Bir Ayet:
''Apaçık Kitab'a andolsun; Gerçekten Biz onu mübarek bir gecede indirdik, gerçekten Biz uyaranlarız. Ki onda (o gecede) her hikmetli iş ayrılır.'' (Duhan: 2-4)
Bir Hadis: Güneşin üzerine doğduğu en hayırlı gün Cuma günüdür. Adem (as) o gün yaratılmış, o gün cennete konulmuş, o gün cennetten çıkarılmıştır. Kıyamet de ancak Cuma gününde kopacaktır.
(Müslim, Cum'a 5)
EL-HALİK Bu ismi şerif; yaratmak, yoktan var etmek, benzeri ve örneği olmadan bir şeyi vücuda getirmek anlamlarına gelir.
Allah’tan (cc) başka hiç kimse bu vasıfla tavsif edilemez. Çünkü hiç kimse yoktan bir şey var edemez. Allah’tan (cc) başka hiçbir yaratıcı yoktur ve olamaz. Her şeyi O yaratmıştır ve O’nun dışındaki her şey mahluktur, yaratılmıştır.
İnsanların ortaya koyduğu eserler yaratma değildir. Var olan maddeye şekil vermedir. Hayatta var olan maddelerden ve bu maddelerdeki özelliklerden yararlanarak eşyayı arzu edilen şekilde istifade edilebilir bir konuma getirmedir. Örneğin insanoğlu; suyun kaldırma kuvvetinden ve yoğunluğundan istifade ederek gemi yapmıştır, havanın belli bir yoğunlukta bulunmasından ve sürtünme özelliğinden yararlanarak uçan cisimler yapmıştır, hareket enerjisinden yararlanarak elektriği keşfetmiş ve elektriğin gücünden yararlanarak değişik özelliklerde aletler yapmıştır ve hakeza... bunların hiç birisi ise yaratma değildir. Var olan özellikleri keşfetme ve bunlardan yararlanmadır. Bu özellikleri ve maddi eşyayı yoktan yaratan ise sadece Allah’tır (cc).
Zaten yaratma, sonsuz bir ilim ve kudret gerektirir. Bu ise, ancak Allah’a (cc) mahsustur. Hayatın var olması ve sürmesi için ne lazım olacak, ne şekil üzere lazım olacak, ne ölçüde lazım olacak vs bütün bunları eksiksiz ve tam bir ilimle bilmek ve aynı zamanda bunları vücuda getirecek eksiksiz bir kudrete sahip olmak ancak ve ancak Allah’a (cc) mahsustur.
İnsanoğlu, motorlu bir aracı yapmak için var olan eşya ve aletlerden istifade eder, yine hayatta var olan maddelerin tabii özelliklerden istifade eder, ancak aracı çalışır hale getirinceye kadar yine de belki yüzlerce kez deneme yapar. Halbuki yaşadığımız hayatta, bir motorlu aracın meydana getirilmesi ve çalışır bir hal alması için, ihtiyaç duyulan maddi özellikler ve maddi eşya mevcuttur. İnsana, sadece bunları keşfetmek ve şekil vermek kalıyor.
Allah (cc) ise öyle değildir. O (cc); zat, sıfat ve efalinde hiçbir eksiklik kabul etmez. O (cc); bütün eksikliklerden münezzehtir. Yarattığı bir şey için başka bir şeye ihtiyaç duymaz, yarattığı bir şey için ilim ve kudret açısından hiçbir eksikliği söz konusu değildir. Bir şeyi yaratacağı zaman, o şeye sadece ol der, o da hemen olur. Çünkü Allah (cc) her şeyi bilen, her şeyden haberdar olan ve her şeye güç yetirendir.
Dolayısıyla u ismi şerif; tüm kainatın ve içindeki her şeyin sadece ve sadece Allah (cc) tarafından yaratıldığını, hiçbir şeyin kendiliğinden meydana gelmediğini, Allah’tan (cc) başka hiç kimsenin ve tesadüflerin, kainatın ve hayatın var olmasında zerre kadar bir etkisinin olmadığını zihinlere kazımaktadır.
EL-BARİ Bu ismi şerif; yaratılan her şeyin bir düzen üzere ve bir birlerinden farklı özelliklerde yaratılması anlamında olup, Allah’ın (cc), her şeyin organ ve kısımlarını birbirine uygun ve uyumlu bir düzen üzere yarattığını ve farklı özellikler verdiğini ifade etmektedir.
El-Bari ismi şerifi, Kur’an’da El-Halik ismi ile birlikte zikredilmiştir. El-Halik ismini “yaratan” diye bir tek kelime ile ifade edecek olursak, El-Bari ismini de buna bağlı olarak “düzenleyen” şeklinde bir kelime olarak ifade etmek gerekecek. Örneğin; Allah (cc) insanı topraktan yarattı derken, O’nun El-Halik isminin tecellisini, Allah (cc) insana göz, kulak, dil vs azaları verdi derken de O’nun El-Bari isminin tecellisini ifade etmiş oluruz. Allah (cc) insanı var etti, onu düzenleyip güzel bir şekil verdi. Çünkü O, Halik’tir, Bari’dir.
Hayatta var olan bütün canlı ve cansız varlıklara baktığımızda, istisnasız olarak hepsinin düzen ve şekil olarak uyum içinde olduğunu görürüz. Aynı zamanda hepsinin, hayatın varlığı için bir birleriyle uyum, ahenk ve hatta yardımlaşma içinde bulunduğunu görürüz. İnsanın boyu ile kol ve bacaklarının boy oranları, kafası ile göz, ağız, kulak ve burnunun birbirleriyle oran ve uyumu hep Allah’ın (cc) takdir ettiği bir düzen ve uyum ile alakalıdır. Yoksa kendiliğinden şekil almamıştır. Bu düzen, bu uyum ve bu mükemmel ahenk, bütün hayvanlar, bitkiler ve cansızlar için de aynı şekilde söz konusudur. Allah (cc) Bari’dir, her şeyi gerek kendi bünyesi içinde ve gerekse hayattaki varlık sebebi ve konumu açısından diğer varlıklarla münasebeti çerçevesinde bir düzen ve uyum içinde yaratmıştır.
Bu, Allah’ın (cc) güzel sanatıdır. O (cc), her şeyi güzel yaratır.