Ana Menü
   ANA SAYFA

   İLETİŞİM

   SİTEDE ARA

   SİTEYİ ÖNER

   BASIN BÜROSU

   ŞEHİTLER ALBUMÜ
Bir Ayet - Bir Hadis
Bir Ayet:
Allah ve Resûlü bir ise hüküm verdigi zaman, inanmis bir erkek ve kadina o isi kendi isteklerine göre seçme hakki yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karsi gelirse, apaçik bir sapikliga düsmüs olur. Ahzap/36

Bir Hadis:
Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyiliklerdir.
En Son Eklenenler
Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Cemaati Rehberi M...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

HİZBULLAH REHBERİ...

Hizbullah Rehberi...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

ŞEHADETİNİN 23. Y...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 22. Y...

Hizbullah Cemaati...

MUHTEREM EDİP GÜM...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 21. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

YENİ ZELANDA’DAKİ...

ŞEHADETİNİN 19. Y...

Makale Hiyerarşisi
Makaleler ana sayfası » 02- EDİTÖR'DEN » EDİTÖR'DEN -VI-
EDİTÖR'DEN -VI-

Allah’ın adıyla!

Allah’a (cc) hamd, Rasulüne, aline, ashabına ve kıyamete kadar yolunu sürdürenlere selam olsun.

Rahmet ve bereket ayı olan mübarek Ramazan ayına bu yıl da Allah’ın (cc) izni ile ulaşmış bulunmaktayız. Bu mübarek ayın bütün Müslümanlara hayır ve kurtuluşa vesile olmasını, hepimizin azami derecede istifade edeceğimiz bir ay olmasını alemlerin Rabbi olan Allah’tan temenni ediyorum.

İnsan; imtihan diyarı olan şu dünyada bir hayat sınavından geçmektedir. Bunun bilincinde olan Mü’min; Allah’ın (cc) emirlerine uymaya, nehiylerinden de kaçınmaya azami gayret sarf eder. Allah’ın (cc) emirlerine karşı gelmekten, buna muhalefet etmekten ve Allah’ın (cc) rızasına uymayan amellerde bulunmaktan ise son derece uzak durmaya çalışır. Allah’a (cc) karşı kulluk vazifesini hakkıyla yerine getirmeye, O’nun rızasına uygun davranmaya özen gösterir ve O’na yaklaşmaya vesileler arar. Ancak bütün bunlara rağmen, insan olması hasebiyle, istemeden de olsa günahlara dalabilir, hatalar yapabilir, amellerinde eksiklik, gevşeklik ve kusurlar olabilir.

İşte Ramazan ayı bütün bunlar için büyük bir fırsat ve büyük bir nimettir. Şeytanların bağlandığı, Rahmet kapılarının ardına kadar açıldığı, tevbelerin bol bol kabul edildiği, hakkıyla ifa edildiğinde (bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesinin hayrı nedeniyle) ibadetle geçirilen en az 83 yılın hayrının kazanıldığı, böylece geçmiş zamanın dahi telafi edilme imkanının bulunduğu, hatta hayır kazanma açısından ömrün dahi uzatılabildiği son derece bereketli ve kazançlı bir aydır. Bir hadiste şöyle buyrulmaktadır : “Ey insanlar! Büyük ve bereketli bir ay sizi gölgelendirdi. O öyle bir aydır ki; içinde bin aydan daha hayırlı bir gece vardır. Allah onun orucunu farz, gecesini kıyam etmeyi nafile kıldı” (Kütüb-i Sitte)

Öyleyse bu ayı iyi değerlendirmek, hayır ve bereketinden azami derecede istifade etmek gerekir. Ta ki Allah’ın (cc) izniyle bu mübarek ayın hayır ve bereketinden mahrum kalınmasın.

