Sahipsiz, kimsesiz yaban ellerinde mi sanırsın kendini, bak elleri yetişmese de milyonlarca Mümin senin için feryad eder, sana gönüller müştak ey Gazze… Hatırlarsanız Güney Osetya için tüm mimsiz medeniyetler ayağa kalkmış, adeta kıyametler koparmadıkları kalmıştı. O zaman da dile getirmiştim; neden bu tepkiyi yüzyıllardır Rusya’nın zulmü altında inleyen ÇEÇEN Müslümanlarına göstermiyorsunuz diye? Ne kadar safsın Orhan kardeş cevabı zaten sorunda gizli diyeceksiniz. Anladım. “Müslüman” olmak bu asırda barbarların zulmüne duçar olmaya yeten bir suç haline gelmiş. İslam dinini savunmanın, kor ateşi avuçlamaktan daha zor olduğu bir zamanda yaşıyor olmamız, bizlere zulmü reva gören zalimlerin gerçek yüzlerini tüm dünya insanlarına ifşa etmeyi engellememelidir. Ola ki bir gün halkların hidayetine vesile olur. Bir fıkra veya öykü karışımı; İsmini vermek istemediğim Türkiye’nin falan şehirlisi bir adamın bir oğlu olur. Adam ile eşi arasında oğlunun ismi üzerinde anlaşmazlık çıkar. Adam isim için falan, eşi filan olsun der durur. Adamın kafası karışık nüfus müdürlüğüne gider. Kendi kimliğini nüfus memuruna verir, içten içe de ne isim bırakayım diye düşünür, tam bu esnada nüfus memuru ismini ne koyacaksınız diye sorar. Adamın ağzından “EFENDİ” diye çıkar. O esnada nüfus memuru atılır ve hooop kardeşim hem falan yerli hem de EFENDİ… olmaz der. Gelelim yine kendi konumuza yani Ümmet denizi içinde adaya hapsolunmuş, idamlık suçlu muamelesi gören FİLİSTİN’e ve onun en bahadır evlatlarının yaşadığı GAZZE’ye… (fakat müsadeniz varsa kendi düşüncem olan bir müjdeyi paylaşmak istiyorum İNŞALLAH FİLİSTİN İSLAM DEVLETİNİ çok yakın bir zamanda İMPARATORLUK olarak göreceğiz.) Akşam namazını edâ ederken şehid olan Müslümanlar, Cuma namazı kılarken üzerlerinden uçan savaş uçaklarını kâle almayan Cemaat, yıkık-dökük, virane haline gelmiş evlerinden başlarını uzatan bacı ve kardeşlerimizin, burası bizim topraklarımız, bizim yurdumuzdur asla buradan kimse bizleri çıkaramaz. Biz İslam’a, Kur’an’a ve şehadete aşık bir topluluğuz deyip bu uğurda sergilemiş oldukları sebat ve kararlılık bugünden HAMAS imparatorluğunun müjdesidir. Hz. Ebubekir gibi mal varlığım olsa kendilerinin Roma-İran arasındaki savaş üzere yaptığı gibi ben de bu iddiaya 100 deve koyardım. Yukarıda anlatmış olduğum yarı mizahsenlik payı bulunan fıkra tamamiyle Batı medeniyetlerine hitaptır… Belki kendilerine kompliment yaptığımı sanacaklar ama sözde sergilemiş oldukları sözüm ona, insan haklarıymış! Özgürlükmüş! hürriyetmiş! Bu yemek anlaşılan uzaktan güzel koku veriyormuş, bence yaklaşıp tavanın içine bakmayın. Çünkü tamamiyle ikiyüzlü aşçıların pişirdiği yemek, saf domuz yağı ve domuz etinden yapılıyor. Böyle olunca da gariban Müslümana uymuyor. Aslında Muvahid Hristyanlara veya Hz. Musa’yı (a.s) hak peygamber bilip, Hz. İsa (a.s) ve Hz. Muhammed (s.a.v)’e düşmanlık yapmayan Yahudilere de uymuyor. Peki dünya sermayesinin uğrunda tüketildiği bu yemek kime hazırlanıyor? “SİYONİST”lere… Sorulur bu Efendi tayfasına; kundaktaki bebekten tutun da pir-ê fani insanlara kadar, bunların öldürülmesini televizyon ekranlarında zafer gibi sunan dişi şeytan ve savunucuları, acaba şaşkın Arap ve Avrupa liderlerini nasıl tezgaha getirdi ? Acaba diyorum dünya üzerinde oynanan ekonomik krizden pay mı düşürüldü? Yoksa birileri paranın ucunu, Olmert’de namlunun ucunu mu gösteriyor? Diğer önemli bir konu da; İslam ülkelerinin yönetenleri ve yönetilen halkları arasında çok büyük uçurumların mevcut oluşu. Halklar Mazlum Filistin yanında yer alırken, azgın azınlık yöneticiler ise ellerini deccalın sofrasından çekemeyip ne yazık ki Siyonistlerin saflarında yer alıyorlar veya gözlerini kapatıyorlar. İşte sözün burasında Hz. Hüseyin’in (ra) o muazzam kıyamı anlam kazanıyor. Ey Ceddim Muhammed’in (sav) ümmetiyim diyen Müslümanlar! Ben de sizlerin bu günkü hali gibi bir hal ile karşılaştım. Ve zalim sultaya kıyam ettim. Onları tanımadım ve hiçbir zaman tasallutları altına girmedim ki, benden sonra gelecek olan Ceddimin Ümmetine bir mesaj vermiş oldum. Bu mesaj sizlere yani asırlarca sonra gelecek Ceddimin ümmetine ulaşması için tüm ev hanedanlığımı ve kendimi ilahi uğurda İsmail ettim. Hz. Hüseyin’in (ra) mesajını bu asırda alıp ser sera û ser çava (başım üstüne-gözüm üstüne) diyen Gazzeli Müslümanlar, sergilemiş oldukları bu kutlu direnişle inşallah halkların uyanışına vesile oluyorlar ve tarihteki Hz. Hüseyin’in (ra) ve Ashab-ı Uhdud’un misyonunu yüklenmiş bulunuyorlar. Sizce de HAMAS şimdiden gönüllerdeki İmparatorluğunu kurmuş olmuyor mu? Dediğim gibi mal varlığım olsa 100 deveyi ortaya koyardım. Ve batı medeniyeti, bu savunmuş olduğunuz sözde söylemler ile uygulamış olduğunuz pratik arasında hiçbir bağlantı noktası göremiyorum. Mevlana Hazretlerinin buyurdukları gibi Ya olduğunuz gibi görünün yada göründüğünüz gibi olun. Veya bu sözün başka açıdan bakacak olursak Ey Müslümanlar Batı medeniyetini hayal ettiğiniz gibi görmeyin, oldukları gibi görün !!! Günün sözü de Suudi Arabistanlı bir İslam aliminden geldi; Efendi buyuruyorlar ki; protestolara ayrılan bu kadar uzun zaman, bizleri Allah’ın zikrinden alı-koyuyor! (muş) Ne diyelim, Allah Islah etsin. HAYAT VE HÜRRİYETİN GERÇEK SAHİPLERİNE SELAM OLSUN… ORHAN YAPICI |