Ana Menü
   ANA SAYFA

   İLETİŞİM

   SİTEDE ARA

   SİTEYİ ÖNER

   BASIN BÜROSU

   ŞEHİTLER ALBUMÜ
Bir Ayet - Bir Hadis
Bir Ayet:
Allah ve Resûlü bir ise hüküm verdigi zaman, inanmis bir erkek ve kadina o isi kendi isteklerine göre seçme hakki yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karsi gelirse, apaçik bir sapikliga düsmüs olur. Ahzap/36

Bir Hadis:
Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyiliklerdir.
En Son Eklenenler
Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Cemaati Rehberi M...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

HİZBULLAH REHBERİ...

Hizbullah Rehberi...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

ŞEHADETİNİN 23. Y...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 22. Y...

Hizbullah Cemaati...

MUHTEREM EDİP GÜM...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 21. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

YENİ ZELANDA’DAKİ...

ŞEHADETİNİN 19. Y...

Makale Hiyerarşisi
Makaleler ana sayfası » 15- HİZBULLAH'IN BAŞARI ÖYKÜSÜ » HİZBULLAH’IN BAŞARI ÖYKÜSÜ ( V ) / M. ALİ NUR
HİZBULLAH’IN BAŞARI ÖYKÜSÜ ( V ) / M. ALİ NUR

Abbas Musavi’nin şehadetinden sonra, yerine Seyyid Hasan Nasrallah genel sekreterliğe getirildi.

Taif anlaşmasının yürürlüğe girmesi ve devlet kurumlarının yeniden yapılanması ve reform sürecinin ardından tekrar işlemeye başlamasıyla birlikte 1992 yılında parlamento seçimlerinin yenilenmesi gündeme geldi. En son parlamento seçimi bundan 22 sene önce yapılmıştı.

Hizbullah, seçimlere girip girmeme konusunda net bir fikre sahip değildi. Bundan dolayı konuyla ilgili olarak kendi içinde kapsamlı bir müzakereye ihtiyaç duyuyordu. Şura meclisi, cemaatin etkin elemanlarından ve bazı şura üyelerinden oluşan 12 kişilik bir komisyon oluşturarak seçimlere katılmayla ilgili son teklifi şekillendirmelerini istedi. Komisyonun müzakere edeceği başlıklar şu şekildeydi:

1- Din ve mezhep ayırımı esasına dayalı ve Hizbullah’ın İslami düzen anlayışını yansıtmayan bir devlet düzeninin parçası sayılan parlamentoya girmek ne derece meşrudur?

2- Meşruluk krizi aşıldığında seçimlere katılmak mevcut siyasi düzeni tasvip etmek manasına gelir mi? Atılacak bu adım böyle bir düzeni benimseme veya müdafaa etme sorumluluğu kapsamında ve İslami tercihten taviz olarak görülebilir mi?

3- Bu katılımın yarar ve zararlarının boyutu nedir? Açık ve tercih edilebilir yararların bulunması esası çerçevesinde bunlardan birinin diğerine galip gelmesi söz konusu mudur?

4- Seçimlere katılım, cemaatin önceliklerinde bir tadilata yol açar mı? Örneğin iç siyaset oyununa katılmak silahlı direnişten vazgeçmeyle sonuçlanabilir mi?

Bu ve benzeri başlıkların görüşüldüğü yoğun toplantılar düzenlendi. Merkezi birimlerin temsilcileri görüşlerini bildirdiler. Komisyon gerekli görülen herkesi dinledi ve vardığı neticeyi gerekçeleriyle birlikte rapor etti. Bu rapor, özetle şu hususları içeriyordu : “Komisyon, meşruluğun konu edindiği ilk maddeye cevap verme yetkisine sahip değildir. Çünkü bu, velayet-i fakihin yetki sahasına giren bir husustur. Aynı zamanda bu, fıkıhçılar arasında bir tartışma konusudur….Komisyon, rapor haline getirilecek verilerin Velayet-i fakih’e tam olarak sunulması için geri kalan üç madde üzerinde müzakerelerini sürdürmeyi tercih etmiştir…”

Neticede komisyon, gerekli müzakereleri tamamladıktan bunu bir rapor haline getirdi. Bununla birlikte, yetkiyi kendilerinde bulmamakla beraber, seçimlere katılıp katılmama konusundaki görüşlerini de rapora ilave etti. Komisyonun 12 üyesinden 10’u, seçimlere girmeyi yararlı ve hatta zaruri gördüğü yönünde görüş beyan etti.

İslami olmayan bir yönetimde seçimlere katılmanın caiz olduğu ile ilgili görüş ve dayanakları kısaca şu şekilde sıralamak mümkündür;

-Parlamento seçimlerine katılım, mevcut siyasal düzenin yapısına katılmanın bir ifadesidir. Çünkü seçimler, bu düzenin temel esaslarından biridir. Ancak bu, söz konusu yapıyı olduğu gibi devam ettirme taahhüdünde bulunmayı içermediği gibi zayıf noktalarını ve açmazlarını savunmayı da gerektirmez. Nihayet parlamento, seçilenlerin halktan bir grubu temsil ettiği bir ortamdır.

