ABD İçişleri Bakanlığı adına savunma yaparak Fethullah Gülen'in oturma izni başvurusunun reddedilmesini sağlayan savcıların gerekçeleri arasında, 'Gülen hareketinin finansmanına CIA'in katıldığı kuşkusu' da yer aldı. Fethullah Gülen'in ABD İçişleri Bakanlığı'na başvurusunu yaptığı I-140 vizesinin reddedilme nedenleri ortaya çıktı. Amerikan yasaları gereği her sene kısıtlı sayıda verilen ve "iş, bilim, sanat, eğitim ve spor alanında olağanüstü yetenekli" kişilere oturma ve çalışma imkânı sunan vize talebinin reddedilme nedenleri arasında Gülen'in eğitim alanında başvuru yapmasına rağmen bu alanda direkt faaliyette bulunmaması ve bu konudaki "olağanüstü yeteneğini" belgeleyememesi gösterildi. 21 Kasım 2006 tarihinde Gülen'in I-140 vizesi için yaptığı başvuru İçişleri Bakanlığı tarafından bir yıl sonra reddedildi. 18 Aralık 2007'de bir kez daha aynı vize ve oturma izni için başvuran Gülen bu kez toplam 26 akademisyen, din adamı ve aralarında Morton Abramovitz ve Graham Fuller, Mehmet Sağlam gibi isimler tarafından kendisi hakkında yazılmış referans mektuplarını da mahkemeye sundu. Mart 2008'de Gülen'in temyiz isteği reddedildi. Mahkeme davacı Gülen ve davalı İçişleri Bakanlığı'ndan son bilgi ve belgelerini önceki gün tekrar istedi.
'Para karşılığı yazdırıyor' İçişleri Bakanlığı adına savunma yapan Savcı Patrick Meehan ve Mary Catherine Frye imzasıyla sunulan 4 Haziran 2008 tarihli belgelerde "Davalı, kendisinin din adamı olduğunu ve eğitim alanında çalışmalar yaptığını belirtiyor. Oysa, eğitimci olduğunu gösteren hiçbir belge sunmadığı gibi kendisini akademisyenlerle çevreleyip para karşılığı kendi görüşlerinin tartışıldığı konferanslarda konuşturuyor ya da görüşlerini yazdırıyor" saptaması yapıldı. "Davacı'nın (Gülen) sunduğu deliller göstermektedir ki, kendisi siyaset ve din konularında çok etkili bir hareketi yönetmektedir. Ama bu çok özel yetenekte insanlara verilen vizeyi almasına hak veren bir alan değildir" diyen savcılık makamının kararı kabul gördü. Gülen'in avukatları bu kararı da bozmak için "ara karar çıkartma" isteminde bulundu. Buna yanıt olarak 18 Haziran'da Savcılık makamınca Pennsylvania Doğu Bölgesi Mahkemesi'ne sunulan belgelerde şöyle denildi:
'Din ve siyasetle ilgili' "Davacı eğitim konusunda uluslararası alanda takdir kazandığını iddia etmektedir. Oysa kendisi, 'olağanüstü yetenekli' eğitimciler arasında olmadığı gibi eğitimci bile değildir. Kendisi delillerde de sunulduğu gibi büyük ticari kaynakları bulunan etkili dini ve politik bir hareketin lideridir. Dinlerarası diyalog ve tolerans da bu statüde vize verilen alanlar değildir." Gülen'in "dini hoşgörüyü eğitim kurumlarına içine sokan metotlar geliştirdiği iddiasına" da yer veren savcılık makamı "Ancak davacı, bu metotların ne olduğunu gösteren bir delil sunmamıştır. Yazıları bir müfredat modeli ya da metodoloji içermemektedir. Kendisinin eğitmenlik yaptığını belgeleyen bir delil dahi bulunmamaktadır" dedi. Savcılık makamı ayrıca Londra'da Lordlar Kamarası'nda Gülen için düzenlenen toplantının da sadece o mekânda yapıldığını, Gülen'in Konferansı "İngiliz hükümetinin desteklediği" iddialarının yanıltıcı olduğunu belirtti. Londra'daki Gülen Konferansı'ndaki sunumlardan faydalanan savcılık makamı "deliller de göstermektedir ki, davacı kendi hareketinin organize ettiği ve masraflarını karşıladığı toplantılarda bulduğu desteği kendisini 'âlim' olarak göstermekte kullanmaktadır" dedi.
'CIA şüphesi bile var' "Gülen hareketinin, yürüttüğü projelerin finansmanında kullanılan paraların büyüklüğü nedeniyle Suudi Arabistan, İran ve Türk hükümetleriyle gizli anlaşma içinde olduğu iddiaları dile getirilmektedir. CIA'in de bu projelere finansal ortaklık ettiği şüpheleri bulunmaktadır" diyen savcılık, Gülen'in sunduğu onlarca destek mektubundan hiçbirinin bir eğitimciden gelmediğini" ileri sürdü.
İkinci buluşma yalan Gülen'in aldığı ödüllerin gerçek ödül bile sayılmasının şüpheli olduğuna yer veren Savcılık makamı, "Davacı'nın UNESCO ödülünü aldığı törende Papa 2. Jean Paul'le bir kez daha görüştüğü iddiası doğru değildir. Papa, ödül tarihinden altı ay önce ölmüştü" dedi.
Konuşma kasetleri yok Gülen'in bütün kitaplarını Işık Matbaası'na bastırdığını belirten savcılık makamı, bunların bilimsel çalışma olduğunun söylenemeyeceğini, eğitimle alakası olmadığını, hepsinin dini yayınlar olduğunu belirtirken, Gülen'in eğitim ve sanatsal değer taşıdığı iddia edilen ve Türkiye'de çok tartışma yaratan konuşmalarının video kayıtlarının mahkemeye sunulmadığının altını çizdi.
Gelecek planları belirsiz Savcılık, iddianamesinin son bölümünde Gülen'in "gelecek planlarını" açıklamadığını, eğitim alanında çalışmaya devam edeceğine dair hiçbir işaret vermediğini yazdı. İddianamede "Kendisi hakkında konferanslar düzenleyip yazılar yazdırması eğitim alanında olağanüstü bir faaliyet sayılmaz" denildi.
25 milyar dolarlık güç Savcılığın önceki gün teslim ettiği yeni belgeler arasında da Gülen cemaatinin mali yapısına dair iddialar yer aldı ve cemaatin 25 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaştığına vurgu yaptı. "Okullar, gazete, üniversite, sendikalar, televizyonlar. Bunların birbiriyle ne kadar bağlantılı olduğu tartışılıyor. İş yapma şeklinde hiçbir şeffaflık yok" iddiasını dile getiren Savcılık, "Gülen'in kendi açıklamaları da gösteriyor ki, kendisi felsefesini eğitim yoluyla yayan bir din adamıdır ama eğitimci değildir" dedi.
Naylon üniversite şüphesi Savcılık, Gülen'in ABD'de kurdurduğu Virginia International University'ye de değindi. Belgede, "Okulun hareketle ilişkisinin hiçbir yerde yer almadığı vurgulanarak, "Bu okulun ne kadar prestijli bir kurum olduğu tartışmalıdır" ifadesi yer aldı.
cecen.org |