI- 3 / M. ZEKİ GÜNEY
HİZBULLAHİ HAREKETİN VASIFLARI- 3 / M. ZEKİ GÜNEY

“…nebevi hareketi model edinen,…”

Bınavê Xwedayê Sübhan u Dıluvan
Rasulullah (sav)' in İslam’ın hakim olmasıyla sonuçlanan süreçte takip ettiği metodu, ondan sonra onun halifeleri olan Raşid Halifeler döneminde de devam ettirildi. Hz. Hasan (ra)’ın Hilafeti Muaviye’ye bırakmasıyla Hilafet Saltanata dönüştü. Ondan sonra İslam ümmetinin başına muhtelif isimlerle hükmedenler, kimi zaman İslam’a büyük hizmetler yapmakla beraber iktidar ve yönetimlerini Rasulullah (sav)' ın metoduna aykırı olarak devam ettirdiler. Hatta buna karşı çıkanları şiddetle cezalandırmaktan geri durmadılar. Onun için İslam ümmeti içerisinde farklı metod ve yöntemlerle İslam’a hizmet maksadıyla oluşumlar ve fırkalar türedi. İktidardakilere ilişmemek kaydıyla bunlara müsamaha gösterildi. Ancak hiçbir zaman Rasulullah (sav)'ın metodunu takip eden akımlar da tamamen ortadan kaldırılamadı.

Osmanlı imparatorluğunun dağılmasından sonra İslam coğrafyasında vücuda getirilen ulus devletlerin başına gelenler ve getirilenler İslam’a karşı katı bir düşmanlık sergilediler. Ceberutlar Dönemi diyebileceğimiz bir dönem başladı. Şuurlu Müslümanlara karşı yoğun baskılar, şiddetli zulümler ve İslami şiarların yok edilmeye başlandığı bir dönemdir.

Bu dönem içerisinde İslam coğrafyasının her tarafında İslam'a hizmet etmek isteyenler duruma göre kendilerine göre yol ve yöntemler belirlediler. Kimi tasavvufu ön palana çıkararak tarikat ekseninde hizmet ederken, kimi de hayır hizmetlerine yöneldi. Kimi vakıflar kurarak, kimi dernekler açarak, kimi de ilim tahsiline yöneldi. Siyasi parti yoluyla hizmet etmek, ilmi neşriyatlar, gazete ve dergi çalışmaları, kültürel faaliyetler, İslam'a hizmet vesilesi olarak başvurulan diğer yöntemlerdi. Aynı şekilde fıkıh temelli çalışmalar, imana hizmet, Kur’an eğitimi, Kur’an’dan başka hiçbir şeyi kabul etmeme, selefilik, vehhabilik, tekfircilik ve daha bir sürü eğilim ve güruh kendilerince İslam'a hizmet ediyorlardı.

Hizbullahi cemaat kurulmadan önce İslam dünyasındaki gelişmelere paralel olarak Türkiye’de de bütün bu cereyanlar ve akımlar varlık gösteriyorlardı. Bu metod ve yöntemlerin hepsi de denendi. Bir zamanlar İslami potansiyelin enerjisi bu tür maksatlar için harcanıyordu. Adnan Menderes’in Adalet Partisine oy vermek, akabinde Milli Nizam Partisine, Milli Selamet Partisine oy vermek, bir zamanlar Müslüman gençliği hem içerde hem de dışarıda temsil eden MTTB (Milli Türk Talebe Birliği) derneğine üye olmak ve onun faaliyetlerine katılmak, muhtelif isimlerde çıkan dergi ve mecmuaları okumak ve okutmak, İslam'a hizmet adına yapılıyor ve biliniyordu. Günümüzde de bu eksen üzere faaliyet gösterenler mevcuttur.

