HİZBULLAH’IN DOĞUŞU

Lübnan’daki İslami gruplar, yukarıda bahsedilen yoğun fikri müzakereler ve İran İslam İnkılabının bir takım temsilcileriyle girdikleri münasebetler neticesinde şu üç hedef üzerine ortak bir İslami örgütün kurulmasını benimsediler.

1- İslam, daha iyi bir hayat için en uygun, kuşatıcı ve mükemmel bir sistemdir. Teşkilatın üzerine dayanacağı fikri, itikadi, imani ve ameli temel de budur.

2- Ülkenin bu günü ve geleceği için en büyük tehdidi oluşturan İsrail işgaline karşı direnmek. Kurulacak teşkilatın önceliği düşmanla yüzleşmektir. Böyle bir yüzleşme için, görevi hakkıyla yerine getirebilecek güçlü bir mücadele üst kadrosu oluşturmak.

3- Rasulullah’ın (sav) ve büyük imamların halifesi sıfatıyla velayet-i fakihin dini önderlik ve komutasını kabul etmek.

Özetleyecek olursak, kurulacak yeni oluşum; her yönüyle İslam’ı esas alacak, düşmanla yüzleşecek ve İran’a bağlı olacak.

İşte bu üç nokta üzerinde uzlaşma sağlandı ve yazılı bir metin hazırlanıp 9 temsilci seçildi. Bu dokuz temsilcinin üçü Bekaa’daki ulema takımından, üçü İslami komitelerden ve üçü de İslami Emel hareketindendi. Bu dokuz kişi, dokuzlar belgesi olarak bilinen bu belgeyi İmam Humeyni’ye arz ettiler, O da bunu onayladı.

Tabii bu yeni oluşum, daha sonra Hizbullah ismiyle adlandırılacaktır. Çünkü gruplar başta bu yeni oluşumda bir taraf olarak yer almış ise de, kısa bir süre sonra hepsi kendi mevcut teşkilatlarını lağvettiler.

Hizbullah içinde, ilk adım olarak farklı bireysel potansiyellerden istifade edilmesi yoluna gidildi. Teşkilata girmeyi düzenleyen iç sistemler oluşturuldu. Sonra alimler vasıtasıyla halka dönük yoğun bir motivasyon ve seferberlik hareketi başlatıldı. İnsanların velayet-i fakihin rehberliğiyle bağlantılı bir İslami faaliyet çerçevesinde askeri eğitimden geçmesinin ve İsrail işgaline direnmenin önemi her ortamda anlatıldı.

Bu harekete paralel olarak İran İslam Cumhuriyeti de Suriye ve Lübnan ile sıkı bir dayanışma başlattı. İmam Humeyni, İran Devrim Muhafızlarına İsrail karşısında Lübnan’a destek vermelerini emretti. Bu emir doğrultusunda Lübnan’a gelen Devrim Muhafızları, mücahitlere askeri eğitim verirken cihad için gerekli altyapıyı da temin ettiler. Lübnan’ın Bekaa vadisinde askeri eğitim kampları kuruldu. İnsanlar bu sayede eğitim, ahlak, cihada hazırlık ve iman planında yüksek bir moral kazanmış oldular.

Bu eğitimden geçen gençler, güçlü bir direniş başlattılar. Bu hazırlık ve eylemler arasında fazla bir zaman yoktu. Bütün bunlar, İsrail’in işgalini takip eden aylarda yapılmıştı.

Böylelikle Hizbullah kurulmuş, kısa süre içinde altyapısını oluşturmuş, eğitim kamplarını kurmuş ve diğer hazırlıklarını devam ettirmekle birlikte, İsrail ile daha örgütlü bir şekilde mücadele başlatmıştı.