Hiçbir zaman uygulanamayacak bir ateşkes kararı alındı. Şimdi Gazze'de hangi taşı kaldırsanız altından bir ceset çıkıyor. Hangi enkazı kaldırsanız bir başka dehşet çıkıyor. Gökten masumlar üzerine ateş yağarken sevinçten kendilerinden geçen İsrail halkı, bu yıkımı, vahşeti sevinçle karşılıyor. Aklını kaçırmış bir devlet, vicdanını kaybetmiş bir millet, şuurunu yitirmiş bir ülke var karşımızda. Yeryüzünü, insan ırkını tehdit edercesine çılgınlıklara girişebilecek, bu yüzden de mutlaka kontrol altına alınması gereken bir hastalık var. İsrail Başbakanı "Kazandık", diyor, "amacımıza ulaştık" diyor, "Hamas'ın belini kırdık" diyor. Neyi kazandınız lanet olası! Bir kenti harabeye çevirmekle övünebilen bir ırkçı zihniyet için kazanç nedir? Çocukları diri diri toprağa gömmek askeri zafer midir? Bir avuç direnişçiyle karşılaşmayı göze alamayıp mabedleri, hastaneleri, okulları, çocukları, anaları, ihtiyarları hedef alanlar için zafer nedir?
Neyi kazandınız? Hamas dimdik ayakta. Filistin dimdik ayakta? Gazze, yeniden kurulur. Uçaklarınıza rağmen, gemilerinize rağmen, tanklarınıza rağmen giremediğiniz o küçücük yer, İsrail yok olduktan sonra da varolur!
Neyi kazandınız? Amacınız Hamas'ı tasfiye etmekti, edemediniz. Amacınız Gazze'yi insansızlaştırmaktı, edemediniz. Amacınız roket saldırılarını durdurmaktı, durduramadınız!
Neyi kazandığınızı söyleyeyim: Devlet olma ehliyetine sahip olmadığınızı tekrar gösterdiniz. İnsan ırkından nefret ettiğinizi tekrar gösterdiniz. Kendinizden bile korktuğunuzu tekrar gösterdiniz. Dünyadaki en büyük anti-semitik topluluk olduğunuzu tekrar gösterdiniz. Soykırıma uğrayan bir milletin devleti olarak soykırımdan başka sermayenizin olmadığını, soykırımla ayakta durduğunuzu tekrar gösterdiniz. İnsan ırkının düşmanı olarak bir kez daha tescillendiniz!
Neyi kazandınız?
Hamas'ı tasfiye edip Gazze'yi Mahmud Abbas kulunuza hediye edecektiniz. Adamınız tamamen kaybetti. Kardeşleri orada kıyıma uğrarken o kirli müteahhit iktidar hesapları yapıyordu. Adamınız Abbas hakkında tarih kitaplarına ihanetten başka hangi not düşülecek?..
Şimdi sadece Gazze değil, Batı Yakası, Mısır, Ürdün, boydan boya Ortadoğu, Latin Amerika, Uzak Asya Hamasçı oldu. Hamas askeri olarak bitmedi. Ahlaki bir zafer kazandı. Siz hem askeri olarak kaybettiniz, başaramadınız hem da ahlaki olarak kaybettiniz…
Adam bir ABD'ye bir de Mısır'a teşekkür etti. Abbas'ı unuttu, bölgede İsrail'e gizli destek verenleri unuttu. Ama biz onları biliyoruz. Bu bölgenin halkları onları biliyor. Onlar şu an iktidarda ama vicdanlarda mahkum edildiler. Çok yakında kahrolası iktidarlarını da kaybedecekler!
Unutacak mıyız? Ateşkes oldu diye unutacak mıyız? Irak'ta bir milyondan fazla insanı öldürmelerini unutacak mıyız? İşkence evlerini, esir kamplarını, bu medeniyeti aşağılamalarını, Fulluce'deki kitlesel kıyımı, Cenin'i unutacak mıyız! Hayır, unutmayacağız tabii, unutturmayacağız. Nasıl bugün Türkiye kamuoyu hafızasını yeniliyorsa, yenilediği için Gazze'ye sahip çıkıyorsa, biz artık zihinlerimizi sağlıklı, hafızamızı canlı tutacağız!
Hiçbir alçaklığı unutmayacağız!
Bu mesajı okuyun..
Sadece biz mi söylüyoruz bunları? "Soykırım Endüstrisi" kitabının yazarı Prof. Norman G. Finkelstein'ın sözlerini okuyun. Soykırımdan kurtulan bir ailenin torunu. "İsrail soykırım yapıyor" diyor, "aklını kaybetti, barış düşmanı" diyor. Ve daha neler diyor. Bu kadar mı? Bir de vicdanı olan bir Musevi'nin, Gazze kıyımına karşı haykırışını içeren mesajını paylaşmak istiyorum bugün:
"İbrahim Bey, 27 yaşındayım İstanbul'da ikamet ediyorum. 14-17 yaşlarım arasında 3 yıl İsrail'in kuzeyinde Afula kentinde ailemle birlikte yaşadım. Eğer dönmeseydim bu gün ya Gazzeli bebekleri, kadınları, çocukları öldürüyor olacaktım ya da İsrail hapishanelerinde işkence edilen bir çok arkadaşımla aynı kaderi paylaşacaktım. Kimin kutsal kitabında kadınları çocukları hamileleri beşikteki bebekleri hatta tarım hayvanlarını nasıl ne şekilde katledileceğine dair emirler ve izinler var?
Siyonizm bir din değildir, kahrolası bir ideolojidir. Irkdaşlarımın ve dindaşlarımın on yıllardır işlediği katliamlar, soykırımlar aynı soydan gelen beni ve bir çok yakınımı derin bir korkuya sevketmiştir. Bu insanların inandığı bu günkü Tevrat bir Tanrı tarafından gönderilmiş olamaz. Tevrat'ı okuduğunuzda insan eli bulaştığını rahatlıkla anlayabiliyorsunuz, tabii bunu anlamanız için kahrolası kibrinizden sıyrılmanız gerekiyor. Aksi halde İsrailoğulları hakkında yazılanlar gururunuzu okşuyor.
Savaşın biteceğini sanmıyorum. Yayılarak devam edeceğine ve bütün bölge ülkelerini yakacağına inanıyorum. Karşınızda siyasi mülahazalara ve stratejik hesaplara göre adım atan değil, tam aksine inandığı dinin emirlerini yerine getirmek için dünyayı ateşe vermekten çekinmeyecek bir topluluk var.
İsrail'de gördüğüm ortaöğrenim sırasında tarih hocamın: "Babil ve Roma istilaları sonrası kavmimizin çektiği sıkıntılar Kudüs'ün fethiyle İslam halifesi Ömer tarafından sonlandırılmış ve haçlı seferine kadar topraklarımızda huzur içinde yaşanmıştır" cümlesini duyduktan sonra tarih okumaya karar verdim.
İstanbul'da doğmuş, İsrail'de üç yıl yaşamış, Gazze'yi, El Halil'i, Nablus'u, Cenin'i, Ramallah'ı görmüş, Anadolu'yu ve insanını delicesine seven, Gazzeli, Tel Avivli, İstanbullu, Konyalı, Maraşlı Trabzonlu, Moskovalı, Washington'lu kardeşleriyle bir arada yaşamak isteyen bir kimse olarak size sesleniyorum. Bu sese kulak verin…"
İbrahim Karagül | Yeni Şafak