Ana Menü
   ANA SAYFA

   İLETİŞİM

   SİTEDE ARA

   SİTEYİ ÖNER

   BASIN BÜROSU

   ŞEHİTLER ALBUMÜ
Bir Ayet - Bir Hadis
Bir Ayet:
Allah ve Resûlü bir ise hüküm verdigi zaman, inanmis bir erkek ve kadina o isi kendi isteklerine göre seçme hakki yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karsi gelirse, apaçik bir sapikliga düsmüs olur. Ahzap/36

Bir Hadis:
Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyiliklerdir.
En Son Eklenenler
Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Cemaati Rehberi M...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

HİZBULLAH REHBERİ...

Hizbullah Rehberi...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

ŞEHADETİNİN 23. Y...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 22. Y...

Hizbullah Cemaati...

MUHTEREM EDİP GÜM...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 21. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

YENİ ZELANDA’DAKİ...

ŞEHADETİNİN 19. Y...

KENDİ DİLİNDEN HİZBULLAH - 28.BÖLÜM

PKK’NİN KAMUOYUNA İLAN ETTİĞİ HİZBULLAH-PKK ATEŞKES YALANI

Cemaat, belirttiğimiz ve vurguladığımız haklı bir çok nedenden dolayı PKK’nin ateşkes çağrılarını ve bu doğrultudaki girişimlerini samimi, dürüst ve gerçekçi bulmuyordu. Nitekim daha sonraki gelişmeler Cemaatın, PKK hakkındaki düşünce ve değerlendirmelerinin doğru olduğunu, şüphe, endişe ve tereddütlerinde haklı olduğunu ortaya koydu. Böylece, PKK hakkındaki bilgi ve tecrübelerinin kendisini yanıltmadığı bir kez daha doğrulanmış oldu. Çünkü, ateşkes girişimleri doğrultusunda yaşanan bütün bu gelişmelerden kısa bir süre sonra PKK, Hizbullah ile ateşkes kararı aldığı şeklindeki yalan haberi kamuoyuna ilan etti. Cemaatın isminin kullanıldığı, ancak Cemaatın içinde olmadığı ve haberdar edilmediği bu ateşkes haberi tamamen asılsız olup, PKK’nin bir senaryosu ve tezgahladığı politik bir oyundan ibaretti.

PKK tarafından bölgede dağıtılan ve PKK merkez komitesi imzası taşıyan bildiride, Hizbullah ile PKK’nin ateşkes kararı aldıkları haberi kamuoyuna duyuruluyordu. Söz konusu bildiride, Hizbullah ile PKK’nin görüşüp konuştukları ve ateşkes kararı aldıkları ifade ediliyordu. Ancak, bildirinin içeriği sadece bu yalan haberden ibaret değildi. Bu bildiri, Cemaati töhmet altında bırakıcı ve suçlayıcı çirkin bir üslupla kaleme alınmıştı. Sanki Cemaat, o güne kadar TC tarafından oyuna getirilerek PKK ile çatışmaya sürüklendiğini ve kullanıldığını kabul etmiş, PKK’nin o güne kadar söylediği her şey doğruymuş, Cemaat da yanlışlığını anlayıp içine düştüğü bu durumdan kurtulmak için PKK’den yardım istemiş, PKK de Cemaatın bu durumdan kurtulması için yardımcı olmayı kabul etmiş şeklinde, haince ve düşmanca bir üslupla yazılmış, baştan sona kadar kurgu ve hayal ürünü bir bildiriydi. Yani bu bildirinin tek amacı, o güne kadar PKK’nin Cemaat hakkında söylediği bütün yalan ve iftiraları bu taktikle ve böyle bir senaryoyla sözde Cemaatın dilinden doğrulatmaya çalışmaktı.

