Ana Menü
   ANA SAYFA

   İLETİŞİM

   SİTEDE ARA

   SİTEYİ ÖNER

   BASIN BÜROSU

   ŞEHİTLER ALBUMÜ
Bir Ayet - Bir Hadis
Bir Ayet:
Insanlara ufuklarda ve kendi nefislerinde âyetlerimizi gösterecegiz ki onun (Kur'an'in) gerçek oldugu, onlara iyice belli olsun. Rabbinin her seye sahit olmasi, yetmez mi? Fussilet/53

Bir Hadis:
Bir topluluk bir yere vardıklarında, içlerinden birinin onlara selâm vermesi yeterli olur. Oturanlardan birisinin onlardan selâm alması yeterlidir.
En Son Eklenenler
Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Cemaati Rehberi M...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

HİZBULLAH REHBERİ...

Hizbullah Rehberi...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

ŞEHADETİNİN 23. Y...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 22. Y...

Hizbullah Cemaati...

MUHTEREM EDİP GÜM...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 21. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

YENİ ZELANDA’DAKİ...

ŞEHADETİNİN 19. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

KENDİ DİLİNDEN HİZBULLAH - 60.BÖLÜM

CEMAATIN, TC VE ONA BAĞLI İSTİHBARAT VE KONTRA ÖRGÜTLERİYLE YOĞUN MÜCADELESİ

 Hizbullah-PKK çatışmasıyla başlayan süreçten ve gelişen olaylardan TC’nin en iyi şekilde faydalanmak isteyeceğini Cemaat öngörmüştü. Bu öngörüsü doğrultusunda PKK ile çatışmalar başlamadan önce bu konuda PKK’yi de uyarmıştı. Cemaat, gerek PKK ve gerekse de Münafıklarla yaşadığı çatışma ortamı boyunca sürekli olarak TC’nin olaylara müdahale edip bu ortamdan istifade edeceğini hesaba katıyordu. Bu şüphe ve endişesinden dolayı, PKK ve nifak grubuyla çatışmalar başladıktan sonra sürekli olarak TC’nin nerede, ne şekilde, kimin vasıtasıyla, hangi yöntem ve taktiklerle istifade etmek isteyeceğini veya ettiğini, bilfiil olaylara ne şekilde, hangi yöntemlerle ve kimleri kullanarak müdahale ettiği veya edebileceği hususunda kafa yoruyor, değişik ihtimalleri değerlendiriyor ve araştırmalar yapıyordu.

Cemaat, hem PKK ve hem de münafıklarla çatışmasında sadece askeri yönden başarı kazanmamış, her yönden çok önemli tecrübeler elde etmişti. Özellikle Cemaat tarafından yakalanan ve sorgulanan PKK ve nifak grubunun elemanları birçok konuda Cemaate önemli bilgiler vermişlerdi. Hem bunların verdiği bilgiler ve hem de Cemaatın bölge genelinde kendi kaynaklarından aldığı bilgiler neticesinde, TC’nin bu çatışma ortamından ne şekilde istifade ettiği, illegal yollardan hangi operasyonları gerçekleştirdiği, hangi karanlık işleri çevirdiği ve hangi taktiklere başvurduğu hususunda yeteri derecede ipucu ele geçirmiş ve bilgi sahibi olmuştu.

1995 yılına gelindiğinde Cemaat, o güne kadar yaptığı detaylı araştırmalardan ve mücadele süreci içerisinde elde ettiği bilgi, istihbarat ve tecrübe sayesinde, hem Cemaate yönelik çalışan ve hem de Cemaat dışında bölge genelinde TC’nin istihbarat örgütleriyle bağlantılı olarak faaliyet yürüten çok sayıda ajan ve çete tespit etmişti. Elindeki bu bilgilere dayanarak bunlara yönelik yakalama ve sorgulama operasyonları başlattı. Bu şekilde çok sayıda ajan ve çete mensubu yakalanıp Cemaat tarafından sorgulandı. Bunların bir kısmı JİTEM ile, bir kısmı polis istihbaratı ile, bir kısmı da MİT ile çalışıyordu. Bunlar yakalanıp sorgulandıkça Cemaate çok önemli ve detaylı bilgiler veriyorlardı. Bunların sorguları neticesinde, TC’nin bu ajan ve çeteler vasıtasıyla bölge genelinde yürüttüğü faaliyetler, yaptığı kirli ve karanlık işleri hususunda önemli bilgilere ulaşıldı. Özellikle Hizbullah-PKK ve Hizbullah-nifak grubu çatışmalarının yaşandığı dönemde bu çatışmaları alevlendirmek ve çatışma ortamından istifade etmek amacıyla TC’nin yaptığı provokasyonlar, kontra faaliyetleri, yargısız infazlar, Cemaate ve diğer örgütlere sızma çalışmaları gibi birçok karanlık işleri hakkında detaylı bilgiler elde edildi.

