Allah’ın adıyla!
“Allah'ı sakın zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma, onları yalnızca gözlerin dehşetle belireceği bir güne ertelemektedir.” (İbrahim: 42)
KAMUOYUNA
Bu mübarek Ramazan ayında, Siyonist İsrail’in çocuk, yaşlı, kadın, erkek demeden Müslüman Gazze halkına yönelik vahşi ve acımasız saldırıları tüm dünyanın gözü önünde cereyan etmektedir. Siyonist İsrail, Gazze’ye yönelik yıllardır aynı şeyleri tekrarlayıp durmaktadır. Müslüman Gazze halkı acı, kan ve gözyaşı içinde inlerken ve her gün onlarcası katledilirken dünya da bu zulme seyirci kalmaktadır.
İki milyara yakın İslam ümmetine rağmen, bir avuç Siyonist, Kudüs gibi Müslümanlara ilk kıble olmuş mukaddes bir yeri savunan Gazzeli Müslümanlara vahşice saldırabilmektedir. Çünkü İslam ümmetinin birliği dağılmış, onlarca ülke halinde birbirinden ayrılarak parçalanmış, bu ülkelerde Müslümanlar etkisizleştirilerek gayri İslami yönetimler işbaşına getirilmiştir. Duyarlı Müslümanların birbirlerinden kopuk gruplar, Cemaatler ve partiler halinde çıkardıkları sesler ve verdikleri tepkiler de tesirsiz kalmaktadır. Müslümanlar bu şekilde ayrılık ve dağınıklık içinde bulundukları müddetçe de Siyonist İsrail, büyük şeytan Amerika ve İslam düşmanı diğer emperyalist güçler tarafından sürekli baskıya, saldırıya ve zulme maruz kalacaklardır.
Siyonist İsrail’in vahşi saldırılarına karşı hem Türkiye ve hem de dünyanın birçok yerinde duyarlı Müslümanlar tepkilerini ortaya koyuyorlar; bu vahşeti tel’in ediyor, yürüyüş yapıyor, gösteriler düzenliyor, basın açıklamaları yapıyorlar. Ancak çoğu birbirinden kopuk ve dağınık olduğu için Siyonist İsrail ve İslam düşmanı emperyalist güçler üzerinde tesirli olamıyor.
Bütün duyarlı Müslümanlara seslenerek diyoruz ki; “İslam Ümmetinin bağrına zehirli bir hançer gibi saplanan Siyonist İsrail’in mübarek Kudüs’e ve Müslüman Gazze halkına yönelik yaptığı işgal ve saldırılara karşı mezhep, meşrep, tarikat, parti, cemaat ve grup taassubunu, fikir ve düşüncedeki tali ayrılıkları, ihtilaf ve tefrikayı bir kenara bırakarak güç ve imkânlarımızı birleştirelim, birlik halinde hareket edip tepkimizi daha etkin bir şekilde ortaya koyalım.”
Her Müslümanın mutlaka yapabileceği şeyler vardır. Ama birlik halinde hareket edilirse çok daha büyük şeyler yapılabileceği muhakkaktır. Büyük çaplı yürüyüşler ve gösteriler, dünya basınının da dikkatini çekecek şekilde büyük çapta kitlesel basın açıklamaları, İsrail şirketlerine ve mallarına genel boykot, İsrail konsolosluklarına yönelik yürüyüş ve abluka altına alma ve benzeri eylemlerle Müslümanlar güç ve imkânlarını birleştirerek etkili olabilirler.
Hükümetler üzerinde baskı oluşturarak İsrail ile olan ilişkilerinde yaptırımlara gitmeleri istenmeli, gazeteciler bir araya gelerek bu konuları işlemeli, TV kanalları ve duyarlı medya aynı hedefe yönelik ortak bir tavır geliştirmeli, STK’lar çeşitli sosyal ve siyasi eylemler icra etmekle birlikte, başta gıda ve ilaç olmak üzere ihtiyaç duyulan her türlü yardımın ulaştırılması konusunda çalışmalarda bulunmalıdırlar.
Dünyanın her yerindeki duyarlı bütün Müslümanlara bu çağrıyı yapıyor ve Allah (cc) rızası için bu konuda gayret göstermelerini istiyoruz. Biz, bu konuda üzerimize düşen görevleri yerine getirmeye çalışıyoruz. Bundan sonra da imkânlarımız dâhilinde üzerimize düşen sorumluluktan kaçınmayacağız inşallah.
Allah’tan (cc), Müslümanlar arasında vahdet ve kardeşliği bir an önce tesis etmesini ve İslam düşmanlarına karşı onları muzaffer kılmasını diliyoruz.
Allah’ın izniyle Müslümanlara karşı yapılan bu vahşice saldırılar karşılıksız kalmayacaktır.
Davamızın sonu Allah’a hamd etmektir.
HİZBULLAH BASIN BÜROSU 13.07.2014
|