Ana Menü
   ANA SAYFA

   İLETİŞİM

   SİTEDE ARA

   SİTEYİ ÖNER

   BASIN BÜROSU

   ŞEHİTLER ALBUMÜ
Bir Ayet - Bir Hadis
Bir Ayet:
Allah ve Resûlü bir ise hüküm verdigi zaman, inanmis bir erkek ve kadina o isi kendi isteklerine göre seçme hakki yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karsi gelirse, apaçik bir sapikliga düsmüs olur. Ahzap/36

Bir Hadis:
Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyiliklerdir.
En Son Eklenenler
Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Cemaati Rehberi M...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

HİZBULLAH REHBERİ...

Hizbullah Rehberi...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

ŞEHADETİNİN 23. Y...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 22. Y...

Hizbullah Cemaati...

MUHTEREM EDİP GÜM...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 21. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

YENİ ZELANDA’DAKİ...

ŞEHADETİNİN 19. Y...

KENDİ DİLİNDEN HİZBULLAH - 49.BÖLÜM

ÇATIŞMALAR ÖNCESİ GELİŞMELER

 Bu birlikteliğin ayrışmayla son bulması ve herkesin kendi eski durumuna dönmesiyle mesele bitmedi. Ayrılma sonrasında da bunlar kişiliklerine yerleşen ve alışkanlık hali alan bu nifak ahlakını terk etmediler. O zamana kadar yaptıkları bütün bu fitne ve bozgunculuk yetmiyormuş gibi, içine düştükleri suçluluk psikolojisiyle daha da saldırganlaştılar. Ondan sonra da sürekli olarak Cemaati karalama, aleyhte propaganda yapma, faaliyetlerine engel olma gibi tahripkar çalışmalarına aralıksız devam ettiler. Fırsat buldukları her yerde; üniversitelerde, liselerde, camilerde, esnaf arasında ve toplumun her kesiminde bu fitnelerini yaygınlaştırarak devam ettirdiler. Nerede iki Müslüman’ı bir arada görseler yaklaşıp bu konuları gündeme getiriyor ve Cemaatı kötülüyorlardı. Cemaatın ilgilendiği veya üzerinde çalıştığı ve bu konulardan habersiz insanlara yaklaşıp bu ihtilafları gündeme getirerek, bu insanların bozulup İslami faaliyetlerden ve hatta İslamdan uzaklaşmalarına sebep oluyorlardı.

Bu nifak grubunun elemanları camilere gidiyor, cami içerisinde ayrı gruplar oluşturuyor, Cemaatın camilerdeki faaliyetlerine engel olmak, bozmak ve provoka etmek amacıyla camideki çocukları yanlarına çağırıyor; “Bunların yanına gitmeyin, bunların yaptıkları İslami faaliyet değildir. Bunlar yarın elinize silah verip sizi eylemlere gönderecekler. Biz büyük bir cemaatız, bizim yanımıza gelin, biz size ders vereceğiz” şeklinde konuşmalar yapıyorlardı. Cami içinde ayrı gruplar oluşturarak Cemaatın cami faaliyetlerini engellemeye çalışıyorlardı. Bu bozgunculuk ve fitnelerine karşı çıkan ve onlara yüz vermeyen genç ve çocuklara cami içinde saldırma, sataşma, dövme gibi bir Müslüman’a yakışmayan tutum ve davranışlar sergiliyorlardı. Allah korkusundan uzak, hiçbir İslami ahlak ve kural tanımayan bu bozucu hareketlerini Diyarbakır’da şehir genelinde yoğun bir şekilde sürdürüyor, bu fitne ve nifak çalışmaları neticesinde birçok Müslüman gencin bozulmasına sebep oluyorlardı.

Bölgede çıkardıkları fitne ve yaptıkları düşmanlıkla yetinmeyip, Türkiye’nin birçok il ve ilçesini dolaşarak, bu fitne ve düşmanlıklarını daha geniş bir alanda sürdürmeye başladılar. Gittikleri yerlerdeki İslami grup ve şahsiyetleri ziyaret ediyor, olaylardan habersiz, gerçeği bilmeyen veya araştırma imkanları olmayan Müslümanları toplayıp sabahlara kadar yalan yanlış bilgilerle olayları olduğundan farklı bir şekilde göstererek Cemaat aleyhine propaganda yapıyorlardı. Gittikleri her yerde kimlerin yanına gidip ne konuştuklarını haber alıyorduk. O alanlardaki Cemaat mensupları ve Cemaat dostları bunların bütün yaptıklarını Cemaate bildiriyorlardı. Bunların yaptığı fitnelerden rahatsızlık duyuyor, Cemaatın bu duruma mani olmasını istiyorlardı. Ancak Cemaat, kendi programını takip edip ameli olarak kendisini ortaya koymayı, onların yaptıkları şekilde basit propaganda ve faydasız gündemler peşinde koşmaktansa suskun kalmayı tercih ediyordu.

