Ben, Allah’a ve Allah’ın adil olduğuna inanan bir Müslüman’ım! Er veya geç, Allah’ın adaletinin tecelli edeceğine ve yaptığın vahşetin karşılığını göze göz, dişe diş senden alacağına inanıyorum!
Ben, küfrün devam edebileceğine, ancak zulmün devam etmeyeceğine inanan bir Müslüman’ım! Er veya geç, masum insanların sinesine yağdırdığın bombaların daha fazlasının yüreğinde patlayacağına ve insanlık kin ve nefretiyle dolu beynini paramparça edeceğine inanıyorum!
Ben, Kur’ân ve Rasûlullah (s)’ın sünnetinin aynen, eksiksiz ruhen, aklen ve bedenen yaşanması gerektiğine ve bunun için gayret gösteren bir Müslüman’ım! En zayıfı olduğum yüzlerce, binlerce, milyonlarca Müslüman’ın aynı duyguları yaşadığını, Kur’ân ve sünnetin beyin ve ruhunu ilmik ilmik ördüğü bir neslin yetişmesi için hiçbir fedakârlıktan çekinmediğini biliyor ve görüyorum! Bu neslin doğuşu için, Karayel bir kıvılcım, simsiyah oldu ocak. Gün doğmakta, anneler ne zaman doğuracak? Zamanının aylara, günlere indiğini hissediyorum! Bu nesil doğduğunda-ki mutlaka doğacaktır-, taşların, ağaçların dile geleceklerini ve ölmemek için saklandığın inlerin yerlerini haykıracaklarını ve seni o neslin ellerine teslim edeceklerini adım gibi biliyorum!
Ben, o şehit ettiğin çocukların her damla kanlarının, yeni neslin beyin ve gönüllerinde şehadet çiçeklerinin açılmasına kaynaklık edeceğine inanıyorum! O çiçekler açtığında-ki mutlaka açacaktır-sen Filistinde değil, yeryüzünün herhangi bir karış toprağında kaçacak ve gizlenecek yer bulamayacaksın!
Ben, yüreklerini parçaladığın o mübarek ve masum anaların göz pınarlarından süzülen her damla gözyaşının, yeni neslin şehadet damarlarını besleyen bir hayat suyu olduğuna inanıyorum! Zalimce ve hunharca akıttığın her damla gözyaşının, attığın bombalardan daha etkin ve tehlikeli bir silaha dönüşerek bağrına geri döneceğini ve yeryüzünü sana cehenneme çevireceğini biliyorum! Yürekleri yanmış babaların göklere yükselen feryatlarının, uykuya dalmış milyonlarca genci gafletten uyandıracağına, yeni bir ruh, inanç ve şehadet aşkıyla bilinçlendireceğine ve ayağa kaldıracağına inanıyorum. Elleri semaya açılırken, o bağrı yanık babaların dudaklarından dökülen bedduaları, attığın misket bombalarından daha fazla yüreğini yakıp kavuracağına inancım tamdır!
Ve sen ey kana susamış insanlık düşmanı Siyonist! Senden korkan ve çekinene lanet olsun! Sen ölüm korkusuyla öldürürken ben şehadet aşkıyla bombalarına göğüs geriyorum!
Sen, ölüm korkusundan tankların çelik zırhları arkasında saklanırken ben, şehitlik aşkıyla paletlerinin altına uzanıyorum!
Sen, karakterin olan kin ve nefretle insanlığa saldırır ve kan kustururken, ben bu kin ve nefretini insanlık sevgisi ve şehadet şerbetiyle boğuyorum!
Sen, iki bin yıllık sürgün, zillet ve alçaklıktan sonra zulümle gasbettiğin bir avuç toprakta bir avuç nüfusla varolma mücadelesini kan ve gözyaşıyla yaşatmaya çalışırken, ben, her gün senin nüfusun kadar, şehadete susamış yeni bir neslin doğuşuna dünyanın kapılarını açıyorum!
Bu yeni nesil, Ebu Cehilleşmiş Suut kralı Abdullah’a, Firavunlaşmış Mısır diktatörü Hüsnü’ye, çıkarlarının köpeği satılmış Filistin kuklası Abbas’a ve köleleşmiş diğer-sözde Müslüman-liderlere asla boyun eğmeyecek ve onları sırtlarında taşımayacaktır!
Ey Siyonist! İslam dünyasının sokaklarına kulak ver! Kulaklarından yüreğine inen o sesler, seni tekrar sürgün ve zillete mahkum etmeye yemin eden yeni neslin gür sadalarıdır! Dünyanın hangi noktasına gidersen git, hangi sığınağa sığınırsan sığın, o sesler senin hakka tıkalı kulak zarlarını patlatacak ve hakkın ikamesi için seni idamını gerçekleştirecektir!
O sesler, hangi din ve ırka mensup olursa olsun, insanlık ruhunu taşıyan her insanı da uyandıracak ve elbirliğiyle seni akıttığın masumların kanında boğacaktır!
Allah, Davud, Musa, İsa ve Muhammed (s) gibi peygamberler seni lanetlemişlerdir! Bu lanetten asla kurtulamazsın! Abdullah Namalan | DOĞRUHABER GAZETESİ
|