Ana Menü
   ANA SAYFA

   İLETİŞİM

   SİTEDE ARA

   SİTEYİ ÖNER

   BASIN BÜROSU

   ŞEHİTLER ALBUMÜ
Bir Ayet - Bir Hadis
Bir Ayet:
Allah ve Resûlü bir ise hüküm verdigi zaman, inanmis bir erkek ve kadina o isi kendi isteklerine göre seçme hakki yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karsi gelirse, apaçik bir sapikliga düsmüs olur. Ahzap/36

Bir Hadis:
Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyiliklerdir.
En Son Eklenenler
Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Cemaati Rehberi M...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

HİZBULLAH REHBERİ...

Hizbullah Rehberi...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

ŞEHADETİNİN 23. Y...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 22. Y...

Hizbullah Cemaati...

MUHTEREM EDİP GÜM...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 21. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

YENİ ZELANDA’DAKİ...

ŞEHADETİNİN 19. Y...

Makale Hiyerarşisi
Makaleler ana sayfası » 09- HİZBULLAH'i HAREKETİN VASIFLARI » HİZBULLAHİ HAREKETİN VASIFLARI- 5 / M. ZEKİ GÜNEY
HİZBULLAHİ HAREKETİN VASIFLARI- 5 / M. ZEKİ GÜNEY

“…modern, çağdaş, yeniliklere açık,…”

Bınavê Xwedayê Sübhan u Dıluvan

Hizbullahi hareketin kurulduğu dönemde özellikle bölgemiz, modern teknoloji ve çağdaş yenilikler açısından çok geri bırakılmış ve sosyolojik olarak da bunlara kapalı bir durumda idi. Rejimin, İslam ve Müslümanlar üzerindeki baskıcı ve yasakçı tutumu, İslami kesimin düşünsel ve pratik alanda çağın beraberinde getirdiği modern teknoloji ve çağdaş yeniliklere karşı kendini yenilemesine fırsat vermiyordu. Ayrıca bu kavramlar, despot rejimin kullandığı argümanlar olduğundan İslami kesimin tepkisel karşılamasına sebep oluyordu. Bu yenilikler ve iyi yönde kullanıldığında birer nimet sayılabilecek teknolojik gelişmeler, kötü maksatlara alet edildiğinden ve İslam aleyhtarlığına hizmet araçları olarak kullanıldığından aynı şekilde İslami camia ve Müslüman halk tarafından kabul görmüyor, uzak duruluyordu.

Dünyadaki teknolojik gelişmeler, modernizm, çağdaşlaşma, yenilikçilik gibi kavramlar hem teorik hem de pratik anlamda İslami kesimin karşı karşıya kaldığı ve tavrını netleştirmesi gereken sorunlardı. Bu sorunları ağırlaştıran önemli bir etken de bu kavramların hem teorisinin hem de pratik uygulamalarının garplılar ve genel itibariyle İslam düşmanlarının elinde olmasıydı. Ortada bir vakiiyyet vardı. Bunlar, nasıl karşılanmalı, ne kadarı benimsenmeli, caiz mi değil mi? Gibi soru işaretleri Müslümanları hayli meşgul ediyordu.

Sorun sadece teknik ve teknolojik açıdan olsaydı çözümü kolay olurdu. Nihayet fıkhi ictihatlar çerçevesinde bir çözüm bulunacaktı. Ancak durum tamamen farklıydı. Yirminci asır; sosyal yaşamın refah seviyesi esasına göre planlandığı, çağdaş medeniyet seviyesinin hedeflendiği, modern teknolojik kalkınma hamlelerinin yapıldığı bir asırdır. Örgütler, akımlar ve oluşumlar bu slogan ve bu argümanlarla toplumları sevk ve idare etmeye, halklara; özgürlük, adalet, eşitlik vaat ederek onları etkilemeye ve yanlarına çekmeye çalışıyorlardı. Beşeri fikirler boy gösterip devrim ve inkılaplar gerçekleştirip kazandıkları zaferlerle adeta bir kasırga gibi esip halkları ve ülkeleri kasıp kavuruyorlardı. Bütün bu gelişmeler insan topluluklarını cezp ediyor ve çoğunlukla İslam aleyhtarlığı ekseninde ilerliyordu.

İslami camia, bu gelişmeler karşısında tavrını koymalı ve suskun kalmamalıydı. Ancak Türkiye’de ve bölgemizde Müslümanlar kasırga gibi esen bu rüzgarın karşısında fazla varlık gösteremediler. İslami camia, yeni asrın beraberinde getirdiği slogan ve söylemlere karşı kendisini aslına bağlı kalınarak güncellemede geç kalıyordu. Halbuki halkları kasıp kavuran yeni fikir ve düzenlerin sağlam bir temelleri olmadığı gibi haktan, adaletten, eşitlikten ve özgürlükten uzaktı. Yaldızlı slogan ve argümanları da huzur, refah ve ideal medeniyetten uzak düşüyordu.