 Bu birliktelik son bulduktan bir müddet sonra PKK’nin zalimce dayatmaları ve başka hiçbir alternatif bırakmaması sonucu Cemaat, Kürdistan genelinde PKK ile yoğun bir çatışma süreci içerisine girmişti. Çatışmalar nedeniyle her gün bölgenin değişik noktalarında birkaç Müslüman ya şehid oluyor ya yaralanıyor veya yakalanıyordu. Bu yeni dönemin çok yönlü olarak beraberinde getirdiği ağır mücadele şartlarından dolayı Cemaat mensupları, bölgede çok büyük zorluklarla yüz yüze kalıyorlardı. Cemaatın içinde bulunduğu bu zorlu ve sıkıntılı durumu gören bölge dışındaki birçok Müslüman fert ve grup, Cemaatla irtibata geçip nasıl yardımcı olabileceklerini soruyor, en azından duyarlılık gösterip sözle dahi olsa Müslümanların dertlerini paylaşıyor, dualarıyla destek oluyorlardı. Bölge dışındaki Müslümanlar bu şekilde duyarlılık gösterip bu doğrultuda yaklaşımda bulunurken, yanı başımızda bulunan nifak grupçuğu ise gözü dönmüşçesine Cemaate düşmanlık ve saldırılarına devam ediyordu.

Maalesef PKK ile çatışmalar başladıktan ve bölge genelinde şiddetli bir çatışma süreci içine girildikten sonra da bu grup, hiçbir İslami endişe taşımadan ve hiçbir İslami ölçüye riayet etmeden, çok acımazsızca Cemaate düşmanlığına devam etti. PKK ile aynı dili kullanıp Cemaatı kötülüyor, adeta PKK’nin Cemaate yönelik iftira ve ithamlarını doğrularcasına bir kampanya yürütüyordu. Cemaate düşmanlıkta PKK ile yarışa girmişçesine yalan ve iftirayla, Cemaatı karalamaya ve yıpratmaya çalışıyordu. Bölge gerçeğini ve olayların hakikatini herkesten çok daha iyi bilen veya öğrenme şansına sahip olan bu insanlar, bunu yapmayıp hiçbir şekilde İslam ve İslami sorumlulukla bağdaşmayan bir tavırla, dar grup taassubu, kin, kıskançlık ve garazdan kaynaklanan düşmanlıklarının dozunu arttırarak, Cemaate saldırılarını daha da tırmandırarak devam ettiriyorlardı.

Bu münafıkların, Hizbullah-PKK çatışması hususundaki gerçekleri çarpıtmaya yönelik faaliyetleri bölgeyle sınırlı kalmıyordu. Türkiye’nin her tarafına gidip Müslümanları toplayarak, Cemaatın PKK ile çatışmasının haklı gerekçelerini çarpıtıyor, sanki Cemaat haksız yere böyle bir süreci başlatmış gibi bir kampanya yürütüyorlardı. PKK, gayr-ı İslami kimliğinden dolayı Cemaat aleyhindeki propagandalarında yeterince etkili olamıyordu. Ancak bu grup, zahiren İslami bir kimlik sahibi olduğundan ve böyle göründüğünden, özellikle bölge dışında yaşayan ve olaylardan habersiz olan birçok Müslüman’ı etkileyerek, Cemaat hakkında kötü düşünmelerine ve Cemaatı yanlış tanımalarına sebep oluyordu. Böylece, bölge dışında olan ve olayların iç yüzünü bilmeyen bir çok Müslüman’ı yanlış bilgilendiriyor ve yanlış yönlendiriyorlardı. Cemaat, içinde bulunduğu ağır mücadele ortamının beraberinde getirdiği sorunlara çözüm bulmak ve bu zorlu dönemi başarıyla aşmak için yoğun ve meşakkatli bir faaliyet yürütor ve Müslümanların zillete düşmemesi için yüzlerce şehid veriyorken, bu münafıklar ise, ulaşabildikleri her tarafa gidip Cemaate karşı düşmanca faaliyet yürütüyorlardı.

 

 

[ Geri Dön ]

 

İlan ve Mesajlar
 
 
 
Şehid Rehber
Şehidlerin Hayatı
Savunmalar
Manifesto


K. Dilinden Hizbullah


Anasayfa | Videolar | Arama | Siteyi Öner | Mobil | İletişim | Yukarı Git