NİFAK GRUBUNUN CEMAATE VE İSLAMİ DAVAYA VERDİĞİ ZARARLAR
Asr-ı Saadetten günümüze kadar İslam tarihinin her döneminde değişik şekillerde
nifak hareketleri var olmuştur. Münafıklar, Peygamberimiz döneminde ve
sonrasında İslam Ümmeti içerisinde vuku bulan ve Ümmetin zararıyla neticelenen
bir çok olayda etkin rol oynamışlardır. Küfür güçlerinin fiili saldırılarla
veremedikleri zararları, nifak hareketleri içten verebilmiş ve her dönemde
Müslümanların güç kaybetmesine neden olmuşlardır. Bunun içindir ki İslami
nasslar, nifak ve münafıklığı küfürden daha zararlı ve daha tehlikeli olarak
nitelendirmişlerdir. Bu zararlar; toplumsal, askeri, siyasi, ekonomik, kültürel,
itikadi vb. bir çok yönlü olmuştur. İslam tarihi boyunca her dönemde ortaya
çıkıp mücadele eden İslami hareketler de, en büyük zararı münafıklardan ve nifak
hareketlerinden görmüşlerdir. Cemaat de, İslam tarihindeki örnekleri gibi en
büyük zararı nifak hareketinden ve münafık şahıslardan görmüştür. Bu gerçek, her
dönemdeki İslami hareketler için böyle bir tehlikenin var olduğunu, nifak ve
münafıklığın değişmeyen mahiyeti ve karakteriyle değişik şekillerde var
olacağını göstermektedir.
Konunun başından beri her ne kadar bu nifak hareketinin verdiği zararlar dile
getirildiyse de, sonuç olarak Cemaatı direkt hedef alan bu nifak hareketinin
özelde Cemaate, genelde ise bütün Müslümanlara dolaylı veya dolaysız verdiği
veya sebep olduğu zararları aşağıda maddeler halinde, kısaca şöyle
sıralayabiliriz;
- Özellikle meselelerin içyüzünü bilmeyen ve sadece yüzeysel olarak dışarıdan
olaylara bakan, olayları takip, tahkik, tetkik ve tahlil etme imkanı olmayan
Müslüman halk, olayları anlamakta zorlanıyordu. Bu olumsuz durum, Müslüman
halkın İslami mücadeleyi ve gelişen olayları sağlıklı bir şekilde anlamasına
engel oluyordu.
- Her ne kadar bölge halkı ve İslami kesimin bir kısmı meselenin hakikatini
biliyorduysa da, bu çatışma dışarıdan “İslami iki grup arasındaki çatışma”
olarak görünüyordu. Bu da yanlış, zararlı ve kötü bir görüntüydü. Çünkü bu
görüntü Müslüman halkta zihni kargaşaya, İslami mücadeleye menfi yaklaşmalarına
ve şüpheyle bakmalarına sebep oluyordu. Özellikle İslam düşmanları, bu çatışmayı
Müslümanlar arası çatışma şeklinde yansıtıp İslami davaya zarar vermek için özel
çaba harcıyorlardı.
- TC, nifak grubuna verdiği destekle bu olayları Cemaat aleyhine kullanarak,
yıpratma kampanyasına dönüştürüp azami derecede istifade etmeye çalıştı. Böylece
Cemaatin, o güne kadar Müslüman halk arasında oluşan itibar ve sempatisini
ortadan kaldırmayı amaçlıyordu. Cemaat ise, bütün bu geniş çaplı düşmanlıklara
karşı koymak için yeterli imkanlara sahip değildi. Bu imkansızlık ve şiddetli
düşmanlıklardan dolayı gelişen olaylarla ilgili gerçek ve sıhhatli bilgileri
yeteri derecede Müslüman halka ve İslami kesime ulaştıramıyordu.
-Münafıkların kullanılarak Cemaate karşı çatışma içerisine itilmeleri ve
çatışmaları başlatan taraf oldukları gerçeği Cemaat düşmanları tarafından
bilinçli olarak gizleniyor, sanki çatışmayı başlatan taraf Cemaatmış gibi bir
propaganda yapılıyordu. Böylece, Cemaatın haklılığının üstü örtülerek, Cemaat,
kendi dışındaki İslami gruplara hayat hakkı tanımayan tahammülsüz bir hareket
olarak tanıtılıyordu. Bu çatışma iki grubun basit bir hakimiyet mücadelesi
şeklinde gösterilerek, Cemaatın İslami hedefler için verdiği mücadelesi göz ardı
edilmek isteniyordu. Bu şeytani taktiklerle Cemaatin mücadele amaçları ve
hedefleri çarpıtılmaya çalışılıyor ve Müslüman halk tarafından yanlış tanınması
hedefleniyordu.
