Hizbullah ve İsrail arasında varılan anlaşma gereği; Hizbullah’ın elinde olan İsrailli iki askerin cenazesine karşılık; 30 yıldır İsrail zindanlarında olan Semih Kuntan ile birlikte 4 esirin daha serbest kalması ve şehit olarak İsrail’in eline geçen 198 aziz şehidin cenazelerinin iadesi sonucu; Lübnan halkı büyük sevinç gösterileri yapmakta. İsrail ise büyük bir hüzün ve keder içerisinde. Bu hüzün ve karamsarlık bizatihi İsrailli yetkililer tarafından dile getirilmektedir. Bu hüznün asıl sebebi; İsrail, Hizbullah’ın elinde olan iki askerin sağ olduklarını ümit etmekteydi. Bu iki cenazeye karşılık, 5 mahkumun ve şehit naaşlarının teslimi; İsrail resmi makamlarına göre “İsrail tarihine kara bir leke olarak” geçti Şüphesiz ki bu esir değişimi, Hizbullah ve Lübnan halkı için büyük bir kazanım ve başarıdır. Aynı şekilde Arap ve İslam dünyasında yapılan kamu oyu araştırmalarına göre en çok sevilen ve sayılan lider olan Seyyid Hasan Nasrallah, İslam Ümmetinin gönlünde taht kurarak tarihte isimleri izzet ve şerefle anılanların arasına girdi. Lübnan’daki bu son başarı; Hizbullah eli ile gerçekleşmesine rağmen, başarıda payı olan ve olmayan Lübnan halkı olsun, diğer İslam ülkelerindeki halklar tarafından iftiharla sahip çıkılmakta. Hizbullah’ın düşmana karşı direniş, güç ve savaş yöntemi, hem Lübnan halkı, hem Arap dünyası ve hem de küfre karşı mücadele eden tüm dünya Müslümanları için bir idol oldu. Hizbullah sadece bir cihad gurubu değil, belki İslam ülkelerinde mücadele eden tüm Müslümanlar için bir idol olarak bize gösterdi ki, düşman ile anlayacağı yöntem ile yani direniş, güç ve savaş yöntemi ile karşı durup, masada da mantıklı davranarak, taviz vermeden kazanılabilir. Son iki senede Hizbullah’ın atmış olduğu başarılı adımlar; sadece Lübnan halkı, Arap ülkeleri ve dünya Müslümanları için tecrübeler olmadı, belki İsrail ve onun hamileri içinde bu başarıdan çıkaracakları dersler çok oldu. O derslerden bir tanesi de; İsrail ve hamisi olan ABD bundan sonra işlemek isteyecekleri cinayetleri işlemeden önce çok iyi hesap yapmak zorunda kalacak olmalarıdır. Bu son gelişmeler gösterdi ki, İsrail’in daha önce Arap ülkeleri ile yaptıkları savaşları kazanması; İsrail’in güç ve kudreti ile değil de karşı tarafın zafiyetlerinden dolayıdır. Bu kadar güçlü hava, deniz ve kara kuvvetine sahip olan ve askerleri de tepeden tırnağa kadar silahlı olan İsrail ordusunun; 33 günlük savaşta ABD ve Batıdan almış olduğu destek ve hain Sinyora hükümetinin kendilerine Hizbullah ile ilgili aktarmış olduğu istihbarata ve büyük bir ihanet içerisinde olan bazı Arap ülkelerinin Müslümanlara yaptıkları ihanetlere rağmen (ki, bu ihanetler asla bağışlanacak ihanetler değildir); Hizbullah’a karşı savaşı sürdüremeyip yenilmiş ve savaşa sebep olan 2 askerini de canlı kurtarmak için savaşmış, ancak iki yıl sonra ölü bedenlerini 5 esiri serbest bırakıp 198 şehit naaşını da teslim ettikten sonra teslim alabilmiştir. İsrail bu esir değişimi anlaşması ile ilgili haberleri yayınlamamalarını ve örtbas etmelerini kendi basınlarından istemişti. Fakat kendileri bile dayanamayarak yaptıkları açıklamada “bu esir değişiminin İsrail için büyük bir yenilgi olduğunu” söylediler. Hatta, Şimon Peres “Lübnanlıların sevinmesine sebep olan bu olay, İsrail içinde yasa sebep olmuştur” diye bir açıklamada bulundu. Aslında yasta olan sadece İsrail değil. Belki onun hamiliğini yapıp Birleşmiş Milletler’de ateşkes kararının çıkmasına engel olup İsrail’in Hizbullah’ı yok etmesi için kendisine zaman kazanmak isteyen ABD ve İngiliz hükümetleri de yastadırlar. Biz Müslümanlar, haklı olarak Hizbullah’ın bu başarısı ile gurur ve sevinç duymaktayız. Unutmayalım ki, bizler Allah (cc) ile birlikte olduğumuz sürece bu ve benzeri başarıları hatta İsrail devletinin yapmış olduğu zulümde boğulduğu günleri bile göreceğiz İnşallah… İslam’ın aziz şehitlerine, zulme ve tağuta karşı savaşan kahramanlara ve Ümmetin kendisi ile gurur duyduğu Seyyid Hasan Nasrallah’a SELAM olsun. H.Ahmet Çelik |