Bu çatışma, Cemaatın önceden zararları ve sonuçları hakkında öngörüde bulunduğu
ve PKK’yi de uyardığı şekilde neticelendi. Yani bu çatışmadan hem PKK ve hem de
Hizbullah zarar gördü. Ancak PKK, cepheyi genişleterek iki cephede birden
çatışmak zorunda kaldığı için daha fazla zarar eden taraf oldu. Özellikle
çatışma öncesi döneme nazaran PKK çok şey kaybetti ve geriledi. Çatışmalar
süreci boyunca ortaya çıkan fırsatlardan en iyi faydalanan ve bunları kazanıma
dönüştüren TC oldu. TC’ye bu başarıyı sunan, bu çatışmanın başlatıcısı ve
sorumlusu olan PKK’dır. PKK, bu şekilde mücadele tarihi boyunca uygulamalarıyla
sürekli olarak TC’ye yaptığı hizmetlerine bir yenisini daha ekledi. Bu onun ne
ilk ve ne de son hizmetidir. TC’ye daha önemli ve geniş kapsamlı hizmetler
sunmaya bugün de devam etmektedir.
Hizbullah karşısında zayıf duruma düşen PKK’nin sadece ülke içinde değil,
uluslararası düzeyde de konumu zedelendi. Bu çatışmadan en iyi şekilde istifade
eden TC ise, ülke içerisinde konumunu güçlendirmekle yetinmeyerek, uluslararası
düzeyde de elini güçlendirecek ve etkin faaliyet yürütebilecek bir konuma
ulaştı. Bu güçlü konumunu kullanan TC, Suriye’ye baskı uygulayarak Apo’nun
Suriye’den çıkarılmasını sağladı. Bundan sonra yaşanan olaylar ve Apo’nun
yakalanıp Türkiye’ye teslim edilmesiyle gelişen süreç, hiç şüphesiz PKK’nin
Cemaatle yaşadığı çatışma neticesinde uğradığı prestij kaybı ve içine düştüğü
kötü durumdan bağımsız düşünülemez.
Netice itibariyle çatışmalardan yorgun düşen ve önemli oranda güç kaybeden PKK,
Apo’nun yakalanması ile telafisi zor bir darbe yedi ve kötü bir sürece girdi.
Hizbullah da 17 Ocak 2000 tarihinde, rehberinin şehadeti, binlerce elemanının
yakalanması ve önemli oranda arşiv, silah ve mal varlığının ele geçmesiyle ağır
bir darbe aldı. Kürdistan’da yıllarca devam eden savaş nedeniyle askeri,
ekonomik, siyasi ve toplumsal büyük bir bunalım ve kriz içerisinde çırpınan TC
ise, resmi rakamlarla 150-200 milyar dolar, gayri resmi rakamlarla 400-500
milyar dolar para harcayarak kazanamadığı ve kazanmaktan umudunu kestiği, en üst
düzey yetkililerinin ağzından “Verelim, kurtulalım” seslerinin yükseldiği zayıf,
aciz ve mağlup bir durumdayken, PKK’nin ahmakça Hizbullah’a dayattığı savaşın
kendisine sağladığı avantajlar sayesinde bu kötü durumdan kurtulup bugünkü
başarılı konuma ulaşma şansını elde etti.
PKK’nin ileriyi göremeyen, akıl ve idrak yoksunu, basireti körelmiş, bilinçsiz
veya bilinçli politikaları, tavır, tutum ve davranışları sayesinde böyle bir
felaket yaşandı. Böylece, tarih tekerrür edip Kürdistan’da, bugüne kadar
Müslüman Kürt halkına karşı yapılan ihanetlere PKK tarafından bir yenisi
eklenerek, Kürtlerin “Kurmé daré go ne jı darébe zewala daré tuneye” atasözü bir
defa daha doğrulanmış oldu.
[
Geri Dön
]
|