Evet her ne kadar bu eğilim ve oluşumların faaliyetleri içerisinde İslam'ın bir cüz’üne rastlanıyorsa da Rasulullah (sav)'ın metod, anlayış ve pratiği ile tam olarak örtüşmemektedir. Tecrübe ile sabit oldu ki bu metod ve yöntemlerle kamil anlamda İslam’a hizmet mümkün değildir. Bu tecrübeden sonra yıllarca “MTTB ismi ile nasıl bir Kürd şehrinde faaliyet gösterilir” diye karşı çıkanlarla aylarca silahlı çatışmalara giren ve bedel ödeyenler tarafından MTTB tabelası indirildi. Bu tabela, ona karşı çıkanlar tarafından değil; belli bir tecrübeden ve gelinen fikri bir olgunluktan sonra onu savunanlar tarafından indirildi. İslam'a hizmet adına başvurulan bu yol ve yöntemlerin hepsi de tek başına yeterli ve kâfi gelmiyordu. Bu maksada hizmet babından oluşturulan oluşum ve yapıların sınırları ve kuralları hakim rejim güçlerince belirleniyordu. Onlar istedikleri zaman müdahale edebiliyor, ara rejim veya askeri darbe gibi bir durumda bu oluşum ve yapıların reel ve tüzel kişiliklerine son verilebiliyordu.

Yoğun bir fikri ve ilmi tartışma ve müzakerelerden sonra gelinen aşamada sorunun metodsal olduğunda fikir birliği sağlandı. Nebevi hareket metodundan gayrı metodların işe yaramadığı tescillenmişti. Tek çare; Nebevi Hareket Metoduna dönmekti.

Hizbullahi Hareketin öncüleri, Nebevi Hareketi esas ve model alarak işe başladılar. Rasulullah (sav)'ın takip ettiği metodun tabiatı, özellikleri, ilke ve prensipleri ne ise aynısı esas alınarak yoğun bir faaliyetin içerisine girildi. Özel alaka, ilgilenme, davet, tebliğ ve Darul Erkam süreçleri takip edildi.

Bu metodun tabiatı, ilke ve prensipleri, mesaj ve hedefleri açık, belli ve berraktır. Gayesi; tevhidin yani ilayı kelimetullahın hakimiyeti, kulların kullara kul olmaktan kurtarılıp sadece ve sadece Allah’a kul olmalarını sağlamaktır… Mazlumlara, mustazaflara, ezilenlere ve hakları elinden alınanlara gerçek kurtuluş yolunu göstermektir… Zalimlere, tağutlara, müstekbir ve ceberutlara karşı Tevhid bayrağını yükseltmektir… Yüce Allah'ın insanlara tanıdığı her türlü hak ve özgürlükleri temin ve güvence altına almaktır… İnanç özgürlüğü önündeki engelleri ortadan kaldırmaktır… Hak ve adalete dayalı bir düzeni kurmaktır.

Bu metodun tabiatında şirk ve cehalet düzeni ile şirk ve cehalet değerleri üzerinde uzlaşma yoktur... Hoşgörü adı altında evrensel mesajını törpüleme, yontma, budama ve yumuşatma yoktur… Tevhid ilkelerinden taviz verme yoktur… Zaman, ortam ve şartlara göre esas ana ilkelerinde değişime gitme, tepkilere göre revize etme, baskı, zorluk ve manialara karşı bir kısmını bırakıp bir kısmını tutma yoktur…

Bu metod ve onun temel ilke ve prensiplerine bağlı kalındığı müddetçe hep ileriye, hep tekamüle doğru gidilmiştir. Aslından zerre kadar sapma baş gösterdiğinde ise gerileme ve tedenni baş göstermiştir. Hizbullahi hareket, Nebevi Hareket Metodunu anlamış, benimsemiş ve kendisine model edinmiştir.

''İzzet Allah'ındır, O'nun Peygamber'inin ve müminlerindir. Fakat münafıklar bunu bilmezler.'' (Münâfikûn:8)

Selam ve dua ile….

M. Zeki GÜNEY

Diger Basliklar
   HİZBULLAHİ HAREKETİN VASIFLARI- 6 / M. ZEKİ GÜNEY
   HİZBULLAHİ HAREKETİN VASIFLARI- 5 / M. ZEKİ GÜNEY
   HİZBULLAHİ HAREKETİN VASIFLARI- 4 / M. ZEKİ GÜNEY
   HİZBULLAHİ HAREKETİN VASIFLARI- 3 / M. ZEKİ GÜNEY
   HİZBULLAHİ HAREKETİN VASIFLARI- 2 / M. ZEKİ GÜNEY
   HİZBULLAHİ HAREKETİN VASIFLARI- 1 / M. ZEKİ GÜNEY
İlan ve Mesajlar
 
 
 
Şehid Rehber
Şehidlerin Hayatı
Savunmalar
Manifesto


K. Dilinden Hizbullah


Anasayfa | Videolar | Arama | Siteyi Öner | Mobil | İletişim | Yukarı Git