Ana Menü
   ANA SAYFA

   İLETİŞİM

   SİTEDE ARA

   SİTEYİ ÖNER

   BASIN BÜROSU

   ŞEHİTLER ALBUMÜ
Bir Ayet - Bir Hadis
Bir Ayet:
Andolsun ki biz, bu Kur'an'da insanlar için her çesit misale yer vermisizdir. Sayet onlara bir mucize getirsen inkârcilar kesinlikle söyle diyeceklerdir: Siz ancak bâtil seyler ortaya atmaktasiniz. Rum/58

Bir Hadis:
Bir baba, çocuğuna güzel terbiyeden daha iyi miras bırakamaz.
En Son Eklenenler
Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Cemaati Rehberi M...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

HİZBULLAH REHBERİ...

Hizbullah Rehberi...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

ŞEHADETİNİN 23. Y...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 22. Y...

Hizbullah Cemaati...

MUHTEREM EDİP GÜM...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 21. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

YENİ ZELANDA’DAKİ...

ŞEHADETİNİN 19. Y...

KENDİ DİLİNDEN HİZBULLAH - 62.BÖLÜM

İZZETTİN YILDIRIM OLAYI İLE İLGİLİ ZARURİ BİR AÇIKLAMA

 Hizbullahi Cemaatın temel kültürel ve itikadi kaynak eserlerinden en önemlisi Risale-i Nur Külliyatıdır. Risale-i Nur, cemaatleşme sürecinin her döneminde, Cemaat mensuplarının temel eğitim ve ders kitaplarından biri olmuştur. Cemaat, mücadele sürecinin her döneminde itikadi, ahlaki, cemaatleşme ve mücadele gibi birçok konuda Risale-i Nur ve Üstad Bediüzzaman’ın görüş ve yaklaşımlarından faydalanmıştır. Özellikle İslamda cemaat ve cemaatleşmenin yeri ve önemi üzerine beyanatları ve yaşantısıyla pratize ederek ortaya koyduğu uzun süreli ve meşakkatli mücadelesi Cemaatın ilham kaynağı ve örneği olmuştur. Bugüne kadar mücadelenin her döneminde Risale-i Nur, Hizbullahi Cemaatın temel gıdasını aldığı itikadi ve ilmi kaynakların başında gelmiştir. Bütün Nurcu grupların bildiği ve tanıdığı gibi Şehid Rehberimiz, Risale-i Nur mektebinden yetişmiş olup ileri derecede Risaleye vakıf bir insandı.

Bazı İslami gruplarla olduğu gibi, Nurcu gruplarla da özellikle Üstad Bediüzzamana bakış ile Risale-i Nuru anlama ve yorumlamada görüş ayrılığımız vardır. Nitekim bu hususta Nurcu grupların kendi aralarında da görüş ve düşünce ayrılıkları olduğu bir gerçektir. Ancak, bu görüş ayrılığımız hiçbir zaman Nurcu gruplarla düşmanlığa veya çatışmaya sebep olmamıştır. Genelde bütün İslami gruplara ve özellikle Nurcu gruplara karşı Cemaatın tutumunun daha iyi anlaşılması için, bugüne kadar Cemaate şiddetli düşmanlık yapan Fetullah Hoca grubunu ve bu grubun Cemaate karşı düşmanca tutumunu örnek olarak gösterip, Cemaatın bu gruba karşı tavır ve yaklaşımını kısaca açıklamakta fayda vardır.

