Ana Menü
   ANA SAYFA

   İLETİŞİM

   SİTEDE ARA

   SİTEYİ ÖNER

   BASIN BÜROSU

   ŞEHİTLER ALBUMÜ
Bir Ayet - Bir Hadis
Bir Ayet:
Allah ve Resûlü bir ise hüküm verdigi zaman, inanmis bir erkek ve kadina o isi kendi isteklerine göre seçme hakki yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karsi gelirse, apaçik bir sapikliga düsmüs olur. Ahzap/36

Bir Hadis:
Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyiliklerdir.
En Son Eklenenler
Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Cemaati Rehberi M...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

HİZBULLAH REHBERİ...

Hizbullah Rehberi...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

ŞEHADETİNİN 23. Y...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 22. Y...

Hizbullah Cemaati...

MUHTEREM EDİP GÜM...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 21. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

YENİ ZELANDA’DAKİ...

ŞEHADETİNİN 19. Y...

KENDİ DİLİNDEN HİZBULLAH - 26.BÖLÜM

PKK’NİN ATEŞKES ÇAĞRILARINDAKİ SAMİMİYETSİZLİĞİ

PKK’nin, geldiği nokta ve elde ettiği başarılardan dolayı içine düştüğü zafer sarhoşluğuyla gerçeği göremeyip Hizbullah’a savaş açmakla yanılgısını anladığını bir anlık kabul edelim. Ancak, çatışmalar başlayıp gerçeği acı bir şekilde görüp yaşadıktan sonra da Cemaate karşı tutum ve uygulamalarında bir değişiklik görünmüyordu. Sürekli ateşkes çağrıları yaptığı, bu çatışmanın durdurulması için muhatap arayışında olduğu, arabuluculuk yapacak birilerini bulmak için her kapıya başvurduğu dönemde dahi, Cemaate yönelik çok yönlü saldırılarını sürdürüyordu. Fiili saldırılarıyla beraber iftira ve yalana dayalı propagandalarla Cemaatı çirkin bir şekilde karalamaya devam ediyordu. Pratikte iyi niyetini ve samimiyetini gösterecek hiçbir uygulaması görünmüyordu. O zamana kadar her konuda samimi ve dürüst davranmadığı gibi, yaptığı ateşkes çağrılarında ve bu doğrultudaki girişimlerinde de samimi görünmüyor ve güven vermiyordu. O güne kadarki samimiyetsiz tavırları ve yanlış politikalarından dolayı başına gelenlerden tecrübe ve ders alıp dürüst davranacağına, bunun tam aksine sürekli yaptığı yanlışlıkları tekrar etmeye devam ediyordu. Bu da onun bu işte samimi olmadığını, art niyetli hareket ettiğini ve bazı oyunlar peşinde olduğunu açıkça gösteriyordu.

Hizbullah-PKK çatışması sürüyorken, bu döneme denk gelen Hizbullah-nifak grubu çatışması başladı. PKK, bu çatışmaları ve Cemaatle nifak grubu arasındaki ihtilaf ve çelişkileri fırsat bilip, ele geçirdiği bu kozu kendi çıkarları doğrultusunda kullanmak için harekete geçti. PKK, kendi yayın organlarında bu grupla görüştüklerini, bu grubun gerçek Hizbullah olduğunu ve bu grupla bir sorunlarının olmadığını, kendileriyle çatışan grubun TC’nin kontrolündeki Hizbullah olduğunu söyleyerek, Cemaate karşı nifak grubunu destekliyordu. Cemaatı karalayan, nifak grubunu ise öven değişik haber ve görüşler PKK’nin basın yayın organlarında da yayınlanıyordu. Münafıklar da PKK ile görüşüp anlaştıklarını ve ilişki içerisinde olduklarını söylüyor ve gizlemeye ihtiyaç duymuyorlardı. Apo “Bu çocuklarla ara sıra görüşüyoruz” diyerek hem bu grupla ilişkilerini doğruluyor ve hem de bunları Cemaate karşı nasıl kullandıklarını alaycı ve aşağılayıcı bir üslupla ifade ediyordu. PKK’nin Cemaate yönelik yürüttüğü bu düşmanca faaliyetlerinin hepsi ateşkes çağrılarını yaptığı dönemde gerçekleşiyordu. Bir taraftan Cemaate karşı böyle komplolar içerisindeyken, diğer taraftan ateşkes çağrısı yapması bu işte samimi olmadığını ortaya koyuyordu.

