Ana Menü
   ANA SAYFA

   İLETİŞİM

   SİTEDE ARA

   SİTEYİ ÖNER

   BASIN BÜROSU

   ŞEHİTLER ALBUMÜ
Bir Ayet - Bir Hadis
Bir Ayet:
Allah ve Resûlü bir ise hüküm verdigi zaman, inanmis bir erkek ve kadina o isi kendi isteklerine göre seçme hakki yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karsi gelirse, apaçik bir sapikliga düsmüs olur. Ahzap/36

Bir Hadis:
Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyiliklerdir.
En Son Eklenenler
Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Cemaati Rehberi M...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

HİZBULLAH REHBERİ...

Hizbullah Rehberi...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

ŞEHADETİNİN 23. Y...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 22. Y...

Hizbullah Cemaati...

MUHTEREM EDİP GÜM...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 21. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

YENİ ZELANDA’DAKİ...

ŞEHADETİNİN 19. Y...

ŞEHİD EKREM ULUDAĞ'IN HAYATI

Adı Soyadı: Ekrem ULUDAĞ
Doğum yeri ve tarihi: Diyarbakır–1976
Şahadet yeri ve tarihi: Diyarbakır / 4 Nisan 1994
Şahadet Şekli: Menzilcilerin saldırısı sonucu.

Hayatı ve şahsi özellikleri:

Şehid Ekrem Uludağ 1976 Diyarbakır Ergani doğumludur. Henüz küçük yaşlarda iken ailesi Diyarbakır’a yerleşmiştir. Diyarbakır’da Hizbullah Cemaati elemanları tarafından kendisine gösterilen ilgi ve alakayla camiye gelerek namaza başlar ve Kur’an dersi alır. Gün geçtikçe kendini İslami ilimlerde yetiştirir ve Cemaat saflarında aktif olarak çalışır.

İslami faaliyetlere katılan Ekrem ile ailesi arasında bazı sorunlar yaşandı. Bunun üzerine evden ayrılarak arkadaşlarının yanına yerleşti. Bundan sonra İslami faaliyetlerine daha bir hız verdi. Henüz küçük yaşta olmasına rağmen birçok alanda faaliyetlerini sürdürüyordu. Onun bu küçük yaştaki faaliyetlerine şahit olan arkadaşları bile hayretlerini gizleyemiyorlardı.

Sürekli güler yüzlü oluşu, hilmi, güzel belagati ve yaşının çok üzerindeki olgunluğuyla çevresindeki arkadaşlarının beğenisini ve takdirini kazanmıştır. Müslüman bir kardeşinin kalbini kırdığı görülmemiştir.

Cemaatin terbiyesinde yetişmiş nadide fertlerdendir. Henüz ortaokul dönemlerinde iken bile çalışkanlığı, zekâsı ve olgunluğu ile göz dolduruyordu. Cami ve okul çalışmalarında kesinlikle aksaklık ve gevşeklik göstermezdi. Lise dönemlerine geldiğinde gösterdiği sadakat, samimiyet ve çalışkanlıkla cemaatsel bazı görev sorumlulukları yüklendi. Hem okul, hem cami, hem de diğer işleri yoğun olmasına rağmen hiçbirini aksatmadan, büyük bir özen ve başarı ile yerine getirmiştir.

Nadide insanlarda bulunan bir soğukkanlılık ve cesarete sahipti. O dönemlerde özellikle okullarda baş gösteren kavgalarda hep ön saflarda yer alırdı. Bu tavrıyla hedef haline gelmişti. Şehadetinden önce de birkaç saldırıya uğramış ancak bir zarar görmeden bunları atlatmıştır.