Fetullah Hoca grubu, rejime daha fazla yaranmak, TC nezdindeki konumunu güçlendirmek ve grup çıkarlarını korumak için hem Cemaate ve hem de diğer İslami gruplara karşı acımasız, saldırgan ve düşmanca bir tutum içerisinde olmuştur. PKK’nin TC’ye karşı silahlı mücadelesinin yoğunlaştığı dönemde TC, PKK’ye karşı mücadelesinde etkili olabilmek için Kürt halkının dindarlığını ve İslam’a bağlılığını göz önünde bulundurarak, bir politika ve taktik gereği Kürdistan’a muhafazakar ve dindar kamu görevlilerini gönderiyordu. Özellikle dindar, muhafazakar, sağcı, mukaddesatçı ve milliyetçi çok sayıda polis bölgede görevlendirildi. Böylece Fetullah Hoca grubuna bağlı çok sayıda polis de bölgeye atanmıştı. TC, Cemaate yönelik yoğun ve şiddetli operasyonlara başladıktan sonra da bu gruba bağlı polisler halen bölgede görev yapıyorlardı. Cemaate karşı gerçekleştirilen operasyonlarda bunlar önemli görevler icra ediyor ve Cemaate karşı çok acımasız davranıyorlardı. Yakalanan Cemaat mensuplarını çözmek veya Cemaatten uzaklaştırmak için dindarlıklarını da kullanarak değişik yol ve taktiklere başvuruyorlardı. Öyle tahmin ediyoruz ki, Fetullah Hoca grubunun bu insanlar vasıtasıyla Cemaat hakkında edindiği bilgi, en az TC’nin edindiği bilgi kadar vardır. Her ne kadar bunların Cemaate karşı bu tutumu Fetullah Hoca grubunun tutumunu yansıtıyorduysa da, bunlar TC’nin polisi oldukları için, bu tutumlarını TC’den bilip Fetullah Hoca grubuna mal etme basitliğine düşmedik. Fetullah Hoca grubunun bütün bu düşmanlıklarına ve kendi yayın organlarında herkesten daha fazla Cemaate küfrederek saldırmalarına rağmen Cemaat, bu güne kadar bu gruba fiili saldırıda bulunmadı.

İzzettin Yıldırım grubu, Nurcu gruplar arasında duruşları, bakış açıları, Üstadı ve Risale-i Nur’u yorumlamaları ile Cemaate en yakın gruptu. İzzettin Hoca ile geçmişe dayanan tanışmışlığımız ve dostluğumuz vardı. Karşılıklı görüşme ve ziyaretleşmelerimiz Cemaatın tamamen gizliye kaydığı 1990’lı yıllara kadar da devam etmiştir. Bu dönemden sonra da birçok gruba nazaran Cemaat hakkında temkinli hareket eden ve düşmanlık yapmayan bir tutum içerisindeydiler. Buna rağmen, İzzettin Hoca’nın Cemaat tarafından götürülmesine neyin sebep olduğunu ve olayların nasıl geliştiğini, bütün Müslüman kamuoyuna ve özellikle o grupla beraber olan dostlara kısaca açıklamak istiyoruz. Bu kitapta zorunlu olmadıkça olayları izah ederken şahısları isimleriyle zikretmekten özellikle kaçındık. Ancak bu olayın daha net anlaşılması için isim zikretmek zorunda kalacağız.

İbrahim Sarıaltun’u Türkiye’deki İslami gruplar çok yakından tanırlar. Bu şahsın polisle ilişkileri, Kahramanmaraş Pazarcık’ta lise öğrencisiyken başlıyor. İstanbul’a üniversiteye gidince bu ilişkilerini daha da geliştirerek, TC polisi ve istihbaratına bağlı olarak çalışmalarını sürdürüyor. İstanbul’da öğrencilik döneminde yurt temsilciliği ve üniversite temsilciliği gibi birçok önemli görevlere derin devletin yardımıyla getirilerek, önemli ve etkin faaliyetler yürütüyor. Arkasındaki istihbarat güçlerinin desteği ve bunların kendisine verdiği görev icabı, birçok çevreyle ilişkiler geliştiriyor ve önemli bir şahıs pozisyonunu kazanıyor. Özellikle, Kürt-İslam çizgisi adı altında, üniversite dönemi ve sonrasında Türkiye genelinde birçok kişi ve grupla ilişkiler içine giriyor. Daha sonra PİK adına hareket edip Türkiye’nin birçok yerini dolaşarak muhtelif görüşmelerde bulunuyor, irtibatlar kuruyor, siyasi ve teşkilati ilişkiler geliştiriyor. Görevindeki başarısı nedeniyle faaliyetleri ülke içiyle sınırlı kalmayıp, bağlı bulunduğu istihbarat örgütleri tarafından muhtelif görevler icra etmesi için yurtdışına gönderiliyor. Irak Kürdistanı, İran, Sudan, Dubai ve Avrupa ülkeleri başta olmak üzere gittiği bütün ülkelerde İslami grup ve şahısların yanına uğrayarak, onlarla bireysel ve siyasi ilişkiler veya dostluklar geliştiriyor. Özellikle rolü ve görevi icabı Müslüman Kürt şahıslar veya gruplarla görüşerek, önemli bir şahsiyet veya grup temsilcisiymiş gibi özel siyasi ve örgütsel ilişkiler içerisine giriyor. Bütün bu işlerini TC’nin üst düzey istihbarat elemanlarıyla koordineli ve bunlardan aldığı talimatlar doğrultusunda yürütüyor. Gittiği yerlerde bilgi toplama dışında bazı insanları da tuzağına düşürerek bağlı bulunduğu TC istihbarat teşkilatlarına kazandırıyordu.

