Bir Ayet:
Allah ve Resûlü bir ise hüküm verdigi zaman, inanmis bir erkek ve kadina o isi kendi isteklerine göre seçme hakki yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karsi gelirse, apaçik bir sapikliga düsmüs olur. Ahzap/36
Bir Hadis: Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyiliklerdir.
İmtihandan ibaret olan şu dünya hayatında, başta Peygamberler (as) olmak üzere Alimler, Sıddîkler, Salihler, Mücahitler Allah’a karşı kulluk vazifelerinin bilinç ve şuuruyla hak yolda üstün gayretler sarf etmişlerdir. Allah (cc) de onlara üstün makamlar vermiş, onları insanlar arasında yüceltmiştir. Öyle ki, asırlar geçmesine rağmen bunların isimleri anıldığı zaman...
Bu ismi şerif; iyi işiten, gizli veya açık her şeyi işiten anlamına gelmektedir. Dolayısıyla bu isim, Allah’ın (cc) her şeyi eksiksiz ve kamil bir şekilde işittiğini, işitmediği hiçbir şeyin bulunmadığını ifade eder. Bunun zıddı olan sağırlık, Allah için mümkün olmayan bir haldir ve düşünülmesi haramdır. Bazı ayetlerde, ‘duayı kabul eden’ anlamında da kullanılan bu isim, Allah’ın (cc) zatında...
Birincisi; hayatın devamı için kainatta bir nizam tayin etmiş ve canlı, cansız her varlığa bu konuda hükmetmektedir. Dünyanın dönmesine, gece ile gündüzün meydana gelmesine, dünyanın güneş etrafında dönmesine ve mevsimlerin meydana gelmesine, güneşe, aya, yıldızlara, bulutlara, rüzgara, bitkilere, hayvanlara ve insanların bedenine hükmetmektedir. Bu konularda insanın herhangi bir müdahalesi...
Bu isme göre Allah (cc); olmuş veya olacak tüm işlerin en ince ayrıntılarını, gizli, saklı bütün yanlarını eksiksiz bir şekilde bilen, her şeyin bütün ayrıntılarını bilip ne kadar gizli, küçük, ince ve teferruatlı da olsa yapan, yarattığı bütün mahlukata karşı son derece lütufkar olup onlara büyük bir incelik, hoşluk, güzellik, yumuşaklık ve uygunlukla lütfunu ulaştıran yegane mabud demektir...
Allah (cc); bütün kainatın yaratıcısıdır. İnsanı yoktan var etmiştir. Ona peygamberler göndermiş, bu peygamberler vasıtasıyla hak ve batılı ayırıp hidayet yollarını gösteren kitaplar indirmiştir. Hayatı tümden düzenleyen ve insan yaşantısına şekil veren bir din vazetmiş ve insanı bundan sorumlu tutmuştur. Ancak insanların büyük bir kısmı bunları görmezden gelmektir...
İnsan, her zaman hata ve günahlarla karşı karşıyadır. Gaflete dalar, nefsine uyar, kötü arkadaşına kanar. Fakat sonradan pişman olur, tevbe eder. Ancak yaptıklarının bilinmesini, açığa çıkmasını istemez, bundan utanır, sıkılır. İşte bu durumda Allah (cc), böyle kullarına karşı son derece merhametli davranır, onlara “El Ğafur” ismiyle muamele eder, hata ve kusurlarını örter...
Üstünlük, Allah’ın (cc) bütün sıfatlarında belirgin temel bir hususiyettir. Bu, O’nun alemlerin yaratıcısı olmasının gereğidir. Herhangi bir konuda üstünlük söz konusu olmazsa, zaten sahip olunan vasıflar ilahlık vasıfları olmaz. Allah (cc); her şeyi yarattığına, idare ettiğine, yaşatıp gözettiğine göre, her şeyden büyük ve her şeyden üstün olması bunun tabii bir neticesidir...
Allah (cc), devamını dilediği canlı varlıkları korur, hayatlarını devam ettirebilecekleri uygun ortam hazırlar, nesillerini devam ettirecekleri şartlar oluşturur ve kendilerine o yönde özellikler verir, ihtiyaç duydukları vasıflarla donatır. Hayvanlarda akıl olmadığı halde, kendi yavrularına şefkatle sahip çıkmakta ve kendilerine yetecek seviyeye gelinceye kadar...
Allah (cc), şu dünya hayatında insanoğluna o kadar cömert davranmış ve o kadar nimet bağışlamıştır ki, haddi hesabı yoktur. Her şeyden önce insanın bizzat kendisindeki özellikler, başlı başına büyük nimetlerdir. Düşünebilmesi, iyi ile kötüyü, güzel ile çirkini, mümkün ile muhali birbirinden ayırabilmesi, hesap yapabilmesi, sevinmesi, lezzet alması, konuşması, okuyup...
Allah (cc) ise, her şeyi hakkıyla bilir, her işini hikmetle yapar ve kullarına karşı son derece merhametlidir. Kullarının geçmişini, anını ve geleceğini hakkıyla bilir. Onlar hakkında nelerin hayır ve nelerin şer olduğunu bilir. Kullarının zararına olacak bir şey yapmaz. Aksine, onların yararına olanı yapar. Dolasıyla kullarının dua ve isteklerine icabet eder,...
Varlık alemindeki eşyaya, eşyanın tabiatına, işleyişine ve hayatın düzenli akışına baktığımız zaman, mükemmel bir denge ve birbirlerini takip eden mükemmel bir sebepler zincirini görürüz. Bu, Allah’ın (cc) Alîm ve Hakîm olan sıfatlarının birer tecellisi, her şeyi bildiğinin, her şeyden haberdar olduğunun ve her şeyi hikmetli bir şekilde yaptığının nişanesidir...
Allah’ın (cc) yüce şanının, azamet ve kudretinin iz ve alametleri, varlık aleminde meydana gelen her hadisede görülmektedir. Her eser, sahibine işaret ettiği, sahibinin kabiliyetlerini gösterdiği gibi, kainat ve içinde meydana gelen hadiseler de şanı yüce olan Allah’ın (cc) kudret ve azametine işaret etmekte, O’nun her şeyin tek yaratıcısı olduğunu açıkça göstermektedir....
Bu ismi şerif; şahid olan, her zaman ve her yerde hazır ve nazır olan, her hadisenin iç yüzünü bildiği gibi dış yüzünü de kamil bir şekilde bilen anlamlarına gelmektedir. Buna göre Allah (cc); varlık alemindeki her şeyin şahididir, her yer ve her zamanda hazır bulunmaktadır. Allah (cc) için zaman ve mekanın hiçbir anlamı yoktur. O, zamana ve mekana bağımlı değildir, ...
İnsan; zaman ve mekanla kayıtlıdır. Aklı, zekası, sınırlıdır. Yarın ne olacağını bilmez. İçinde bulunduğu şartların, yaptığı işlerin, karşılaştığı olayların nasıl bir şekilde neticeleneceğini bilemez. Elinden geleni yapmaya çalışsa bile, istemediği olumsuzluklarla ve kötü neticelerle karşılaşabilir. Çünkü olaylara istediği gibi yön veremez ve yaptığı işlerin neticesine hükmedemez...