-Parlamenterlik bir temsil makamıdır. Dolayısıyla mutlak anlamda düzene biat etme anlamı içermez.

-Esas olan, düzenin ve siyasal sistemin esiri olmaksızın bir tavır koyma ve onu savunabilme hakkına sahip olmaktır.

-Parlamentoya girmek, toplumsal ve siyasal değişim araçlarından biri, en geniş düzeyde duyulan ve dinlenen resmi bir yoldur.

-Parlamentodan, direniş ve direnişin sorunlarının dile getirildiği, destekleme yollarının müzakere edildiği, toplumun farklı kesimlerine direnişin sesinin uygun bir dille duyurulduğu siyasal bir kürsü olarak yararlanmak.

-İnsanların geçim, kalkınma ve sosyo ekonomik vaziyetleriyle ilgili sorun ve beklentilerini, kanun tekliflerini gündeme taşımak, komisyon tartışmalarında geri kalmış yörelere adil davranılmasını sağlamak, bakanlıklar arası dengelerde bu bölgelerdeki adaletsizliği gidermeye yönelik adımlar atmak

-Kabul edildikten sonra çeşitli mülahazalar öne sürerek karşı çıkmanın işe yaramadığı sürpriz kanunları sona erdirerek hazırlanan kanun tasarılarını çıkmadan önce görmek, verilen sürede bunları inceleyerek üzerlerinde uygun değişikliklerde bulunmak.

-Çeşitli bölge ve cemaat temsilcileriyle siyasal ilişkiler ağı kurmak, çeşitli meselelerle ilgili doğrudan diyalog ve istişarelerde bulunmak. Bu, yeni işbirliği ufukları açacak, daha sıcak iletişim sağlayacak, grup ve cemaatler arasındaki yapay sınırları kaldırarak hatalı intibalara son verecek bir adımdır.

-Lübnan devlet kurumlarından birinin, halkın belli bir grubunun temsil eden milletvekillerini resmen kabul etmesi, aynı zamanda direnişin de devlet ve halk planında kabulü anlamına gelecektir.

-Muhtelif konularda İslami bakış açısının kamuoyuna sunulması ve masada bulunan diğer çözüm önerilerinin yanında İslami olanın da bulunması

-Bütün bu olumlu yönler, elbette birtakım olumsuzlukların varlığına engel değildir. Yine de olumlu yönler, olumsuzluklardan ağır bastığı için parlamentoya girme konusu daha fazla ilgiyi hakketmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken önemli bir konu; seçimlere katılmanın, öncelikli olan direnişi geri plana itmesi ve yerini alması korkusudur. Ancak seçimlere katılma, direnişe ilave bir kuvvet ve destek sunması umulur. Çünkü esas olan ve öncelikli olan, direniştir.

Rapor velayet-i fakih makamındaki İmam Hameney’e sunuldu, İmam da komisyonun görüşlerini onaylayıp cevaz verdi.

Sonuçta seçime girilecekti.

Bunun üzerine Hizbullah genel sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah, 3 Temmuz 1992 günü bir basın toplantısı düzenleyerek, 23 Ağustos 1992 günü Bekaa bölgesinde yapılacak ilk dönem parlamento seçimlerine katılım kararının alındığını kamuoyuna ilan etti.

Böylelikle Hizbullah 1992 yılında girdiği genel seçimlerde, bu alanda tamamen yeni ve tecrübesiz olmasına rağmen 12 parlamenter çıkarmayı başardı. Ardından 1996, 2000 ve 2005 seçimlerine de giren Hizbullah, bu alanda da güçlü bir seyir çizdi ve başarılı oldu. Son 2005 seçimlerinde 35 parlamenter ile meclise girdi.

Selam ve dua ile M. ALİ NUR
Diger Basliklar
   HİZBULLAH’IN BAŞARI ÖYKÜSÜ ( V ) / M. ALİ NUR
   HİZBULLAH’IN BAŞARI ÖYKÜSÜ ( IV ) / M. ALİ NUR
   HİZBULLAH’IN BAŞARI ÖYKÜSÜ ( III ) / M. ALİ NUR
   HİZBULLAH’IN BAŞARI ÖYKÜSÜ ( II ) / M. ALİ NUR
   HİZBULLAH’IN BAŞARI ÖYKÜSÜ ( I ) / M. ALİ NUR
İlan ve Mesajlar
 
 
 
Şehid Rehber
Şehidlerin Hayatı
Savunmalar
Manifesto


K. Dilinden Hizbullah


Anasayfa | Videolar | Arama | Siteyi Öner | Mobil | İletişim | Yukarı Git