Cemaat, bu şahsın durumundan şüphelenerek onu uzun süre takibe aldı. Sadece Türkiye içinde değil, yurtdışında gittiği birçok yerde onu takip ederek ilişkilerini ve faaliyetlerini öğrenmeye ve belgelemeye çalıştı. Bu uzun takip neticesinde bu şahsın çalışmalarıyla ilgili önemli bilgiler elde etti. Neticede güçlü kanıtlar elde edince bu şahsı yakaladı. Kendi işinde profesyonel olduğundan Cemaatı da kandırıp atlatabileceğini tahmin ediyordu. Ancak Cemaat, onun yurtdışındaki faaliyetlerinin ve önemli ilişkilerinin kanıtını gösterince çözülmek zorunda kaldı ve her şeyi itiraf etti. Kendisi, “Uzun süredir ülke içinde ve ülke dışında bu kadar faaliyet yürüttüğü halde, hiç kimsenin kendisinden şüphelenmediğini, ilişki kurduğu bütün fert ve grupları çok rahatça kandırıp kullandığını söyleyerek, Cemaatın kendisinden şüphelenmesine, uzun süre, titiz bir şekilde ve uzmanca takip edip yakalamasına ve faaliyetlerini belgelemesine çok şaşırdığını ve hayranlık duyduğunu” itiraf etti.

Bu şahıs, bağlı bulunduğu TC istihbarat örgütlerinin ülke içi ve ülke dışında yürüttükleri ve kendisinin de içinde yer aldığı faaliyetleriyle ilgili Cemaate çok detaylı bilgiler verdi. Verdiği önemli bilgilerden bir tanesi İzzettin Yıldırım grubu hakkındaydı. İbrahim Sarıaltun, kendisinin de içinde bulunduğu TC istihbarat örgütleri ve derin devletin bir planı hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Bu planı şu şekilde izah etti; “TC, Kürdistan’da Hizbullah ve PKK’nin etkinliğinin arttığını, bunları kontrol edemediğini, bunları etkisiz hale getirmek veya zayıf düşürmek için bugüne kadar uygulamaya koyduğu planlarından bir netice alamadığını, böyle devam ederse bu iki örgütle başa çıkamayacağını, bu durumun rejim için tehlike arz ettiğini, bu iki hareketi zayıf düşürme ve etkisizleştirmenin tek yolunun bunlara karşı alternatif hareketler ortaya çıkarmak olduğuna inanarak bir plan geliştirdiğini, bu plan gereği TC, Hizbullah’a karşı olan İslamcı Kürt şahıs ve grupları, PKK’ye karşı da Kürt milliyetçisi, demokrat şahıs ve grupları bir araya getirip örgütleyerek ve her türlü destekte bulunarak, sanki bunlar rejime karşı mücadele eden bağımsız örgütlenmelermiş görüntüsü verilerek, kamuoyunda bunların taban bulmaları ve güç kazanmaları için bunları destekleyecek" şeklinde önemli itiraflarda bulundu. Ayrıca, uzun süredir üzerinde çalışılan bu planın uygulamaya konulduğunu, bu amaçla muhtelif toplantılar yapıldığını, altyapının oluşturulduğunu ve gerekli maddi imkanların temin edildiğini söyledi. Bu planın içerisinde kendisi dahil yer alan bütün şahıs ve grupların bilgilerini Cemaate verdi. Özellikle Hizbullah’a alternatif olarak oluşturulmak istenen yapılanmanın içerisinde İzzettin Yıldırım grubunun da olduğunu belirtti.