Cemaat, bölgeyi iyi tanıdığından ve bölgede etkin ve kuşatıcı bir teşkilat gücüne sahip olduğundan her olayı, her ferdi veya Cemaate gelen her haberin yanlışlığını veya doğruluğunu yerinde araştırıp, ortaya çıkarıp neticeye ulaşma güç ve imkanına sahipti. Cemaat, sorguladığı insanlardan veya başka kaynaklardan elde ettiği bilgileri tahkik ediyor, araştırıyor, soruşturuyor, doğruluk derecelerini test ediyor ve böylece karar verebilecek bir sonuca varıyordu. Sorgulanan bu ajan ve çetelerin bağlantılarına veya bunların isim ve bilgilerini verdikleri başka unsurlara ulaşmakta zorluk çekmiyordu. Böylece Cemaat, 4-5 yıl boyunca bu şekilde Cemaatı kuşatıp kontrol altına almak isteyen ve bölgede yoğun bir kontra faaliyeti yürütüp bir çok faili meçhul eylem gerçekleştiren derin devlete bağlı ajan ve çetelere yönelik yakalama, sorgulama ve etkisiz hale getirme türünden çok sayıda eylem gerçekleştirdi.

Bu ajan ve çetelerden alınan bilgiler sayesinde, TC’nin Cemaate yönelik siyasi, ekonomik, askeri, kültürel, psikolojik ve propaganda amaçlı çok yönlü yürüttüğü mücadelede uyguladığı taktik ve stratejiler hakkında önemli ve detaylı bilgiler elde edildi. Aynı zamanda Cemaat, bu süreç boyunca çok önemli tecrübeler de kazandı. Cemaat, elde ettiği bilgiler ve kazandığı tecrübelerle bu komplolara karşı planlar geliştiriyor ve karşı operasyonlar düzenliyordu. Cemaatın bu karşı atağı ve hızlı operasyonları, TC’nin birçok planlarını bozup etkisiz hale getiriyor ve onu sersemleştirip şaşkına çeviriyordu. Bu başarısızlığı ve içine düştüğü çıkmaz, daha da vahşileşmesine ve böylece Cemaate karşı tutumunda daha da sertleşmesine sebep oluyordu. TC, Cemaate karşı verdiği mücadeleden netice elde edemeyip başarısız kalınca, bu çete ve ajanlar vasıtasıyla Cemaat mensuplarını terör etme, kaçırma, kaybetme ve benzeri hukuk dışı kontra eylemlerine hız vermeye başladı.

Cemaatin, TC ve ona bağlı kontra örgütleriyle bu derin ve sessiz çatışması kamuoyuna pek yansımadan, yer altında ve sessiz bir şekilde, ama çok şiddetli olarak 17 Ocak 2000 tarihine kadar devam etti. TC’nin 17 Ocak 2000 tarihinde Beykoz’da gerçekleştirdiği operasyondan sonra her şey alenileşti ve kamuoyuna yansıdı. TC, 17 Ocak Beykoz operasyonuyla ele geçirdiği bu önemli fırsatı Cemaate karşı kullanarak hem kendisinin ve hem de PKK’nin çeyrek asırdır Kürdistan’da yaptığı kirli ve karanlık işleri veya yaygın deyişle faili meçhul kalmış birçok olayı Cemaate mal etme gayreti içerisine girdi. Kendisinin öldürdüğü veya birçok kirli işte kullanıp işleri bitince ileride aleyhine bir belge durumuna gelmemeleri için ortadan kaldırdığı çok sayıda insanın ölümünü Cemaate mal ederek bu doğrultuda yoğun bir kampanya başlattı. Bu amacına ulaşmak için televizyonlarda adeta ceset şovları düzenleyerek, kendisini sütten çıkmış ak kaşık gibi temiz göstermeye çalıştı.

TC, Cemaat arşivinden ele geçirdiği bazı kasetleri sansürsüz göstermekten korktuğu için, montaj yoluyla kendi amacına hizmet edecek şekle getirerek basın mensuplarına ve dolayısıyla kamuoyuna yansıttı. Böylece, Cemaate yönelik tek taraflı, yanıltıcı ve yanlış bilgilerle çirkin bir karalama ve propaganda kampanyası başlattı. Ele geçirdiği bu fırsatı kullanarak, o güne kadar çözmede ve kontrol etmede başarısız kaldığı Cemaate, bu yolla darbe vurma çabası içine girdi. Cemaatı yıpratmak ve arkasındaki halk desteğini yok etmek için, bilinçli olarak şeytani bir taktikle İslami kimliğine uymayan vasıflarla Cemaatı tanıtmaya çalıştı. Ancak Cemaat, bugüne kadar her konuda olduğu gibi bu konuda da hiçbir açıklama yapmadığı halde, Müslüman halk Cemaatın mazlumiyetini bildiğinden TC’nin bu yalanlarına inanmadı. Çünkü Müslümanlar, TC’nin zalim, cinayetkar, despot, sömürücü, şantajcı ve komplocu olduğunu çok iyi biliyordu. TC’nin, Müslümanlara karşı tarihi boyunca değişik dönemlerde buna benzer yöntemlerle yaptığı insanlık dışı birçok uygulamalarını görmüş, yaşamış ve şahit olmuştu.

 

 

[ Geri Dön ]

 

İlan ve Mesajlar
 
 
 
Şehid Rehber
Şehidlerin Hayatı
Savunmalar
Manifesto


K. Dilinden Hizbullah


Anasayfa | Videolar | Arama | Siteyi Öner | Mobil | İletişim | Yukarı Git