Ana Menü
   ANA SAYFA

   İLETİŞİM

   SİTEDE ARA

   SİTEYİ ÖNER

   BASIN BÜROSU

   ŞEHİTLER ALBUMÜ
Bir Ayet - Bir Hadis
Bir Ayet:
Allah ve Resûlü bir ise hüküm verdigi zaman, inanmis bir erkek ve kadina o isi kendi isteklerine göre seçme hakki yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karsi gelirse, apaçik bir sapikliga düsmüs olur. Ahzap/36

Bir Hadis:
Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyiliklerdir.
En Son Eklenenler
Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Cemaati Rehberi M...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

HİZBULLAH REHBERİ...

Hizbullah Rehberi...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

ŞEHADETİNİN 23. Y...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 22. Y...

Hizbullah Cemaati...

MUHTEREM EDİP GÜM...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 21. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

YENİ ZELANDA’DAKİ...

ŞEHADETİNİN 19. Y...

KENDİ DİLİNDEN HİZBULLAH - 66.BÖLÜM

SON SÖZ

 Özellikle 11 Eylül 2001’de ABD’de meydana gelen olaylardan sonra dünya genelinde Müslümanlara karşı baskılar arttı ve İslami hareketlerin çalışma alanları daraltılarak faaliyetleri engellenmeye çalışılıyor. Adeta bütün Müslümanları terörist görürcesine birçok ülkede İslam’a hizmeti amaçlayan Müslümanların ekonomik ve kültürel faaliyetlerine darbe vurularak sekteye uğratılmak isteniyor. Dünya Emperyalizmi ve Siyonistler, 11 Eylül olaylarını bahane ederek dünyanın her tarafında İslam ve Müslümanlara karşı büyük bir savaş başlattılar. Uzun süredir hazırladıkları ve hayata geçirmeye çalıştıkları plan ve stratejilerini bu olayları bahane ederek uygulamaya koydular. Ümmet coğrafyasındaki askeri, siyasi, ekonomik ve kültürel amaçlarına ulaşmak için terörizmle mücadele adı altında İslam topraklarının bazı noktalarını fiilen işgal edip yerleştiler. Bunun İslam dünyasına karşı başlatılmış bir Haçlı savaşı olduğunu gizlemeye ihtiyaç duymadan söyleyerek, dinler ve medeniyetler arası çatışmaya sebep olabilecek tehlikeli bir süreci başlattılar. Böylece, Emperyalist ve Siyonist güçlerin önderliğinde, bazı ülkelerin işbirliği ve yardımıyla, bütün ümmet coğrafyasını içine alan kapsamlı ve uzun süreli bir savaş başlatılmış bulunmaktadır.

Emperyalist Siyonist cephenin içinde yer alarak gönüllü hizmet ve uşaklığa soyunan bölge ülkelerinden birisi de Türkiye’dir. TC, kendisine biçilen rolün gereği olarak ABD ile İsrail’in güçlü desteğini arkasına alarak, bölgede Emperyalizmin jandarmalığını ve ileri karakolu görevini üstlenmiş bulunmaktadır. TC, sadece kendi sınırları içerisinde değil, Emperyalist işgalci güçlerin İslam topraklarındaki amaç ve hedeflerine hizmet edecek bölgesel rol ve görevler de üstlenmiştir. Bu görevinin icabı ve rolünün gereği olarak Afganistan, Orta Asya, Kafkasya ve Ortadoğu alanında Emperyalist işgalci güçlere önemli katkılar sunmaktadır. Uzun vadede kendi çıkarına da ters düşen bu yardımlarını sadece İslam’a olan düşmanlığından ve İslam’ın bu coğrafyalarda hakim olacağı korkusundan yapmaktadır. Çünkü, İslam’ın bir yönetim sistemi olarak tekrar Müslümanların toplumsal hayatına girmesini ve hakim olmasını, kendi laik rejimi için tehlike olarak görmektedir.

TC, 17 ocak 2000 tarihinde Cemaate yönelik gerçekleştirdiği operasyonla büyük bir başarı kazandığı vehmine kapıldı. İçine girdiği zafer sarhoşluğuyla, yaş ve kuru demeden ve hiçbir ayırım yapmadan, birçok Müslümanın canını yakan operasyonlar gerçekleştirdi. Operasyonlarını Cemaatle sınırlı tutmayıp, ele geçirdiği fırsatları çok namertçe kullanarak, bütün İslami grup ve şahsiyetlere karşı yoğun bir baskı ve sindirme kampanyası başlattı ve halen bunu sürdürmektedir. Özellikle, Cemaatı etkisiz hale getirmek ve halk desteğinden yoksun bırakmak için yaptığı polisiye operasyonlarla yetinmeyip, geniş kapsamlı psikolojik, ekonomik, siyasi ve kültürel bir imha savaşı yürütmektedir. Bu doğrultuda elindeki bütün imkanları ve psikolojik savaş araçlarını kullanarak, yürüttüğü propagandayla Cemaatı, halk desteği olmayan ve etkisiz hale getirilmiş bir terör örgütü şeklinde gösterip, Müslüman halkı, Cemaatın bittiğine ve faaliyet yapamaz duruma geldiğine inandırmaya çalışmaktadır.