Bu önemli gelişme ve bilgi üzerine Cemaat, İzzettin Yıldırımla konuşma, bu konuyu detaylıca soruşturma ve öğrenme ihtiyacı duydu. Bunun için İzzettin Yıldırım Cemaat tarafından çağrılarak bu konuyla ilgili kendisiyle konuşuldu. İzzettin Hoca, İbrahim Sarıaltun’un söylediklerini doğruladı. Ancak bu toplantılara kendisinin değil, grubundan iki arkadaşının katıldığını, bu planın perde arkasında TC’nin olduğunu bilmediğini ve bu planın içeriği ve detayından haberdar olmadığını söyledi. Bu planın içinde yer alarak ve bu çirkin tuzağa düşürülerek kötü bir şekilde kullanıldıklarını kabul etti. Ayrıca Cemaatin bu plan hakkında kendisine yaptığı açıklamalardan sonra, bu işin mahiyetini ve detayını daha iyi öğrendiğini, böylece içine sürüklendikleri işin ne kadar çirkin ve tehlikeli bir oyun olduğunu anladığını beyan etti.

İzzettin Hoca Cemaatin yanında olduğu sırada TC, 17 Ocak 2000 tarihinde Cemaate yönelik büyük bir operasyon gerçekleştirdi. İzzettin Hoca’nın bulunduğu ev, Beykoz’da basılan evle irtibatı olduğundan, operasyon başlar başlamaz bu evin de basılacağı korkusuyla evde bulunan Cemaat mensupları İzzettin Hoca’yı evde bırakıp evi terk ediyorlar. Yanına tekrar dönmeye teşebbüs ettikleri halde o evin de operasyon kapsamında olmasından ve operasyonun şiddetinden dolayı buna muvaffak olamıyorlar. Bu şekilde bir daha da yanına dönemiyor ve kendisinden haber alamıyorlar.

Bütün Müslümanlar ve özellikle İzzettin Hoca grubuna bağlı kardeşlerimiz şunu çok iyi bilmeliler ki, ne kendilerine ve ne de hiçbir Müslüman’a karşı en ufak bir düşmanlığımız ve önceden tasarlanmış bir eylem planımız olmamıştır. Cemaate yönelik böyle önemli bir imha planı karşısında bizim yerimizde kendileri dahi olsalardı, eminiz ki bundan farklı bir tutum içinde olmayacaklardı. Şunu da çok iyi bilmeli ve inanmalılar ki Cemaat, bilerek ve isteyerek İslami ölçülere aykırı ve Allah’ın meşru kılmadığı hiçbir uygulama içerisinde olmamıştır. Varlık sebebi İslam’a hizmet olan ve uzun süreli mücadelesinde bu kadar eziyet çekip mağdur edilen Cemaatın, İslami olmayan bir tutum ve davranış içerisinde olabileceğini düşünmemelidirler. Cemaatın bu gruba karşı bir düşmanlığı olmadığı gibi, Kendilerinin de Cemaate karşı buğz, kin ve düşmanlık içerisinde olmamalarını bekliyor ve diliyoruz.

 

 

[ Geri Dön ]

 

İlan ve Mesajlar
 
 
 
Şehid Rehber
Şehidlerin Hayatı
Savunmalar
Manifesto


K. Dilinden Hizbullah


Anasayfa | Videolar | Arama | Siteyi Öner | Mobil | İletişim | Yukarı Git