Özellikle son elli yılda Kürtlerin haklarını savunmak iddiasıyla Kürt sorunu
bağlamında ortaya çıkan örgüt ve partilerin çoğu Marksist-Leninist çizgide olup,
Kürt sorununu gayr-ı İslami ilhadi ideolojileri çerçevesinde ele almışlardır.
Bunların bu ideolojik yaklaşımları, büyük ekseriyeti Müslüman olan ve İslam’a
bağlılıkta hassasiyet gösteren Kürt halkının çıkarına olmamıştır. Bu örgüt ve
partiler, Kürt halkının mazlumiyetini ve ezilmişliğini kendi ideolojilerine
malzeme yapmış ve ideolojik çıkarları doğrultusunda kullanmışlardır. Bu örgüt ve
partilerin çoğu, ideolojileri gereği teoride enternasyonalist bir dünya görüşünü
savunurken, pratikte ise kendi ideolojileriyle çelişen bir şekilde ulusalcı ve
milliyetçi bir politika izlemişlerdir. Bu çelişkili tutumları, bilinçli olarak
Kürt sorununu kendi ilhadi ideolojileri için kullanmak istemelerinden
kaynaklanmıştır. Bu şekilde, halkın temiz ve saf duygularını sömürmek için
gerçek niyetlerini gizlemiş, özgürlük, bağımsızlık, adalet, eşitlik vb. güzel ve
cazip kavramları kullanarak, Müslüman Kürt halkının inanç, kültür ve yaşamına
aykırı ve yabancı olan ilhadi ideolojilerini halka benimsetmeye çalışmışlardır.
Bu örgüt ve partiler, bu ideolojik yaklaşımlarıyla Kürt halkının sorunlarına
çözüm olmaktan ziyade, sorun ve sıkıntılarının daha da artmasına sebep
olmuşlardır. Kürt halkının çektiği acı ve mazlumiyet yetmiyormuş gibi, bu
örgütlerin ilhadi Materyalist ideolojilerini halka dayatmalarıyla halkın inanç
ve kültürüne büyük darbeler vurulmuştur. Emperyalist sömürgeci güçler ve onların
Kürdistan’daki piyonları, kültür Emperyalizmi yoluyla bu ilhadi ideolojileri
Müslüman Kürt halkına dayatarak, halkı benliğinden, İslami inanç, kültür ve
değerlerinden uzaklaştırmayı, bu değerlerin yerine kendi beşeri ve ilhadi
ideolojik değerlerini yerleştirmeyi amaçlamışlardır. Bu ideolojilerin
mensupları, İslam’ı, Kürt halkının özgürlük ve bağımsızlığının önünde bir engel
ve her açıdan geri kalmasının sebebi olarak görmüşlerdir. İslam’ın, Kürt
halkının kurtuluşuna öncülük edemeyeceğini, sorunlarına çözüm getiremeyeceğini,
Kürt halkının, özgürlüğe ve bağımsızlığa kavuşabilmesi için İslami inanç ve
kültürünü terk edip, gayr-ı İslami olan Komünist, Sosyalist vb. ilhadi
düşünceleri benimsemesi gerektiğini ısrarla savunmuşlardır. Emperyalist güçler,
yürüttükleri propaganda kampanyalarıyla bu ilhadi ideolojileri ilerici, modern
ve çağdaş akımlar şeklinde tanıtıp, adeta moda akımlar gibi cazip hale getirerek
Kürt toplumuna yerleştirmek ve Kürt insanına benimsetmek için misyonerler gibi
yoğun bir çalışma yürütmüşlerdir. Kemalist rejimin bir asırdır Müslüman halkın
inanç ve kültüründe yapmak istediği ancak başaramadığı tahribatı bu mülhid
örgütler, halkın özgürlüğü ve bağımsızlığı için mücadele adı altında daha kısa
süre içerisinde yapabilmişlerdir. Her ne kadar tümden bu işte başarılı
olamamışlarsa da, bugün kendi halkına, halkının İslami inanç ve değerlerine
yabancılaşmış ve düşman hale gelmiş, Batılı düşüncelere meftun, garbzede bir
kesimin ortaya çıkmasına sebep olmuşlardır.
[
Geri Dön
] |