TC, bugüne kadar Cemaatı yok etmek için yürüttüğü kampanyalarından bir netice alamayıp hedefine ulaşamadığı gibi, bundan sonra da ulaşamayacaktır. Hizbullah-PKK çatışmasının sırtından kazandığı geçici başarı ve yalancı zafere fazla ümit bağlamamalı ve sevinmemelidir. Çünkü, bu geçici bir durum olup, bu yalancı zafer sevincini kursağında bırakacak önemli fırsatlar halen mevcuttur. Cemaatın gördüğü maddi zararları kısa sürede telafi etmesi ve özellikle şehit verdiği değerli insanlarını geri getirmesi mümkün değildir. Ancak, Kürdistan özelinde ve Türkiye genelinde Müslümanların güvendiği ve umut bağladığı, İslami bir hareket olarak halen önünde duran ve kendisini bekleyen görev ve sorumluluklarının bilincindedir. Müslüman halkından aldığı destekle, halkının haklı İslami ve insanı taleplerinin savunucusu olmaya ve mücadelesini vermeye devam edecektir.

İslami ve insani sorumluluklarımızı yerine getirip hem bu dünyada mutlu bir hayat yaşamak ve hem de Allah’a karşı olan kulluk görevimizi yerine getirip ahirette kurtuluşa ermek ve Allah’ın azabına duçar olmamak için mücadele ediyoruz. Allah’ın kelamı en üstün olsun, yer yüzünde şirk ve zulüm olmasın dediğimiz için Tağutların hışmına ve saldırılarına maruz kalıyoruz. Zalimler, bu zulümleriyle dünya hayatımızı karartabilir, bizi esir alabilir veya öldürebilirler, ancak inancımızı, düşüncemizi ve haklı davamızı hiçbir zaman ortadan kaldıramayacaklardır. Bize zulmeden zalimler şunu çok iyi bilsinler ki, eğer bu işten el çekmezlerse, onların çok sevdikleri ve taparcasına bağlı oldukları tek ve biricik dünya hayatlarını zehir edip cehenneme çevireceğiz. Bize zulmeden zalimler hiçbir zaman bu dünyada rahat bir hayat sürdüremeyecektir.

Adaletsizlik, zulüm, küfür ve şirk var oldukça, Müslümanlar kendi topraklarında insanlık dışı baskı ve muameleye tabi tutulup esaret ve zillet içinde bir hayat yaşamaya mahkum edildikçe, İslami inançlarını öğrenme, yaşama ve tebliğ etme hakkından mahrum bırakıldıkça İslami mücadele var olacak ve devam edecektir. Cemaatın mevcut varlığı son bulsa veya yok edilse dahi, bu mücadeleyi onların çocukları ve onlardan sonra gelen nesiller devralıp bu yolu devam ettirecek ve zulüm rejimi hiçbir zaman rahat yüzü görmeyecektir İnşallah.

   Ey müminler, içinizden kim dininden dönerse bilsin ki yakında Allah öyle bir grup ortaya çıkaracaktır ki, Allah onları sevdiği gibi, onlar da O’nu severler. Bunlar müminlere karşı alçak gönüllü, kafirlere karşı onurlu davranırlar. Allah yolunda cihad edeler. Hiç kimsenin yergisinden ve kınamasından çekinmezler. Bu Allah'ın bağışıdır, dilediğine verir. Allah'ın lutfu geniştir. O her şeyi bilir.

Sizin dostunuz ancak Allah, O’nun peygamberi ve namaz kılan, zekat veren, rükûya varan müminlerdir.

Kim Allah'ı peygamberi ve müminleri dost edinirse bilsin ki galip gelecek olan yalnız Hizbullah’tır.(Maide 54, 55, 56)

Davamızın sonu Allah’a hamd etmektir.

 

 

 

[ Geri Dön ]

 

İlan ve Mesajlar
 
 
 
Şehid Rehber
Şehidlerin Hayatı
Savunmalar
Manifesto


K. Dilinden Hizbullah


Anasayfa | Videolar | Arama | Siteyi Öner | Mobil | İletişim | Yukarı Git