Diğer okullarda çıkan kavgalara da katılıp dava arkadaşlarına yardımcı olarak büyük cesaret örnekleri sergilemiştir. Bir arkadaşı şöyle bir anısını anlatıyor:

“Bir defasında ben ve Ekrem bir camide otururken, camiye yakın bir lisede okuyan bir kardeş soluk soluğa, heyecanla içeri girdi ve okulda ufak çapta bir kavga çıktığını, yaklaşık 30–40 kişilik satırlı PKK grubunun okulun önünde kendilerini beklediklerini söyledi. Ekrem bana, ‘Hemen onlara yardıma gidelim’ dedi. Ben de, ‘Üzerimizde bir şey yok, üzerimize bir şeyler alıp öyle gidelim’ dedim. Ancak Ekrem; ‘O zaman geç olabilir, biz böyle gidelim, onlar korkaktırlar, Allah’ın izniyle bir şey yapamazlar, sen hiç meraklanma’ dedi. Böylece okulun önüne gittik. Öğrenciler çıkmak üzereydi. Okulun karşısında en az 30–40 kişi bir arada bekliyordu. Ekrem ile beraber onların karşısında beklemeye başladık. Karşımızda bize parmak sallıyor, satırlarının ucunu gösteriyorlardı. Biz de sanki üzerimiz doluymuş gibi ceketlerimizin önünü kapatmış, onlara bakıyorduk. Ekrem oldukça sakin ve soğukkanlıydı. Nihayet öğrenciler okuldan çıktılar. Okulda sadece 5–6 arkadaşımız vardı. Onlara toplu halde gitmelerini söyledik. Onlar oradan uzaklaşınca, Allah o korkakların kalbine büyük bir korku salmıştı ki, hiç bir şey yapamadan topluca oradan ayrıldılar. Böylece Şehid Ekrem’im büyük cesaret ve soğukkanlılığı sayesinde kardeşlere gelebilecek bir zarar selametle atlatılmış oldu.”

İhlâsını daima muhafaza etmeye gayret etmiş, dünyaya ve ondaki güzelliklere önem vermemiştir. Bir kardeş anlatıyor:

“Ekrem çok zeki olduğundan okul dersleri de çok iyiydi. Okulda öğretmenlerin takdirini kazanmış bir öğrenciydi. Her yıl takdir veya teşekkür belgesi alırdı. Yine bir gün okul sonunda bir camide otururken şehit elinde karnesi ve teşekkür (ya da takdir) belgesi ile yanıma geldi. Kendisini tebrik ettim. Kendisi hiç önemsemeden takdir belgesini gösterip; ‘Bu kâğıt parçalarının hiçbir önemi yok. Önemli olan yüce Rabbimizin takdirini kazanıp, O’nun teşekkürüne mazhar olmaktır” dedi.

Namazlarını erkânına riayet ederek kılardı. Nafile ibadetlerini de özenle yerine getirirdi. Boş zamanlarında camiye gider tek başına Kuran okur ve tenha bir köşede uzunca tefekkür âlemine dalardı.

Kardeşleri ile kendisi arasında hiçbir fark görmez, her zaman kardeşlerini kendisine tercih ederdi. Onu çok seven ve kendi hayatında derin izler bırakan bir kardeş anlatıyor: “Bir defasında bir camide buluşmuştuk. Evim camiden çok uzaktı. Yaya olarak ancak bir saatte eve varabiliyordum. Camiye yürüyerek gelmiştim. Çünkü hiç param yoktu. Camideki arkadaşlardan da para istemekten utanıyordum. Bir şey söylemeden Ekrem ile beraber dışarı çıktım. Ekrem’e hitaben ‘Valla kardeş bende hiç para yok. Evim de çok uzak olduğundan yürüyerek bir saatte ancak varırım’ dedim. Bana bakıp tebessüm etti. Bana: ‘Niye böyle açıklama yapıyorsun. İste yeter’ dedi. Cebinde sadece 20 bin lirası vardı. Bana 10 bin lira yeterdi. Bunu kendisine söyledim, ancak o hepsini vermek istedi, ısrar etti. Bana, ‘Benim evim yakın. Ben istediğim zaman ailemden para alabilirim’ dedi. 20 bini bana zorla verdi. Bu hatıranın kıymeti yanımda çok yüksektir”

