NİFAK GRUBUNA KARŞI CEMAATIN ÖNCEDEN TASARLANAN BİR SALDIRI PLANI YOKTU
Bölge insanları ve olayları yakından takip eden herkesin bildiği ve olayların
kronolojik seyrinin de gösterdiği gibi, nifak grubunun Cemaatle çatışma kararı
almasından yaklaşık iki yıl önce, Hizbullah-PKK çatışması başlamıştı. Bu
çatışmalar bölge genelinde çok şiddetli ve yoğun bir şekilde devam ediyordu. PKK
ile çatışma sürecinin başlamasıyla beraber Cemaat mensuplarının büyük çoğunluğu,
gelinen bu merhalenin şartlarına uygun düşen bir mücadele ve yaşam tarzı içine
girmişlerdi. Mücadele ortamının şartları gereği birçoğu bireysel maddi işlerini
terkedip, disiplinli ve gizli bir yaşama geçmişti. Cemaat, bu süreç boyunca
silahlı mücadelede önemli bir mesafe almış, başarı ve tecrübeler kazanmış ve
bölgede etkinliği önemli derecede hissedilen bir güce kavuşmuştu.
Cemaat, her yönüyle böyle güçlü bir konuma ulaşmışken, bu grubun başı Fidan
Güngör dahil bütün ileri gelenleri, kendi gündelik olağan yaşantılarına devam
ediyorlardı. Grubun bütün fertlerinin gidiş geliş güzergahları, ev ve iş
yerleri, toplandıkları ve görüşme yaptıkları yerlerin adresleri Cemaat
tarafından çok iyi biliniyordu. Eğer gerçekten bunların iddia ettiği gibi,
Cemaatin bu gruba yönelik önceden planlanmış ve programlanmış bir darbe vurma
düşüncesi olsaydı, Cemaat bunların kendilerini bu şekilde hazırlayıp, örgütleyip
karşı saldırıya geçmelerini beklemez ve bu fırsatı onlara vermezdi. PKK ile
çatışmaların yoğun olarak yaşandığı ortamda Cemaat, çok rahat ve hiç bir iz
bırakmayacak şekilde bunlara karşı eylem yapma imkanına ve gücüne sahipti.
Ayrıca, Cemaatın elinde PKK’lilerden ele geçirilen ve PKK’nin eylemlerde
kullandığı silahlar vardı. Eğer bunlara karşı Cemaatin önceden hazırlanmış bir
eylem planı olsaydı, bu silahlarla bunlara karşı eylem yapar, PKK yapmış gibi
bir görüntü verebilirdi. Bu şekilde eylemleri Cemaatın değil, PKK’nin yaptığı
zannedilirdi. Bunlar, bu saldırının nereden geldiğini dahi anlayamazlardı.
Bütün bu izahatları yapmamızın sebebi, bu grubun ve bazılarının iddia ettiği
gibi, Cemaatin önceden bu insanlara karşı böyle bir saldırı planı, niyeti ve
düşüncesinin olmadığını ortaya koymaktır. Bu grup, uzun bir süre münafıkça,
gizli olarak fitne ve bozgunculuk faaliyetlerini sürdürdükten, çatışmalar için
gerekli hazırlıkları yaparak Cemaate karşı silahlı eylemlere başladıktan sonra,
Cemaat bunlara yönelmek zorunda kaldı. Cemaat, başka hiçbir seçenek kalmayıp
zorunlu olarak bunlara karşı eyleme geçince vakit çok gecikmişti. Çünkü bu
münafıklar, bu iş için çok önceden hazırlık yapmış, gerekli altyapıyı kurmuş, bu
grubun ileri gelenleri ve önemli adamlarının çoğu ya gizlenmiş veya bölgeyi terk
etmişlerdi. Bu nedenlerle, Cemaatın bunlara ulaşması hayli zorlaşmıştı. Bütün
bunlar Cemaatin bu gruba yönelik önceden tasarlanmış bir eylem planının
olmadığını açık olarak ortaya koymaktadır.
[
Geri Dön
]
|