Ana Menü
   ANA SAYFA

   İLETİŞİM

   SİTEDE ARA

   SİTEYİ ÖNER

   BASIN BÜROSU

   ŞEHİTLER ALBUMÜ
Bir Ayet - Bir Hadis
Bir Ayet:
Gözleri horluktan asagi düsmüs bir halde kendilerini zillet bürür. Halbuki onlar, sapasaglam iken de secdeye davet ediliyorlardi (fakat yine secde etmiyorlardi). Kalem/43

Bir Hadis:
Müslüman, dilinden ve elinden diğer müslümanların güvende olduğu, mü’min de insanların malları ve canları hususunda kendisine güvendiği kişidir. (Tirmizi, İman 12)
En Son Eklenenler
Hizbullah Cemaati...

Cemaati Rehberi M...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

HİZBULLAH REHBERİ...

Hizbullah Rehberi...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

ŞEHADETİNİN 23. Y...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 22. Y...

Hizbullah Cemaati...

MUHTEREM EDİP GÜM...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 21. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

YENİ ZELANDA’DAKİ...

ŞEHADETİNİN 19. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

ŞEHADETİNİN 18. Y...

KENDİ DİLİNDEN HİZBULLAH - 31.BÖLÜM

HİZBULLAH-PKK ÇATIŞMASI ÖNCESİ DÖNEMDE BÖLGEDE TC’NİN İÇİNDE BULUNDUĞU KÖTÜ DURUM

1992 öncesi dönemde TC, Kürdistan’da tam anlamıyla bir çıkmaza girmişti. Bölge halkı başta olmak üzere, o dönemde bölgede görev yapan devlet memurları, iş adamları, basın mensupları ve olayları takip edip gözleyen herkes, TC’nin yaşadığı zaafiyete ve içine girdiği krize tanıklık etmiştir. PKK’nin planlı ve programlı bir şekilde strateji ve politikalarını hayata geçirmesi ve hızlı ilerleyişi karşısında TC’nin gerilediği, bölgede etkinliğini kaybettiği ve olayları kontrol edemediği herkesin bildiği ve kabul ettiği bir gerçektir. TC, Kürdistan’a yönelik uygulamaya koyduğu hiçbir siyasi, askeri, iktisadi, kültürel plan ve programını hayata geçiremiyor ve amaçladığı hedeflerine ulaşamıyordu. Bölgede durumu kendi lehine çevirmek için yaptığı her atak ve girişim başarısızlıkla sonuçlanıyordu. Bölgeye yönelik hayata geçirmek istediği plan ve projelerini büyük propaganda kampanyalarıyla desteklediği halde uygulamada başarılı olamıyordu. Aynı şekilde, TC’nin psikolojik savaş ve propaganda merkezleri bütün çabalarına rağmen yürüttükleri dezenformasyon faaliyetlerinden bir netice elde edemiyorlardı. TC, bu savaşta o denli yorgun düşmüş ve bataklığa saplanmıştı ki, en üst düzey yetkililerin ağzından “Verelim kurtulalım” tarzında sesler yükselmeye başlamıştı. TC, bu savaşı kazanmaktan ümidini kesmiş, en az zararla nasıl bu işten kurtulacağının arayışı içine girmişti.

Kürdistan’da PKK’nin iyi durumuna karşılık TC’nin içinde bulunduğu kötü durum, acizlik ve çıkmazı görmek için o tarihlere geri dönüp, o dönemde yaşanan olaylara bakmakta ve hatırlamakta fayda vardır. TC’nin o dönemdeki durumunu maddeler halinde kısaca şöyle sıralayabiliriz:

-1992 öncesi dönemde TC ile PKK arasında yaşanan çatışmalarda PKK’nin eylem üstünlüğü vardı. TC’nin silahlı güçleri etkili ve başarılı operasyonlar yapamıyordu. Çıkan çatışmalarda TC askeri açıdan büyük zayiatlar veriyordu.

-TC’nin silahlı güçleri bölgede rahat hareket edemiyordu. Hareket ve manevra kabiliyetleri çok zayıflamıştı. PKK’nin saldırılarından dolayı bir noktadan bir başka noktaya askeri birliklerin intikalinde zorluk çekiliyordu.

-TC’nin Kürdistan’da görev yapan askeri ve sivil güçleri psikolojik çöküntü ve moral bozukluğu içindeydiler. Kimse bölgeye görevli olarak gitmek istemiyordu. Kürdistan’a göreve gidenler cepheye veya savaş bölgesine gider gibi korku ve stres hali yaşıyorlardı. Hiç kimse çocuklarının Kürdistan’da askerlik yapmasını istemiyordu. Çocukları bölgeye giden aileler, her an ölüm haberleri gelecek diye korku ve endişe içinde yaşıyorlardı.

-TC’nin Kürdistan’daki kurum, kuruluş ve müesseseleri bölgede fonksiyonlarını icra edemiyorlardı. Bu kurumların çalışanları, araç, gereç ve tesisleri saldırıya uğruyor ve tahrip ediliyordu. TC, bunların güvenliğini sağlamakta aciz kalıyordu.

-Özel sektörde iş yapan veya devlet ihalelerini alan müteahhit firmalar rahat ve korkusuzca iş yapamıyorlardı. Devlet bunların iş ve can güvenliğini sağlayamadığından, bunlar bölgede iş yapmak ve can güvenliklerini garantiye almak için PKK’ye haraç verip anlaşma yoluna gidiyor, bunu yapmayan birçok kişi veya firma ise işi yarıda bırakıp kaçmak zorunda kalıyordu.