PKK’nin o güne kadar Cemaate karşı başvurduğu ve faydalı bir netice alamadığı komplo ve taktikleri gibi nifak grubunu Cemaate karşı kullanma taktiği de tutmadı. Yıpratma amacıyla yürüttüğü yalan propagandalarına kendi tabanı dahil halktan hiç kimseyi inandıramadı. Cemaate karşı yürüttüğü çok yönlü mücadelesinden bir netice alamayınca, bu sefer politika değiştirerek yeni taktiklere başvurdu. Bir taktik gereği Cemaatle ilişki kurmaya çalışarak, siyasi ve politik oyunlarla hedefine ulaşmayı denedi. Ancak, Cemaatle ateşkes yapmak için muhatap arayışları içerisinde olduğu dönemde dahi kendi tabanına karşı yalancı bir duruma ve çelişkiye düşmemek için, bir yandan Cemaate yönelik süregelen karalama ve düşmanlığına devam ediyor, diğer yandan da canla başla ateşkes için Cemaatle görüşmenin yollarını arıyordu. Eğer gerçekten PKK, Cemaatın TC’ye bağlı veya TC’nin desteğiyle ortaya çıkan bir kontra örgütü olduğuna inanıyorduysa, o zaman niçin ısrarla böyle bir kontra hareketi ile masaya oturmaya ve ateşkes yapmaya can atıyordu? PKK, kamuoyu nezdinde bu çelişkili durumunun ve ikiyüzlülüğünün ortaya çıkmaması için özel çaba harcıyor ve değişik oyunlara başvuruyordu. Bu da PKK’nin art niyetini ortaya koyan bir başka samimiyetsizlik göstergesiydi.

Uzun süreden beri devam eden bu çatışmanın tarafları belliydi. Böylesine önemli bir sorunun çözüme kavuşması ve bu savaşın bitmesi için direkt çatışan iki taraf olan Hizbullah ve PKK’nin yetkilileri arasında bu ateşkes görüşmesinin yapılması gerekirdi. Ancak PKK, bu işi direkt kendisi yapacağına, bir oyun icabı kendisine bağlı İHD, HEP ve DEP gibi legal kuruluşları veya cephe faaliyetleri içinde olan insanlarını bu işte kullanıyordu. Bunların çoğunun belirleyicilik ve bağlayıcılık vasfı olmadığı gibi, bu işte Cemaatın muhatapları da olamazlardı. Ayrıca, bunlarla yapılacak herhangi bir görüşme veya anlaşmayı PKK, inkar edebilir, sahiplenmeyebilir veya istediği zaman kendisini bağlamadığını söyleyebilirdi. Kendisi direkt taraf olmadığından hiçbir sorumluluk duymadan ve yükümlülük altına girmeden isteğine uygun hareket edebilirdi. Bu şekilde davranarak Cemaatı, şeytani bir şekilde politik oyunlarına alet etmek istiyordu. Bu da PKK’nin bir diğer samimiyetsizlik örneğiydi.

Bir diğer husus ise PKK’nin, kiminle çatıştığını ve kiminle karşı karşıya olduğunu çok iyi bilmesine rağmen, çatışmaların son bulması ve ateşkesin sağlanması için bilerek yanlış adreslere başvurmasıydı. Muhatap bulmakta zorluk çektiğini bir dereceye kadar kabul edebiliriz. Ancak PKK’nin, bu iş için müracaat ettiği, muhatap aldığı ve kendileriyle görüşme yaptığı insanların Cemaatle ilişkilerinin olmadığını, Cemaatı temsil etmediklerini, böyle bir görüşme yapmak için Cemaatın onayı ve iznini almadıklarını bildiği halde, bu insanlarla görüşmesi ve bu yollara tevessül etmesi iyi niyetli olmadığını göstermekteydi. Bu oyunlara başvurarak bir netice alamayacağını herkesten daha fazla kendisinin bilmesi gerekirdi. Nitekim dürüstlükle bağdaşmayan bu tutum ve davranışları birçok fırsatı kaçırmasına sebep oldu. Bu ahlak dışı oyun ve komplolar, PKK’ye ve bu işe teşebbüs eden insanlara pahalıya mal oldu. Başvurduğu bu yollardan hiçbir fayda elde etmediği gibi, işi daha da çözümsüzlüğe iterek Cemaatın güven ve itimadını tamamen sarstı.

PKK, hiçbir ahlaki kurala riayet etmeyen, güvenirliği olmayan, kaypak, fırsatçı ve sözüne sadık kalmayan, her zaman ihanet eden, şantaj ve komplolara başvuran, iftira ve yalan ile karalamayı ahlak edinen, günü kurtarma peşinde koşan ve istikrarlı bir çizgisi olmayan tutarsız bir harekettir. Bunları aleyhinde propaganda yapmak ve karalamak amacıyla söylemiyoruz. Bu söylediklerimiz, hem Kürdistan insanları olarak, hem çeyrek asırlık mücadele ömrü olan bir hareket olarak ve hem de PKK ile uzun süre çatışan bir cemaat olarak, gözlemlerimizle, yaşadıklarımızla ve tecrübelerimizle tanıklık ettiğimiz PKK’nin en belirgin özellikleridir. Bütün bu belirgin özellikleri ve geçmişteki kötü pratiğine ilaveten, ateşkes çağrıları yapması ve bu doğrultudaki girişimleri hususunda da söylem ve pratiği birbiriyle çelişir durumdaydı. Cemaat, bütün bu durumları bilerek ve görerek PKK’nin ateşkes çağrılarında samimi olmadığına ve dürüst davranmadığına inanarak bu oyunlara gelmedi.

[ Geri Dön ]

İlan ve Mesajlar
 
 
 
Şehid Rehber
Şehidlerin Hayatı
Savunmalar
Manifesto


K. Dilinden Hizbullah


Anasayfa | Videolar | Arama | Siteyi Öner | Mobil | İletişim | Yukarı Git