Ekrem şehit olmadan önce bir arkadaşı gördüğü rüyayı şöyle anlatır: “Ben ve Ekrem bir göl kıyasındaydık. Gölün güzelliğini nasıl tasvir edeceğimi bilemiyorum. Suyun dibinde yakuta benzer, renkli taşlar vardı. Su öyle berraktı ki gölün en dibi bile rahatça görünebiliyordu. Gölün karşı kıyısında yeşillikler vardı. Ekrem orayı işaret ederek; ‘Bak Şehit Ahmet, A. Kadir ve diğer şehitler orada. Haydi, biz de yanlarına gidelim’ dedi ve suya atlayıp yüzerek karşı tarafa geçti. Bana; ‘Sen de gel’ dedi. Ben de suya atlayıp yüzmeye başladım. Yüzdükçe şehitlerin bulunduğu kıyı uzaklaşıyordu. Ekrem’e; ‘Yetişemiyorum’ diye bağırdım. Ekrem; ‘Biraz daha gayret etsen yetişirsin’ dedi. Bu rüyayı kendisine anlatamadan Ekrem şehit oldu.”

Cemaatin Diyarbakır’da yaptığı İslami çalışmalar gerek PKK’liler gerekse başka gruplar tarafından hazmedilemiyordu. Bu nedenle Cemaat mensuplarına yönelik fili saldırılara giriştiler. Bu saldırılar cami ve okullara kadar yayıldı. Cemaat mensupları söz konusu saldırılara karşı kendilerini savunmak zorunda kaldıklarından haliyle bazen meydan kavgaları çıkıyordu. Çıkan bu kavgalarda Ekrem büyük kahramanlıklar gösteriyordu.

Ekrem’in kahramanlıkları ve yorulmak bilmeyen çalışmaları göze batmış olacak ki, Menzilciler ismiyle müsemma grup iki kez kendisine silahlı saldırıda bulundu. Fakat her iki defasında da başarısız oldular. Onların bu saldırıları Ekrem’i caydırmak bir yana onun daha fazla hizmet etmesine vesile oldu.

Tarih 4 Nisan 1994, yer Diyarbakır Birlik Lisesi civarı… Ekrem, cemaatsel bir görev için gittiği kahvede oturduğu esnada Menzilcilerin silahlı saldırısına uğrar. Kafasına aldığı üç kurşunun etkisiyle yere yığılır. Ekrem orada ruhunu Rabbine teslim ederek şehitler kervanına katılır.

İlahi! Rızan için yoluna baş koymuş, uğruna mallarını, canlarını seferber eden, dünyayı değersiz gören, hayatlarının baharında ruhlarını davana adayan şehit kardeşlerimize rızanı nasip ederek, gönüllerini hoşnut et, bizleri onların davalarında istikrarlı kıl, şefaatlerinden mahrum etme…


 

Diger Basliklar
   ŞEHİD EKREM ULUDAĞ'IN HAYATI
   ŞEHİD SALİM FİDANCİ'NİN HAYATI [FOTO]
   ŞEHİD HACI BİÇER'İN HAYATI
   ŞEHİD HATİP DAĞ'IN HAYATI [FOTO]
   ŞEHİD MOLLA ARİF KESER'İN HAYATI [FOTO]
   ŞEHİD ABDULLAH ÖZDEMİR'İN HAYATI
   ŞEHİD ABDULCELİL AKBAŞ'IN HAYATI
   ŞEHİD MOLLA GİYASEDDİN BARLAK'IN HAYATI [FOTO]
   ŞEHİD SÜLEYMAN AKYÜZ'ÜN HAYATI
   ŞEHİD ŞEYH MUHAMMED ZEKİ ATAK'IN HAYATI
   ŞEHİD ABDURREZZAK BOZKURT'UN HAYATI
   ŞEHİD HACI MEHMET SALİH KAVAK'IN HAYATI
   ŞEHİD İBRAHİM KIZMAZ HOCA'NIN HAYATI [FOTO]
İlan ve Mesajlar
 
 
 
Şehid Rehber
Şehidlerin Hayatı
Savunmalar
Manifesto


K. Dilinden Hizbullah


Anasayfa | Videolar | Arama | Siteyi Öner | Mobil | İletişim | Yukarı Git