-TC, güvenlik nedeniyle askeri harcamalara öncelik verdiğinden, bütçesinin büyük çoğunluğunu Kürdistan’daki savaşa ve askeri harcamalara ayırıyordu. Bundan dolayı sadece Kürdistan’da değil, Türkiye’nin diğer bölgelerinde de yatırım yapamıyordu. Bu savaş yüzünden Türkiye sürekli ekonomik krizler yaşıyordu. Resmi ağızlardan verilen rakamlara göre bu savaşta TC’nin zararları veya harcamaları 100-150 milyar dolar ve gayri resmi rakamlara göre ise 400-500 milyar dolar olarak ifade ediliyordu.

-TC, Kürdistan’ın bazı yerlerinde alan hakimiyetini kaybetmişti. PKK’nin etkin olduğu veya alan hakimiyeti kurduğu bazı yerlere giremiyor ve operasyon düzenleyemiyordu.

-TC, bölgenin büyük çoğunluğunda özellikle kırsal alanda asayişi sağlamakta aciz kalıyordu. Hatta bir çok yerde kendi birliklerinin güvenliğini sağlamakta, karakol ve üslerini korumakta ciddi olarak zorlanıyordu. Bundan dolayı bazı yerlerdeki karakol ve askeri tesislerini boşaltmak zorunda kalmıştı.

-TC’nin silahlı güçleri geceleri hareket etme kabiliyetini yitirmişti. Askeri birlik ve karakollar kendi sorumluluk alanlarında gece meydana gelen birçok olaya müdahale edemiyorlardı. Bu karakol ve birliklerin en yakınlarında dahi bir olay meydana gelse müdahale edemiyor ve sabah olmayıncaya kadar olay yerine gidemiyorlardı.

-Bölgenin birçok karayolunda, özellikle ikindi saatlerinden itibaren PKK tarafından yollar kesiliyor, kestikleri yolların kontrolünü saatlerce elinde tutuyor, durdurulan araçlardan indirilen insanlara propaganda yapıyor, haraç alıyor, bunlardan istediğini öldürüyor veya istediğini yanına alıp götürüyordu. TC, bu yolların güvenliğini sağlayamıyor, bütün bu olaylara engel olamıyor ve seyirci kalıyordu.

-TC, bütün çabalarına, cazip maddi vaatlerine, tehdit, baskı ve şantajlarına rağmen koruculuk sistemini oturtamıyordu. Bölge halkı koruculuğu kabule yanaşmıyordu. TC’nin zorla silah verdiği ve koruculaştırdığı bazı insanlar fırsat bulunca silahları geri veriyor veya bu işten kurtulmak için bölgeden kaçıyorlardı.

-TC, bölge halkı tarafından sevilmediğinden halktan yardım görmüyordu. Bundan dolayı bütün baskı, zorlama ve cazip vaatlerine rağmen muhbir ve ajan bulmada zorluk çekiyordu.

-TC, ajanlaştırma ve muhbirleştirmede başarısız kaldığından, bölgeden yeteri derecede bilgi toplayamıyor ve istihbarat sıkıntısı çekiyordu. Bunun sonucu olarak bölgedeki birçok uygulamasında başarısız kalıyordu. İstihbarat eksikliğinden dolayı önünü göremiyor, rahat hareket edemiyor, isabetli kararlar alamıyor ve etkin operasyonlar düzenleyemiyordu.

-Ajanlaştırılan veya korucu olan insanların büyük bir kısmı bu işi zorla kabul ettiklerinden dolayı istekli ve gönülden TC için çalışmıyorlardı. Hatta bir çoğu PKK ile anlaşmalı bu işleri kabul ediyordu. Bunlar TC’den ziyade PKK’ye hizmet ediyorlardı.

-TC, PKK’nin boykot, gösteri, kepenk kapatma vb. bir çok kitlesel eylemini önleyemiyordu. Bu eylemleri önleme, kontrol etme veya etkisiz hale getirmek için yaptığı müdahalelerde başarısız kalıyordu.

-TC, bütün propagandalarına, tehdit, şantaj ve baskılarına rağmen PKK’ye katılımlara engel olamıyordu. TC’nin yanlış politikaları ve bölge insanına karşı baskıcı tutumu, PKK’ye katılımları adeta teşvik ediyordu.

-Kürdistan halkının büyük bir kesimi tarihi süreç içinde bir şekilde TC’nin zulmüne maruz kaldığı için TC’yi sevmiyor ve güven duymuyordu. Böylece TC ile halk arasında büyük bir kopukluk yaşanıyordu. Halk TC’ye destek vermiyor, hatta yanındaymış gibi bir görüntü vermekten dahi sakınıyordu. PKK’yi sevmeyen ve düşman olan siyasi grup, fert ve aileler dahi böyle davranıyorlardı. Bu durumun tek nedeninin PKK’nin korkusu olduğunu söylemek büyük bir yanılgı olup, bölge insanının sosyolojik ve tarihi gerçeklerini bilmemektir. Bölge halkının büyük çoğunluğu PKK’yi sevmediği ve desteklemediği gibi, TC’yi de sevmiyor ve desteklemiyordu.

[ Geri Dön ]

İlan ve Mesajlar
 
 
 
Şehid Rehber
Şehidlerin Hayatı
Savunmalar
Manifesto


K. Dilinden Hizbullah


Anasayfa | Videolar | Arama | Siteyi Öner | Mobil | İletişim | Yukarı Git