NİFAK GRUBUNUN TC’NİN KONTROLÜNDE OLDUĞU VE KULLANILDIĞININ ORTAYA ÇIKMASI
Bu grubun, ortada ciddi hiçbir sebep yokken Cemaate karşı başkaldırması,
ihtilafları derinleştirerek çatışma sürecini hızlandırması, ısrarla Cemaati bu
çatışmaların içine çekmek istemesi, İslami, akli ve mantıki hiçbir ölçüye kulak
vermeden sanki zorunlu ve kaçınılmazmış gibi gözü dönmüşçesine, pervasızca
saldırıya geçip çatışmaları tırmandırması normal bir durum olmadığından Cemaatı
düşündürüyor ve kaygılandırıyordu. Bu grubun bütün bunları yaparken yalnız
olmadığı ve bağımsız hareket etmediği, bazı güçler tarafından adete bu işin
içine itilip kullanıldığı hususunda Cemaatın ciddi şüpheleri vardı. Ancak
Cemaat, bütün bu şüphelerine rağmen bunları doğrulatmak için maddi kanıtlara
sahip değildi. Sadece İslami ölçüler ışığında meseleye bakınca bu grubun
yaptıklarının İslami hiçbir ölçüye uymadığını, bütün bu yaptıklarının
Müslümanların faydasına olmayacağını, bu davranışlarının fitne ve nifaktan
ibaret olduğunu görerek, bu grubu “Nifak Grubu” olarak vasıflandırdı.
Çatışmalar neticesinde bu grup etkisiz hale getirilip dağılma sürecine girince,
bölge dışına kaçan az sayıda kişinin dışında, bu grubun bölgede kalan bütün
fertleri Cemaate sığınmak zorunda kaldılar. Hem yakalanıp sorgulanan ve hem de
Cemaate sığınıp samimi itiraflarda bulunan bu grubun elemanlarının verdiği
bilgiler neticesinde, bu nifak gurubunun baştan beri bağımsız hareket etmediği,
ilk günden beri Cemaate karşı yürüttüğü bu faaliyetlerinin TC’nin istihbarat ve
kontra örgütleri tarafından belirlenen bir stratejinin bilinçli bir şekilde
hayata geçirilmesi olduğu, Cemaate karşı PKK ile işbirliği yapmalarının da bu
stratejinin bir parçası olduğu, özellikle Cemaatle çatışma süreci boyunca derin
devlete bağlı bu örgütlerin himaye ve desteğini aldığı, bu grubun elemanlarına
eylem öncesinde hedeflerin gösterildiği ve talimatların verildiği, eylem
esnasında bu çeteler tarafından korundukları, eylem sonrasında bir aksiliğin
olmaması için olay yerinden kaçırıldıkları ve silahların kendilerinden alındığı
şeklinde yer, zaman ve olay belirterek detaylı bilgiler verdiler.
Elde edilen bu bilgiler neticesinde bu grubun mahiyetiyle ilgili çok önemli
bilgilere ulaşıldı. Bu bilgiler sayesinde o güne kadar muğlak kalan ve
delillendirilemeyen bu grubun TC ile ilişkileri hususunda önemli deliller elde
edildi. Bu grubun, Cemaatin gelişimini ve büyümesini engellemek ve bölgede etkin
bir İslami güç olmasının önüne geçmek amacıyla TC’nin derin devletine bağlı
çeteler ve istihbarat örgütleri tarafından Cemaate karşı kullanılmak üzere
örgütlendirilip organize edilerek, her türlü imkanla donatılıp desteklendiği
gerçeği, hiçbir tereddütte yer bırakmayacak şekilde netlik kazandı. Böylece
Cemaatin, ilk günden beri bu gruba şüpheyle bakmasında, ortaya çıkışı, tutumu ve
davranışlarından kaygı duymasında ve bu grubu “Münafıklar” diye
vasıflandırmasında haklı olduğu ortaya çıktı.
[
Geri Dön
]
|