Oruç, sadece yemek ve içmekten uzak durmak değildir. Oruç; iradeye sahip olabilmenin, nefsi dizginlemenin, düşünce, söz ve davranışları kontrol altında tutabilmenin mektebidir. Oruç; Allah’ın (cc) emrettiklerini yerine getirme ve nehyettiklerinden kaçınma konusunda hassasiyet ve titizlik kazandırır. Yeter ki, sırf Allah için ve Allah’tan hayrı umularak orucun gereklerine riayet edilsin. Gereği yerine getirilmeyen orucun perhizden öteye bir faydası yoktur. Bir hadiste şöyle buyrulmaktadır : “Nice oruçlular vardır ki, tuttuğu oruçtan yanına sadece çektiği açlık kâr kalır. Nice gece namazı kılanlar vardır ki, onların da kârı gece uykusuz kalmaktan ibarettir.” (Kütüb-i Sitte)

Yemekten, içmekten ve şehvetten uzak durmak orucun farzlarından olduğu gibi, gözü haramdan, dili yalan ve gıybetten, eli haram kazançtan, ayakları kötü yerlerden, zihni ve kalbi gayri İslami düşünce ve meşguliyetten uzak tutmak da orucun gereklerindendir. Bunlar, aynı zamanda Mü’minlerin ahlaki özellikleridir. Şeytanların zincire vurulduğu bu ayda, Allah’ın rahmetiyle insanlar bütün bunları yapmaya manen uygun bir hal alırlar. Ancak zihinlerini kirleten ve kalplerinde imana yer vermemekte direnenler bundan uzaktırlar. Ebu Hüreyre’nin (ra) rivayet ettiği bir hadiste Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur : “Ramazan ayı geldiğinde cennetin kapıları açılır, cehennemin kapıları kapanır ve şeytanlar da zincire vurulur” (Buhari, Müslim, Nesai)

Yine bir hadiste Rasulullah (sav) şöyle buyurmaktadır : “Ademoğlunun her ameli katlanır. Hayır ameller en az on misliyle yazılır, bu yediyüz misline kadar çıkar. Allah Teala Hazretleri şöyle buyurmuştur: "Oruç bu kaideden hariçtir. Çünkü o sırf benim içindir, ben de onu (dilediğim gibi) mükafatlandıracağım. Kulum benim için şehvetini, yiyeceğini terk etti…." (Kütüb-i Sitte)

O halde bu hayır ve bereket ayında ibadeti ve duayı çoğaltmak gerekir. Kazancın bol olduğu bu ay, bu açıdan büyük bir fırsattır. Namazları cemaatle kılmak, bu aya has olan teravih namazını düzenli kılmak, nafile namazlara ağırlık vermek, özellikle gece namazına özen göstermek gerekmektedir. Namazların ardında ve özellikle de gece namazlarının ardında duaya ehemmiyet göstermek ve duayı çoğaltmak gerekir. Duada; kişisel isteklerin yanında, Müslümanların vahdeti, uyanıp İslami bilinç ve şuur kazanmaları, güç ve imkan sahibi olup küfre ve zulme karşı direnç gösterebilmeleri, hak ve adaletin tesisi için verilen mücadelelerin başarıya ulaşması konularına da mutlaka yer verilmeli, dininden ve İslam davasından dolayı mağdur olan, sıkıntı ve işkencelere maruz kalan, hapsedilen ve zulme uğrayan Müslümanlar için Allah’tan yardım dilenmelidir. Oruçlunun duası konusunda bir hadis şöyledir : “Şurası muhakkak ki, oruçlunun iftarını açtığı zaman reddedilmeyen makbul bir duası vardır.” (Kütüb-i Sitte)

Yine bu mübarek ayda, günde en az bir cüz olmak üzere Kur’an tilavetinde bulunmak önem arz eder. Ramazan aylarında Cebrail’in (as) gelip Rasulullah (sav) ile birlikte Kur’an tilavet ettikleri bilinmektedir. Dolayısıyla Ramazan ayındaki Kur’an tilaveti, aynı zamanda bir sünnettir. İmkanı olanlar, itikaf sünnetini yerine getirmelidirler.

Namazların cemaatle kılınması, teravih namazı ve Kur’an tilavetinin camide ve toplu halde ifa edilmesine çalışılmalıdır. Aile bireylerinin de buna iştiraki sağlanmalı ve alıştırılmalıdırlar. İmkanı olmayanların da evlerinde aileleriyle birlikte bunları yerine getirmeye çalışmaları gerekir.    