Oysa ki, böyle bir görüşme ve ateşkes anlaşması olmamıştı. Bu, PKK’nin Cemaate karşı süregelen düşmanlık, iftira ve komplolarının yeni bir türüydü. PKK, hazırladığı bu tuzağa kendisi düşmüş ve suçüstü yakalanmıştı. Bu suçu ve ihaneti inkar edilemeyecek ve üstü örtülemeyecek kadar açıktı. Eğer PKK, bu yapılanların kendisinin hayali bir senaryosu olmadığını ve Cemaat adına birileriyle böyle bir işi yaptığını iddia ederse, çok kötü bir şekilde oyuna geldiğini ve aldatıldığını kabul etmiş olacak ki bu da bağışlanmayacak büyük bir suç ve teşkilati basitliktir. Usulen ve ahlaken Cemaat adına, Cemaatın izni ve bilgisi dışında yapılacak bir görüşmeyi PKK’nin kabul etmemesi ve böyle bir görüşmeye taraf olmaması gerekirdi. Çünkü, Cemaatın dışında böyle bir görüşme ve ateşkes anlaşmasını kiminle yaparsa yapsın, bunun Cemaatı bağlamayacağını ve bir geçerliliğinin olmayacağını en iyi bilmesi gereken PKK’dir. Eğer bunu bilinçli yapmışsa -ki öyledir- PKK’nin böyle basit komplo, senorya ve aşağılık yöntemlerle amacına ulaşacağını düşünmesi, saflıktan ve zavallılıktan başka bir şey değildir. Çünkü, uzun süredir devam eden ve PKK’ye çok pahalıya mal olan bu savaş, PKK’nin bu şekildeki iftira, yalan, karalama, komplo ve ithamlarla Cemaate saldırmasından kaynaklanmıştı. O güne kadar hiç fayda görmediği bu yol ve yöntemleri tekrar denemesi ve bu gayr-ı ahlaki tutumunu sürdürmesi hiçbir şekilde onun faydasına değildi. Eğer gerçekten PKK, görüşme ve ateşkes çağrılarında samimi olsaydı, sorunu daha da çözümsüzlüğe iten böyle bir komplonun içinde olmaması ve bu yanlışı yapmaması gerekirdi.

Cemaat, kendisinden habersiz, kendi adına perde arkasında bazı oyunların oynanabileceğini veya oynandığını düşünerek, o güne kadar PKK ile görüşme veya ateşkes konusunda kendi inisiyatifi dışında sürdürülen çabaların ve yapılan girişimlerin hiç birini ne desteklemiş ve ne de kabul etmişti. Hatta bu doğrultuda kendisinden habersiz yapılan girişimleri düşmanlık olarak değerlendiriyordu. Cemaatın böyle bir şeyi kabul etmeyeceğini, bu oyuna gelmeyeceğini ve buna şiddetli tepki göstereceğini PKK’nin hesaplaması gerekirdi. Böyle bir görüşmeyi PKK kiminle yapmışsa ve böyle bir kararı kiminle almışsa alsın, bu tamamen Cemaate darbe vurmak için düşmanca tertiplenmiş bir komplo ve tuzaktı. Aslı olmayan böyle bir haberin yayınlanması Cemaatın kazanımlarını bertaraf etmeyi amaçlıyordu. Cemaatın bunu düşmanlık ve komplo olarak kabul etmekten başka bir seçeneği yoktu. Nitekim bu ihanet ve komplo girişimine Cemaat, bölge genelinde PKK’ye yönelik yoğun eylemler gerçekleştirerek çok sert bir şekilde tepki gösterdi. PKK, o güne kadar olduğu gibi, yaptığı bu çirkin işin cevabını ve karşılığını da eylemlerle aldı.

Cemaatın bu sert tepkisi üzerine PKK, ikinci bir bildiri dağıtmak zorunda kaldı. Bu ikinci bildiride adeta tükürüğünü yalarcasına önceki açıklamalarını tekzip ediyordu. Ayrıca hatasını düzeltmeye yönelik yumuşak ve özür dileyici bir üslup kullanmıştı. Ancak bir bildiriyle bütün bu yapılan yanlışlıkların üstünü örtmek ve sebep olduğu tahribatı düzeltmek o kadar kolay değildi. Zira böyle önemli bir konuda Cemaat adı kullanılarak kamuoyuna gerçek dışı bir açıklama yapılmıştı. Cemaatın bu komplodan gördüğü ve göreceği büyük zararları PKK’nin tekzibi ve özrü telafi etmiyor ve menfi tesirlerini ortadan kaldıramıyordu.

[ Geri Dön ]

İlan ve Mesajlar
 
 
 
Şehid Rehber
Şehidlerin Hayatı
Savunmalar
Manifesto


K. Dilinden Hizbullah


Anasayfa | Videolar | Arama | Siteyi Öner | Mobil | İletişim | Yukarı Git