-Nifak grubu, kendisine bir haklılık payı çıkarmak için PKK ile çatışmaların
başlatıcısı olarak Cemaatı tanıtıp suçluyor ve bu doğrultuda propaganda
yapıyordu. Cemaatı, kendi dışındaki herkese karşı katı, müsamahasız ve uzlaşmaz
olarak göstermekle, Cemaatin o güne kadar bölgede elde ettiği başarılarını ve
PKK ile çatışmadaki kazanımlarını bertaraf edip etkisiz hale getirmeyi
amaçlıyordu.
-TC, sadece fiili olarak bu grubu desteklemek ve Cemaate yönelik saldırılarını
yönlendirmekle kalmıyor, halk arasında Cemaat aleyhinde yoğun bir propaganda ve
psikolojik savaş yürütüyordu. TC’nin psikolojik savaş elemanları, bölge halkıyla
ve İslami çevrelerle birebir ilişkiye geçip, “PKK Gayr-ı İslami bir örgüttü.
Cemaat onunla çatışmak zorunda kaldı. Diyelim ki bu normal bir süreçti, bir şey
demiyoruz. Ancak şimdi Cemaat, Müslümanları hedef alıyor. Kendisinin dışında
kimseye hayat hakkı tanımıyor ve Müslümanları vuruyor” şeklinde, Cemaat aleyhine
yoğun bir yıpratma kampanyası yürütüyordu.
-TC ve ona bağlı kontra güçleri, bu Nifak grubuyla çatışmaları ve süreç içindeki
gelişmeleri Cemaatin aleyhine kullanmak için her yola başvuruyordu. Cemaatı
kötüleyici ve karalayıcı bildiriler hazırlayıp bölgede dağıtıyordu. Bu
bildirileri, İslami kesime hitap eden gazetelerin içerisine yerleştirerek
Müslüman halka ulaştırıyordu. Bu yolla Müslüman halk nezdinde var olan Cemaatin
sempatisini ve etkinliğini gidermeye çalışıyordu.
-Polis, yakaladığı Cemaat mensuplarını sorguda çözmek, psikolojik olarak
etkilemek ve Cemaatten uzaklaştırmak için, özellikle bu grupla olan çatışmaları
koz olarak kullanıyordu. “Cemaatın Müslümanlara karşı eylem yaptığını, bu
çatışmalarda Müslümanların öldüğünü, bunun İslami olmadığını” söyleyerek,
Cemaate olan inanç ve bağlılıklarını sarsmaya çalışıyordu. Sanki kendilerinin
böyle bir İslami endişesi varmış, bu grubu kendileri yönlendirmemiş, bu
eylemleri kendileri yaptırmamış ve bu süreci kendileri başlatmamış gibi şeytani
taktiklerle Cemaat fertlerini bozma, Cemaatten koparma ve kendileriyle
işbirliğine ikna etme vb şekillerle bu durumu Cemaate karşı kullanarak Cemaatı
yıpratmayı amaçlıyordu.
-Bu münafıkların sebep oldukları ve başlattıkları bu çatışma çok sayıda
Müslümanın hayatına mal oldu. O güne kadar hem PKK’nin ve hem de TC’nin
tanımadığı Cemaatin birçok güzide elemanı bu münafıkların eliyle şehid edildi.
Büyük can kaybının dışında İslami mücadelenin büyük oranda maddi ve manevi
zararlar görmesine, kısa sürede tedavisi mümkün olmayan ailevi, toplumsal,
kültürel, düşünsel vb. birçok yaranın açılmasına sebep oldular.
-TC, bu grup içindeki nüfuzunu kullanarak, çatışmaların başlamasıyla bu grup
üzerindeki kontrolünü daha da arttırdı. Hem bu grubun içinden aldığı bilgilerle
ve hem de çatışma ortamı nedeniyle bu gruptan gözaltına alınan insanların
polisle işbirliği yaparak verdikleri bilgiler neticesinde; Cemaatin yapısı,
faaliyetleri, üsleri, elemanları ve bunların adresleri hususunda detaylı bilgi
elde etme imkanı buldu. Bu bilgiler sayesinde o güne kadar tanıyamadığı, deşifre
edemediği Cemaatin birçok ferdi ve faaliyetleri hakkında detaylı bilgiler elde
etti. Elde ettiği bu bilgilerle Cemaate yönelik daha yoğun ve etkin operasyonlar
yapma imkanına kavuştu.
[
Geri Dön
]
|