Şüphesiz ki, İslami kesimin karşı karşıya kalındığı vaziyet çok hassas bir dönemdi. Dengeleri çok iyi muhafaza etmek gerekiyordu. Adeta bıçak sırtını andıran bir durum mevcut idi. Asrın beraberinde getirdiği yeniliklere karşı tavır belirlerken, bir adım fazla ileri gitmek veya bir adım geride kalmak bir çok dengeyi bozabilirdi. Bir tarafta aşırı gitmek, asıldan uzaklaşmak ve sapmak ihtimali varken; bir tarafta da geri kalmak, İslam’ı şanına ve konumuna göre temsil etmemek ve böylece halkların idealı olmaktan uzaklaştırma riski mevuttu. Bu hassas yol ayırımında her iki duruma da örnek olabilecek bir çok tahavvülat gerçekleşti.

Asrın beraberinde getirdiği yeniliklere karşı Müslümanların da kendilerini yenilemeleri gerekir düşüncesiyle hareket edip İslam’ın özünden taviz veren, muhkem İslami nasları tevil eden ve zamanla sapmalara kadar giden fırkalar olduğu gibi; yeni dünya düzeni ve çağdaş bir asırda İslam'ın bazı ilke ve prensiplerini törpüleyen, bazı taraflarını yontan, hoşgörü ve diyalog adına yeni stratejiler belirleyen akımlar da oluştu. Buna benzer, Rasulullah (sav)' ın metodunu terk edip çağdaş metodlara başvuran, partileşme ve buna benzer yöntemleri uygulayanlar da ortaya çıktı. Öbür taraftan, çağın beraberinde getirdiği yeniliklere sırt çevirip uzak durmaya çalışanlar, bunları caiz görmeyip karşı çıkanlar, kısır döngüler içerisinde kalıp sıkışınlar da oldu.

Oysa İslam'ın özünde varolan adalet, özgürlük, hak-hukuk, çağlar üstü medeniyet seviyesi, sosyal adalet ve en mükemmel devlet sistemine hiçbir beşeri düzen ve ideoloji yetişmemektedir. Bütün bu özellikleriyle, en ilkel ve geri kalmış çağda bile denenmiş ve ispatlanmıştır. Şu ana kadar hiçbir beşeri düzen ve ideoloji, daha o çağdaki seviyesine bile ulaşamamıştır. Kaldı ki bu kadar teknolojik ve modern imkanların insanoğlunun hizmetine girdiği bir çağda uygulansa ne harikalar yaşatacak!

Sorun belliydi! İslam’ı yeni çağda modern teknolojiyi ve çağdaş medeniyet hedeflerini de içine alarak aslına uygun, şanına yaraşır, yeniliklere açık, değişen ve gelişen şartları şekillendiren, bilim ve teknolojiyi destekleyen ve onu insanlar için hayırlı hizmetlere sevkeden, modern ve çağdaş bir şekilde sunmaktı.

Hizbullahi hareket, bu hassas dönemde hiçbir endişe ve korku taşımadan bu anlamda ve bu çerçevede modern, çağdaş ve yeniliklere açık bir harekettir. Çağın beraberinde getirdiği yeniliklerin esaretinde değil; onları şekillendiren ve ıslah eden bir anlayışa sahiptir.

Selam ve dua ile…. M. Zeki GÜNEY

Diger Basliklar
   HİZBULLAHİ HAREKETİN VASIFLARI- 6 / M. ZEKİ GÜNEY
   HİZBULLAHİ HAREKETİN VASIFLARI- 5 / M. ZEKİ GÜNEY
   HİZBULLAHİ HAREKETİN VASIFLARI- 4 / M. ZEKİ GÜNEY
   HİZBULLAHİ HAREKETİN VASIFLARI- 3 / M. ZEKİ GÜNEY
   HİZBULLAHİ HAREKETİN VASIFLARI- 2 / M. ZEKİ GÜNEY
   HİZBULLAHİ HAREKETİN VASIFLARI- 1 / M. ZEKİ GÜNEY
İlan ve Mesajlar
 
 
 
Şehid Rehber
Şehidlerin Hayatı
Savunmalar
Manifesto


K. Dilinden Hizbullah


Anasayfa | Videolar | Arama | Siteyi Öner | Mobil | İletişim | Yukarı Git