Bu mübarek ayda, Ramazanın güzel ve hayırlı adeti olan iftar yemeği verilmeli ve bu güzel adetin yaygınlaşması için de ayrıca çaba gösterilmelidir. Bir hadislerinde Rasulullah (sav) şöyle buyurmuşlardır : “Kim bir oruçluya iftar ettirirse, kendisine onun sevabı kadar sevap yazılır. Üstelik bu sebeple oruçlunun sevabından hiçbir eksilme olmaz.” (Tirmizi,  İbnu Mace)

Ramazan ayında gizlenmiş ve günü net olarak bildirilmemiş olan Kadir gecesi, hadislerde ifade edildiği şekliyle aranmalı, bu geceler ihya edilmeye çalışılmalıdır. Bin aydan daha hayırlı olan bu mübarek geceyi tevbe ve istiğfarla, ibadet ve duayla, okumak ve nasihatla geçirmeye özen gösterilmelidir. Nitekim bir hadiste geçtiğine göre Rasulullah (sav) Hz. Aişe validemize, Kadir gecesine ulaştığında tevbe edip bağışlanma dilemesini istemiştir.

Bu hayır ve bereket ayında; ilgiye muhtaç, ihtiyaç sahibi, mağdur, hasta, komşular, akrabalar ve özellikle şehit ve tutuklu aileleri ziyaret edilmeye çalışılmalı, sıkıntılarına ortak olunmalı, ihtiyaçları giderilmeye çalışılmalıdır. Nihayet Mü’min bir kulun yaptığı amellerin bir kısmı kendine, diğer bir kısmı ise dışındakilere dönüktür ki, bu kısma, Allah için yapılan amel denmektedir ve bu amellerin hayrı çok büyüktür. Bir hadiste şöyle buyrulmuştur : “Kim bir hastaya veya bir din kardeşine Allah rızası için ziyarette bulunursa, bir münâdi ona nida eder: "(Dünyada da ahirette de) iyi olasın (ahiret yolculuğun da) iyi olsun. (Bu davranışınla) cennette bir ev hazırladın!" der." (Tirmizi, İbn-i Mace)

Bu mübarek aydan daha fazla faydalanmak için,  yukarıda geçen hususları da içine alan bir Ramazan programının bulunması gerekmektedir. Bu programda; okuma, ibadet, ziyaretler, aile bireyleriyle birlikte yerine getirilecek hususlar gibi günlük olarak yer etmesi gereken konuların hepsine yer verilmeli ve böylece düzenli takip edilerek ifa edilmelidir.

Ramazan ayında bunların yapılması şart mıdır? Her Müslüman bütün bunları yerine getirebilir mi?

Elbette ki bütün bunların yerine getirilmesi fıkhi olarak şart değildir ve orucun farzlarından değillerdir. Ayrıca her Müslümanın imkan ve şartları bir değildir. Bunların bir kısmını yerine getirebilen Müslüman olduğu gibi, bunların hepsini yerine getirip ötesine gidebilen Müslüman da olur. Bütün bunlardan kasıt, Ramazan ayından azami derecede istifade etmek değil midir? Nasıl ki tüccar, kazancın bol olduğu pazarda yer bulmak ve çok alışveriş yaparak çok kâr elde etmek istiyorsa, Mü’min de kazancı bol olan Ramazan ayından çok istifade etmek ister. Her kes, dert edindiğinin ardından gider. Bizim de derdimiz dinimiz ve dolayısıyla amellerimizdir. Niyetimiz, alemlerin Rabbi olan Allah’ın (cc) rızasını kazanacak amelleri yapmak ve imtihanımızı başarıyla verip ak yüzle Rabbimizin huzuruna çıkmaktır.

Mübarek Ramazan ayının hayır ve bereketine nail olma dileğiyle. Allah’a emanet olun.

HÜSEYNİ SEVDA EDİTÖRÜ

Diger Basliklar
   ŞEHİT REHBERİ ŞEHADETİNİN 11. YILINDA HAYIRLA YÂD EDİYORUZ
   MEFTUNDUR ÜÇ AYLARA GÖNÜL
   İnna Lillahi We İnna İleyhi Raciun
   EDİTÖR'DEN -VI-
   EDİTÖR'DEN -V-
   EDİTÖRDEN -IV-
   EDİTÖRDEN -III-
   EDİTÖRDEN -II-
   EDİTÖRDEN -I-
İlan ve Mesajlar
 
 
 
Şehid Rehber
Şehidlerin Hayatı
Savunmalar
Manifesto


K. Dilinden Hizbullah


Anasayfa | Videolar | Arama | Siteyi Öner | Mobil | İletişim | Yukarı Git